- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Müzik Ansiklopedisi A dan - Z ye Hakkında Herşey
Adagietto: Adagio temposundan daha az hızlı tempo.
Adagio: Hız terimi olarak parçanın "çok yavaşa yakın" okunacağını göstermek için kullanılır.
Akor: Aynı anda tınlamak üzere dikey olarak yazılmış ikiden fazla ses.
Akustik: Sesin üretimini,denetimini, aktarımını, kaydedilmesini ve etkilerini konu alan bilim dalıdır.
Alla Marcia: Marş temposunda, marş gibi.
Alla Turca: Türk müziği benzerinde...
Allegretto: Allegro'dan daha yavaş tempo.
Allegro: "Neşeli" anlamına gelir. Hız terimi olarak parçanın "hızlı" okunacağını göstermek için kullanılır.
Allegro Giacoco: Oynak, neşeli.
Allegro Molto Appasionata: Çok tutkulu.
Allegro non Troppo: Çok hızlı değil.
Alto: Kadın ve çocuk seslerinin en pes olanı.
Andante: Ağırca, ağıra yakın, yürük anlamlarını taşır. ANDANTE parçalar, Moderato'ya göre daha ağırca okunur.
Andantino: Andante'den daha hızlı.
Animato: Canlı
Anthem: Anglikan Kilisesine özgü İngilizce sözler üzerine söylenen dinsel parçalardır.
Arietta: Kısa ve küçük arya.
Armoni: Müzikte iki ya da daha fazla sesin aynı anda tınlaması;ahenk ,uyum. Seslerin eşzamanlı bileşimi. Batı müziğinin özelliği olan gelişmiş akor sistemi ile bu akorlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen kurallar.
Arpej: Bir veya birden fazla akorun notalarını bir anda basmak yerine sırayla basma işlemi.
Arrangement: Düzenleme
Arya: İnsan sesi için bestelenmiş şarkı. Operalarda başlıca biçim.
Atonalite: Tonalite dışı; majör, minör, ya da başka model dizilerle ilgisizliği anlatan terim.
Balalayka: Rus halkının ulusal çalgılarından.Üçgen biçimli,uzun boyunlu ve üç telli.
Bale: Genellikle müzik eşliğinde yapılan dans sanatı.
Ballad: 12. yüzyılda Güney İtalya halkının söylediği kısa dans şarkısı. Daha sonra, ballad, dans ile bağlılığını kaybetmiş,romantik yüzyılda Chopin, Liszt, Brahms gibi besteciler piyano için Ballad'lar yazmışlardır.
Banço: Çoğunlukla Amerikan gezginci halk şarkıcılarının kullandığı beş, ya da daha çok telli çalgı. İlk caz orkestralarında gitar yerine kullanılırdı.
Bando: Nefes ve vurma çalgılarından kurulan, çoğunlukla törenlerde kullanılan çalgı topluluğudur.
Bandolar genel olarak askeri marşları çalarlar.
Barçarolle: Sandal şarkısı. Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri hafif ve durgun parça.
Bariton: Bas ile tenor arasındaki erkek sesi.
Barkarol (Barcarolle): Sandal şarkısı. Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri hafif ve durgun parça.
Bas: En pes erkek sesi.
Bemol: (b) işareti ile belirtilir. Yanında bulunduğu notanın yarım perde kalınlaştırılarak okunmasını gerektirir.
Bersöz (Berceuse): Ninni.
Beşli: Beş çalgı ya da ses için müzik.
Bis: Konserde halkın çalanlardan ek bir parça çalmasını istemek için kullandığı kelime.
Bolero: Bir çeşit İspanyol dansı. Üç vuruşludur. ve kastanyet eşliğinde oynanır. Bu dansa sanat müziğinde de rastlanmaktadır.
Bölüm: Büyük bir müzik parçasının içindeki parçadır. Hemen her senfonide birçok bölüm bulunur her bölümün farklı bir modu ve hepsinin ayrı ayrı başlangıç ve bitişleri vardır.
