Nuh’un Kızı Timna Anlatıyor…
“Dünyanın Sonu Değil”i farklı kılan en önemli özelliği, o bildik hikâyenin ilk kez bir kadının gözünden anlatılması… Nuh’un kızı Timna, erkek egemen dünyada sadece 12 yaşında küçücük bir çocuk… Büyük tufanla beraber babası ve ağabeylerinin inşa ettiği gemide bir yandan ölüm kalım savaşı verirken bir yandan da hem çocuk hem kadın olmanın saflığını yaşıyor. Belki de bu sebeple, büyük tufan bir felaket romanı olarak değil, insanın özüne inen muhteşem bir yolculuk olarak karşımıza çıkıyor.
Sevginin ve Umudun Hikâyesi…
Sadece Timna değil, McCaughrean’ın etkileyici kitabında yeri geldiğinde antilop, aslan, tavşan ve kuzgun da söz alıyor. Denizin üstünde çetin mücadele sürerken, hamile antilopun güneş ve çimen özlemine, aslan korkusuna tanık olmak, “Dünyanın Sonu Değil”i sevginin ve umudun hikâyesi haline getiriyor.
Efsanevi geminin inşasıyla başlayan kitap, daha ilk sayfadan gizem dolu yolculuğun sırlarına dair ipuçları da veriyor. Bir yanda konacak bir avuç toprak parçası bile bulamayan kuşlar… Dalgaların dümdüz ettiği ormanlar… Ve Nuh’un Gemisi’nin ardından bakan, yalvaran insanlar… Öte yanda fırtınanın ortasında bir avuç insan ve hayvanın zorlu mücadelesi…
Nuh’un hikâyesi, pek çok defa anlatıldı… Üzerine kitaplar yazıldı, filmler yapıldı. Tam da usta yönetmen Darren Aronofsky’nin yeniden yorumladığı Nuh: Büyük Tufan vizyondayken, Geraldine McCaughrean’ın etkileyici anlatımıyla “Dünyanın Sonu Değil”, Timna’nın ve geminin sessiz yolcularının gözünden nihayet Türk okuyucusuyla buluştu.