halukgta
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 26 Ağu 2011
-
- Mesajlar
- 320
-
- MFC Puanı
- 29
Kur’an bizler için bir rehber ve yine bizler için imtihanımızın asıl kaynağıdır. Madem sorumlu olduğumuz Kur’an, öyleyse ondan faydalanmasını da doğru öğrenmeliyiz ki, yanlışa düşmeyelim.
Allah Kur’an ın özelliklerinden bahsederken, biz her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız der bizlere. Ayetler üzerinde düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister. Kur’an ı kolaylaştırdığını ve her konuyu yine Kur’an içinde örneklerle açıkladığını, eksik bırakmadığını, kendi içinde her konuya açıklık getirdiğini anlatır bizlere.
Buradan da anlaşılıyor ki, Kur’an ayetlerini anlamaya çalışırken, beşeri bilgilere, rivayetlere göre değil, yine Kur’an ın verdiği örneklerinden, bilgilerden yola çıkarak, ayetleri anlamamız gerektiğini öğütler.
Nisa suresi 159. ayeti, gelin şimdi bu bilgiler ışığında anlamaya çalışalım. Yani Kur’an ın verdiği bilgilerden yola çıkalım. Önce ayeti yazalım.
Nisa suresi 159; Ehlikitap'tan her biri, ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır.
Bu ayetin öncesinde yazılan ayetlere önce bakalım, Allah hangi konulardan ve kimlerden bahsediyor?
(Nisa 155: Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" demeleri, daha doğrusu, küfürleri yüzünden Allah, kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler.
156: Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden...
157: "Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.
158: Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.)
İnsanların başlarına gelenlerin sözlerinde durmayıp, inkârcı olmalarından ve peygamberlere karşı takındıkları tavrın, onların cezalandırılmasına neden olduğunu söylüyor. İman etmemeleri, Meryem aleyhinde iftira atmaları, onların küfürlerini artırdığı örneğini de veriyor.
Daha da ileri giderek, Allah ın resulü Hz. İsa yı öldürdüklerini iddia ediyorlar. Hâlbuki onu asamadıklarını, onlara benzeri gösterildiğini söylüyor. Hz. İsa hakkında bilinçsizce tartışmaya girenler, bilgileri olmadığı halde onu çarmıha gerdik diyenler, ancak sanıya inanmaktadırlar diyor Kur’an. Çünkü Hz. İsa yı öldüremediklerini Allah açıklıyor.
Daha da net bir açıklamayla, Allah Hz. İsa yı kendisine yükselttiğini söylüyor. Bu ne demektir? Allah elçisinin, bu Dünya ile ilişkisini kesmiş, ama kimseye göstermemiştir.
Dünyaya gelişi nasıl bir mucize ise, Rahmanın huzuruna gidişi de yine bir mucize ile olmuştur.
Buradan da anlaşılıyor ki, ayette geçen ehli kitap Yahudi ve Hıristiyanlar.
Şimdide gelelim Nisa 159. ayete. Allah bu ayetinde aşağıdaki sözleriyle neyi ve kimleri kast etmiş olabilir?
(Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır. )
Önce ehlikitap toplumundan bahsederken, kimlerden bahsettiği ve hangi konuda bu toplumun inanacaklarını anlamaya çalışmalıyız. Bu ayetten önceki ayetleri düşündüğümüzde, Yahudiler Hz. İsa nın Allah ın elçisi olduğuna iman etmiyorlardı, ayrıca Hıristiyanlarda Hz. İsa nın çarmıha gerildiğine inanıyorlardı. Yahudilerde astıklarını zannediyorlardı Hz. İsa yı. Kur’an bütünlüğünde düşünürsek, Hıristiyanların Hz. İsa nın Allah ın oğlu olduğuna da iman ettiklerini ve Allah nın bu konudaki ikazlarını biliyoruz. Bu günde buna inanmıyorlar mı zaten? Bir örnek verelim Kur’an dan.
Nisa 171: Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter.
Demek ki buradaki muhataplar, Yahudi ve Hıristiyan toplumu olduğu çok açık. Çünkü Hz. İsa bu topluma peygamber olarak gönderilmişti. Zaten biz Müslümanlar, tüm bu gerçekleri Kur’an dan öğreniyor, biliyor ve iman ediyoruz.
