Vatan Yahut Silistre
Namık Kemal
Yayınevi : Gökşin Yayınları
Yayın Yılı : 1984
Namık Kemal 21 Aralık 1840′ta Tekirdağda doğdu, 2 Aralık 1888′de Sakız Adasında öldü. Asıl adı Mehmed Kemaldir, Namık adını ona şair Eşref Paşa vermiştir. Babası, II. Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Beydir. Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşanın yanında, Rumeli ve Anadolunun çeşitli kentlerinde geçirdi. Bu yüzden özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşlarında İstanbula babasının yanına döndü.
1863′te Babıali Tercüme Odasına kâtip olarak girdi. Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında dönemin önemli düşünürve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu. 1865′te kurulan ve daha sonra yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Bir yandan da Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazıyordu. Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyetinin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın sonucu 1867′de kapatıldı. Namık Kemal de İstanbuldan uzaklaştırılmak için Erzuruma vali muavini olarak atandı. Bu göreve gitmeyi çeşitli engeller çıkarıp erteledi ve Mustafa Fazıl Paşanın çağrısı üzerine Ziya Paşayla birlikte Parise kaçtı. Bir süre sonra Londraya geçerek M. Fazıl Paşanın parasal desteğiyle Ali Suavinin Yeni Osmanlılar adına çıkardığı Muhbir gazetesinde yazmaya başladı. Ama Ali Suaviyle anlaşamaması üzerine Muhbirden ayrıldı. 1868′de gene M. Fazıl Paşanın desteğiyle Hürriyet adı altında başka bir gazete çıkardı. Çeşitli anlaşmazlıklarsonucu, Avrupada desteksiz kalınca, 1870′te zaptiye nazırı Hüsnü Paşanın çağrısı üzerine İstanbula döndü. Nuri, Reşat ve Ebüzziya Tevfik beylerle birlikte 1872′de İbret gazetesini kiraladı. Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet
Aynı yıl burada çıkan bir yazısı üzerine gazete hükümetçe dört ay süreyle kapatıldı. Namık Kemal gene İstanbuldan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı. Orada yazmaya başladığı Vatan Yahut Silistire oyunu, 1873′te Gedikpaşa Tiyatrosunda sahnelendiğinde halkı coşturup olaylara neden oldu. Bu haberi İbret gazetesinin yazması üzerine o sırada İstanbula dönmüş olan Namık Kemal birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı. Bu kez kalebentlikle Magosaya sürgüne gönderildi. 1876′da I. Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbula döndü. Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-î Esasiyi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca II. Abdülhamid Hanın Meclis-i Mebusanı kapatması üzerine tutuklandı. Beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra Midilli Adasına sürüldü. 1879′da Midilli mutasarrıfı oldu. Aynı görevle 1884′te Rodos, 1887′de Sakız Adasına gönderildi. Ertesi yıl burada öldü ve Geliboluda Bolayırda gömüldü.
Namık Kemal ilk şiirlerini çocuk denecek yaşlarda yazmaya başlamıştır. İstanbula geldikten sonra eski ve yeni kuşaktan şairlerin bir araya gelerek kurdukları Encümen-i Şuârâya ve kimi Divan şairlerine nazireler yazmıştır. Şinasiyle tanışıncaya değin, şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür. Bu dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi şairlerden etkilenmiştir. Şinasiyle tanışmasından sonra şiirlerindeki içerik de değişmiştir. Günlük konuşma dilinden alıntıların yanı sıra, o zamana değin geleneksel Türk şiirinde görülmemiş olan hürriyet kavgası, esaret zinciri, vatan, kalb-i millet gibi yepyeni kavramlarla birlikte, doğrudan doğruya düşüncenin aktarılmasını amaçlayan bir tür manzum nesir oluşturmuştur. Bosna-Hersek Savaşları, 93 Savaşı gibi olayların yarattığı sonuçlar, onun yazdığı vatan şiirlerini etkilemiştir. Bu şiirlerin en tanınmışları arasında Vâveyla, Vatan Mersiyesi, Vatan Şarkısı ve Hürriyet Kasidesi yer alır. Namık Kemal şiirleriyle şiir tekniğine büyük bir katkıda bulunmuş sayılmazsa da o günler için alışılmamış diri bir sesle konuşmuş olması ve yapıtlarına kattığı yeni kavramlarla Türk şiirini Divan şiirinin edilgen edasından kurtarmıştır.
