Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Müzik Ansiklopedisi A dan - Z ye Hakkında Herşey

DeStina

Her Nasip Vaktine Esirdir
MFC Üyesi
Konum
İzmir
  • Üyelik Tarihi
    9 Haz 2015
  • Mesajlar
    12,474
  • MFC Puanı
    1,810
Müzik Ansiklopedisi A dan - Z ye Hakkında Herşey

Adagietto: Adagio temposundan daha az hızlı tempo.

Adagio: Hız terimi olarak parçanın "çok yavaşa yakın" okunacağını göstermek için kullanılır.

Akor: Aynı anda tınlamak üzere dikey olarak yazılmış ikiden fazla ses.

Akustik: Sesin üretimini,denetimini, aktarımını, kaydedilmesini ve etkilerini konu alan bilim dalıdır.

Alla Marcia: Marş temposunda, marş gibi.

Alla Turca: Türk müziği benzerinde...

Allegretto: Allegro'dan daha yavaş tempo.

Allegro: "Neşeli" anlamına gelir. Hız terimi olarak parçanın "hızlı" okunacağını göstermek için kullanılır.

Allegro Giacoco: Oynak, neşeli.

Allegro Molto Appasionata: Çok tutkulu.

Allegro non Troppo: Çok hızlı değil.

Alto: Kadın ve çocuk seslerinin en pes olanı.

Andante: Ağırca, ağıra yakın, yürük anlamlarını taşır. ANDANTE parçalar, Moderato'ya göre daha ağırca okunur.

Andantino: Andante'den daha hızlı.

Animato: Canlı

Anthem: Anglikan Kilisesine özgü İngilizce sözler üzerine söylenen dinsel parçalardır.

Arietta: Kısa ve küçük arya.

Armoni: Müzikte iki ya da daha fazla sesin aynı anda tınlaması;ahenk ,uyum. Seslerin eşzamanlı bileşimi. Batı müziğinin özelliği olan gelişmiş akor sistemi ile bu akorlar arasındaki ilişkiyi düzenleyen kurallar.

Arpej: Bir veya birden fazla akorun notalarını bir anda basmak yerine sırayla basma işlemi.

Arrangement: Düzenleme

Arya: İnsan sesi için bestelenmiş şarkı. Operalarda başlıca biçim.

Atonalite: Tonalite dışı; majör, minör, ya da başka model dizilerle ilgisizliği anlatan terim.

Balalayka: Rus halkının ulusal çalgılarından.Üçgen biçimli,uzun boyunlu ve üç telli.
Bale: Genellikle müzik eşliğinde yapılan dans sanatı.

Ballad: 12. yüzyılda Güney İtalya halkının söylediği kısa dans şarkısı. Daha sonra, ballad, dans ile bağlılığını kaybetmiş,romantik yüzyılda Chopin, Liszt, Brahms gibi besteciler piyano için Ballad'lar yazmışlardır.

Banço: Çoğunlukla Amerikan gezginci halk şarkıcılarının kullandığı beş, ya da daha çok telli çalgı. İlk caz orkestralarında gitar yerine kullanılırdı.

Bando: Nefes ve vurma çalgılarından kurulan, çoğunlukla törenlerde kullanılan çalgı topluluğudur.

Bandolar genel olarak askeri marşları çalarlar.

Barçarolle: Sandal şarkısı. Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri hafif ve durgun parça.

Bariton: Bas ile tenor arasındaki erkek sesi.

Barkarol (Barcarolle): Sandal şarkısı. Genellikle Venedik gondolcularının söyledikleri hafif ve durgun parça.

Bas: En pes erkek sesi.

Bemol: (b) işareti ile belirtilir. Yanında bulunduğu notanın yarım perde kalınlaştırılarak okunmasını gerektirir.

Bersöz (Berceuse): Ninni.

Beşli: Beş çalgı ya da ses için müzik.

Bis: Konserde halkın çalanlardan ek bir parça çalmasını istemek için kullandığı kelime.

Bolero: Bir çeşit İspanyol dansı. Üç vuruşludur. ve kastanyet eşliğinde oynanır. Bu dansa sanat müziğinde de rastlanmaktadır.

