Sıvı halde su bulunan Marsta yaşamın olabileceğine dair umutlar artarken NASAnın düzenlediği Mars Kolonisi isimli mimari yarışması yakın zamanda ilk insanlı koloninin kurulacağını ortaya koydu. 168 projenin katıldığı yarışmada Türk mimar Güvenç Özelin projesi finale kalarak dördüncü oldu. Başarılı olan ekipler NASA fonu ile koloni çalışmalarına başlayacak.
GEÇTİĞİMİZ hafta Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) Marsta sıvı halde su bulduğunu açıklamasının ardından bu gezegende yaşam umudu arttı. NASA, son dönemde yaptığı çalışmalarla Marsta yerleşik hayat için de çalışmalarını hızlandırmış durumda. Mars Kolonisi Mimari Tasarım Yarışmasını düzenleyen NASA, bu alanda önemli aşamalar kaydetmeye başladı. 168 uluslararası tasarımcının ve mimarın katıldığı yarışmada ilk dörde giren modeli ise ABDde yaşayan bir Türk mimar Güvenç Özel gerçekleştirdi.
4 ASTRONOT YAŞAYACAK
NASA, ön elemeye tabi tuttuğu uzman araştırma ekiplerinden üç boyutlu baskı tekniğiyle 4 astronotun yaşamını sürdürebileceği 100 metrekarelik bir mekân tasarlanması ve üretilmesi konusunda fikir, görseller ve teknik raporlar üzerinden seçimini yaptı. Seçimde önemli kriterler, inşa edilebilirlik, kullanılması önerilen malzemelerin Marsta yaygın şekilde bulunması ve koloninin güvenliğini sağlayacak şekilde olması idi. Dünyaca ünlü birçok uluslararası ekibin katıldığı yarışma, Marsta kurulacak ilk insanlı koloninin mimari ve inşaat tekniklerinin geliştirilmesi için büyük önem taşıyor. Yarışmanın bu fazında Güvenç Özel gibi başarı sağlamış sadece sınırlı sayıda ekip, önerilen teknolojilerin geliştirilmesi için NASAdan araştırma fonu alacak ve koloni inşa edilinceye kadar çalışmalarına devam edecek.
KABLO DÖŞENMİYOR
Özel ve ekibi, Marsta yaygın olarak bulunan bazalt kayalarının işlenmesi ve lif malzeme haline dönüştürülmesi önerisiyle daha önce hiç yapılmamış bir inşa teknolojisi ortaya koydu ve teknik açıdan jüriden tam puan aldı. Projede, fotosentezi taklit eden yapay bir sistemle Mars atmosferindeki karbondioksit, karbon ve oksijen atomlarına ayrıştırılıyor. Ayrışan karbon, karbonfiber olarak işleniyor, oksijen de depolanarak astronotların kullanımına sunuluyor veya atmosfere geri salınıyor. Bu yeni yapı tekniği ayrıca dünyada da uygulanabilirliğiyle mimari teknolojisinde çığır açabilecek bir potansiyel taşıyor. İşlenen bazalt ve karbon lifleri, robotlar aracılığıyla örülüyor ve Özelin ekibindeki bilimadamlarının geliştirdiği bir kimyasal bileşim sayesinde sertleşiyor ve sağlamlaşıyor. Endüstriyel robotların programlanması ve otonom şeekilde hareket ederek tasarımı inşa etmesi prensibine göre tasarlanan koloni, aynı zamanda hammaddenin lifleri içine örülmüş fiber optik ve iletken kablolar aracılığıyla enerji ve veri akışını yapı içine entegre ederek de yepyeni bir yapı tekniğini hayata geçiriyor. Bu teknoloji sayesinde duvarların içine ayrıca kablo döşenmesine gerek kalmıyor.
