Obruk Efsanesi
Yöre: Konya
Vaktiyle, bizim köyün yakınında Obruk diye bir mahalle varmış. Dedelerimizin, ninelerimizin zamanında bir gün, bu mahallede bir haneye Hızır Dede gelmiş. Bir hanenin kapısını çalmış:
Ev sahibi, ev sahibi! Bana bir parça yiyecek bir şeyler verin, bana bir hayrınız yok
mu? demiş.
Hâne sahibi gelinin de beşiğinde çocuğu varmış. Çocuğum ağlayacak diye kalkmış, gocaya bir şey vermemiş.
Dedeye Verecek bir şeyim yok! demiş.
Hızır Dede de Yok mu gızım? diye tekrar sormuş. Gelin, tekrar "Yok!" deyince Hızır Dede:
İnşallah, yağ ola goyulasın, obruk ola oyulasın
Suyun içilsin de, balığın yenilmesin! demiş.
Dede, bu sözleri söyler söylemez kaybolmuş. O mahalle de aynı anda obruk olmuş oyulmuş. Şimdi hâla oranın balığı yenmez. Derde derman olarak vücudunda bir kaşıntısı
olanlara şifa olsun diye o sudan içirilir.
Hâlâ Perşembe geceleri, o Obrukun yerinden gelinin beşik sesi ile ninni sesleri
duyulur:
Bebeğin beşiği çamdan,
Yuvarlandı düşdü damdan,
Beğ babası gelir Şamdan
Nenni yavrum, nenni guzum,
Gapıya gelen Hızırımış da,
Biz bilemez imişiz,
Biz bu bedduaya nasıl uğramışız?
Nenni dudum, nenni guzum
Vaktiyle, dedelerimiz, ninelerimiz, bizi ocak başında toplar, külde nohut kavurur, hem yedirir hem de bu masalları anlatır bizi eğlerdi.
Kaynak: "BİR ÇUMRA (KONYA) EFSANESİ VE TÜRK DÜNYASINDAKİ BENZERLERİ". Dr. Aziz AYVA, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / KONYA, azizayva@selcuk.edu.tr
Yöre: Konya
Vaktiyle, bizim köyün yakınında Obruk diye bir mahalle varmış. Dedelerimizin, ninelerimizin zamanında bir gün, bu mahallede bir haneye Hızır Dede gelmiş. Bir hanenin kapısını çalmış:
Ev sahibi, ev sahibi! Bana bir parça yiyecek bir şeyler verin, bana bir hayrınız yok
mu? demiş.
Hâne sahibi gelinin de beşiğinde çocuğu varmış. Çocuğum ağlayacak diye kalkmış, gocaya bir şey vermemiş.
Dedeye Verecek bir şeyim yok! demiş.
Hızır Dede de Yok mu gızım? diye tekrar sormuş. Gelin, tekrar "Yok!" deyince Hızır Dede:
İnşallah, yağ ola goyulasın, obruk ola oyulasın
Suyun içilsin de, balığın yenilmesin! demiş.
Dede, bu sözleri söyler söylemez kaybolmuş. O mahalle de aynı anda obruk olmuş oyulmuş. Şimdi hâla oranın balığı yenmez. Derde derman olarak vücudunda bir kaşıntısı
olanlara şifa olsun diye o sudan içirilir.
Hâlâ Perşembe geceleri, o Obrukun yerinden gelinin beşik sesi ile ninni sesleri
duyulur:
Bebeğin beşiği çamdan,
Yuvarlandı düşdü damdan,
Beğ babası gelir Şamdan
Nenni yavrum, nenni guzum,
Gapıya gelen Hızırımış da,
Biz bilemez imişiz,
Biz bu bedduaya nasıl uğramışız?
Nenni dudum, nenni guzum
Vaktiyle, dedelerimiz, ninelerimiz, bizi ocak başında toplar, külde nohut kavurur, hem yedirir hem de bu masalları anlatır bizi eğlerdi.
Kaynak: "BİR ÇUMRA (KONYA) EFSANESİ VE TÜRK DÜNYASINDAKİ BENZERLERİ". Dr. Aziz AYVA, Selçuk Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / KONYA, azizayva@selcuk.edu.tr