Bölüm: Büyük bir müzik parçasının içindeki parçadır. Hemen her senfonide birçok bölüm bulunur her bölümün farklı bir modu ve hepsinin ayrı ayrı başlangıç ve bitişleri vardır.

Buffo: Güldürücü. Operalarda karakterli bestelere verilen ad.

Cavatina: Daha arık, daha gösterişsiz bir arya türü.

Celesta: Mekanizması piyanoyu andıran klavyeli küçük çalgı.

Comodo: Rahat.

Con Moto: Hareketli.

Credo: Dua.

Crescendo: Sesi gitgide yükselterek.

Çalgılama: Çalgıların tını niteliklerini, ses sınırları, birbirleriyle birleştiklerine ne türlü sonuçların ortaya çıkabileceği konusundaki bilgilerin tümü.

Çeşitleme: Bir temanın,bir konunun, bir düşünüşün değişikliklerle tekrarlanması. Değişim, ritm, armoni ve melodide çoğu kere konunun her bir tekrarında bunlardan yalnız birinde yapılır.

Diminuendo: Ses gittikçe hafifleyerek...

Divertimento: Operada danslar dizisi. 18.yüzyılda, süit'den çıkma bir biçim.

Diyez: (#)işareti ile belirtilir. Yanında bulunduğu notanın yarım perde inceltilerek okunmasını gerektirir.

Doğaçlama: Müziği hazırlıksız olarak, içten geldiği gibi, hem yaratma hem de yorumlama sanatı.

Dolçe: Tatlı ve yumuşak.

Doloroso: Üzüntülü.

Düzenleme: Bir ortam için yazılmış bir eseri bir başka ortama aktarmak.

Emprezaryo: Konser ve gösterilerin gerçekleşmesi amacıyla, sanatçı ile kültür kurumları arasındaki, anlaşmaları yapan kişi.
Ensemble: Beraberlik, topluluk.
Enstrümantal: İnsan sesinin katılmadığı, yalnız çalgıların duyulduğu müzik.
Enstrümantasyon: Çalgılama. Bir armonili yapıtın partilerinin orkestra içindeki çalgılara göre dağıtılması.
Eşlik: İnsan sesi ya da tek çalgı için yazılmış eserlerde, başlıca ses ya da seslere yardımcı durumda olan çalgı bölümü.
Eşlikci: Bir eserin yorumlanmasında, solist partisinin dışındaki partileri seslendiren sanatçı ve topluluk.
Etüd: Çalışma ya da terim parçası. Bu amaçla yazılmış bir çok parça, anlatımla ilgili bağımsızlıkları yönünden, başlı başına birer sanat yapıtı değeri taşımaktadır.

Falsetto: Erkek seslerin normal alan dışında tiz, kadın sesine benzer sesler çıkarmak amacıyla başvurdukları yöntem.
Fandango: Üç zamanlı ,canlı, gitar ve kastanyet eşliğiyle oynanan İspanyol dansı.
Fanfar: Maden çalgıların çaldığı, genellikle şenliklerde ve törenlerde ilgili çekmek için kullanılan müzik.
Fantezi: Ana bir tema üstüne, özgür biçimde bestelenmiş çalgısal bir tür.
Farandole: Fransız halk dansı.
Final: Bitiş bölümüdür. Her şekilde karşınıza çıkabilir rondo, menüet, tema ve varyosyonları veya başka bir şekilde olabilir.
Fine: (İtalyanca) "SON" anl***** gelir. Parçanın nerde bitirileceğini göstermek için kullanılır.
Folia: Eski Portekiz dansı.
Forte: Güçlü.
Fuga: Tema bir seste sunulur ve sonra öbür sesler birbiri ardından benzetiş yoluyla konuyu izler. Yani seslerin birbiri ardına sıralanmasıdır.
Funebre: Yaslı.
Furiant: Çabuk tempoda bir Bohem dansı.
Furioso: Öfkeli.
Füg: Tema bir seste sunulur, sonra öbür sesler birbiri ardına aynı temayı sıralar.