3D BASKI ÜZERİNE ÇALIŞIYOR
ABDde de yaşayan Güvenç Özel, mimarlık ofisi Özel Office ile sensörler ve 3D baskı üzerine yoğunlaşmış çalışmalar gerçekleştiriyor. İzmir doğumlu sanatçı, mimar ve akademisyen Güvenç Özel, aynı zamanda UCLA Mimarlık Fakültesi IDEAS Master programının da teknoloji direktörü olarak görev yapıyor. Robert Kolejde lise eğitimini tamamladıktan sonra Amerikaya yerleşen Özel, mimari, sanat ve felsefe eğitimini Bennington Collegeda, mimarlık masterını da Yale Üniversitesinde ödüllü olarak tamamladı. Kendi ofisini kurmadan önce ünlü tasarım ofislerinde çalışmalar yapan Özel, Yale Üniversitesi, Woodbury Üniversitesi ve Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesinde Greg Lynnle birlikte stüdyo, mimari teknolojileri ve teori dersleri verdi. 2013 İstanbul Tasarım Bienalinde gerçekleştirdiği Cerebral Hut isimli, ziyaretçilerin beyin dalgalarını harekete dönüştüren bir sistemle dinamik hale gelen mekan projesi ile ses getirdi.
İLK 3E GİREN PROJELER
1-BUZDAN EV
168 tasarım arasından birinci seçilen proje SEARCH/Clouds Architecture şirketinin tasarladığı Buz Evi oldu. 25 bin dolar ödül kazanan tasarım sıkışık buz kütleleri arasında eksi 63 derecelik Mars atmosferinde korunmayı amaçlıyor. Bu 3D model, su kullanan özel bir kartuşa sahip. Baskı yapmadan önce suyu belirli ölçüde ısıtan 3D yazıcı evi inşa etmeye başlıyor. Daha sonra ise Marstaki havanın soğukluğu ile inşa edilen alanlar anında donuyor. Böylelikle Marsın hava koşullarına uygun bir ev inşa ediliyor.
2-MAĞARA KAZAN ROBOTLAR
Yarışmanın ikincisi Foster + Partners mimarlık şirketleri oldu. 15 bin dolar kazanan takım, Marsta yeryüzü yerine yeraltına bir yaşam alanı kuruyor. Bunun için 3 farklı robot tasarımı yapıldı. Söz konusu robotlardan en büyüğü Mars yüzeyinde kazı yaparak ilerliyor. Daha sonra en küçük robot modeli olan taşıyıcılar devreye giriyor. Bu taşıyıcılar, yaşam alanının inşa edecek olan robotlara çıkan toprağı getiriyor. Eritici adındaki robotlar da mikrodalga ışınları kullanılarak çıkan toprağı 3D yazıcı ile işleyerek özel bir yüzey inşa edilmesini sağlıyor. Böylelikle Mars hava koşullarına en uygun yaşam alanı üretiliyor.
3-KOLAYLIKLA MONTE EDİLİYOR
10 bin dolarlık üçüncülük ödülünü de Lavahive takımının birçok kubbe ve sökülebilir kısımlardan oluşan modüler projesi aldı. Bu projenin en önemli özelliği modüler, yani kolaylıkla sökülüp takılabilen olması. 3D yazıcılarla Marsta inşa edilen bu projede her oda birbirleriyle uyumlu olarak bağlanabiliyor. Bu yüzden de her türlü hava koşuluna kolaylıkla uyum sağlayabilen model, özelikle astronotların işini kolaylaştırabiliyor. Projede tüm araçlar yaşam alanlarına tam uyum sağlıyor. Araçlarla dışarı çıkan astronotlar, uzay giysisi bile giymeden dış görevleri tamamlayabiliyor.
MARS DÜNYA GÜNDEMİNDE
NASAnın ev yarışması düzenlemesi ve aynı tarihlerde bu gezegende su bulunmasıyla beraber sinema salonlarında da Marslı filmi vizyona girdi. Açılış haftasında 18 milyon dolarlık hasılat yapan filmdeki konusu ise Marsta yaşam. Başrolünü Matt Damonın Mark Watney karakterini canladırdığı filmde, bir astronot Marsta yaklaşık 2 yıl boyunca hayatta kalma mücadelesi veriyor. Tarım yaparak, Marsta yiyecek yetiştirmeyi başaran Mark Watney, dünya ile iletişim kurmayı da başarıyor.