Bütün bu nitelikler onun Vatan Şairi olarak anılmasına yol açmıştır. Tiyatro türüne özellikle önem veren Namık Kemal, altı oyun yazmıştır. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistire yalnız ülke için değil, Avrupada da ilgi uyandırmış ve beş dile çevrilmiştir. Magosadayken yazdığı Gülnihalde baskıya ve zulme karşı duyduğu tepkiyi dramatik bir biçimde dile getirmiştir. Oyunun sahnelenmesinde pek çok bölüm sansür tarafından çıkarılmıştır. Namık Kemal yine Magosada yazdığı Akif Beyde, yurtsever bir deniz subayının göreve koştuğu sırada karısının kendisine bağlılık göstermeyişini anlatırken, ahlaksal bir yorum da getirir. Zavallı Çocukta görücü yoluyla evlenmeye karşı çıkar. On beş perdelik Celaleddin Harzemşah, Namık Kemalin en beğendiği yapıtı olarak bilinir. Oyun, Moğollara karşı İslam dünyasını koruyan Celaleddin Harzemşahın kişiliği çevresinde gelişir. Bu eserde Namık Kemal, İslam birliği düşüncesini kapsamlı bir biçimde sergilemiştir. Namık Kemalin ilk romanı olan İntibah 1876′da yayımlanmıştır. Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah Türk romanında bir başlangıç sayılabilir. Eleştirmenler Namık Kemalin bu romanda yüksek bir edebi düzey tutturamadığı görüşünde birleşirler.
Dört yıl sonra yayımladığı Cezmi, tarihsel bir romandır. Kırım Şehzadesi Adil Girayın yaşadığı aşk ve Cezminin onu kurtarmak isterken geçirdiği serüvenlerle gelişen romanda, Namık Kemalin tam anlamıyla Avrupa Romantizminin etkisinde olduğu izlenir. Namık Kemalin yaşamı boyunca ilgi duyduğu alanlardan birisi de tarihtir. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş ve yükseliş dönemlerini anlattığı Devr-i İstila yayımlandığında büyük ilgi görmüştür. 1872′de çıkan Evrak-ı Parişanda, Selahaddin Eyyubi, Fatih gibi tarihi kişilikleri, Barika-i Zaferde İstanbulun alınışını anlatır. Ahmed Nâfiz takma adıyla yayımladığı Silistire Muhasarası ve Kanije, yine Osmanlı tarihine ilişkin kahramanlık olaylarını ele alan kitaplardır. Namık Kemalin, tarih konusunda en kapsamlı çalışması olan Osmanlı Tarihinde, Hammerin etkisinde kaldığı, yapıtın bilimsel olmaktan çok, eğitici değer taşıdığı konusunda görüşler ileri sürülmüştür. Yarım kalan bu yapıtın ilk basımı II. Abdülhamid tarafından yasaklanmıştır. 1975′te yayımlanan Büyük İslam Tarihi adlı yapıtındaysa Namık Kemal, İbn Haldun, İbn Rüşd gibi yazarlardan yararlanmış olduğunu belirtmiştir. Namık Kemal romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiyeye ilk getiren kişilerden biri olmuştur. En önemli eleştiri eserleri Tahrib-i Harâbât ile Takipdir.
Eleştirilerinde canlı, dolaysız bir üslup kullanmıştır. Tahrib-i Harâbât, Ziya Paşanın Harâbât adlı güldestesine karşı yazılmış sert bir eleştiri niteliğindedir. Takip de yine aynı güldestenin ikinci cildini eleştirir. Mukaddeme-i Celal eleştirisinde Namık Kemal, Batı edebiyatı ile Doğu edebiyatını karşılaştırmış, tiyatro, roman türleri üstünde durmuştur. Namık Kemal gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yer alır. Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazmıştır. Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularına dek çok çeşitli alanlarda yazdığı makalelerin sayısı 500 kadardır. Bunlarda düzyazıdaki üstün yeteneğini ortaya koyduğu ve çok etkili bir üslup yarattığı kabul edilir.