Gavotte: Fransa'da 18.yüzyıldan sonra yaygınlaşan oynak bir dans türüdür.
Giocoso: Sevinçli, şen.
Giusto: Tam. Doğru.
Glissando: Kaydırma, piyanoda parmağı tuşların üstünden hızla geçirme; yaylı çalgılarda telin üstünden kaydırma.
Grand Opera: Büyük opera. 19. yüzyılda Romantizm etkisiyle Fransa'da ortaya çıkan opera türü.
Fransız Devrimi'nin etkisi altında ortaya çıkan büyük opera, konularını genellikle tarihsel olaylardan alırdı. Görkemli dekorlar, büyük korolu sahnelerle ve opera tarihinde görülmemiş uzunlukta eserlerin verildiği bu türün en önemli bestecileri arasında Weber , Meyerbeer ve Verdi bulunmaktadır.
Grandioso: Büyük, ihtişamlı.
Grave: Çok yavaş tempo.
Grazioso: Sevimli ya da ince duygulu.

Impromptu: 19.yüzyılda gelişmiş şarkı (lied) biçiminde yazılmış çalgı parçaları için kullanılan bir terim.

Improvisation: Doğaçtan yorum ya da söyleyiş. Müziği hazırlıksız olarak içe doğduğu gibi, hem yaratma hem de yorumlama sanatı.

Interlude: Bir eserin ana bölümleri arasında yorumlanan parça.

Intermezzo: Başlangıçtaki anlama göre, bir oyunun perdeleri arasında,dekor değişmesine ve oyuncuların hazırlanmasına fırsat vermek için sunulan müzikli kısa oyun.

Jig: İngiliz kaynaklı, hızlı dans.
Kadans: Melodik olarak bir dinlenme noktasına gelmek. Yorum olarak da; parçanın ana tonuna varırken çalınan ya da söylenen süslü, gösterişli geçit. Genellikle konçertolarda rastlanır.
Kakışma: Geleneksel armoni kurallarına göre uyumsuz sayılan nota bileşimleri.
Kammermusik: Oda müziği.
Kanon: Ses girişlerinin dizinin türlü katlarından tekrarlama yoluyla birbirini izlemesidir.
Kantat: Bir olay ya da konuyu anlatan bir metne sahip, solo, koro ve orkestra için bestelenmiş parça. Ancak, sahnede oynanmak için değil. Konusu din veya din dışı olabilir.
Kappelmeister: Orkestra yöneticisi. Kilise müziği yöneticisi.
Kentet: Beş çalgı ya da beş ses için müzik. Beş çalgılık ya da beş seslik topluluk.
Klavye: Ses üretmeye yarayan bir mekanizmayı, dokununca harekete geçiren tuşların tümü. Başlıca klavyeli çalgılar org, piyano, akordiyon,kalvsen'dir.
Kompozisyon: Beste.
Konçertant: Bir çok solocu, ya da bir çok ses/çalgı grubu arasındaki diyaloga ya da bir solocuyla bir ses/çalgı topluluğunun karşı karşıya getirilmesine dayalı müzik üslubu için kullanılan bir terim.
Konçerto: Orkestrayla birlikte çalacak bir solo çalgı için yazılmış çalgısal komposizyon. Solo çalgıyla orkestranın dönüşümlü olarak, birbirleriyle yarış içinde ya da bir arada çalmasına dayanır. Solist ve ona eşlik eden orkestra için üç veya dört bölümlü konser parçası.
Konçerto Grosso: Barok dönemin en çok kullanılan orkestra müziği. Temel özelliği, küçük bir solocular grubu ile bütün orkestrayı karşı karşıya getirmesidir.
Konser: Halk önünde müzik yorumu. 18. yüzyıldan önce halkın para vererek girip dinlediği konserler yok denecek kadar azdı. Müziği soylular saraylarında, halk ise kiliselerde dinlerdi. Bugünün konserlerine benzeyen ilk konserler,18. yüzyılın başında, başta Almanya ve İsviçre olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde düzenlenmeye
başlanmış,19. yüzyıl ortalarına dek konser için ' Akademi ' deyimi kullanılmıştır.
Konservatuar: Müzik öğrenimi için kurulmuş büyük okullar. İlk konservatuar,Napoli'deki San Maria di Loreto'dur.(1537)
Kontralto: En pes kadın sesi.
Kontrpuan: Diğer söyleniş biçimi Kontrapunta. Birbirinden bağımsız ezgileri, yatay hareket kullanarak besteleme tekniğidir. birden çok sesi birleştirme kuralalrını tümü. Armoni ile yakından ilgilidir.
Konzertmeister: Senfoni ya da opera orkestrasında baş kemancı. Yalnız kemanlardan ve öbür yaylı çalgılardan değil, yöneticiden sonra bütün orkestranın çalışma beraberliğinden sorumlu kişi.
Koro: Çok sesli bir müzik parçasını söyleyen, genellikle soprano, alto, tenor ve bas seslerden kurulmuş şarkıcılar topluluğudur.
Kuartet: Dörtlü olarak da bilinir. Dört çalgı ya da dört insan sesi için yapılmış beste. Bir başka deyişle dört yorumcudan oluşmuş topluluk. En yaygın kuartet çalgılaması, iki keman, viola ve viyolonselden kurulan topluluktur.
Largo: Çok yavaş tempo.