Buradan da anlaşılıyor ki, tüm buna inanan ehli kitap ümmeti(Yahudi ve Hıristiyanlar) ölmeden önce Hz. İsa ile ilgili tüm gerçekleri anlayacaklar, ona inanıp gerçekleri göreceklerdir diyor. Tabi bu gerçekleri ölüm anında mı görecekler, onu bilemiyoruz. Çünkü detay verilmemiş.
Ayetin devamında açıklanan da, bu düşünceyi destekliyor ve kıyamet günü peygamberlerin şahit olarak çağrıldığında, Hz. İsa nın tanıklık yapacağını söylüyor. Buradan da anlaşılıyor ki, Hz. İsa tanık olacaksa, kendi dönemine ve tebliğ ettiği kitabın tanıklığını yapacağına göre, buradan anlaşılması gereken, Yahudilere ve Hıristiyanlara tebliğ ettiği konularda tanıklık yapacağı açıktır.
Çünkü biz Müslümanların tanığı, mahşer günü Hz. Muhammet (s.a) olduğuna göre, Hz. İsa nın bizlerin tanığı olması mümkün değildir. Zaten bizler Hz. İsa ile ilgili gerçekleri Kur'an dan biliyoruz ve iman ediyoruz. Bugün Müslüman olmayan ehli kitap, ne yazık ki bu gerçeği göremiyor ve kabul etmiyor. İşte bu gerçekleri doğru göremeyen bu ehli kitap ümmeti, ölmeden önce ya da ölürken, bu gerçekleri anlayacağını söylüyor ayet. Detayını Allah bilir.
Yaradan bilmemiz gerektiği kadarını açıklamıştır. Açıklanmayan, detay verilmeyen konularda fikir yürütmeyi ve konuşmayı bizlere Allah HARAM kıldığını söylüyorsa, bizlere düşen açıklanan konular hakkında konuşmak, düşünmek olmalıdır.
Hz. İsa nın tanık olacağı dönem, kendi ümmetiyle ya da dönemiyle ilgili olacağına göre, bu ayetten bunları anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Yoksa Hz. İsa bugünkü peygamberimizin ümmetine neden şahitlik yapsın. Bizlerin şahidi en son peygamberimiz. Hz. Muhammet olduğu, ayetlerle çok açık anlatılmıştır Kur'an da.
Bu ayet örnek verilerek, ne yazık ki Allah ın hiç bahsetmediği, tek kelime dahi söz etmediği, bugün Hıristiyanların inandığı ve biz Müslümanlarında bir kısmının inandırıldığı bir inanca delil gösterilerek, bakın Hz. İsa kıyametin kopmasından önce dünyaya gelecek ve tüm ehli kitap ona iman edecektir deniyor ve kıyamet alametleri olarak kabul ediliyor.
Nisa 159. ayette dikkat ederseniz Yahudi ve Hıristiyanlardan, bahsedilerek, onlardan her biri ölmeden bu gerçeği görecekler, anlayacaklardır diyorsa, Hz. İsa nın kıyamet kopmadan gelecektir, fikirden yola çıkarak düşündüğümüzde, geçmişte ölen diğer ehli kitabın,(Yahudi ve Hıristiyanların) bu durumda kıyametten önce Hz. İsa yı görmeden ölmüş olacağına ve bu gerçeği göremeyeceğine göre, bu düşünce ve inanç, bahsettiğimiz Kur’an ayetine ters düşmektedir. Böylece bu inancın tamamen yanlış olduğu ortaya çıkmaktadır.
Halbuki bu konu ile ilgili Kur’an da hiçbir açıklama, izahat, detay olmadığı gibi, bu ayetin konuyla da bağlantısı yoktur. Ayette de geçen ehlikitaptan her biri, ölümünden önce dediğine göre, kıyametin kopması değil, ölümlerinden önce bu gerçekleri anlayacağından bahsediliyor.
