GÜLNİHAL
NAMIK KEMAL
YAYIN EVİ VE ADRESİ : BERİKAN YAYINLARI/ANKARA
BASIM YILI : 2000
KİTABIN KONUSU
Mal ve iktidar kavgası içindeolan kişinin etrafa zararlarını ve entrikaları ve bunların sonucunda çıkan olayları halka zararları.
KİTABIN ÖZETİ
Gülnihal İsmetin kendisini dikket etmesini söyler.Muhtar Beyin canı gerçekten tehlikededir.Gülnihal bunları yıllardır kazandığı tecrübelere dayanarak anlatır.Muhtar ve İsmetin akrabaları iktidar ve toprak hırsı için herşeyi yapabilecek düzeyde insanlardır.İsmet Hanım bunlara inanmak istemez.
Gülnihal de köle olmadan önce bir bey kızdır ve onunda İsmet Hanım gibi bir sevdiği vardır.Gülnihal in de düşmanları muhtar bey gibi akrabalarıdır ve sonunda sevgilisini öldürürler.Gülnihal bu nedenle ölmeyi çok ister ama akrabaları onu köle niyetine satarlar.GülnihalI gemiyle başka yere götürürler.Bu sırada çok işkence ederler.Sonunda şimdi bulundugu yere satılır.Burada yaşarken onu köle niyetine satan adamı öldürür.
Gülnihal İsmetlerin evine ilk önce dayısının ölümünü hazırlamak için girer,ama İsmetin annesi ana öyle iyi davranır ki Gülnihal in tüm yaraları sarılır.Gülnihal o günden beri annesi için çalışır.Dayısını herşeye rağmen öldürürler.Çok geçmeden arkadan anneside ölür.Bu günden sonraİsmetI kızı gibi sever ve korur.Gülnihal İsmete söylediklerini aynen Muhtar Beyede anlatır.Muhatarda İsmet gibi inanmak istemez.Akrabalarından böyle bir şey beklemez.Gülnihal Sancak Beyi olan Kaplan Paşanın ismetI sevdiğini fakat onu sadece miras için ve Muhtar beyden intikam almak için sevdiğini söyler.Muhtar bey çok cesur olduğu için ve halk tarafınadan çok sevildiği için KaplanPaşa onu öldürmek ister.
Muhatr bey her zamanki gibi kendisine çok güvenir ve bunu başaramayacaklarını,halkın buna izin vermeyecegini söyler.Gülnihalde tarihte olduğu gibi halkı para ve tahtitlerle susturabileceklerini söyler.Gülnihal Muhtardan başa geçmesini ve halkı kurtarmasını ister;ama Muhtar Bey bunu kan dökerek yapmak istemez.İsmette buradan gitmek istediğini ,Gülnihalin haklı olabileceğini düşünür.Tam bunlar konuşulurken konağı basarlar ve MuhtarI tutuklarlar.Giderken İsmete Paşanın mektubunu bırakırlar.Mektubta saraya gelmesi gerektiği aksi takdirde Muhtarın ölebileceği yazılıdır.
Paşa sonunda muardaına ermiş Muhtarı tutuklamış ve İsmetI saraya gelmeye zorunlu kılmıştır.Paşanın annesi Muhtarın ve İsmetin ölmesi taraftarıdır ama Paşa tam tersine ikisinde yaşamasını ister.İsmatle evlenerek MuhtarI kahret meyi düşünür.Paşo hanım herşeye rağmen İsmetîn yanına gider ve onu oğluna ister.İsmette aklına gelen herşeyi söyler ve evlenmeyi istemez.Bu sırada Paşa içeri girer,İsmet aynı şeyleri Paşayada söyler ve bayılır.Paşa bu hareketinden dolayı onu cezalandırmak ister.Gülnihal bu arada devreye girer ve onu ikna edecgini söylerek GülnihalI kurtarır.Paşa bunu sonucunda işine geri döner ve Muhtar Beyi huzuruna çağırır.Zülfikar Ağa,Paşanın tüfekçi başı,onun hemen öldürülmesi gerektiğini söyler.Züfikar Ağa ,Paşanın adamı olaraka görünsede aslında kardeşinin intikamını almak için yaşayan bir adamdır.