Buffo: Güldürücü. Operalarda karakterli bestelere verilen ad.
Cavatina: Daha arık, daha gösterişsiz bir arya türü.
Celesta: Mekanizması piyanoyu andıran klavyeli küçük çalgı.
Comodo: Rahat.
Con Moto: Hareketli.
Credo: Dua.
Crescendo: Sesi gitgide yükselterek.
Çalgılama: Çalgıların tını niteliklerini, ses sınırları, birbirleriyle birleştiklerine ne türlü sonuçların ortaya çıkabileceği konusundaki bilgilerin tümü.
Çeşitleme: Bir temanın,bir konunun, bir düşünüşün değişikliklerle tekrarlanması. Değişim, ritm, armoni ve melodide çoğu kere konunun her bir tekrarında bunlardan yalnız birinde yapılır.
Diminuendo: Ses gittikçe hafifleyerek...
Divertimento: Operada danslar dizisi. 18.yüzyılda, süit'den çıkma bir biçim.
Diyez: (#)işareti ile belirtilir. Yanında bulunduğu notanın yarım perde inceltilerek okunmasını gerektirir.
Doğaçlama: Müziği hazırlıksız olarak, içten geldiği gibi, hem yaratma hem de yorumlama sanatı.
Dolçe: Tatlı ve yumuşak.
Doloroso: Üzüntülü.
Düzenleme: Bir ortam için yazılmış bir eseri bir başka ortama aktarmak.
Emprezaryo: Konser ve gösterilerin gerçekleşmesi amacıyla, sanatçı ile kültür kurumları arasındaki, anlaşmaları yapan kişi.
Ensemble: Beraberlik, topluluk.
Enstrümantal: İnsan sesinin katılmadığı, yalnız çalgıların duyulduğu müzik.
Enstrümantasyon: Çalgılama. Bir armonili yapıtın partilerinin orkestra içindeki çalgılara göre dağıtılması.
Eşlik: İnsan sesi ya da tek çalgı için yazılmış eserlerde, başlıca ses ya da seslere yardımcı durumda olan çalgı bölümü.
Eşlikci: Bir eserin yorumlanmasında, solist partisinin dışındaki partileri seslendiren sanatçı ve topluluk.
Etüd: Çalışma ya da terim parçası. Bu amaçla yazılmış bir çok parça, anlatımla ilgili bağımsızlıkları yönünden, başlı başına birer sanat yapıtı değeri taşımaktadır.
Falsetto: Erkek seslerin normal alan dışında tiz, kadın sesine benzer sesler çıkarmak amacıyla başvurdukları yöntem.
Fandango: Üç zamanlı ,canlı, gitar ve kastanyet eşliğiyle oynanan İspanyol dansı.
Fanfar: Maden çalgıların çaldığı, genellikle şenliklerde ve törenlerde ilgili çekmek için kullanılan müzik.
Fantezi: Ana bir tema üstüne, özgür biçimde bestelenmiş çalgısal bir tür.
Farandole: Fransız halk dansı.
Final: Bitiş bölümüdür. Her şekilde karşınıza çıkabilir rondo, menüet, tema ve varyosyonları veya başka bir şekilde olabilir.
Fine: (İtalyanca) "SON" anl***** gelir. Parçanın nerde bitirileceğini göstermek için kullanılır.
Folia: Eski Portekiz dansı.
Forte: Güçlü.
Fuga: Tema bir seste sunulur ve sonra öbür sesler birbiri ardından benzetiş yoluyla konuyu izler. Yani seslerin birbiri ardına sıralanmasıdır.
Funebre: Yaslı.
Furiant: Çabuk tempoda bir Bohem dansı.
Furioso: Öfkeli.
Füg: Tema bir seste sunulur, sonra öbür sesler birbiri ardına aynı temayı sıralar.