Ayetin sonunda belirtilen, kıyamet günü tanık olacağının açıklanması da, Hz. İsa nın hesap günü kendi ümmetine, ya da kendi dönemine ait ehli kitaba iman edenlere ya da etmeyenlere tanıklık yapacağı açıktır. Tanıklık ettiği, Rabbin gerçeklerinin ortaya çıkması adınadır elbette. Bu konuda Kur’an da birçok örnekler vardır. Kur’an mahşer günü Hz. Muhammed in (s.a) bizler adına, diğer peygamberlerde kendi ümmetine şahit olarak çağrılacağını, çok açık bir şekilde bizlere bildirmiştir.
Kur’an ayetlerini, yine Kur’an ışığında anlamaya çalışırsak, en doğru yolu izlemiş oluruz. Allah biz her konuyu detaylı açıkladık ve örnekler verdik diyorsa, kıyametin kopmasından önce Hz. İsa nın geleceğini söylemek ve savunmak, kelimelere kendi nefsimizce anlamlar vermek, bizleri Kur’an ın yolundan ayıracak, şeytana yaklaştıracaktır. Ayetleri Kur’an ışığında değil, rivayet ve sanılar ışığında anlamaya çalışırsak, Rabbin doğruları ile asla buluşamayız.
Dilerim Rabbimden Kur’an ayetlerini, yine Kur’an ışığında anlamaya çalışan, aklını Kur’an ile buluşturan, Rabbin halis kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK
Allah Kur’an ın özelliklerinden bahsederken, biz her şeyden nice örnekleri değişik ifadelerle verdik ki anlayasınız der bizlere. Ayetler üzerinde düşünmemizi, aklımızı kullanmamızı ister. Kur’an ı kolaylaştırdığını ve her konuyu yine Kur’an içinde örneklerle açıkladığını, eksik bırakmadığını, kendi içinde her konuya açıklık getirdiğini anlatır bizlere.
Buradan da anlaşılıyor ki, Kur’an ayetlerini anlamaya çalışırken, beşeri bilgilere, rivayetlere göre değil, yine Kur’an ın verdiği örneklerinden, bilgilerden yola çıkarak, ayetleri anlamamız gerektiğini öğütler.
Nisa suresi 159. ayeti, gelin şimdi bu bilgiler ışığında anlamaya çalışalım. Yani Kur’an ın verdiği bilgilerden yola çıkalım. Önce ayeti yazalım.
Nisa suresi 159; Ehlikitap'tan her biri, ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır.
Bu ayetin öncesinde yazılan ayetlere önce bakalım, Allah hangi konulardan ve kimlerden bahsediyor?
(Nisa 155: Başlarına gelenler; ahitlerini bozmaları, Allah'ın ayetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve "Kalplerimiz kılıflıdır" demeleri, daha doğrusu, küfürleri yüzünden Allah, kalpleri üzerine mühür basmıştır da pek azı müstesna, iman etmezler.
156: Küfürleri sebebiyle, Meryem aleyhinde büyük bir yalan söylemeleri yüzünden...
157: "Biz, Allah'ın resulü Meryem oğlu İsa Mesih'i öldürdük" demeleri yüzünden. Oysaki onu öldürmediler, onu asmadılar da; sadece o onlara benzer gösterildi. Onun hakkında tartışmaya girenler, onunla ilgili olarak tam bir kuşku içindedirler. Onların, ona ilişkin bir bilgileri yoktur; sadece sanıya uymaktalar. Onu kesinlikle öldürmediler.
158: Tam aksine, Allah onu kendisine yükseltti. Allah Azîz'dir, Hakîm'dir.)
İnsanların başlarına gelenlerin sözlerinde durmayıp, inkârcı olmalarından ve peygamberlere karşı takındıkları tavrın, onların cezalandırılmasına neden olduğunu söylüyor. İman etmemeleri, Meryem aleyhinde iftira atmaları, onların küfürlerini artırdığı örneğini de veriyor.
Daha da ileri giderek, Allah ın resulü Hz. İsa yı öldürdüklerini iddia ediyorlar. Hâlbuki onu asamadıklarını, onlara benzeri gösterildiğini söylüyor. Hz. İsa hakkında bilinçsizce tartışmaya girenler, bilgileri olmadığı halde onu çarmıha gerdik diyenler, ancak sanıya inanmaktadırlar diyor Kur’an. Çünkü Hz. İsa yı öldüremediklerini Allah açıklıyor.
