- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Seccaden kumlardı...
Devirlerden
diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!
Mescit mümin
minber mümin...
Taşardı kubbelerden Tekbîr
Dolardı kubbelere âmin!
Ve mübarek geceler
Geri gelmeyen dualardı...
Geceler
Kandillerin yanardı.
Kapına gelenler
-Uzaktan
yakından-
Mümin döndüler kapından!
Besmele
İki dünyada aziz ümmet;
Muhammed ümmetiydi.
Konsun yine- pervazlara güvercinler
Hû hûlara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar
Yâsinler!
Şimdi seni ananlar
Anıyor ağlar gibi...
Ey yetimler yetimi
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın
Yoksulların sahibi...
Nerde kaldın ey Resûl
Nerde kaldın ey Nebi?
Günler
Çağlar ne çağlardı:
Daha dünyaya gelmeden
Müminlerin vardı...
Ve bir gün
ki gaflet
Çöller kadardı
Halîmenin kucağında
Abdullahın yetimi
Âminenin emaneti ağlardı.
Haticenin goncası
Aişenin gülüydün.
Ümmetinin gözbebeği
Göklerin resûlüydün...
Elçi geldin
elçiler gönderdin...
Ruhunu Allaha
Elini ümmetine verdin.
Beşiğin
yuvan
Mekkede bunalırsan
Medineye göçerdin.
Biz bu dünyadan nereye
Göçelim
yâ Muhammed?
Yeryüzünde riyâ
hıyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller
satırlar
Ebu Leheb öldü diyorlar.
Ebû Leheb ölmedi
yâ Muhammed
Ebû Cehil kıtalar dolaşıyor!
Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi
Adına alışkın dudaklarımız!
Artık
yolunu bilmiyor;
Artık
yolunu unuttu
Ayaklarımız!
Kâbene siyahlar
Yakışmamıştır
yâ Muhammed
Bugünkü kadar!
Hased gururla savaşta;
Gurur
Kafdağında derebeyi...
Onu da yaralarlar kanadından
Gelse bir şefkat meleği...
İyiliğin türbesine
Türbedâr oldu iyi.
Vicdanlar sakat
Çıkmadan yarına
İyilikler getir
güzellikler getir
Âdem oğullarına!
Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi Tâiftir
kimi Hayberdir...
Fethedemedik
Senelerdir.
Ne doğruluk
ne doğru;
Ne iyilik
ne iyi...
Bahçende en güzel dal
Unuttu yemiş vermeyi...
Günahın kursağında
Haramların peteği!
Bayram yaptı yapanlar;
Semâveyi boşaltıp
Sâveyi dolduranlar...
Atını hendeklerden -bir atlayışta-
Aşırdı aşıranlar...
Ağlasın Yesrib
Ağlasın Selmanlar!
Gözleri perdeleyen toprak
Yüzlere serptiğin topraktı...
Yere dökülmeyecekti
Yabanların gözünde kalacaktı!
Konsun -yine- pervazlara güvercinler
Hû hûlara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar
Yâsinler!
Ne oldu
Gölgelediğin başlar?
Hatırında mı
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar
Kafile kafile
kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar!
Uçsuz bucaksız çöllerde
Yine
Yollar gideceklerindir.
Şu tekbir getiren mağara
Örümceklerin değil;
Peygamberlerindir
meleklerindir...
Örümcek ne havada
Ne suda
ne yerdeydi;
Hakkı göremeyen
Gözlerdeydi!
Şu kuytu cinlerin mi;
Perilerin yurdu mu?
Şu yuva -ki
bilinmez-
Kuşları Hüdhüd müdür
kumru mu?
Kuşlarını
Medineye uçurdu mu?
Ey Abvâda yatan ölü
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü;
Hâtıran
uyusun çöllerin
Ilık kumlarıyla örtülü!
Dinleyene
Çöller ses verir;
Yaleyl! susar
Uğultular gelir.