Lento: Yavaş.

Libretto: "Küçük kitap" anlamına gelir. Opera metni, opera oyunu.

Lied: Bir çok kıtadan oluşmuş bir şiir üzerine yazılmış, genel olarak piyano eşliğinde söylenen bir şarkıdır. Alman bestecilerinin, Alman ozanların şiirleri üzerine bestelediği şarkılar. Liedin başlıca öncüleri Carl Philip Emmanuel Bach, Haydn, Mozart ve Beethoven gibi bestecilerdir.

Loure: 18. yüzyıl süitlerinde rastlanan bir türlü dans müziği.​

 

DeStina

Her Nasip Vaktine Esirdir
MFC Üyesi
Konum
İzmir
  • Üyelik Tarihi
    9 Haz 2015
  • Mesajlar
    12,474
  • MFC Puanı
    1,810
Madrigal: 14. yüzyılda ortaya çıkan bu tür, din dışı konuları içeren çalgısal eşlikli parçalardır.
Maestoso: Azametli.
Maestro: Orkestra şefi.
Majör: Daha küçük anlamına gelen minör kelimesine karşıt olarak daha büyük anlamında kullanılır. Minör aralıklardan yarım ses daha büyük aralıklar.
Marş: İnsan topluluklarının özellikle de askeri birliklerin hareketini bir düzen içinde yönetmek amacıyla bestelenmiş müzik parçası.
Masque: 16. ve 17. yüzyılda İngilzice söylenen müzikli sahne oyunlarıdır. İngiliz operasının temelini oluştururlar.
Mazurka: Polonya ulusal dansı. Dört ile sekiz çift tarafından adımlar özgürce seçilerek oynanır.Tempo üç zamanlıdır.
Melodi: Ritm öğesinden yaralanarak bir biçim için arka arkaya dizilmiş notalar.
Melodram: Müzikle birlikte,melodisiz olarak,düz okuma durumunda söylenen dram; Müzik eşliğiyle bir anlatıcı için hazırlanmış eserlerin türüne verilen ad.
Menuet: Muhtemelen gelmiş geçmiş en tanınmış dans müziğidir. Esasında iki müzikten oluşur ilkini duyarsınız, sonra daha farklı bir sesi ve duygusu olan diğer müzik gelir, ve sonra ilk müziği tekrar duyarsınız. Birçok senfonide Menüet bölümü bulunmaktadır. Menüete “Menüet ve Triyo” adı verilir, çünkü ikinci müzik olan “Triyo” küçük bir müzisyen grubu tarafından çalınır.
Menuetto: 7. yüzyılda ortaya çıkmış, Fransa kaynaklı, üç zamanlı saray dansı. Adı,"küçük" anlamına gelen "menu" sözcüğünden türemiştir. Ufak adımlarla oynanması bu adı gerektirmiştir. Müziği önce süitlerde yer almış, sonat biçiminin bölümlerinden biri olmuş yerini scherzo'ya bırakıncaya kadar kullanılmıştır.
Metronom: Müzikte zaman ölçen, bir parçanın tempo hızını belirten araç.
Minor: Majörden yarım ses daha küçük aralık.
Missa: Ortaçağın başlıca ayin müziği biçimidir. Katolik kilisesinde ekmek ve şarabın takdis ayininde söylenir. Törende en son okunan dua olduğundan sözlük anlamı ' tören bitti, gidebilirsiniz ' demektir. En önemli dinsel müzik türü olan Missa, Kyrie, Gloria, Credo, Sanctus, Benedictus, Agnus Dei gibi bölümlerden oluşur.
Moderato: "Orta Hızda" demektir. Parçanın orta hızda okunacağını belirtir.
Modulation: Bir tonaliteden öbürüne geçme.
Molto: Çok.
Monodram: Tek şarkıcı için opera.
Motett: Geçmişi 13, yüzyıla kadar uzanan ve çok sesli müziğin en önemli yapı taşlarından olan motettler, dünyevi ve dini konuları işler. Motett, Notre-Dame repertuarında yer alan metinler üzerine yapılan bestelerle, Fransız müziğinde önemli bir gelişme olanağı elde etmiştir.
Motette: Özgür biçimde yazılmış çalgı eşliğinde söylenen çok sesli kilise şarkılarıdır.
Motif: Bir eserin kuruluşunun ana öğelerinden biri olarak kullanılan ve bir müzik fikrinin kaynağı olan parça.