Gavotte: Fransa'da 18.yüzyıldan sonra yaygınlaşan oynak bir dans türüdür.
Giocoso: Sevinçli, şen.
Giusto: Tam. Doğru.
Glissando: Kaydırma, piyanoda parmağı tuşların üstünden hızla geçirme; yaylı çalgılarda telin üstünden kaydırma.
Grand Opera: Büyük opera. 19. yüzyılda Romantizm etkisiyle Fransa'da ortaya çıkan opera türü.
Fransız Devrimi'nin etkisi altında ortaya çıkan büyük opera, konularını genellikle tarihsel olaylardan alırdı. Görkemli dekorlar, büyük korolu sahnelerle ve opera tarihinde görülmemiş uzunlukta eserlerin verildiği bu türün en önemli bestecileri arasında Weber , Meyerbeer ve Verdi bulunmaktadır.
Grandioso: Büyük, ihtişamlı.
Grave: Çok yavaş tempo.
Grazioso: Sevimli ya da ince duygulu.
Impromptu: 19.yüzyılda gelişmiş şarkı (lied) biçiminde yazılmış çalgı parçaları için kullanılan bir terim.
Improvisation: Doğaçtan yorum ya da söyleyiş. Müziği hazırlıksız olarak içe doğduğu gibi, hem yaratma hem de yorumlama sanatı.
Interlude: Bir eserin ana bölümleri arasında yorumlanan parça.
Intermezzo: Başlangıçtaki anlama göre, bir oyunun perdeleri arasında,dekor değişmesine ve oyuncuların hazırlanmasına fırsat vermek için sunulan müzikli kısa oyun.
Jig: İngiliz kaynaklı, hızlı dans.
Kadans: Melodik olarak bir dinlenme noktasına gelmek. Yorum olarak da; parçanın ana tonuna varırken çalınan ya da söylenen süslü, gösterişli geçit. Genellikle konçertolarda rastlanır.
Kakışma: Geleneksel armoni kurallarına göre uyumsuz sayılan nota bileşimleri.
Kammermusik: Oda müziği.
Kanon: Ses girişlerinin dizinin türlü katlarından tekrarlama yoluyla birbirini izlemesidir.
Kantat: Bir olay ya da konuyu anlatan bir metne sahip, solo, koro ve orkestra için bestelenmiş parça. Ancak, sahnede oynanmak için değil. Konusu din veya din dışı olabilir.
Kappelmeister: Orkestra yöneticisi. Kilise müziği yöneticisi.
Kentet: Beş çalgı ya da beş ses için müzik. Beş çalgılık ya da beş seslik topluluk.
Klavye: Ses üretmeye yarayan bir mekanizmayı, dokununca harekete geçiren tuşların tümü. Başlıca klavyeli çalgılar org, piyano, akordiyon,kalvsen'dir.
Kompozisyon: Beste.
Konçertant: Bir çok solocu, ya da bir çok ses/çalgı grubu arasındaki diyaloga ya da bir solocuyla bir ses/çalgı topluluğunun karşı karşıya getirilmesine dayalı müzik üslubu için kullanılan bir terim.
Konçerto: Orkestrayla birlikte çalacak bir solo çalgı için yazılmış çalgısal komposizyon. Solo çalgıyla orkestranın dönüşümlü olarak, birbirleriyle yarış içinde ya da bir arada çalmasına dayanır. Solist ve ona eşlik eden orkestra için üç veya dört bölümlü konser parçası.
Konçerto Grosso: Barok dönemin en çok kullanılan orkestra müziği. Temel özelliği, küçük bir solocular grubu ile bütün orkestrayı karşı karşıya getirmesidir.
Konser: Halk önünde müzik yorumu. 18. yüzyıldan önce halkın para vererek girip dinlediği konserler yok denecek kadar azdı. Müziği soylular saraylarında, halk ise kiliselerde dinlerdi. Bugünün konserlerine benzeyen ilk konserler,18. yüzyılın başında, başta Almanya ve İsviçre olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde düzenlenmeye
başlanmış,19. yüzyıl ortalarına dek konser için ' Akademi ' deyimi kullanılmıştır.
