-
- Üyelik Tarihi
- 14 Ocak 2014
-
- Mesajlar
- 1,409
-
- MFC Puanı
- 354
Panik, insanın tehlike karşısında kaçma ya da savaşma biçiminde tepkisini oluşturarak kişiyi tehlikelerden koruyan aslında doğal bir yaşantıdır. Ani bir tehlike karşısında kişi hiç düşünmeden otomatik olarak kendini korumaya çalışır ya da tehlikeden refleks biçiminde kaçar.
Tehlike altındayken vucudumuzda kontrolümüz dışında çeşitli olaylar meydana gelir. Adrenalin gibi hormon niteliğindeki maddelerin kana karışması ile örneğin kan basıncı yükselir, solunum hızlanır ve vücut kendisini kaçma ya da savaşma tepkisinde işe yarayacak olan kas aktivitesine hazırlar. Savaşmaya hazırlanan ellerde ve kaçmaya hazırlanan bacaklarda titreme olabilir. Ellerin daha rahat kavrayabilmesi için avuç içleri terler. Vücuttaki kan mide barsak sisteminden acil durumda kullanılmak üzere büyük kaslara doğru çekilir. Böylece en zayıf bölge olan karın bölgesinde de kan azaltılmış olur.
Bu sebeple sık ve yoğun stres yaşayanlarda sindirim problemleri sık izlenir. Gözlerin daha çok ışık alabilmesi ve tehdit altındaki kişinin çevreyi daha iyi görebilmesi için göz bebekleri genişler.Unutulmaması gereken nokta vücutta panik anında gerçekleşen tüm bu değişikliklerin evrimsel açıdan bakıldığında kişiyi hayatta tutmaya yönelik tedbirler olduğudur. Ancak modern dünyada insanoğlu daha az tehdit altındayken neden panik hissi ve tepkisi ortaya çıkıyor? İnsanoğlunun gelişimi yaklaşık 135 milyon yıldır devam etmekte. Modern yaşam ise bu sürecin son 10000 yılını kaplamakta, yani insanoğlu sürecinin sadece binde biri kadar bir süre. Bu süre modern yaşama adapte olabilmek için yeterli değildir. Bu sebeple insanoğlunun tehdit olmasa da eski savunma araçlarını kullanıyor olması olasıdır. Fakat neden bir kişi panik atak geçirirken başka birisi bu deneyimi hiç yaşamıyor? Ya da neden panik ataklar daha önce yokken kişinin yaşamının bir döneminde başlayabiliyor?
Bu soruların cevabı için yaşamımızdaki stres düzeyine bakmamız gerekir. Eğer kişinin olaylara tepkisi daha stresli ve kaygılı ise bu savaş ya da kaç tepkisi daha kolay tetiklenir. Kişi bir defa panik atak yaşadığında beyin panik atak belirtilerini ve bu durumun kendisinden korkmayı da hızla öğrenir. Günlük stresin yoğun olması tıpkı yanından insan geçtiğinde dahi çalışan bir bozuk araba alarmı gibi ufak uyaranlarla dahi savaş ya da kaç tepkisini işletmeye başlayabilir. Yani panik tepkisi aslında bir zamanlar bizi tehlikelerden koruyan bir nöbetçi tepki iken artık bozulmuş ve yerli yersiz çalışarak günlük hayatımızı aksatmaya başlamış bir tepkidir.
Alıntı
Tehlike altındayken vucudumuzda kontrolümüz dışında çeşitli olaylar meydana gelir. Adrenalin gibi hormon niteliğindeki maddelerin kana karışması ile örneğin kan basıncı yükselir, solunum hızlanır ve vücut kendisini kaçma ya da savaşma tepkisinde işe yarayacak olan kas aktivitesine hazırlar. Savaşmaya hazırlanan ellerde ve kaçmaya hazırlanan bacaklarda titreme olabilir. Ellerin daha rahat kavrayabilmesi için avuç içleri terler. Vücuttaki kan mide barsak sisteminden acil durumda kullanılmak üzere büyük kaslara doğru çekilir. Böylece en zayıf bölge olan karın bölgesinde de kan azaltılmış olur.
Bu sebeple sık ve yoğun stres yaşayanlarda sindirim problemleri sık izlenir. Gözlerin daha çok ışık alabilmesi ve tehdit altındaki kişinin çevreyi daha iyi görebilmesi için göz bebekleri genişler.Unutulmaması gereken nokta vücutta panik anında gerçekleşen tüm bu değişikliklerin evrimsel açıdan bakıldığında kişiyi hayatta tutmaya yönelik tedbirler olduğudur. Ancak modern dünyada insanoğlu daha az tehdit altındayken neden panik hissi ve tepkisi ortaya çıkıyor? İnsanoğlunun gelişimi yaklaşık 135 milyon yıldır devam etmekte. Modern yaşam ise bu sürecin son 10000 yılını kaplamakta, yani insanoğlu sürecinin sadece binde biri kadar bir süre. Bu süre modern yaşama adapte olabilmek için yeterli değildir. Bu sebeple insanoğlunun tehdit olmasa da eski savunma araçlarını kullanıyor olması olasıdır. Fakat neden bir kişi panik atak geçirirken başka birisi bu deneyimi hiç yaşamıyor? Ya da neden panik ataklar daha önce yokken kişinin yaşamının bir döneminde başlayabiliyor?
Bu soruların cevabı için yaşamımızdaki stres düzeyine bakmamız gerekir. Eğer kişinin olaylara tepkisi daha stresli ve kaygılı ise bu savaş ya da kaç tepkisi daha kolay tetiklenir. Kişi bir defa panik atak yaşadığında beyin panik atak belirtilerini ve bu durumun kendisinden korkmayı da hızla öğrenir. Günlük stresin yoğun olması tıpkı yanından insan geçtiğinde dahi çalışan bir bozuk araba alarmı gibi ufak uyaranlarla dahi savaş ya da kaç tepkisini işletmeye başlayabilir. Yani panik tepkisi aslında bir zamanlar bizi tehlikelerden koruyan bir nöbetçi tepki iken artık bozulmuş ve yerli yersiz çalışarak günlük hayatımızı aksatmaya başlamış bir tepkidir.
Alıntı