Noktürn: Gece müziği. Durgun,düşünceli ve duygulu piyano parçaları için kullanılır. Bu konudaki en güzel besteler Chopin'e aittir.
Nonet: Dokuz çalgı için eser. Dokuz çalgıdan kurulmuş topluluk.
Nota: Sesleri yazmaya yarayan belirteçlere "nota" denir. Notalar, dizekte kondukları yere göre, seslerin adını ve dikliğini; biçimlerine göre de, seslerin süresini göstermeye yararlar.
Oda Orkestrası: Bir odaya veya küçük bir salona sığabilecek sayıda çalgıdan kurulmuş orkestra.
Oktav: Bir notanın, inceye ya da kalına gidildiğinde varılan sekizinci notasına kadar olan seslerin tümüdür.
Oktet: Sekiz çalgılı topluluk. Sekiz çalgı ya da sekiz üyeli topluluk için yazılmış parça.
On İki Nota Müziği : Atonali yani tonalitesiz müzik yazma tekniklerinden. Bir oktav içindeki on iki sesin isteğe uygun bir sırayla dizilmesi ve bestelenen müzikte seslerin sürekli bu sırayla kullanılması yöntemiyle yazılır.
Opera : 16. yüzyılın sonlarında İtalya'da ortaya çıkan, orkestra eşliğinde solo ve koronun yorumladığı müzikli sahne eseridir. Eserin metni, libretto,çeşitli müzik biçimlerine göre bestelenir.; bunlar orkestra eşliğinde söylenen şarkı biçiminde aria(arya) ve şarkıların konuşma ritminde söylendiği recitativo(resitatif)'ladır. Ayrıca operaların girişlerinde overture (uvertür)adı verilen giriş müzikleri bulunur. Bazı operalarda bale sahneleri de yer alır. Kökeni ortaçağın dinsel oyunlarına, Rönesans dönemindeki düğün, şenli,k ve festivallere ve 16. yüzyılın sonunda ortaya çıkan oyunlu madrigal'lere dayanır. İlk opera, 16.yüzyılda Yunan trajedi sanatını yaşatmak için bir araya gelen aydınların oluşturduğu Camerata topluluğunun üyesi olan Jacopo Peri'nin Daphne operasıdır.
Opera Buffa : 18. yüzyılda İtalya'da, ciddi operanın perde aralarında sahnelenen intermezzo'lardan ortaya çıkmış ' Komik Opera 'dır.
Opera Seria : Ciddi opera. 18. yüzyılda, Avrupa'da ortaya çıkan bir opera stili.
Opera-Comique : Fransa'da komik operaya verilen ad. 18. yüzyılın başlarında panayır eğlenceleri sırasında ortaya çıkmıştır. Aynı yüzyılın ortalarında aşk ya da entrikaya dayanan bu tür, yavaş yavaş ' Grand Opera ' ya yaklaşır. George Bizet'nin en ünlü eseri olan 'Carmen' bu türün en son örneği olarak bilinir.
Operet : İçinde karşılıklı konuşmaların, şarkı ve dansların yer aldığı hafif opera.
Opus : "Eser" anlamında kullanılır. Bazı besteciler,eserlerinin besteleniş ya da yayımlanış sırasını belirtmek için Op. kısaltmasını ve eserin sıra numarasını kullanırlar.
Oratoryo : Kutsal konulu, sahnede oynanmadan seslendirilen, müzikal hikaye anlatmak için oluşturulmuş eserlere verilen ad. Konuları genellikle Tevrat ve İncil'den alınır. Bu biçimin öncüsü Floransalı bir papaz Filipe de Neri'dir.
Orkestra : Çalgı topluluğu. Yunanca kaynaklı bir terimdir. Eski Yunan tiyatrosunda sahne ile seyircilerin oturduğu bölüm arasında 'orkesis' denen bir yer bulunurdu. Buraya oyuna eşlik edecek müzikçiler yerleştirilirdi. Genel olarak orkestrayı kuran çalgıcıların sayısı ve türü belli değildir. Ancak Senfoni orkestrası denince, 60-120 kişilik bir çalgı kadrosuyla yaylılar, nefesli çalgılar, vurmalı çalgılar, telli çalgılar gibi düzenleri bulunan orkestra düzeni akla gelir.
Ölçü : Birkaç tane nota biriminin bir araya getirilmesinden oluşan ölçme birimine, "ölçü" denir.