ESERLERİ:Oyun: Vatan Yahut Silistire, 1873 (yeni harflerle, 1940); Zavallı Çocuk, 1873 (yeni harflerle, 1940); Akif Bey, 1874 (yeni harflerle, 1958); Celaleddin Harzemşah, 1885 (yeni harflerle, 1977); Kara Belâ, 1908. Roman: İntibah, 1876 (yeni harflerle, 1944); Cezmi, 1880 (yeni harflerle, 1963).Eleştiri: Tahrib-i Harâbât, 1885; Takip, 1885; Renan Müdafaanamesi, 1908 (yeni harflerle, 1962); İrfan Paşaya Mektup, 1887; Mukaddeme-i Celal, 1888. Tarihsel Yapıt: Devr-i İstila, 1871; Barika-i Zafer, 1872; Evrak-ı Perişan, 1872 (yeni harflerle, 1973); Kanije, 1874; Silistire Muhasarası, 1874 (yeni harflerle, 1946); Osmanlı Tarihi, (ö.s.), 1889 (yeni harflerle, 3 cilt, 1971-1974); Büyük İslam Tarihi, (ö.s.), 1975. Çeşitli: Rüya, 1893; Namık Kemalin Mektupları, Ö.F. Akün (yay.), 1972.
HAKKINDA YAZILANLAR
1.Peçeye İsyan Namık Kemalin Torununun Anıları (Unveiled) Selma Ekrem
Uluslararası alanda tanınmakta olup bir çok eseri Fransızca, Almancaya tercüme edilmiştir. Namık Kemali vatan, millet, hürriyet, adalet gibi kavramlarla tanırız. Eserlerinde özellikle dönemin yönetim biçimini eleştiren bir hava sezilir. Vatan Yahut Silistre adlı tiyatro eserini yayımlaması onu yönetim tarafından da Vatan şairi olmasına vesile olacaktır. Tiyatro, roman ve şiir alanında bir çok eser yayınlayan Namık Kemalin özellikle sosyal ve siyasal olaylarla da ilgilendiğini görüyoruz. İyi bir dil çevirmeni olarak bilinir. Eserlerinde vatan, millet, hürriyet, adalet, kahramanlık, yurt sevgisi ve İslam birliği düşüncesini başarıyla yansıtmış ve bu kavramlarla ilgi uyandırmıştır. Namık Kemal 1865te Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Tasfir-i Efkar gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazdı. Daha sonra Muhbir gazetesinde görev aldı. Sürgün dönemi sonrası İstanbulda Sura-yi Devlet (Danıştay) üyesi oldu.
Namık Kemal
Yayınevi : Gökşin Yayınları
Yayın Yılı : 1984
Namık Kemal 21 Aralık 1840′ta Tekirdağda doğdu, 2 Aralık 1888′de Sakız Adasında öldü. Asıl adı Mehmed Kemaldir, Namık adını ona şair Eşref Paşa vermiştir. Babası, II. Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Beydir. Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşanın yanında, Rumeli ve Anadolunun çeşitli kentlerinde geçirdi. Bu yüzden özel öğrenim gördü. Arapça ve Farsça öğrendi. 18 yaşlarında İstanbula babasının yanına döndü.
1863′te Babıali Tercüme Odasına kâtip olarak girdi. Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında dönemin önemli düşünürve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu. 1865′te kurulan ve daha sonra yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Bir yandan da Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazıyordu. Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyetinin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın sonucu 1867′de kapatıldı. Namık Kemal de İstanbuldan uzaklaştırılmak için Erzuruma vali muavini olarak atandı. Bu göreve gitmeyi çeşitli engeller çıkarıp erteledi ve Mustafa Fazıl Paşanın çağrısı üzerine Ziya Paşayla birlikte Parise kaçtı. Bir süre sonra Londraya geçerek M. Fazıl Paşanın parasal desteğiyle Ali Suavinin Yeni Osmanlılar adına çıkardığı Muhbir gazetesinde yazmaya başladı. Ama Ali Suaviyle anlaşamaması üzerine Muhbirden ayrıldı. 1868′de gene M. Fazıl Paşanın desteğiyle Hürriyet adı altında başka bir gazete çıkardı. Çeşitli anlaşmazlıklarsonucu, Avrupada desteksiz kalınca, 1870′te zaptiye nazırı Hüsnü Paşanın çağrısı üzerine İstanbula döndü. Nuri, Reşat ve Ebüzziya Tevfik beylerle birlikte 1872′de İbret gazetesini kiraladı. Yüz Temel Eser Özetleri, Kitap Özetleri, Roman Özetleri, Yüz Temel Eser, Özet
Aynı yıl burada çıkan bir yazısı üzerine gazete hükümetçe dört ay süreyle kapatıldı. Namık Kemal gene İstanbuldan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı. Orada yazmaya başladığı Vatan Yahut Silistire oyunu, 1873′te Gedikpaşa Tiyatrosunda sahnelendiğinde halkı coşturup olaylara neden oldu. Bu haberi İbret gazetesinin yazması üzerine o sırada İstanbula dönmüş olan Namık Kemal birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı. Bu kez kalebentlikle Magosaya sürgüne gönderildi. 1876′da I. Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbula döndü. Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu. Kanun-î Esasiyi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı. 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca II. Abdülhamid Hanın Meclis-i Mebusanı kapatması üzerine tutuklandı. Beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra Midilli Adasına sürüldü. 1879′da Midilli mutasarrıfı oldu. Aynı görevle 1884′te Rodos, 1887′de Sakız Adasına gönderildi. Ertesi yıl burada öldü ve Geliboluda Bolayırda gömüldü.
