- Konum
- Maldivler??
-
- Üyelik Tarihi
- 28 Şub 2020
-
- Mesajlar
- 24,446
-
- MFC Puanı
- 200,450
Ukrayna'ya destek ve dayanışmanın ifade edildiği, Rusya'ya karşı ittifakın caydırıcılık düzeyini artırma kararının çıktığı olağanüstü NATO zirvesi, Türkiye açısından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçekleştirdiği ikili görüşmelerle önem kazandı. Fransa, İtalya ve Türkiye arasında üçlü grubun yeniden canlandırılacak olması ve bir süredir dondurulan SAMP/T hava savunma sistemi için işbirliğinin yeniden gündeme gelebilecek olması Erdoğan'ın görüşmelerinin en somut sonucu olarak görülüyor.
Ukrayna'ya destek ve dayanışmanın ifade edildiği, Rusya'ya karşı ittifakın caydırıcılık düzeyini artırma kararının çıktığı olağanüstü NATO zirvesi, Türkiye açısından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gerçekleştirdiği ikili görüşmelerle önem kazandı. Fransa, İtalya ve Türkiye arasında üçlü grubun yeniden canlandırılacak olması ve bir süredir dondurulan SAMP/T hava savunma sistemi için işbirliğinin yeniden gündeme gelebilecek olması Erdoğan'ın görüşmelerinin en somut sonucu olarak görülüyor.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya-Ukrayna savaşıyla değişen güvenlik ortamında Türkiye'nin NATO üyesi olarak üzerine düşeni yapacağını ancak bazı müttefiklerin silah ambargosu uygulamasının tutarsızlık yarattığını zirvede liderlere iletme fırsatını da buldu.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgale başlamasının birinci ayına denk gelen 24 Mart'ta Brüksel'de toplanan 30 NATO ülkesinin liderleri, beklendiği gibi Ukrayna'ya destek ve dayanışma mesajları verdiler. Rusya'ya ise acil ateşkes ve Ukrayna'daki askerlerini çekme çağrısı yaptılar.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'in basın toplantısında bir kez daha altını çizdiği gibi ittifak, savaşın parçası olmayacağını kayda geçirirken, Doğu Avrupa'daki askeri varlığını güçlendireceğini açıkladı.
Bu açılardan sürpriz bir sonuç doğurmayan NATO Zirvesi, Türkiye açısından hem son dönemde ittifak içindeki kritik rolünün perçinlenmesi hem de önde gelen Avrupalı üyelerle ikili ilişkilerin olumlu yönde gelişmesi için fırsat yarattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantıların ardından düzenlediği basın toplantısında ve resmi Twitter hesabından verdiği mesajların başında, Türkiye'nin Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin başladığı 24 Şubat'tan itibaren izlediği politikayı devam ettirme kararlılığı oldu.
Türkiye'nin Rusya'nın 2014'de Kırım'ı işgal ve ilhak etmesini de tanımadığını ve tanımayacağını vurgulayan Erdoğan, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden kaynaklanan yetkisini kullandıklarını da anımsattı.
Erdoğan'ın verdiği bir başka mesaj da NATO'nun caydırıcılık adına attığı adımların başta Rusya olmak üzere hiçbir üçüncü tarafa karşı olmadığı oldu. NATO'nun mevcut savaş ortamında Ukrayna'ya desteğini sürdürürken "gerçekçi ve stratejik" davranması gerektiğini kaydeden Erdoğan, "Zirvede aldığımız kararlarda tamamen NATO'nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını güçlendirmeye yönelik adımlardır. İttifakın Rusya'ya veya üçüncü başka bir ülkeye tehdit oluşturacak bir yapılanma içinde olmadığının altını bir kez daha çizmiş olduk" dedi.