Ölçü Çizgisi: Ölçüleri birbirinden ayırmaya yarayan çizgiye "Ölçü çizgisi" denir. Ölçü çizgisi, dizek'e dikey olarak çizilir.
Partisyon : Çalgı ya da ses bölümlerinin birlikte okunmasını sağlamak amacıyla birbiri üstüne sıralanış notası.
Passion : İsa'nın haçlanması ile ilintili kutsal metin üzerine koro, solo şarkıcılar ve çalgı eşliği için bestelenen bir tür oratoryo.
Pastoral : Konusu genellikle efsanelere dayanan müzikli oyun. Operanın öncüsüdür. Diğer bir tanımı da çobansı nitelikteki çalgı müziği ya da şarkıyı içerir.
Perde : Ses aralıklarını ölçmek için kullanılan bir çeşit Ölçme Birimi'ne "perde" denir. Batı müziğinde kullanılan en küçük ses aralığına, "yarım perde" denir. İki tane yarım perde'den oluşan ses aralığına "tAM perde" denir.
Pianosimmo : Hafif, yumuşak; çok hafif, çok yumuşak.
Pizzicato: Yaylı çalgılarda, bir geçidin yayla değil, tellerin parmakla veya tırnakla çekilerek çalınacağını belirten terim.
Poliphonie : Çok seslilik. Birden çok melodinin kontrapunta kurallarına göre bir araya getirilmesi.
Politonalite : Birden çok ve birbirinden ayrı tonalitelerin bir arada kullanılması.
Polka : Bohemya kaynaklı, hızlı tempolu bir dans türü.
Polonez : Polonya halk dansı. Orta yavaşlıktadır.
Prelüd : Bir yapıtın ana bölümüne giriş parçası. Terim,özgür biçimli bağımsız parçalar için de kullanılabilir. Opera'da; uvertür, açılış parçası anlamına da gelir.
Presto : Çok hızlı. Çabuk.
Primadonna: Operada baş kadın rolünü oynayan sanatçı.
Psalm: Eski İncilde yer alan deyişlerden derlenmiş şarkılar. Özellikle 15. yüzyıldan itibaren çok sesli müzikte önem kazanmaya başlamış. 17. ve 18. yüzyılda, Fransız müziğinde, solo ses, koro ve orkestra için bestelenen bu tür eserler, motett olarak anılmaya başlanmıştır.
Rapsodi : Belirli bir kalıp ve biçime bağlı olmadan özgürce, halk ezgileriyle yazılmış çalgı müziği.
Reprise : Tekrar. Terim genellikle, sonat biçimlerinde gelişme bölümlerinden sonra ilk konunun tekrarını anlatır.
Requiem : Ölü ruhlarının huzura kavuşması amacıyla yazılan dinsel tören müziği. Cenaze törenlerinde kilisede çalınır.
Resital : Bir konserde tek şarkıcı ya da çalgıcının, eşliksiz olarak bir veya bir kaç eseri sunuşu.
Risoluto : Güçlü, kararlı.
Ritm : Zaman içinde varolan müziğin yine zaman içinde belirtilmesi. Ritm müziğin üç ana öğesinden biridir. Diğer ikisi ise; melodi ve armonidir. Melodisiz ve armonisiz müzik olabilir fakat ritmsiz müzik düşünülemez.
Romance : Besteciyi kesin bir kalıp biçimine uymak zorunda bırakmayan, genellikle duygusal parçalara verilen ad.
Rondo : Temel müzik cümlesinin birden çok kez yinelendiği bir dans biçimi. Diğer bir değişle ;içinde sürekli tekrarlanan bir melodinin bulunduğu müzik parçasıdır. Bu melodinin ortaya çıkışları arasında başka bir müzik çalınır, ve melodi sinsi, şaşırtıcı ve eğlenceli şekillerde araya girer. Aynı adlı vokal bir türden geldiği bilinmektedir. 18. ve 19. yüzyılda sonat, konçerto ve senfonilerin finali olarak kullanılmıştır.
Rubato : Yorumcunun bir an için belirlenmiş ritim yapısından ayrılıp kendi içgüdüsüne göre yapıyı ve tempoyu değiştirerek çalması.
Saltarello : Hızlı tempoda eski İspanyol-İtalyan dansı.
Sarabande : Yavaş tempolu bir İspanyol dansı.
Scherzo : "Şaka" anlamına gelir. Tekrarlanan kesin çizgili bir ritmik figüre dayanır. Daha çok alaycı, çalkantılı, karanlık ve öfkeli bir havası vardır.