Namık Kemal ilk şiirlerini çocuk denecek yaşlarda yazmaya başlamıştır. İstanbula geldikten sonra eski ve yeni kuşaktan şairlerin bir araya gelerek kurdukları Encümen-i Şuârâya ve kimi Divan şairlerine nazireler yazmıştır. Şinasiyle tanışıncaya değin, şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür. Bu dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi şairlerden etkilenmiştir. Şinasiyle tanışmasından sonra şiirlerindeki içerik de değişmiştir. Günlük konuşma dilinden alıntıların yanı sıra, o zamana değin geleneksel Türk şiirinde görülmemiş olan hürriyet kavgası, esaret zinciri, vatan, kalb-i millet gibi yepyeni kavramlarla birlikte, doğrudan doğruya düşüncenin aktarılmasını amaçlayan bir tür manzum nesir oluşturmuştur. Bosna-Hersek Savaşları, 93 Savaşı gibi olayların yarattığı sonuçlar, onun yazdığı vatan şiirlerini etkilemiştir. Bu şiirlerin en tanınmışları arasında Vâveyla, Vatan Mersiyesi, Vatan Şarkısı ve Hürriyet Kasidesi yer alır. Namık Kemal şiirleriyle şiir tekniğine büyük bir katkıda bulunmuş sayılmazsa da o günler için alışılmamış diri bir sesle konuşmuş olması ve yapıtlarına kattığı yeni kavramlarla Türk şiirini Divan şiirinin edilgen edasından kurtarmıştır.
Bütün bu nitelikler onun Vatan Şairi olarak anılmasına yol açmıştır. Tiyatro türüne özellikle önem veren Namık Kemal, altı oyun yazmıştır. Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistire yalnız ülke için değil, Avrupada da ilgi uyandırmış ve beş dile çevrilmiştir. Magosadayken yazdığı Gülnihalde baskıya ve zulme karşı duyduğu tepkiyi dramatik bir biçimde dile getirmiştir. Oyunun sahnelenmesinde pek çok bölüm sansür tarafından çıkarılmıştır. Namık Kemal yine Magosada yazdığı Akif Beyde, yurtsever bir deniz subayının göreve koştuğu sırada karısının kendisine bağlılık göstermeyişini anlatırken, ahlaksal bir yorum da getirir. Zavallı Çocukta görücü yoluyla evlenmeye karşı çıkar. On beş perdelik Celaleddin Harzemşah, Namık Kemalin en beğendiği yapıtı olarak bilinir. Oyun, Moğollara karşı İslam dünyasını koruyan Celaleddin Harzemşahın kişiliği çevresinde gelişir. Bu eserde Namık Kemal, İslam birliği düşüncesini kapsamlı bir biçimde sergilemiştir. Namık Kemalin ilk romanı olan İntibah 1876′da yayımlanmıştır. Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsal ve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah Türk romanında bir başlangıç sayılabilir. Eleştirmenler Namık Kemalin bu romanda yüksek bir edebi düzey tutturamadığı görüşünde birleşirler.