Daha da net bir açıklamayla, Allah Hz. İsa yı kendisine yükselttiğini söylüyor. Bu ne demektir? Allah elçisinin, bu Dünya ile ilişkisini kesmiş, ama kimseye göstermemiştir.
Dünyaya gelişi nasıl bir mucize ise, Rahmanın huzuruna gidişi de yine bir mucize ile olmuştur.
Buradan da anlaşılıyor ki, ayette geçen ehli kitap Yahudi ve Hıristiyanlar.
Şimdide gelelim Nisa 159. ayete. Allah bu ayetinde aşağıdaki sözleriyle neyi ve kimleri kast etmiş olabilir?
(Ehlikitap'tan her biri ölümünden önce ona mutlaka inanacaktır. Kıyamet günü de o, onlar aleyhine bir tanık olacaktır. )
Önce ehlikitap toplumundan bahsederken, kimlerden bahsettiği ve hangi konuda bu toplumun inanacaklarını anlamaya çalışmalıyız. Bu ayetten önceki ayetleri düşündüğümüzde, Yahudiler Hz. İsa nın Allah ın elçisi olduğuna iman etmiyorlardı, ayrıca Hıristiyanlarda Hz. İsa nın çarmıha gerildiğine inanıyorlardı. Yahudilerde astıklarını zannediyorlardı Hz. İsa yı. Kur’an bütünlüğünde düşünürsek, Hıristiyanların Hz. İsa nın Allah ın oğlu olduğuna da iman ettiklerini ve Allah nın bu konudaki ikazlarını biliyoruz. Bu günde buna inanmıyorlar mı zaten? Bir örnek verelim Kur’an dan.
Nisa 171: Ey Ehlikitap! Dininizde aşırılığa gidip doymazlık etmeyin! Allah hakkında gerçek dışı bir şey söylemeyin! Meryem'in oğlu İsa Mesih, Allah'ın resulü ve kelimesidir. Onu, kendisinden bir ruhla beraber Meryem'e atmıştır. Artık Allah'a ve resullerine inanın. "Üçtür!" demeyin. Son verin, sizin için daha iyi olur. Allah Vâhid'dir, tek ve biricik ilahtır. Kendisi için bir çocuk olmasından arınmıştır O. Yalnız O'nundur göklerdekiler ve yerdekiler. Vekil olarak Allah yeter.
Demek ki buradaki muhataplar, Yahudi ve Hıristiyan toplumu olduğu çok açık. Çünkü Hz. İsa bu topluma peygamber olarak gönderilmişti. Zaten biz Müslümanlar, tüm bu gerçekleri Kur’an dan öğreniyor, biliyor ve iman ediyoruz.
Buradan da anlaşılıyor ki, tüm buna inanan ehli kitap ümmeti(Yahudi ve Hıristiyanlar) ölmeden önce Hz. İsa ile ilgili tüm gerçekleri anlayacaklar, ona inanıp gerçekleri göreceklerdir diyor. Tabi bu gerçekleri ölüm anında mı görecekler, onu bilemiyoruz. Çünkü detay verilmemiş.
Ayetin devamında açıklanan da, bu düşünceyi destekliyor ve kıyamet günü peygamberlerin şahit olarak çağrıldığında, Hz. İsa nın tanıklık yapacağını söylüyor. Buradan da anlaşılıyor ki, Hz. İsa tanık olacaksa, kendi dönemine ve tebliğ ettiği kitabın tanıklığını yapacağına göre, buradan anlaşılması gereken, Yahudilere ve Hıristiyanlara tebliğ ettiği konularda tanıklık yapacağı açıktır.
