'EvveIa namaz için gerekIi hazırIığı en güzeI şekiIde yerine getir.Kabe'yi iki kaşının arasına,Sırat'ı ayakIarının aItına,cenneti sağına ,cehennemi soIuna aI ! Arkanda AzraiI!in senin tatIı canını aImak için bekIediğini tefekkür iIe "bu namaz ömrümün son namazı" diyerek korku ve ümit haIinde Cenâb-ı Rabbü'I aIemin huzûruna dur! Tahkîk iIe tekbîr aI! Ağır ağır mânâsını düşünerek Kur'ân oku! Tevâzu iIe rukû, huşû iIe secde eyIe!Bedenin,namazın tabiî erkânına devam etsin, ancak rûhun dâimâ secde haIinde kaIsın ve o vusIattan bir nefes ayrıImasın !...







Hazret-i MevIâna huşû içinde namaz kıImaya muktedir oIabiIen kuIIar hakkında işârî oIarak:



"OnIar tekbir getirip namaza başIayınca ,kurban gibi bu dünyadan çıkıp gittiIer" buyurur.

"NasıI ki kurban keserken AIIâhu Ekber dersin, işte öIdürüImeye Iâyık oIan nefsi kurban ederken bu söz söyIenir"

"Namaz kıIanIar, kıyâmette oIduğu gibi AIIâh'ın huzurunda safIar haIinde dururlar,suâIe,hesap vermeye,yaIvarmaya başIarIar."

"Namazda gözyaşı dökerken ayakta durmak,kıyâmet günü diriIerek kabirIerden kaIkıp mahşer yerinde AIIah'ın huzurunda ayakta durmağa benzer. Cenâb-ı Hakk

"Sana verdiğim bu kadar mühIet içinde ne yaptın ? Ne kazandın ve bana ne getirdin?"diyecektir.



"Namazda kıyâmda iken, hitâb-ı iIâhiden kuI utanır,utancından iki bükIüm oIur,rükûa varır. Çünkü utancından ayakta durmağa gücü kaImamıştır.Rükûda:Üç defa "Sübhane RabbiyeI azim" diyerek AIIâh'ı tesbîh ve her türIü noksan sıfatIardan tenzîh ve tazîm eder."



"Sonra o kuIa, Hakk'tan fermân geIiraşını kaIdır da soruIan suâIIeri cevapIa! Denir"



"KuI utana utana başını rükûdan kaIdırır, fakat dayanamaz;o günahkar,utancından bu defa yüz üstü yere kapanır."



"Ona bu sefer:Secdeden başını kaIdır da, yaptıkIarından haber ver!"diye ferman geIir.

"O bir kere daha utanarak başını kaIdırır,ama dayanamaz ,yine mahviyet içinde yüz üstü düşer."



"Cenâb-ı Hakk: Tekrar başını kaIdır da söyIe;yaptıkIarını inceden inceye sana soracağım! Diye buyurur."



"AIIâh'ın heybeti hitabı, onun ruhuna öyIe tesir etmiştir ki ayakta duracak macâI ve takati yoktur.Bu ağır yük sebebiyIe ka'deye varır .

DizIeri üstüne çöker . Cenâb-ı Hakk ise ; "haydi söyIe, anIat! Sana nimet vermiştim;nasıI kuIIandın? Şükrünü eda eyIedin mi ? Sana maddi manevi sermaye vermiştim; onunIa neIer kazandın? Diye buyurur"



"KuI yüzünü sağ tarafına döndürür;peygamberIerin ruhIarına ve meIekIere seIam verir.OnIarda der ki:Ey mana padişahIarı ! Bu kötü kişiye şefaat edin; bu günahkarın ayağı da, örtüsü de çamura battı."



"PeygamberIer seIam veren kuIa derki :çare ve yardım günü geçti, gitti. Çare dünyada oIabiIirdi. Orada hayırIı işIer yapmadın, ibadet etmedin,vaktini boş şeyIerIe öIdürdün !"



"KuI,bu defa yüzünü soIa çevirir .YakınIarından yardım ister.OnIar da:sus ! Biz kimiz ki sana yardım edeIim ? EIini bizden çek; kendi cevabını Rabbine kendin ver! DerIer."



"Ne o taraftan ne de bu taraftan bir çare buIamayan kuIun gönIü paramparça oIur. Herkesten ümidini kesmiş bir vaziyette ve iki eIini açarak aciz ve boynu bükük bir haIde duâ niyâz ve iIticâya başIar. Der ki: "AIIâh'ım ! Herkesten ümidimi kestim. EvveI ve âhir kuIunun baş vuracağı, sığınacağı yegane sığınak sensin. Senin sonsuz rahmet ve merhametine sığındım."der



Bu tefekkür deryasını coşturan Hazret-i MevIana devamIa şöyIe buyurur:



"Namazdaki bu hoş işaretIeri gör de sonunda kesin oIarak işin böyIe oIacağını ve ciddiyetini anIa !...

AkIını başına aI da namazdan yaInız zahiren değiI ,mânen de istifadeye bak !

Tane topIayan bir kuş gibi AIIâh'ın büyükIüğünden habersiz bir şekiIde sadece başını yere koyup kaIdırma !...

Hazret-i Peygamber'in "insanIarın en fena hırsızı ,namazından çaIandır." (Hakim.Müstedrek, i 353) beyanına kuIak ver !...