Sekstet (Altılı): Altı çizgi ya da altı ses için yazılmış beste.
Senfoni : Birkaç bölümlü orkestra için bestelenmiş uzun bir eserdir. Orkestranın farklı faklı müziklerini ve ruh hallerini ortaya çıkarmaya yarayan, bir romanla eşdeğer müzik türüdür. Senfoni, ancak 18. yüzyılda bağımsız konser parçaları olarak seslendirilmeye başlanmıştır. Başlangıçta hızlı-yavaş-hızlı olmak üzere üç bölümden oluşan ilk senfoniler, giderek dört bölümlü bir biçime dönüşmüştür. 18.yüzyıl bestecilerinden Haydn ve Mozart, senfonilerinde kullandıkları temaları ritmik, melodik ve armonik açıdan büyük bir zenginlikle işleyerek bu türü geliştirmişleridir.
Serenad : 17. yüzyıl ve 18. yüzyılda Avrupa saraylarında çok moda olan, beş ya da altı bazen daha fazla bölüm içeren vokal ya da çalgısal parçalardır. Duygusal bir nitelik taşıyan serenat, ortaçağda, gezgin şair ve müzikciler olan troubadour'lar ve minnesinger'ler tarafından sevilen kadına saygı gösterisinde bulunmak için geceleri,
onun penceresi altında lavta, gitar, mandolin gibi çalgılar eşliğinde söylenirdi.
Mozart'ın Don Juan'ı ve Rossili'nin Sevil Berberi gibi ünlü operalarında da rastlanan
serenat, 18. yüzyıla doğru senfoni'den daha küçük bir tür olarak ele alınmıştır. Ünlü
serenat bestecileri arasında Mozart, Haydn, Beethoven ve Brahms sayılabilir.
Sol Anahtarı : Dizeğin ikinci çizgisine konulur ve bu çizginin adı sol çizgisilur. Sol Çizgisi'ne konulan Nota "SOL" adını alır. Diğer notalar da buna göre adlarını alırlar. "SOL ANAHTARI" ince sesleri göstermek için kullanılır.
Solfej : "Okuma" demektir. Notaları, adlarıyla, sesleriyle ve süreleriyle okumaya "solfej" denir.
Solo : Tek bir çalgıcı tarafından çalınmak üzere yazılmış eser ya da herhangi eser içinde bir geçit.
Sonat : Bir ya da daha fazla çalgı için bestelenen üç ya da daha fazla bölümlü eserin bütününün ya da ilk bölümünün biçimini anlatır. Bestelendiği enstrumanın yeteneklerini ortaya çıkarmak için oluşturulmuştur. Klasik sonat, Viyana Klasik Okulu'nun bestecilerinin -Haydn, Mozart ve Beethoven- eserleri ile doruğa ulaşmıştır.
Sonatin : Kısa, küçük sonat.
Soprano : En tiz kadın veya çocuk sesi.
Süit : Aynı tonalite içinde sıralanmış özellikle de dans müziği bölümleri topluluğudur.
Tango : İspanyol ve Amerikan kaynaklı çabuk tempolu bir dans türüdür. Ancak Arjantin'de çok yaygındır.
Tarantella : Çok hızlı ve canlı tempoda Napoli dansı.
Tema : Bir bestede başlıca müzikal fikir ya da konu.
Tempo : "HIZ" anlamına gelir. Müzikte, sesin süresi üzerine kurulmuş, ses hareketlerinin süre ve hızlarını ölçmeye yarayan sistemlerin temeli. Bir parçanın hızı "METRONOM" ile ölçülür.
Tenor : En tiz erkek sesi.
Tonalite : Bir bestede ya da bir beste bölümünde, bütün nota ve akorların, bir çıkış noktası durumundaki notayla ilgilerini düzenleyen sistemlerin bütünü.
Tranquillo : Sakin, rahat.
Transkripsiyon : Bir müzik parçasını, çalınacağı çalgıya göre düzenlemek.
Tremolo : Bir nota ya da bir akorun çok hızlı olarak tekrarı.
Tril : Bir notanın bir üstteki notayla çok hızlı olarak sıralanması.
Trio : Üç ses ya da çalgı için yazılmış beste. Oda müziği türleri içinde, piyano,keman ve viyolonselden oluşan piyano üçlüleri önemlidir. Triolar, Mozart ve Beethoven döneminde doruğa ulaşmışlardır.
Tutti : Konçertolartda ve koro seslerinde solo sesin yanında bulunan çalgı ve seslerin bütününe verilen ad.