Rıdvanın yardımıyla Gülnihal ve İsmet zindana girereler.Muhtar Bey İsmetle konuşmak istemez ve ona hakaret dou sözler söyler.Bu sırada brinin geldiğini ögrenirler ve İsmet hemen pencereden kaçar.Gelen ZülfiakarAğadır.ZülfiakarAğa zamanında Gülnihalle evlenmek ismemiş fakat Kabul edilmemiştir.Gülnihal muhatarI kurtardıgı zaman onu sevebileceğine yemin eder.Zülfiakar Ağa zaten MuhtarI kurtarıp onu başa geçirmekte kararlıdır.
Paşanın yakın adamlarından Kara Veli Zülfiakar Ağadan yeğeni ,Bayramın ve ahaliden Cafkonun salıverilmesini ister ve aynı zamanda karısına eziyet ettiği bilinen Raşitin ülfiakar Ağa onu oyalar ve onun sadece bir bölgede kalmasını sağlayarak onun tehlike olmasını engeller. Zülfikar Ağa Kara veli tehlikesinden kurtulduktan sonra hemen Muhatarın yanına koşar.Onunla konuşmaya başlar.Onun kurtulup yerine iki masum kişyi öldüren birinin öldürülmesini kararlaştırır.Gecenın geç saatlerinde Muhtar ve onunla bir kaç kişi daha serbest bırarakılır.Serbest bırakılırken hayatta olduguna dair bir kağıt alır bu onun gülnihale karşı ispatı olacaktır.
Muhatar o günden sonra belli bir süre sakalnır.Bu sırada İsmet muhtarın öldüğünü sanır.Muhatar ve yandaşlatrının buluşacağı gün gelmiştir.Akşam vakitlerinde Muhtar Bey,hakim ,Raşit ve ileri gelenlerden Zeynel ,Şemsettin,Behram,Sinan ,Hayri beyler toplanır.Bunalrın yanında ahaliden birçok kişide onlara eşlik eder.Bu olaylar gelişirken Paşa ,annesiPaşo hanımı öldürür,Raşit karısının intikamını alır ve Kara Veliyi zehirler.Muhtar ve yandaşları buldukalrı cephaneyi ve neler yapabileceklerini anlatırlar.Planlar hazırlanır.Paşa belli saatlerde her akşam İsmet hanımın yanına gider ,Paşayı bu arada tutmayı planlarlar.Muhtar İsmete olan kininden dolayı isteksiz davranmaktadır ama ahali ve ismetI tanıyanlar olayları anlatınca İsmetin haklı olduğunu anlar ve daha çok hırslanır.
İleri gelenler ve halk MuhtarI Sancak beyi olarak seçmek isterler;ama Muhtar bunu babadab oğla geçen bir sistemi istemedigi için istemez.Halk bunu sadece bir deyiş olduğunu aslında dürüst ve cesur olduğu için onu seçemek istediklerini anlatırlar,bunun üzerine kabul eder.
O gece gelmiştir.Artık intikam vakti gelmiştir.Bekledikleri gibi Paşa odaya girer.İsmet,Paşa gelemden yaptıkları konuşmalrda Muhtarın ölmediğini anlar,ama durumu belli etmemesi gerekir.Paşa içeri girdiğinde artık zamanın dolduğunu ve yarım saat içinde İsmetle nikahlanmak istediğini söyler.Gülnihal ve İsmet buna şiddetle karşı çıkar ve zaman isterler.;ama Paşa bunu kabul etmez.Gülnihal ,Paşayla İsmetin arasına girmek ister fakat Paşa onu hançerler ve odanın dışına atar.Paşa tekrar İsmetle konuşmaya haırlanırken Muhtar ve adamları odaya girerler ve Paşayı tutuklaralar.Paşanın infaz emri Padişahtan gelmiştir.Zülfiakar Ağa bunu kimseye bırakmaz ve dışarıda hemen infazını gerçekleştirir.ZülfiakarAğa GülnihalI arar ama bulamaz.Onun yaralı olduğunu unutmuşlardır.Hemen yanına koşarlar.Gülnihal görevinin bittiğini söyler ve Zülfikar Ağaya dönerseni sevmeye yemn etmiştim ama olmadı sen beni affet der .Zülfikar Ağa bunun üzerine koşarak odayı terkeder.
Gülnihal görevini yaptığı için ve 16 yıldır hayaliyle yaşadığı eine ihenet etmediği için çok mutludur.Hfifçe ayağa kalkmaya çalışır ve bu sırada ona yaklaşan İsmetin kucağına düşer ve ölür.
KİTABIN ANA FİKRİ
Mal ve iktidar hırsının kötü sonuçlar ve iyilerin galibiyeti.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Kaplan Paşa :Sancak Beyi
Muhtar Bey :Kaplan Paşanın amcası oğlu
Hilmi Efendi :Hakim
Zeynel Bey :Sancak beyliğinin ileri gelenlerinden.
Şemsettin Bey :ileri gelenlerden
Berham Bey :ileri gelenlerden
Sinan Bey :ileri gelenlerden
Hayri Bey :ileri gelenlerden
Kara Veli aşanın yakın adamlarından
Zülfiakar Ağa :Tüfekçi başı
Rıdvan :zindancı
Çakır : mezarcı
Hacı Hüsrev :ahaliden
Raşit : ahaliden
Cafko : ahaliden
Mestan : ahaliden
Paşo Hanım :Kaplan paşanın annesi
İsmet Hanım :Kaplan paşanın ve Muhtar beyin amcası kızı
Gülnihal :İsmet hanımın dadısı
Yadigar : Kaplan paşanın cariyesi
Bir kadın,iki çoçuk celladlar,cariyeler,ahali.
Kitata ana karakterler:
Gülnihal,Muhtar Bey,İsmet,Paşa,Paşo Hanım,Zülfikar Ağadır.Olaylar ilk önce kötülerin galibiyeti gibi görünsede sonunda iyiler kazanmıştır.
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitap tiyatro türünü ban sevdirdi.Yazıldıgı zamandaki hak olaylarını cok iyi yansıtmış ve bunu çok iyi örneklerle bizlere benimsetmiştir.Tasvirler ve benzetmeler olaylara canlılık katmış ve o anların gözlerde canlanmasına yardımcı olmuştur.Kitabı iyi dersler alarak bitirdim,ve bu nedenle herkesin okumasını isterim.Bu olaylar günümüzde de iktidar kavgası nedenıyle meydana gelmektedir.İktidar ve mal hırsı insanlara şeytanın kölesi halin e getiriyor.Bu düşüncelerde olan kimseler etrafındaki herkesi kaybetmeyi umursamaz hale geliyorlar.Benim tek dileğim insanların para ve iktidara tapmamaları ,bunları sadece insanların iyi hayat sürmeleri için kullanmalarıdır.Umarım bu kitabı okuyanlar bunun farkına varırlar.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Namık KEMAL
Tanzimat devri şairlerinden
Doğum/Ölüm: 21 Aralık 1840-2 Aralık 1888
Doğum Yeri: Tekirdağ
Biyografi :
Çocukluğunu dedesi Abdüllatif Paşanın yanında Kars ve Sofyada geçiren, özel bir öğrenim gören Namık Kemal, İstanbula geldikten sonra (1857), Tercüme Odasına memur oldu (1863). Şinasi ile tanıştı. Tasvir-i Efkar gazetesine yazılar yazmaya başladı. Şinasi, Parise gidince (1865) gazeteyi o çıkardı, istibdatla savaşan Yeni Osmanlılar Cemiyeti üyelerinin İstanbuldan uzaklaştırılmaları karşısında Ziya Paşa ile Parise kaçtı (1867), Londrada yine Ziya Paşa ile Hürriyet gazetesini çıkardı (1868), İstanbula dönünce (1870) arkadaşlarıyla İbret gazetesini çıkarmaya başladı, az sonra mutasarrıf olarak Geliboluya gönderildi, azledilince yine İstanbula geldi. Vatan Yahut Silistre piyesinin Gedikpaşa Tiyatrosunda temsilinin yarattığı heyecan üzerine (Nisan 1873), Kıbrısta Magosa zindanına sürüldü (9 Nisan 1873), Abdülazizin tahttan indirilmesiyle siyasi mahkumlar affedilince, 38 ay kaldığı Magosadan İstanbula döndü (Mayıs 1876), Kanun-i Esasi Encümeninde çalıştı, Midilli Adasına sürüldü (1877), sonra oraya mutasarrıf oldu (1879), görevi Rodos (1884) ve Sakız (1887- ) Adalarına nakledildi.
Namık Kemal edebiyatın hemen her türünde, geniş yankılar yaratan eserleriyle Tanzimat devrinin en gür sesli şairi, en önemli dava ve sanat adamı oldu. Genel olarak şekil ve ifade bakımlarından eskiye bağlı, ruh ve özce yeni şiirleriyle vatan, millet, hürriyet ideallerini aşılarken, makale, piyes, mektup ve tenkitleriyle de sosyal alanda eğitici kudretini gösterdi, hep toplum için sanat ilkesine bağlı kaldı.
Her eserinin günümüzde de bir çok ve değişik baskıları yapıla gelen Namık Kemalin şiirleri ilk kez Sadettin Nüzhet Ergun tarafından toplanmıştı:
Namık Kemal/Hayatı ve Şiirleri (1933), Oyunları: Vatan Yahut Silistre (1873), Zavallı Çocuk (1873), Akif Bey (1874), Gülnihal (1875), Celaleddin Harzemşah (1885), Karabela (1910, yeni baskısı yok)
Romanları :
İntibah (Uyanış, 1876), Cezmi (1880)
Tenkit eserleri (eleştiriler) :
Tahrib-i Harabat (1885), Takib (1885), Renan Müdafaanamesi (yeni b. 1962). Prof. Kaya Bilgegilin bir monografisi de (Harabat Karşısında Namık Kemal, 1972) Ziya Paşanın Harabat antolojisine karşı Namık Kemalin görüşlerini açıklar.
Kanije (1874), Silistre Muhasarası (1874,1946) gibi tarih ve biyografi kitapları arasında en tanınmışları: Osmanlı Tarihi (yeni b. üç cilt, 1971-1974) ile Büyük İslam Tarihi (yeni b. 1975)dir. Namık Kemal, Selahaddin-i Eyyubi, Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selimin hayatlarını da Evrak-ı Perişan (dağınık yapraklar, 1871) adlı bir kitapta toplamıştı, Yavuz Sultan Selim de yeniden basıldı (1968)
Mektupları : Daha önce Hususi Mektuplarına Göre Namık Kemal ve Abdülhak Hamid (1949) kitabını çıkarmış olan Fevziye Abdullah Tansel, bu kez Türk Dil Kurumu için, şairin bütün mektuplarını dört ciltte topladı. Namık Kemalin Hususi mektupları genel başlığını taşıyan bu dizinin basılmış ilk cildi (1967) İstanbul, Avrupa ve Magosadan yazılmış 213 mektubu, ikinci cilt ise (1969) İstanbul ve Midilli mektuplarını (231-426. mektupları) kapsıyor. Ömer Faruk Akün de Namık Kemalin Mektupları (1972) adlı bir eser yayınladı
Hakkında, pek çok kitap arasında Namık Kemal/Hayatı ve Eserleri (1948) adlı çalışma, prof. Mehmed Kaplanın doktora tezidir. Mustafa Nihat Özönün Namık Kemal ve İbret Gazetesi (1938) kitabında makalelerinden seçmeler toplanmış. Baha Dürder de şairin romanları üzerine bir inceleme yayınlamıştı: Namık Kemalin Romanları (1940).
Şiir kitabı :
Namık Kemal/Hayatı ve Şiirleri (1933)
Oyunları :
Vatan Yahut Silistre (1873)
Zavallı Çocuk (1873)
Akif Bey (1874)
Gülnihal (1875)
Celaleddin Harzemşah (1885)
Karabela (1910)
Romanları :
İntibah (Uyanış, 1876)
Cezmi (1880
Eleştirileri :
Tahrib-i Harabat (1885)
Takib (1885)
Renan Müdafaanamesi (yeni b. 1962)
Tarih - Biyografi :
Kanije (1874)
Silistre Muhasarası (1874,1946)
Osmanlı Tarihi (1971-1974)
Büyük İslam Tarihi (yeni b. 1975)
Evrak-ı Perişan (dağınık yapraklar, 1871)
Yavuz Sultan Selim (yeni b. 1968)
Mektupları :
Namık Kemal ve Abdülhak Hamid (1949)
Namık Kemalin Hususi mektupları:
İlk cilt (1967)
İkinci cilt (1969)
NAMIK KEMAL
YAYIN EVİ VE ADRESİ : BERİKAN YAYINLARI/ANKARA
BASIM YILI : 2000
KİTABIN KONUSU
Mal ve iktidar kavgası içindeolan kişinin etrafa zararlarını ve entrikaları ve bunların sonucunda çıkan olayları halka zararları.
KİTABIN ÖZETİ
Gülnihal İsmetin kendisini dikket etmesini söyler.Muhtar Beyin canı gerçekten tehlikededir.Gülnihal bunları yıllardır kazandığı tecrübelere dayanarak anlatır.Muhtar ve İsmetin akrabaları iktidar ve toprak hırsı için herşeyi yapabilecek düzeyde insanlardır.İsmet Hanım bunlara inanmak istemez.
Gülnihal de köle olmadan önce bir bey kızdır ve onunda İsmet Hanım gibi bir sevdiği vardır.Gülnihal in de düşmanları muhtar bey gibi akrabalarıdır ve sonunda sevgilisini öldürürler.Gülnihal bu nedenle ölmeyi çok ister ama akrabaları onu köle niyetine satarlar.GülnihalI gemiyle başka yere götürürler.Bu sırada çok işkence ederler.Sonunda şimdi bulundugu yere satılır.Burada yaşarken onu köle niyetine satan adamı öldürür.
Gülnihal İsmetlerin evine ilk önce dayısının ölümünü hazırlamak için girer,ama İsmetin annesi ana öyle iyi davranır ki Gülnihal in tüm yaraları sarılır.Gülnihal o günden beri annesi için çalışır.Dayısını herşeye rağmen öldürürler.Çok geçmeden arkadan anneside ölür.Bu günden sonraİsmetI kızı gibi sever ve korur.Gülnihal İsmete söylediklerini aynen Muhtar Beyede anlatır.Muhatarda İsmet gibi inanmak istemez.Akrabalarından böyle bir şey beklemez.Gülnihal Sancak Beyi olan Kaplan Paşanın ismetI sevdiğini fakat onu sadece miras için ve Muhtar beyden intikam almak için sevdiğini söyler.Muhtar bey çok cesur olduğu için ve halk tarafınadan çok sevildiği için KaplanPaşa onu öldürmek ister.
Muhatr bey her zamanki gibi kendisine çok güvenir ve bunu başaramayacaklarını,halkın buna izin vermeyecegini söyler.Gülnihalde tarihte olduğu gibi halkı para ve tahtitlerle susturabileceklerini söyler.Gülnihal Muhtardan başa geçmesini ve halkı kurtarmasını ister;ama Muhtar Bey bunu kan dökerek yapmak istemez.İsmette buradan gitmek istediğini ,Gülnihalin haklı olabileceğini düşünür.Tam bunlar konuşulurken konağı basarlar ve MuhtarI tutuklarlar.Giderken İsmete Paşanın mektubunu bırakırlar.Mektubta saraya gelmesi gerektiği aksi takdirde Muhtarın ölebileceği yazılıdır.
Paşa sonunda muardaına ermiş Muhtarı tutuklamış ve İsmetI saraya gelmeye zorunlu kılmıştır.Paşanın annesi Muhtarın ve İsmetin ölmesi taraftarıdır ama Paşa tam tersine ikisinde yaşamasını ister.İsmatle evlenerek MuhtarI kahret meyi düşünür.Paşo hanım herşeye rağmen İsmetîn yanına gider ve onu oğluna ister.İsmette aklına gelen herşeyi söyler ve evlenmeyi istemez.Bu sırada Paşa içeri girer,İsmet aynı şeyleri Paşayada söyler ve bayılır.Paşa bu hareketinden dolayı onu cezalandırmak ister.Gülnihal bu arada devreye girer ve onu ikna edecgini söylerek GülnihalI kurtarır.Paşa bunu sonucunda işine geri döner ve Muhtar Beyi huzuruna çağırır.Zülfikar Ağa,Paşanın tüfekçi başı,onun hemen öldürülmesi gerektiğini söyler.Züfikar Ağa ,Paşanın adamı olaraka görünsede aslında kardeşinin intikamını almak için yaşayan bir adamdır.
Rıdvanın yardımıyla Gülnihal ve İsmet zindana girereler.Muhtar Bey İsmetle konuşmak istemez ve ona hakaret dou sözler söyler.Bu sırada brinin geldiğini ögrenirler ve İsmet hemen pencereden kaçar.Gelen ZülfiakarAğadır.ZülfiakarAğa zamanında Gülnihalle evlenmek ismemiş fakat Kabul edilmemiştir.Gülnihal muhatarI kurtardıgı zaman onu sevebileceğine yemin eder.Zülfiakar Ağa zaten MuhtarI kurtarıp onu başa geçirmekte kararlıdır.
Paşanın yakın adamlarından Kara Veli Zülfiakar Ağadan yeğeni ,Bayramın ve ahaliden Cafkonun salıverilmesini ister ve aynı zamanda karısına eziyet ettiği bilinen Raşitin ülfiakar Ağa onu oyalar ve onun sadece bir bölgede kalmasını sağlayarak onun tehlike olmasını engeller. Zülfikar Ağa Kara veli tehlikesinden kurtulduktan sonra hemen Muhatarın yanına koşar.Onunla konuşmaya başlar.Onun kurtulup yerine iki masum kişyi öldüren birinin öldürülmesini kararlaştırır.Gecenın geç saatlerinde Muhtar ve onunla bir kaç kişi daha serbest bırarakılır.Serbest bırakılırken hayatta olduguna dair bir kağıt alır bu onun gülnihale karşı ispatı olacaktır.
Muhatar o günden sonra belli bir süre sakalnır.Bu sırada İsmet muhtarın öldüğünü sanır.Muhatar ve yandaşlatrının buluşacağı gün gelmiştir.Akşam vakitlerinde Muhtar Bey,hakim ,Raşit ve ileri gelenlerden Zeynel ,Şemsettin,Behram,Sinan ,Hayri beyler toplanır.Bunalrın yanında ahaliden birçok kişide onlara eşlik eder.Bu olaylar gelişirken Paşa ,annesiPaşo hanımı öldürür,Raşit karısının intikamını alır ve Kara Veliyi zehirler.Muhtar ve yandaşları buldukalrı cephaneyi ve neler yapabileceklerini anlatırlar.Planlar hazırlanır.Paşa belli saatlerde her akşam İsmet hanımın yanına gider ,Paşayı bu arada tutmayı planlarlar.Muhtar İsmete olan kininden dolayı isteksiz davranmaktadır ama ahali ve ismetI tanıyanlar olayları anlatınca İsmetin haklı olduğunu anlar ve daha çok hırslanır.
İleri gelenler ve halk MuhtarI Sancak beyi olarak seçmek isterler;ama Muhtar bunu babadab oğla geçen bir sistemi istemedigi için istemez.Halk bunu sadece bir deyiş olduğunu aslında dürüst ve cesur olduğu için onu seçemek istediklerini anlatırlar,bunun üzerine kabul eder.
O gece gelmiştir.Artık intikam vakti gelmiştir.Bekledikleri gibi Paşa odaya girer.İsmet,Paşa gelemden yaptıkları konuşmalrda Muhtarın ölmediğini anlar,ama durumu belli etmemesi gerekir.Paşa içeri girdiğinde artık zamanın dolduğunu ve yarım saat içinde İsmetle nikahlanmak istediğini söyler.Gülnihal ve İsmet buna şiddetle karşı çıkar ve zaman isterler.;ama Paşa bunu kabul etmez.Gülnihal ,Paşayla İsmetin arasına girmek ister fakat Paşa onu hançerler ve odanın dışına atar.Paşa tekrar İsmetle konuşmaya haırlanırken Muhtar ve adamları odaya girerler ve Paşayı tutuklaralar.Paşanın infaz emri Padişahtan gelmiştir.Zülfiakar Ağa bunu kimseye bırakmaz ve dışarıda hemen infazını gerçekleştirir.ZülfiakarAğa GülnihalI arar ama bulamaz.Onun yaralı olduğunu unutmuşlardır.Hemen yanına koşarlar.Gülnihal görevinin bittiğini söyler ve Zülfikar Ağaya dönerseni sevmeye yemn etmiştim ama olmadı sen beni affet der .Zülfikar Ağa bunun üzerine koşarak odayı terkeder.
Gülnihal görevini yaptığı için ve 16 yıldır hayaliyle yaşadığı eine ihenet etmediği için çok mutludur.Hfifçe ayağa kalkmaya çalışır ve bu sırada ona yaklaşan İsmetin kucağına düşer ve ölür.
KİTABIN ANA FİKRİ
Mal ve iktidar hırsının kötü sonuçlar ve iyilerin galibiyeti.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ
Kaplan Paşa :Sancak Beyi
Muhtar Bey :Kaplan Paşanın amcası oğlu
Hilmi Efendi :Hakim
Zeynel Bey :Sancak beyliğinin ileri gelenlerinden.
Şemsettin Bey :ileri gelenlerden
Berham Bey :ileri gelenlerden
Sinan Bey :ileri gelenlerden
Hayri Bey :ileri gelenlerden
Kara Veli aşanın yakın adamlarından
Zülfiakar Ağa :Tüfekçi başı
Rıdvan :zindancı
Çakır : mezarcı
Hacı Hüsrev :ahaliden
Raşit : ahaliden
Cafko : ahaliden
Mestan : ahaliden
Paşo Hanım :Kaplan paşanın annesi
İsmet Hanım :Kaplan paşanın ve Muhtar beyin amcası kızı
Gülnihal :İsmet hanımın dadısı
Yadigar : Kaplan paşanın cariyesi
Bir kadın,iki çoçuk celladlar,cariyeler,ahali.
Kitata ana karakterler:
Gülnihal,Muhtar Bey,İsmet,Paşa,Paşo Hanım,Zülfikar Ağadır.Olaylar ilk önce kötülerin galibiyeti gibi görünsede sonunda iyiler kazanmıştır.
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER
Kitap tiyatro türünü ban sevdirdi.Yazıldıgı zamandaki hak olaylarını cok iyi yansıtmış ve bunu çok iyi örneklerle bizlere benimsetmiştir.Tasvirler ve benzetmeler olaylara canlılık katmış ve o anların gözlerde canlanmasına yardımcı olmuştur.Kitabı iyi dersler alarak bitirdim,ve bu nedenle herkesin okumasını isterim.Bu olaylar günümüzde de iktidar kavgası nedenıyle meydana gelmektedir.İktidar ve mal hırsı insanlara şeytanın kölesi halin e getiriyor.Bu düşüncelerde olan kimseler etrafındaki herkesi kaybetmeyi umursamaz hale geliyorlar.Benim tek dileğim insanların para ve iktidara tapmamaları ,bunları sadece insanların iyi hayat sürmeleri için kullanmalarıdır.Umarım bu kitabı okuyanlar bunun farkına varırlar.
KİTABIN YAZARI HAKKINDA KISA BİLGİ
Namık KEMAL
Tanzimat devri şairlerinden
Doğum/Ölüm: 21 Aralık 1840-2 Aralık 1888
Doğum Yeri: Tekirdağ
Biyografi :
Çocukluğunu dedesi Abdüllatif Paşanın yanında Kars ve Sofyada geçiren, özel bir öğrenim gören Namık Kemal, İstanbula geldikten sonra (1857), Tercüme Odasına memur oldu (1863). Şinasi ile tanıştı. Tasvir-i Efkar gazetesine yazılar yazmaya başladı. Şinasi, Parise gidince (1865) gazeteyi o çıkardı, istibdatla savaşan Yeni Osmanlılar Cemiyeti üyelerinin İstanbuldan uzaklaştırılmaları karşısında Ziya Paşa ile Parise kaçtı (1867), Londrada yine Ziya Paşa ile Hürriyet gazetesini çıkardı (1868), İstanbula dönünce (1870) arkadaşlarıyla İbret gazetesini çıkarmaya başladı, az sonra mutasarrıf olarak Geliboluya gönderildi, azledilince yine İstanbula geldi. Vatan Yahut Silistre piyesinin Gedikpaşa Tiyatrosunda temsilinin yarattığı heyecan üzerine (Nisan 1873), Kıbrısta Magosa zindanına sürüldü (9 Nisan 1873), Abdülazizin tahttan indirilmesiyle siyasi mahkumlar affedilince, 38 ay kaldığı Magosadan İstanbula döndü (Mayıs 1876), Kanun-i Esasi Encümeninde çalıştı, Midilli Adasına sürüldü (1877), sonra oraya mutasarrıf oldu (1879), görevi Rodos (1884) ve Sakız (1887- ) Adalarına nakledildi.