Konservatuar: Müzik öğrenimi için kurulmuş büyük okullar. İlk konservatuar,Napoli'deki San Maria di Loreto'dur.(1537)
Kontralto: En pes kadın sesi.
Kontrpuan: Diğer söyleniş biçimi Kontrapunta. Birbirinden bağımsız ezgileri, yatay hareket kullanarak besteleme tekniğidir. birden çok sesi birleştirme kuralalrını tümü. Armoni ile yakından ilgilidir.
Konzertmeister: Senfoni ya da opera orkestrasında baş kemancı. Yalnız kemanlardan ve öbür yaylı çalgılardan değil, yöneticiden sonra bütün orkestranın çalışma beraberliğinden sorumlu kişi.
Koro: Çok sesli bir müzik parçasını söyleyen, genellikle soprano, alto, tenor ve bas seslerden kurulmuş şarkıcılar topluluğudur.
Kuartet: Dörtlü olarak da bilinir. Dört çalgı ya da dört insan sesi için yapılmış beste. Bir başka deyişle dört yorumcudan oluşmuş topluluk. En yaygın kuartet çalgılaması, iki keman, viola ve viyolonselden kurulan topluluktur.
Largo: Çok yavaş tempo.
Lento: Yavaş.
Libretto: "Küçük kitap" anlamına gelir. Opera metni, opera oyunu.
Lied: Bir çok kıtadan oluşmuş bir şiir üzerine yazılmış, genel olarak piyano eşliğinde söylenen bir şarkıdır. Alman bestecilerinin, Alman ozanların şiirleri üzerine bestelediği şarkılar. Liedin başlıca öncüleri Carl Philip Emmanuel Bach, Haydn, Mozart ve Beethoven gibi bestecilerdir.
Loure: 18. yüzyıl süitlerinde rastlanan bir türlü dans müziği.
Adagio: Hız terimi olarak parçanın "çok yavaşa yakın" okunacağını göstermek için kullanılır.
Akor: Aynı anda tınlamak üzere dikey olarak yazılmış ikiden fazla ses.
Akustik: Sesin üretimini,denetimini, aktarımını, kaydedilmesini ve etkilerini konu alan bilim dalıdır.
Alla Marcia: Marş temposunda, marş gibi.
Alla Turca: Türk müziği benzerinde...
Allegretto: Allegro'dan daha yavaş tempo.
Allegro: "Neşeli" anlamına gelir. Hız terimi olarak parçanın "hızlı" okunacağını göstermek için kullanılır.
Allegro Giacoco: Oynak, neşeli.
Allegro Molto Appasionata: Çok tutkulu.
Allegro non Troppo: Çok hızlı değil.
Alto: Kadın ve çocuk seslerinin en pes olanı.
Andante: Ağırca, ağıra yakın, yürük anlamlarını taşır. ANDANTE parçalar, Moderato'ya göre daha ağırca okunur.
Andantino: Andante'den daha hızlı.
Animato: Canlı
Anthem: Anglikan Kilisesine özgü İngilizce sözler üzerine söylenen dinsel parçalardır.
Arietta: Kısa ve küçük arya.
Armoni: Müzikte iki ya da daha fazla sesin aynı anda tınlaması;ahenk ,uyum. Seslerin eşzamanlı bileşimi. Batı müziğinin özelliği olan gelişmiş akor sistemi ile bu akorlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen kurallar.
Arpej: Bir veya birden fazla akorun notalarını bir anda basmak yerine sırayla basma işlemi.
Arrangement: Düzenleme
Arya: İnsan sesi için bestelenmiş şarkı. Operalarda başlıca biçim.
Atonalite: Tonalite dışı; majör, minör, ya da başka model dizilerle ilgisizliği anlatan terim.