Uvertür: Müzikli sahne eserlerinin, süid ve senfonilerin başındaki açılış müziği. İlk perde açılmadan çalınan giriş müziği.
Vals : Üç zamanlı dans. Birinci vuruşu kuvvetli, sonra iki vuruşu zayıftır.
Varyasyonlar (Çeşitleme): Müzisyenler bir müziği çalarlarken, müzik birden değişik şekillere bürünmeye başlar ama aslında bu aynı müziğin değişik kostümlerde karşınıza çıkmasıdır.
Vibrato : Titreme. İnsan sesinde olsun, türlü çalgılarda olsun,bir notanın yüksekliğini aşağı ve yukarı doğru sık ya da geniş aralıklı sallandırmayla elde edilir.
Virtüöz : Yorumda teknik ustalığın doruğuna erişmiş kişiler için kullanılan terim.
Vivace : Canlı.
Viyol : Yayla çalınan telli çalgılar ailesine toplu olarak verilen isimdir.
Voce : Ses.
Vokal : Sadece insan sesi ile yorumlanan eserdir.
Vorspiel : Müzikli oyunlarda eserin başlamasından önce çalınan orkestra parçası.
Vurgu : (>) işareti ile belirtilir. Üzerine konduğu notanın ya da akorun diğerlerine göre daha vurgulu çalınmasını gerektirir.
Vuruş : Notaların sürelerini ölçmek için el ile yapılan sayma hareketine "vuruş" denir.


Yaylı Çalgılar Dörtlüsü (Quartet): İki keman, bir viola ve çellodan oluşan yaylı çalgılar topluluğu için yazılan dört partili bir bestedir. 17. yüzyıl'da oda müziği türlerinden biri olarak ortaya çıkmıştır. Genellikle dört bölümlüdür. Bu tür, orkestranın temelini oluşturur.
Yorum: Bir müzik eserini icra eden ya da icra ettiren yönetici kişinin, o eseri bestecinin düşünce ve duygularına uygun olarak sunma amacıyla uyguladığı duygusal davranışın ve bilimsel inceleme sonuçlarının tümü.

Zarzuela: İspanyol opereti.​
 
Üst Alt