-
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2015
-
- Mesajlar
- 4,042
-
- MFC Puanı
- 245
O ev, o pencere, o kadın
O pencereyi…
O pencereden hepimize el sallayan başı yaşmaklı o güzel kadını hangimiz unutabilir…
Vicdanı olan, insanlığı olan hangi Türk, hangi Kürt, bu ülkenin hangi vatandaşı o pencereyi aklından çıkarabilir…
Aklından çıkarsa, vicdanından atabilir.
***
O pencere, hepimizin utanç bahçesine açılan penceredir.
Dışarısının karanlık, içerisinin ise aydınlık olduğu bir evin penceresidir o…
***
O pencere…
Bu ülkenin en karanlık parantezinin içimizde yaşayan en ıstıraplı sembolüdür.
***
Eğer vicdanınız, haksızlıkları sadece, kendinize yapıldığı zaman görebilecek bir hastalıktan mustarip değilse,
Eğer bu geçmişi gerçekten, ta şuranızda, yüreğinizin, dokunulduğu zaman en büyük ıstırabı veren en zonalı noktasında hissedebiliyorsanız,
Eğer o karanlık zihniyetin elindeki bıçak, sadece size saplandığında o acıtan bir bıçak değilse,
Hepimizin aynı vicdan noktasına kalleşçe saplanmış, hepimizi delik deşik etmişse…
***
Tarihimizin en karanlık dönemini hem unutmak…
Hem de hep hatırlamak için…
İşte size tarihi bir fırsat.
***
Bayanlar baylar, gençler, çocuklarımız…
Biliniz ki o evde büyük bir kadın yaşadı.
Hayatını cüzzam hastalarına vakfetmiş,
Ömrünü ve terminal safhadaki günlerini bile bu ülkenin çocuklarına çağdaş bir eğitim vermeye adamış büyük bir kadın yaşadı.
***
O evin kapısı, vatan denilen, anavatan denilen, kendimizi güven içinde hissedeceğimiz kutsal, özgür, adaletli ve sımsıcak bir yuvaya açılan kapı olmalıdır.
***
O pencerenin kepenkleri artık geçmişte bırakmak istediğimiz karanlık bir yakın tarihe sımsıkı kapanan kepenkleri olmalıdır.
***
O pencere, mutlu bir geleceğe açılan bir pencere olmalıdır.
***
O ev, o pencereden bize el sallayan kadının, Türkan Hocamızın hepimize hakkını helal edeceği güzel bir müze olmalıdır.
Ertuğrul Özkök