Balalayka: Rus halkının ulusal çalgılarından.Üçgen biçimli,uzun boyunlu ve üç telli.
Bale: Genellikle müzik eşliğinde yapılan dans sanatı.
Ballad: 12. yüzyılda Güney İtalya halkının söylediği kısa dans şarkısı. Daha sonra, ballad, dans ile bağlılığını kaybetmiş,romantik yüzyılda Chopin, Liszt, Brahms gibi besteciler piyano için Ballad'lar yazmışlardır.
Banço: Çoğunlukla Amerikan gezginci halk şarkıcılarının kullandığı beş, ya da daha çok telli çalgı. İlk caz orkestralarında gitar yerine kullanılırdı.
Bando: Nefes ve vurma çalgılarından kurulan, çoğunlukla törenlerde kullanılan çalgı topluluğudur.
Bandolar genel olarak askeri marşları çalarlar.
Barçarolle: Sandal şarkısı. Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri hafif ve durgun parça.
Bariton: Bas ile tenor arasındaki erkek sesi.
Barkarol (Barcarolle): Sandal şarkısı. Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri hafif ve durgun parça.
Bas: En pes erkek sesi.
Bemol: (b) işareti ile belirtilir. Yanında bulunduğu notanın yarım perde kalınlaştırılarak okunmasını gerektirir.
Bersöz (Berceuse): Ninni.
Beşli: Beş çalgı ya da ses için müzik.
Bis: Konserde halkın çalanlardan ek bir parça çalmasını istemek için kullandığı kelime.
Bolero: Bir çeşit İspanyol dansı. Üç vuruşludur. ve kastanyet eşliğinde oynanır. Bu dansa sanat müziğinde de rastlanmaktadır.
Bölüm: Büyük bir müzik parçasının içindeki parçadır. Hemen her senfonide birçok bölüm bulunur her bölümün farklı bir modu ve hepsinin ayrı ayrı başlangıç ve bitişleri vardır.
Buffo: Güldürücü. Operalarda karakterli bestelere verilen ad.
Cavatina: Daha arık, daha gösterişsiz bir arya türü.
Celesta: Mekanizması piyanoyu andıran klavyeli küçük çalgı.
Comodo: Rahat.
Con Moto: Hareketli.
Credo: Dua.
Crescendo: Sesi gitgide yükselterek.
Çalgılama: Çalgıların tını niteliklerini, ses sınırları, birbirleriyle birleştiklerine ne türlü sonuçların ortaya çıkabileceği konusundaki bilgilerin tümü.
Çeşitleme: Bir temanın,bir konunun, bir düşünüşün değişikliklerle tekrarlanması. Değişim, ritm, armoni ve melodide çoğu kere konunun her bir tekrarında bunlardan yalnız birinde yapılır.
Diminuendo: Ses gittikçe hafifleyerek...
Divertimento: Operada danslar dizisi. 18.yüzyılda, süit'den çıkma bir biçim.
Diyez: (#)işareti ile belirtilir. Yanında bulunduğu notanın yarım perde inceltilerek okunmasını gerektirir.
Doğaçlama: Müziği hazırlıksız olarak, içten geldiği gibi, hem yaratma hem de yorumlama sanatı.
Dolçe: Tatlı ve yumuşak.
Doloroso: Üzüntülü.
Düzenleme: Bir ortam için yazılmış bir eseri bir başka ortama aktarmak.
Emprezaryo: Konser ve gösterilerin gerçekleşmesi amacıyla, sanatçı ile kültür kurumları arasındaki, anlaşmaları yapan kişi.
Ensemble: Beraberlik, topluluk.
Enstrümantal: İnsan sesinin katılmadığı, yalnız çalgıların duyulduğu müzik.
Enstrümantasyon: Çalgılama. Bir armonili yapıtın partilerinin orkestra içindeki çalgılara göre dağıtılması.
Eşlik: İnsan sesi ya da tek çalgı için yazılmış eserlerde, başlıca ses ya da seslere yardımcı durumda olan çalgı bölümü.
Eşlikci: Bir eserin yorumlanmasında, solist partisinin dışındaki partileri seslendiren sanatçı ve topluluk.
Etüd: Çalışma ya da terim parçası. Bu amaçla yazılmış bir çok parça, anlatımla ilgili bağımsızlıkları yönünden, başlı başına birer sanat yapıtı değeri taşımaktadır.
Falsetto: Erkek seslerin normal alan dışında tiz, kadın sesine benzer sesler çıkarmak amacıyla başvurdukları yöntem.
Fandango: Üç zamanlı ,canlı, gitar ve kastanyet eşliğiyle oynanan İspanyol dansı.
Fanfar: Maden çalgıların çaldığı, genellikle şenliklerde ve törenlerde ilgili çekmek için kullanılan müzik.
Fantezi: Ana bir tema üstüne, özgür biçimde bestelenmiş çalgısal bir tür.
Farandole: Fransız halk dansı.
Final: Bitiş bölümüdür. Her şekilde karşınıza çıkabilir rondo, menüet, tema ve varyosyonları veya başka bir şekilde olabilir.
Fine: (İtalyanca) "SON" anl***** gelir. Parçanın nerde bitirileceğini göstermek için kullanılır.
Folia: Eski Portekiz dansı.
Forte: Güçlü.
Fuga: Tema bir seste sunulur ve sonra öbür sesler birbiri ardından benzetiş yoluyla konuyu izler. Yani seslerin birbiri ardına sıralanmasıdır.
Funebre: Yaslı.
Furiant: Çabuk tempoda bir Bohem dansı.
Furioso: Öfkeli.
Füg: Tema bir seste sunulur, sonra öbür sesler birbiri ardına aynı temayı sıralar.
Gavotte: Fransa'da 18.yüzyıldan sonra yaygınlaşan oynak bir dans türüdür.
Giocoso: Sevinçli, şen.
Giusto: Tam. Doğru.
Glissando: Kaydırma, piyanoda parmağı tuşların üstünden hızla geçirme; yaylı çalgılarda telin üstünden kaydırma.
Grand Opera: Büyük opera. 19. yüzyılda Romantizm etkisiyle Fransa'da ortaya çıkan opera türü.
Fransız Devrimi'nin etkisi altında ortaya çıkan büyük opera, konularını genellikle tarihsel olaylardan alırdı. Görkemli dekorlar, büyük korolu sahnelerle ve opera tarihinde görülmemiş uzunlukta eserlerin verildiği bu türün en önemli bestecileri arasında Weber , Meyerbeer ve Verdi bulunmaktadır.
Grandioso: Büyük, ihtişamlı.
Grave: Çok yavaş tempo.
Grazioso: Sevimli ya da ince duygulu.
Impromptu: 19.yüzyılda gelişmiş şarkı (lied) biçiminde yazılmış çalgı parçaları için kullanılan bir terim.
Improvisation: Doğaçtan yorum ya da söyleyiş. Müziği hazırlıksız olarak içe doğduğu gibi, hem yaratma hem de yorumlama sanatı.
Interlude: Bir eserin ana bölümleri arasında yorumlanan parça.
Intermezzo: Başlangıçtaki anlama göre, bir oyunun perdeleri arasında,dekor değişmesine ve oyuncuların hazırlanmasına fırsat vermek için sunulan müzikli kısa oyun.
Jig: İngiliz kaynaklı, hızlı dans.
Kadans: Melodik olarak bir dinlenme noktasına gelmek. Yorum olarak da; parçanın ana tonuna varırken çalınan ya da söylenen süslü, gösterişli geçit. Genellikle konçertolarda rastlanır.
Kakışma: Geleneksel armoni kurallarına göre uyumsuz sayılan nota bileşimleri.
Kammermusik: Oda müziği.
Kanon: Ses girişlerinin dizinin türlü katlarından tekrarlama yoluyla birbirini izlemesidir.
Kantat: Bir olay ya da konuyu anlatan bir metne sahip, solo, koro ve orkestra için bestelenmiş parça. Ancak, sahnede oynanmak için değil. Konusu din veya din dışı olabilir.
Kappelmeister: Orkestra yöneticisi. Kilise müziği yöneticisi.
Kentet: Beş çalgı ya da beş ses için müzik. Beş çalgılık ya da beş seslik topluluk.
Klavye: Ses üretmeye yarayan bir mekanizmayı, dokununca harekete geçiren tuşların tümü. Başlıca klavyeli çalgılar org, piyano, akordiyon,kalvsen'dir.
Kompozisyon: Beste.
Konçertant: Bir çok solocu, ya da bir çok ses/çalgı grubu arasındaki diyaloga ya da bir solocuyla bir ses/çalgı topluluğunun karşı karşıya getirilmesine dayalı müzik üslubu için kullanılan bir terim.
Konçerto: Orkestrayla birlikte çalacak bir solo çalgı için yazılmış çalgısal komposizyon. Solo çalgıyla orkestranın dönüşümlü olarak, birbirleriyle yarış içinde ya da bir arada çalmasına dayanır. Solist ve ona eşlik eden orkestra için üç veya dört bölümlü konser parçası.
Konçerto Grosso: Barok dönemin en çok kullanılan orkestra müziği. Temel özelliği, küçük bir solocular grubu ile bütün orkestrayı karşı karşıya getirmesidir.
Konser: Halk önünde müzik yorumu. 18. yüzyıldan önce halkın para vererek girip dinlediği konserler yok denecek kadar azdı. Müziği soylular saraylarında, halk ise kiliselerde dinlerdi. Bugünün konserlerine benzeyen ilk konserler,18. yüzyılın başında, başta Almanya ve İsviçre olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde düzenlenmeye
başlanmış,19. yüzyıl ortalarına dek konser için ' Akademi ' deyimi kullanılmıştır.
Konservatuar: Müzik öğrenimi için kurulmuş büyük okullar. İlk konservatuar,Napoli'deki San Maria di Loreto'dur.(1537)
Kontralto: En pes kadın sesi.
Kontrpuan: Diğer söyleniş biçimi Kontrapunta. Birbirinden bağımsız ezgileri, yatay hareket kullanarak besteleme tekniğidir. birden çok sesi birleştirme kuralalrını tümü. Armoni ile yakından ilgilidir.
Konzertmeister: Senfoni ya da opera orkestrasında baş kemancı. Yalnız kemanlardan ve öbür yaylı çalgılardan değil, yöneticiden sonra bütün orkestranın çalışma beraberliğinden sorumlu kişi.
Koro: Çok sesli bir müzik parçasını söyleyen, genellikle soprano, alto, tenor ve bas seslerden kurulmuş şarkıcılar topluluğudur.
Kuartet: Dörtlü olarak da bilinir. Dört çalgı ya da dört insan sesi için yapılmış beste. Bir başka deyişle dört yorumcudan oluşmuş topluluk. En yaygın kuartet çalgılaması, iki keman, viola ve viyolonselden kurulan topluluktur.
Largo: Çok yavaş tempo.
Lento: Yavaş.
Libretto: "Küçük kitap" anlamına gelir. Opera metni, opera oyunu.
Lied: Bir çok kıtadan oluşmuş bir şiir üzerine yazılmış, genel olarak piyano eşliğinde söylenen bir şarkıdır. Alman bestecilerinin, Alman ozanların şiirleri üzerine bestelediği şarkılar. Liedin başlıca öncüleri Carl Philip Emmanuel Bach, Haydn, Mozart ve Beethoven gibi bestecilerdir.
Loure: 18. yüzyıl süitlerinde rastlanan bir türlü dans müziği.