Mersiye okur Uhud
Kaside söyler Bedir.
Sen de bir hac günü
Başta Muhammed
yanında Ebû Bekir;
Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü
Destan yap
ey şehir!
Ebû Bekirde nûr
Osmanda nûrlar...
Kureyş uluları
karşılarında
Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;
Alinin önünde kapılar açılır
Alinin önünde eğilir surlar
Bedirde
Hayberde
Hakkın yiğitleri
şehîd olurlar...
Bir mutlu günde
Yerde kalmazdı ruh... kanatlıydı.
Konsun yine- pervazlara güvercinler
Hû hûlara karışsın âminler.
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar
Yâsinler!
Vicdanlar
Yâ Muhammed
yarına;
İyiliklerle gel
güzelliklerle gel
Âdem oğullarına!
Yüreklerden taşsın
Yine
imanlar!
Itrî
bestelesin Tekbîrini;
Evliyâ
okusun Kurânlar!
Ve Kurân-ı göz nûruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osmanlar
Natını Galip yazsın
Mevlidini Süleymanlar!
Sütunları
kubbeleriyle
Geri gelsin Sinanlar!
Çarpılsın
hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!
Gel
bahardır...
Dudaklar ardında saklı
Âminlerimiz vardır...
Hacdan döner gibi gel;
Mirâcdan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!
Bulutlar kanat
rüzgâr kanat;
Hızır kanad
Cibril kanad;
Nisan kanad
bahar kanad;
Âyetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad...
Açılsın göklerin kapıları
Açılsın perdeler
kat kat!
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler
günahsızlar!
Çöl gecelerinden
yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilâl-i Habeşî sustuysa
Ezânlarını Dâvûd okusun!
Konsun yine- pervazlara güvercinler
Hû hûlara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar
Yâsinler!
Riyâ: Gösteriş
Hıyanet: İhanet
Mevlid: Doğuş
doğum (Süleyman Çelebinin Hz. Peygamberimizin doğumunu konu edinen ünlü eseri)
Türbedâr: Türbe bekçisi
Yaban: Yabancı
Şimal: Kuzey
Yaleyl: Ey gece
Mersiye: Ölülerin arkasından okunan beyitler
Mirâc: Peygamber Efendimizin göğe çıkarak Allahla görüşmesi mucizesi
Devirlerden
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!
Mescit mümin
Taşardı kubbelerden Tekbîr
Dolardı kubbelere âmin!
Ve mübarek geceler
Geri gelmeyen dualardı...
Geceler
Kandillerin yanardı.
Kapına gelenler
-Uzaktan
Mümin döndüler kapından!
Besmele
İki dünyada aziz ümmet;
Muhammed ümmetiydi.
Konsun yine- pervazlara güvercinler
Hû hûlara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar
Şimdi seni ananlar
Anıyor ağlar gibi...
Ey yetimler yetimi
Ey garipler garibi;
Düşkünlerin kanadıydın
Yoksulların sahibi...
Nerde kaldın ey Resûl
Nerde kaldın ey Nebi?
Günler
Çağlar ne çağlardı:
Daha dünyaya gelmeden
Müminlerin vardı...
Ve bir gün
Çöller kadardı
Halîmenin kucağında
Abdullahın yetimi
Âminenin emaneti ağlardı.
Haticenin goncası
Aişenin gülüydün.
Ümmetinin gözbebeği
Göklerin resûlüydün...
Elçi geldin
Ruhunu Allaha
Elini ümmetine verdin.
Beşiğin
Mekkede bunalırsan
Medineye göçerdin.
Biz bu dünyadan nereye
Göçelim
Yeryüzünde riyâ
Altın devrini yaşıyor...
Diller
Ebu Leheb öldü diyorlar.
Ebû Leheb ölmedi
Ebû Cehil kıtalar dolaşıyor!
Neler duydu şu dünyada
Mevlidine hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi
Adına alışkın dudaklarımız!
Artık
Artık
Ayaklarımız!
Kâbene siyahlar
Yakışmamıştır
Bugünkü kadar!
Hased gururla savaşta;
Gurur
Onu da yaralarlar kanadından
Gelse bir şefkat meleği...
İyiliğin türbesine
Türbedâr oldu iyi.
Vicdanlar sakat
Çıkmadan yarına
İyilikler getir
Âdem oğullarına!
Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi Tâiftir
Fethedemedik
Senelerdir.
Ne doğruluk
Ne iyilik
Bahçende en güzel dal
Unuttu yemiş vermeyi...
Günahın kursağında
Haramların peteği!
Bayram yaptı yapanlar;
Semâveyi boşaltıp
Sâveyi dolduranlar...
Atını hendeklerden -bir atlayışta-
Aşırdı aşıranlar...
Ağlasın Yesrib
Ağlasın Selmanlar!
Gözleri perdeleyen toprak
Yüzlere serptiğin topraktı...
Yere dökülmeyecekti
Yabanların gözünde kalacaktı!
Konsun -yine- pervazlara güvercinler
Hû hûlara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar
Ne oldu
Gölgelediğin başlar?
Hatırında mı
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar
Kafile kafile
Şimale giden yoldaşlar!
Uçsuz bucaksız çöllerde
Yine
Yollar gideceklerindir.
Şu tekbir getiren mağara
Örümceklerin değil;
Peygamberlerindir
Örümcek ne havada
Ne suda
Hakkı göremeyen
Gözlerdeydi!
Şu kuytu cinlerin mi;
Perilerin yurdu mu?
Şu yuva -ki
Kuşları Hüdhüd müdür
Kuşlarını
Medineye uçurdu mu?
Ey Abvâda yatan ölü
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü;
Hâtıran
Ilık kumlarıyla örtülü!
Dinleyene
Çöller ses verir;
Yaleyl! susar
Uğultular gelir.
Mersiye okur Uhud
Kaside söyler Bedir.
Sen de bir hac günü
Başta Muhammed
Gidenlerin yüz bin olup dönüşünü
Destan yap
Ebû Bekirde nûr
Kureyş uluları
Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;
Alinin önünde kapılar açılır
Alinin önünde eğilir surlar
Bedirde
Hakkın yiğitleri
Bir mutlu günde
Yerde kalmazdı ruh... kanatlıydı.
Konsun yine- pervazlara güvercinler
Hû hûlara karışsın âminler.
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar
Vicdanlar
Yâ Muhammed
İyiliklerle gel
Âdem oğullarına!
Yüreklerden taşsın
Yine
Itrî
Evliyâ
Ve Kurân-ı göz nûruyla çoğaltsın
Kayışzâde Osmanlar
Natını Galip yazsın
Mevlidini Süleymanlar!
Sütunları
Geri gelsin Sinanlar!
Çarpılsın
Cenaze namazı kıldıranlar!
Gel
Dudaklar ardında saklı
Âminlerimiz vardır...
Hacdan döner gibi gel;
Mirâcdan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!
Bulutlar kanat
Hızır kanad
Nisan kanad
Âyetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad...
Açılsın göklerin kapıları
Açılsın perdeler
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler
Çöl gecelerinden
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilâl-i Habeşî sustuysa
Ezânlarını Dâvûd okusun!
Konsun yine- pervazlara güvercinler
Hû hûlara karışsın âminler...
Mübarek akşamdır;
Gelin ey Fâtihalar
Riyâ: Gösteriş
Hıyanet: İhanet
Mevlid: Doğuş
Türbedâr: Türbe bekçisi
Yaban: Yabancı
Şimal: Kuzey
Yaleyl: Ey gece
Mersiye: Ölülerin arkasından okunan beyitler
Mirâc: Peygamber Efendimizin göğe çıkarak Allahla görüşmesi mucizesi