GEÇTİĞİMİZ hafta Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) Marsta sıvı halde su bulduğunu açıklamasının ardından bu gezegende yaşam umudu arttı. NASA, son dönemde yaptığı çalışmalarla Marsta yerleşik hayat için de çalışmalarını hızlandırmış durumda. Mars Kolonisi Mimari Tasarım Yarışmasını düzenleyen NASA, bu alanda önemli aşamalar kaydetmeye başladı. 168 uluslararası tasarımcının ve mimarın katıldığı yarışmada ilk dörde giren modeli ise ABDde yaşayan bir Türk mimar Güvenç Özel gerçekleştirdi.
4 ASTRONOT YAŞAYACAK
NASA, ön elemeye tabi tuttuğu uzman araştırma ekiplerinden üç boyutlu baskı tekniğiyle 4 astronotun yaşamını sürdürebileceği 100 metrekarelik bir mekân tasarlanması ve üretilmesi konusunda fikir, görseller ve teknik raporlar üzerinden seçimini yaptı. Seçimde önemli kriterler, inşa edilebilirlik, kullanılması önerilen malzemelerin Marsta yaygın şekilde bulunması ve koloninin güvenliğini sağlayacak şekilde olması idi. Dünyaca ünlü birçok uluslararası ekibin katıldığı yarışma, Marsta kurulacak ilk insanlı koloninin mimari ve inşaat tekniklerinin geliştirilmesi için büyük önem taşıyor. Yarışmanın bu fazında Güvenç Özel gibi başarı sağlamış sadece sınırlı sayıda ekip, önerilen teknolojilerin geliştirilmesi için NASAdan araştırma fonu alacak ve koloni inşa edilinceye kadar çalışmalarına devam edecek.
KABLO DÖŞENMİYOR
Özel ve ekibi, Marsta yaygın olarak bulunan bazalt kayalarının işlenmesi ve lif malzeme haline dönüştürülmesi önerisiyle daha önce hiç yapılmamış bir inşa teknolojisi ortaya koydu ve teknik açıdan jüriden tam puan aldı. Projede, fotosentezi taklit eden yapay bir sistemle Mars atmosferindeki karbondioksit, karbon ve oksijen atomlarına ayrıştırılıyor. Ayrışan karbon, karbonfiber olarak işleniyor, oksijen de depolanarak astronotların kullanımına sunuluyor veya atmosfere geri salınıyor. Bu yeni yapı tekniği ayrıca dünyada da uygulanabilirliğiyle mimari teknolojisinde çığır açabilecek bir potansiyel taşıyor. İşlenen bazalt ve karbon lifleri, robotlar aracılığıyla örülüyor ve Özelin ekibindeki bilimadamlarının geliştirdiği bir kimyasal bileşim sayesinde sertleşiyor ve sağlamlaşıyor. Endüstriyel robotların programlanması ve otonom şeekilde hareket ederek tasarımı inşa etmesi prensibine göre tasarlanan koloni, aynı zamanda hammaddenin lifleri içine örülmüş fiber optik ve iletken kablolar aracılığıyla enerji ve veri akışını yapı içine entegre ederek de yepyeni bir yapı tekniğini hayata geçiriyor. Bu teknoloji sayesinde duvarların içine ayrıca kablo döşenmesine gerek kalmıyor.