Çünkü biz Müslümanların tanığı, mahşer günü Hz. Muhammet (s.a) olduğuna göre, Hz. İsa nın bizlerin tanığı olması mümkün değildir. Zaten bizler Hz. İsa ile ilgili gerçekleri Kur'an dan biliyoruz ve iman ediyoruz. Bugün Müslüman olmayan ehli kitap, ne yazık ki bu gerçeği göremiyor ve kabul etmiyor. İşte bu gerçekleri doğru göremeyen bu ehli kitap ümmeti, ölmeden önce ya da ölürken, bu gerçekleri anlayacağını söylüyor ayet. Detayını Allah bilir.
Yaradan bilmemiz gerektiği kadarını açıklamıştır. Açıklanmayan, detay verilmeyen konularda fikir yürütmeyi ve konuşmayı bizlere Allah HARAM kıldığını söylüyorsa, bizlere düşen açıklanan konular hakkında konuşmak, düşünmek olmalıdır.
Hz. İsa nın tanık olacağı dönem, kendi ümmetiyle ya da dönemiyle ilgili olacağına göre, bu ayetten bunları anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Yoksa Hz. İsa bugünkü peygamberimizin ümmetine neden şahitlik yapsın. Bizlerin şahidi en son peygamberimiz. Hz. Muhammet olduğu, ayetlerle çok açık anlatılmıştır Kur'an da.
Bu ayet örnek verilerek, ne yazık ki Allah ın hiç bahsetmediği, tek kelime dahi söz etmediği, bugün Hıristiyanların inandığı ve biz Müslümanlarında bir kısmının inandırıldığı bir inanca delil gösterilerek, bakın Hz. İsa kıyametin kopmasından önce dünyaya gelecek ve tüm ehli kitap ona iman edecektir deniyor ve kıyamet alametleri olarak kabul ediliyor.
Nisa 159. ayette dikkat ederseniz Yahudi ve Hıristiyanlardan, bahsedilerek, onlardan her biri ölmeden bu gerçeği görecekler, anlayacaklardır diyorsa, Hz. İsa nın kıyamet kopmadan gelecektir, fikirden yola çıkarak düşündüğümüzde, geçmişte ölen diğer ehli kitabın,(Yahudi ve Hıristiyanların) bu durumda kıyametten önce Hz. İsa yı görmeden ölmüş olacağına ve bu gerçeği göremeyeceğine göre, bu düşünce ve inanç, bahsettiğimiz Kur’an ayetine ters düşmektedir. Böylece bu inancın tamamen yanlış olduğu ortaya çıkmaktadır.
Halbuki bu konu ile ilgili Kur’an da hiçbir açıklama, izahat, detay olmadığı gibi, bu ayetin konuyla da bağlantısı yoktur. Ayette de geçen ehlikitaptan her biri, ölümünden önce dediğine göre, kıyametin kopması değil, ölümlerinden önce bu gerçekleri anlayacağından bahsediliyor.
Ayetin sonunda belirtilen, kıyamet günü tanık olacağının açıklanması da, Hz. İsa nın hesap günü kendi ümmetine, ya da kendi dönemine ait ehli kitaba iman edenlere ya da etmeyenlere tanıklık yapacağı açıktır. Tanıklık ettiği, Rabbin gerçeklerinin ortaya çıkması adınadır elbette. Bu konuda Kur’an da birçok örnekler vardır. Kur’an mahşer günü Hz. Muhammed in (s.a) bizler adına, diğer peygamberlerde kendi ümmetine şahit olarak çağrılacağını, çok açık bir şekilde bizlere bildirmiştir.
Kur’an ayetlerini, yine Kur’an ışığında anlamaya çalışırsak, en doğru yolu izlemiş oluruz. Allah biz her konuyu detaylı açıkladık ve örnekler verdik diyorsa, kıyametin kopmasından önce Hz. İsa nın geleceğini söylemek ve savunmak, kelimelere kendi nefsimizce anlamlar vermek, bizleri Kur’an ın yolundan ayıracak, şeytana yaklaştıracaktır. Ayetleri Kur’an ışığında değil, rivayet ve sanılar ışığında anlamaya çalışırsak, Rabbin doğruları ile asla buluşamayız.
Dilerim Rabbimden Kur’an ayetlerini, yine Kur’an ışığında anlamaya çalışan, aklını Kur’an ile buluşturan, Rabbin halis kullarından oluruz.
Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK