Namaz Kılmamanın en Büyük Sebebi önemini bilmemektir. Namazın ne Büyük bir ehemmiyet ve kıymet taşıdığını bilmeyen nice Müslüman İşin var sonra kılarsın Neyse sonra kaza edersin gibi cümleler kullanırlar. Oysa Namaz o kadar önemlidir ki insanın yaratılış sebebinin en büyüğü budur.
Düşünün bir kere: Rabbimiz Kuranda meâlen Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım buyuruyor. (Zâriyât Sûresi: 56) Daha ötesi var mı?
Hem Rabbimiz hem Peygamberimiz (a.s.m.) en Büyük ibadetin Namaz olduğunu belirtiyorlar. Bu kadar açık gerçek ortada iken farklı bir şey düşünmek mümkün mü?
Bizim ve her şeyin yaratıcısı bizi dirilten ve öldüren ahirette bizi hesaba çekerek sonsuz bir mükâfat veya azap verecek olan Allah çok açık ve net bir şekilde bizi ibadet ve Namaz için yarattığını buyuruyor ısrarla namazı emrediyor. Bizim farklı bahanelerle namazı terk etmemiz kendi kendimizi aldatmak ve başımızı kuma sokmak olmuyor mu?
Evet içinde bulunduğumuz gafletten uyanalım. Namazı vaktinde hiç kaçırmadan ezan okunur okunmaz dosdoğru ve hakkını vererek kılalım. Eğer hemen uyanmazsak bilelim ki Cehennemde uyanmak çok geç olacaktır.
Allah Gafûr ve Rahîmdir affeder düşüncesi
Namaz kılmayan insanlardan bazıları ve en başta nefsimiz Canım ne olacak Allah affeder der. Namazı terk eden nice insan Rabbimizin af ve mağfiretinin sonsuz olduğunu Onun her şeyi affedeceğini söyler. Oysa bu şeytanın bir tuzağıdır.
Elbette Rabbimiz şirkin dışında bütün günahları affeder. Ama nasıl? Şu ayet meali bizi bu konuda daima uyanık tutmalıdır:
Ey insanlar! Rabbinizin emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakının. Ve öyle bir günden korkun ki ne babanın evlâdına ne evlâdın babasına hiçbir faydası olmaz. Allahın vaadi şüphesiz haktır; sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O çok aldatıcı şeytan da Allahın azabını unutturup sadece affına güvendirerek sizi isyana sürüklemesin. (Lokman Suresi: 33)
Son cümle apaçık bir şekilde Nasıl olsa Allah affeder diyerek namaza karşı ilgisiz olmanın yanlışlığını ortaya koyuyor. Gafûr ve Rahîm olduğu için Namaz konusundaki ihmalimizden dolayı bizi affedeceğini umduğumuz Rabbimiz açıkça bu konuda bizi uyarıyor, aldanmamızı istemiyor.
Biz şimdi Rabbimizi Kendisinden daha mı iyi tanıyoruz ki Affeder affeder diye namazı terk ediyoruz? Sanki Allah her ne kadar Kuranda 70 defa namazı emrediyorsa da merak etmeyin O merhametlidir affeder diyoruz.
Öncelikle şu gerçeği unutmayın: Rabbimizin merhametine ve affına güvenerek günah işlenmez. Ancak gafletle günah işlenmiş ama sonunda pişmanlık duyulup af dilenmişse o başka. Şu uyarıya dikkat edin:
Allah katında makbul olan tevbe o kimsenin tevbesidir ki onlar bilmeyerek kötülük işlerler de çok geçmeden pişman olup tevbe ederler. İşte onların tevbesini Allah kabul eder. (Nisâ: 17)
Demek ki tevbenin kabul olabilmesi için günahın bilmeyerek işlenmesi ve çok geçmeden pişman olunması gerekir. Oysa namazını kılmayan nice insan hem bile bile bu günahı işliyor hem de hiç pişman olmadan her gün aynı günahı işlemeye devam ediyor.