Dört yıl sonra yayımladığı Cezmi, tarihsel bir romandır. Kırım Şehzadesi Adil Girayın yaşadığı aşk ve Cezminin onu kurtarmak isterken geçirdiği serüvenlerle gelişen romanda, Namık Kemalin tam anlamıyla Avrupa Romantizminin etkisinde olduğu izlenir. Namık Kemalin yaşamı boyunca ilgi duyduğu alanlardan birisi de tarihtir. Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş ve yükseliş dönemlerini anlattığı Devr-i İstila yayımlandığında büyük ilgi görmüştür. 1872′de çıkan Evrak-ı Parişanda, Selahaddin Eyyubi, Fatih gibi tarihi kişilikleri, Barika-i Zaferde İstanbulun alınışını anlatır. Ahmed Nâfiz takma adıyla yayımladığı Silistire Muhasarası ve Kanije, yine Osmanlı tarihine ilişkin kahramanlık olaylarını ele alan kitaplardır. Namık Kemalin, tarih konusunda en kapsamlı çalışması olan Osmanlı Tarihinde, Hammerin etkisinde kaldığı, yapıtın bilimsel olmaktan çok, eğitici değer taşıdığı konusunda görüşler ileri sürülmüştür. Yarım kalan bu yapıtın ilk basımı II. Abdülhamid tarafından yasaklanmıştır. 1975′te yayımlanan Büyük İslam Tarihi adlı yapıtındaysa Namık Kemal, İbn Haldun, İbn Rüşd gibi yazarlardan yararlanmış olduğunu belirtmiştir. Namık Kemal romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiyeye ilk getiren kişilerden biri olmuştur. En önemli eleştiri eserleri Tahrib-i Harâbât ile Takipdir.
Eleştirilerinde canlı, dolaysız bir üslup kullanmıştır. Tahrib-i Harâbât, Ziya Paşanın Harâbât adlı güldestesine karşı yazılmış sert bir eleştiri niteliğindedir. Takip de yine aynı güldestenin ikinci cildini eleştirir. Mukaddeme-i Celal eleştirisinde Namık Kemal, Batı edebiyatı ile Doğu edebiyatını karşılaştırmış, tiyatro, roman türleri üstünde durmuştur. Namık Kemal gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yer alır. Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazmıştır. Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularına dek çok çeşitli alanlarda yazdığı makalelerin sayısı 500 kadardır. Bunlarda düzyazıdaki üstün yeteneğini ortaya koyduğu ve çok etkili bir üslup yarattığı kabul edilir.
ESERLERİ:Oyun: Vatan Yahut Silistire, 1873 (yeni harflerle, 1940); Zavallı Çocuk, 1873 (yeni harflerle, 1940); Akif Bey, 1874 (yeni harflerle, 1958); Celaleddin Harzemşah, 1885 (yeni harflerle, 1977); Kara Belâ, 1908. Roman: İntibah, 1876 (yeni harflerle, 1944); Cezmi, 1880 (yeni harflerle, 1963).Eleştiri: Tahrib-i Harâbât, 1885; Takip, 1885; Renan Müdafaanamesi, 1908 (yeni harflerle, 1962); İrfan Paşaya Mektup, 1887; Mukaddeme-i Celal, 1888. Tarihsel Yapıt: Devr-i İstila, 1871; Barika-i Zafer, 1872; Evrak-ı Perişan, 1872 (yeni harflerle, 1973); Kanije, 1874; Silistire Muhasarası, 1874 (yeni harflerle, 1946); Osmanlı Tarihi, (ö.s.), 1889 (yeni harflerle, 3 cilt, 1971-1974); Büyük İslam Tarihi, (ö.s.), 1975. Çeşitli: Rüya, 1893; Namık Kemalin Mektupları, Ö.F. Akün (yay.), 1972.
HAKKINDA YAZILANLAR
1.Peçeye İsyan Namık Kemalin Torununun Anıları (Unveiled) Selma Ekrem
Uluslararası alanda tanınmakta olup bir çok eseri Fransızca, Almancaya tercüme edilmiştir. Namık Kemali vatan, millet, hürriyet, adalet gibi kavramlarla tanırız. Eserlerinde özellikle dönemin yönetim biçimini eleştiren bir hava sezilir. Vatan Yahut Silistre adlı tiyatro eserini yayımlaması onu yönetim tarafından da Vatan şairi olmasına vesile olacaktır. Tiyatro, roman ve şiir alanında bir çok eser yayınlayan Namık Kemalin özellikle sosyal ve siyasal olaylarla da ilgilendiğini görüyoruz. İyi bir dil çevirmeni olarak bilinir. Eserlerinde vatan, millet, hürriyet, adalet, kahramanlık, yurt sevgisi ve İslam birliği düşüncesini başarıyla yansıtmış ve bu kavramlarla ilgi uyandırmıştır. Namık Kemal 1865te Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı. Tasfir-i Efkar gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazdı. Daha sonra Muhbir gazetesinde görev aldı. Sürgün dönemi sonrası İstanbulda Sura-yi Devlet (Danıştay) üyesi oldu.