3D BASKI ÜZERİNE ÇALIŞIYOR
ABDde de yaşayan Güvenç Özel, mimarlık ofisi Özel Office ile sensörler ve 3D baskı üzerine yoğunlaşmış çalışmalar gerçekleştiriyor. İzmir doğumlu sanatçı, mimar ve akademisyen Güvenç Özel, aynı zamanda UCLA Mimarlık Fakültesi IDEAS Master programının da teknoloji direktörü olarak görev yapıyor. Robert Kolejde lise eğitimini tamamladıktan sonra Amerikaya yerleşen Özel, mimari, sanat ve felsefe eğitimini Bennington Collegeda, mimarlık masterını da Yale Üniversitesinde ödüllü olarak tamamladı. Kendi ofisini kurmadan önce ünlü tasarım ofislerinde çalışmalar yapan Özel, Yale Üniversitesi, Woodbury Üniversitesi ve Viyana Uygulamalı Sanatlar Üniversitesinde Greg Lynnle birlikte stüdyo, mimari teknolojileri ve teori dersleri verdi. 2013 İstanbul Tasarım Bienalinde gerçekleştirdiği Cerebral Hut isimli, ziyaretçilerin beyin dalgalarını harekete dönüştüren bir sistemle dinamik hale gelen mekan projesi ile ses getirdi.
İLK 3E GİREN PROJELER
1-BUZDAN EV
168 tasarım arasından birinci seçilen proje SEARCH/Clouds Architecture şirketinin tasarladığı Buz Evi oldu. 25 bin dolar ödül kazanan tasarım sıkışık buz kütleleri arasında eksi 63 derecelik Mars atmosferinde korunmayı amaçlıyor. Bu 3D model, su kullanan özel bir kartuşa sahip. Baskı yapmadan önce suyu belirli ölçüde ısıtan 3D yazıcı evi inşa etmeye başlıyor. Daha sonra ise Marstaki havanın soğukluğu ile inşa edilen alanlar anında donuyor. Böylelikle Marsın hava koşullarına uygun bir ev inşa ediliyor.
2-MAĞARA KAZAN ROBOTLAR
Yarışmanın ikincisi Foster + Partners mimarlık şirketleri oldu. 15 bin dolar kazanan takım, Marsta yeryüzü yerine yeraltına bir yaşam alanı kuruyor. Bunun için 3 farklı robot tasarımı yapıldı. Söz konusu robotlardan en büyüğü Mars yüzeyinde kazı yaparak ilerliyor. Daha sonra en küçük robot modeli olan taşıyıcılar devreye giriyor. Bu taşıyıcılar, yaşam alanının inşa edecek olan robotlara çıkan toprağı getiriyor. Eritici adındaki robotlar da mikrodalga ışınları kullanılarak çıkan toprağı 3D yazıcı ile işleyerek özel bir yüzey inşa edilmesini sağlıyor. Böylelikle Mars hava koşullarına en uygun yaşam alanı üretiliyor.
3-KOLAYLIKLA MONTE EDİLİYOR
10 bin dolarlık üçüncülük ödülünü de Lavahive takımının birçok kubbe ve sökülebilir kısımlardan oluşan modüler projesi aldı. Bu projenin en önemli özelliği modüler, yani kolaylıkla sökülüp takılabilen olması. 3D yazıcılarla Marsta inşa edilen bu projede her oda birbirleriyle uyumlu olarak bağlanabiliyor. Bu yüzden de her türlü hava koşuluna kolaylıkla uyum sağlayabilen model, özelikle astronotların işini kolaylaştırabiliyor. Projede tüm araçlar yaşam alanlarına tam uyum sağlıyor. Araçlarla dışarı çıkan astronotlar, uzay giysisi bile giymeden dış görevleri tamamlayabiliyor.
MARS DÜNYA GÜNDEMİNDE
NASAnın ev yarışması düzenlemesi ve aynı tarihlerde bu gezegende su bulunmasıyla beraber sinema salonlarında da Marslı filmi vizyona girdi. Açılış haftasında 18 milyon dolarlık hasılat yapan filmdeki konusu ise Marsta yaşam. Başrolünü Matt Damonın Mark Watney karakterini canladırdığı filmde, bir astronot Marsta yaklaşık 2 yıl boyunca hayatta kalma mücadelesi veriyor. Tarım yaparak, Marsta yiyecek yetiştirmeyi başaran Mark Watney, dünya ile iletişim kurmayı da başarıyor.