Evet Rabbimizin güzel isimleri içinde en fazla olan şefkat af ve merhamet manasını taşıyanlardır. Rahmetinin gazabını geçtiğini belirten de O'dur. Kendisine ortak koşmaktan başka her şeyi affedeceğini de belirtmiştir.
O kadar ki ömründe bir Namaz bile kılmadan affettiği ve Cennete koyacağı insanlar vardır. Ama bütün ömrünü namazla geçirdiği halde ayağı kayıp Cehenneme yuvarlananlar da bulunmaktadır.
Gafletle günahı işleyip sonradan ayılan kendine gelen şuurlanan bir insan Ben ne yaptım ne Büyük hata işledim diye sarsılır ciddi bir pişmanlık duyar ve affedilmesi için yalvarırsa Rabbimiz affedebilir.
Dikkat edin: Affedebilir diyoruz. Çünkü Allahın af ve mağfireti hiç kimsenin ipoteği altında değildir. Hiç kimse O'na ait bir yetki hakkında fikir yürütemez Onu etkileyemez.
Ve en Büyük günahlardan birisi Allah bana azap etmez düşüncesi bir başkası Ben nasıl olsa Cennetliğim anlayışıdır.
Tabiî Allah beni affetmez Allah beni Cennetine sokmaz Ben kesinlikle Cehennemliğim gibi düşünceler de yanlıştır.Çünkü Allahın ikramı ihsanı affı bağışı adaleti hiç kimsenin etkisi altında değildir. Rabbimiz her hususta olduğu gibi bütün fiillerinde de tek bağımsız ve sorumsuzdur.
Bunun için diyoruz ki bırakın günah işlemeden önce samimiyetten uzak ve çelişki içinde Allah affeder diye düşünmek; günahtan sonra içten ve yürekten tevbe ve istiğfar etsek bile neticeyi bilemeyiz. Ne Affedildik dememiz ne de Affedilmedik diye düşünmemiz doğrudur. Ölünceye kadar affını ümit eder azabından korkarız.
" Bu bakımdan Namaz kılmayıp Allah affeder diye düşünmek Büyük hatadır ve Namaz için bir özür olamaz.
Düşünün bir kere: Rabbimiz Kuranda meâlen Ben cinleri ve insanları ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım buyuruyor. (Zâriyât Sûresi: 56) Daha ötesi var mı?
Hem Rabbimiz hem Peygamberimiz (a.s.m.) en Büyük ibadetin Namaz olduğunu belirtiyorlar. Bu kadar açık gerçek ortada iken farklı bir şey düşünmek mümkün mü?
Bizim ve her şeyin yaratıcısı bizi dirilten ve öldüren ahirette bizi hesaba çekerek sonsuz bir mükâfat veya azap verecek olan Allah çok açık ve net bir şekilde bizi ibadet ve Namaz için yarattığını buyuruyor ısrarla namazı emrediyor. Bizim farklı bahanelerle namazı terk etmemiz kendi kendimizi aldatmak ve başımızı kuma sokmak olmuyor mu?
Evet içinde bulunduğumuz gafletten uyanalım. Namazı vaktinde hiç kaçırmadan ezan okunur okunmaz dosdoğru ve hakkını vererek kılalım. Eğer hemen uyanmazsak bilelim ki Cehennemde uyanmak çok geç olacaktır.
Allah Gafûr ve Rahîmdir affeder düşüncesi
Namaz kılmayan insanlardan bazıları ve en başta nefsimiz Canım ne olacak Allah affeder der. Namazı terk eden nice insan Rabbimizin af ve mağfiretinin sonsuz olduğunu Onun her şeyi affedeceğini söyler. Oysa bu şeytanın bir tuzağıdır.