Namık Kemal edebiyatın hemen her türünde, geniş yankılar yaratan eserleriyle Tanzimat devrinin en gür sesli şairi, en önemli dava ve sanat adamı oldu. Genel olarak şekil ve ifade bakımlarından eskiye bağlı, ruh ve özce yeni şiirleriyle vatan, millet, hürriyet ideallerini aşılarken, makale, piyes, mektup ve tenkitleriyle de sosyal alanda eğitici kudretini gösterdi, hep toplum için sanat ilkesine bağlı kaldı.
Her eserinin günümüzde de bir çok ve değişik baskıları yapıla gelen Namık Kemalin şiirleri ilk kez Sadettin Nüzhet Ergun tarafından toplanmıştı:
Namık Kemal/Hayatı ve Şiirleri (1933), Oyunları: Vatan Yahut Silistre (1873), Zavallı Çocuk (1873), Akif Bey (1874), Gülnihal (1875), Celaleddin Harzemşah (1885), Karabela (1910, yeni baskısı yok)
Romanları :
İntibah (Uyanış, 1876), Cezmi (1880)
Tenkit eserleri (eleştiriler) :
Tahrib-i Harabat (1885), Takib (1885), Renan Müdafaanamesi (yeni b. 1962). Prof. Kaya Bilgegilin bir monografisi de (Harabat Karşısında Namık Kemal, 1972) Ziya Paşanın Harabat antolojisine karşı Namık Kemalin görüşlerini açıklar.
Kanije (1874), Silistre Muhasarası (1874,1946) gibi tarih ve biyografi kitapları arasında en tanınmışları: Osmanlı Tarihi (yeni b. üç cilt, 1971-1974) ile Büyük İslam Tarihi (yeni b. 1975)dir. Namık Kemal, Selahaddin-i Eyyubi, Fatih Sultan Mehmed, Yavuz Sultan Selimin hayatlarını da Evrak-ı Perişan (dağınık yapraklar, 1871) adlı bir kitapta toplamıştı, Yavuz Sultan Selim de yeniden basıldı (1968)
Mektupları : Daha önce Hususi Mektuplarına Göre Namık Kemal ve Abdülhak Hamid (1949) kitabını çıkarmış olan Fevziye Abdullah Tansel, bu kez Türk Dil Kurumu için, şairin bütün mektuplarını dört ciltte topladı. Namık Kemalin Hususi mektupları genel başlığını taşıyan bu dizinin basılmış ilk cildi (1967) İstanbul, Avrupa ve Magosadan yazılmış 213 mektubu, ikinci cilt ise (1969) İstanbul ve Midilli mektuplarını (231-426. mektupları) kapsıyor. Ömer Faruk Akün de Namık Kemalin Mektupları (1972) adlı bir eser yayınladı
Hakkında, pek çok kitap arasında Namık Kemal/Hayatı ve Eserleri (1948) adlı çalışma, prof. Mehmed Kaplanın doktora tezidir. Mustafa Nihat Özönün Namık Kemal ve İbret Gazetesi (1938) kitabında makalelerinden seçmeler toplanmış. Baha Dürder de şairin romanları üzerine bir inceleme yayınlamıştı: Namık Kemalin Romanları (1940).
Şiir kitabı :
Namık Kemal/Hayatı ve Şiirleri (1933)
Oyunları :
Vatan Yahut Silistre (1873)
Zavallı Çocuk (1873)
Akif Bey (1874)
Gülnihal (1875)
Celaleddin Harzemşah (1885)
Karabela (1910)
Romanları :
İntibah (Uyanış, 1876)
Cezmi (1880
Eleştirileri :
Tahrib-i Harabat (1885)
Takib (1885)
Renan Müdafaanamesi (yeni b. 1962)
Tarih - Biyografi :
Kanije (1874)
Silistre Muhasarası (1874,1946)
Osmanlı Tarihi (1971-1974)
Büyük İslam Tarihi (yeni b. 1975)
Evrak-ı Perişan (dağınık yapraklar, 1871)
Yavuz Sultan Selim (yeni b. 1968)
Mektupları :
Namık Kemal ve Abdülhak Hamid (1949)
Namık Kemalin Hususi mektupları:
İlk cilt (1967)
İkinci cilt (1969)