Elbette Rabbimiz şirkin dışında bütün günahları affeder. Ama nasıl? Şu ayet meali bizi bu konuda daima uyanık tutmalıdır:
Ey insanlar! Rabbinizin emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakının. Ve öyle bir günden korkun ki ne babanın evlâdına ne evlâdın babasına hiçbir faydası olmaz. Allahın vaadi şüphesiz haktır; sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O çok aldatıcı şeytan da Allahın azabını unutturup sadece affına güvendirerek sizi isyana sürüklemesin. (Lokman Suresi: 33)
Son cümle apaçık bir şekilde Nasıl olsa Allah affeder diyerek namaza karşı ilgisiz olmanın yanlışlığını ortaya koyuyor. Gafûr ve Rahîm olduğu için Namaz konusundaki ihmalimizden dolayı bizi affedeceğini umduğumuz Rabbimiz açıkça bu konuda bizi uyarıyor, aldanmamızı istemiyor.
Biz şimdi Rabbimizi Kendisinden daha mı iyi tanıyoruz ki Affeder affeder diye namazı terk ediyoruz? Sanki Allah her ne kadar Kuranda 70 defa namazı emrediyorsa da merak etmeyin O merhametlidir affeder diyoruz.
Öncelikle şu gerçeği unutmayın: Rabbimizin merhametine ve affına güvenerek günah işlenmez. Ancak gafletle günah işlenmiş ama sonunda pişmanlık duyulup af dilenmişse o başka. Şu uyarıya dikkat edin:
Allah katında makbul olan tevbe o kimsenin tevbesidir ki onlar bilmeyerek kötülük işlerler de çok geçmeden pişman olup tevbe ederler. İşte onların tevbesini Allah kabul eder. (Nisâ: 17)
Demek ki tevbenin kabul olabilmesi için günahın bilmeyerek işlenmesi ve çok geçmeden pişman olunması gerekir. Oysa namazını kılmayan nice insan hem bile bile bu günahı işliyor hem de hiç pişman olmadan her gün aynı günahı işlemeye devam ediyor.
Evet Rabbimizin güzel isimleri içinde en fazla olan şefkat af ve merhamet manasını taşıyanlardır. Rahmetinin gazabını geçtiğini belirten de O'dur. Kendisine ortak koşmaktan başka her şeyi affedeceğini de belirtmiştir.
O kadar ki ömründe bir Namaz bile kılmadan affettiği ve Cennete koyacağı insanlar vardır. Ama bütün ömrünü namazla geçirdiği halde ayağı kayıp Cehenneme yuvarlananlar da bulunmaktadır.
Gafletle günahı işleyip sonradan ayılan kendine gelen şuurlanan bir insan Ben ne yaptım ne Büyük hata işledim diye sarsılır ciddi bir pişmanlık duyar ve affedilmesi için yalvarırsa Rabbimiz affedebilir.
Dikkat edin: Affedebilir diyoruz. Çünkü Allahın af ve mağfireti hiç kimsenin ipoteği altında değildir. Hiç kimse O'na ait bir yetki hakkında fikir yürütemez Onu etkileyemez.
Ve en Büyük günahlardan birisi Allah bana azap etmez düşüncesi bir başkası Ben nasıl olsa Cennetliğim anlayışıdır.
Tabiî Allah beni affetmez Allah beni Cennetine sokmaz Ben kesinlikle Cehennemliğim gibi düşünceler de yanlıştır.Çünkü Allahın ikramı ihsanı affı bağışı adaleti hiç kimsenin etkisi altında değildir. Rabbimiz her hususta olduğu gibi bütün fiillerinde de tek bağımsız ve sorumsuzdur.
Bunun için diyoruz ki bırakın günah işlemeden önce samimiyetten uzak ve çelişki içinde Allah affeder diye düşünmek; günahtan sonra içten ve yürekten tevbe ve istiğfar etsek bile neticeyi bilemeyiz. Ne Affedildik dememiz ne de Affedilmedik diye düşünmemiz doğrudur. Ölünceye kadar affını ümit eder azabından korkarız.
" Bu bakımdan Namaz kılmayıp Allah affeder diye düşünmek Büyük hatadır ve Namaz için bir özür olamaz.