Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Mohaç savaşında bu stratejiyle Dünya ‘da

AdoniS

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    12 Tem 2014
  • Mesajlar
    639
  • MFC Puanı
    11


Macar ordusu, Türk ordusunu karşılamak üzere, Mohaç ovasına ordugâh kurdu. Ordunun başında, Macar kralı II. Lajos ve başkumandan Nodor Bathory vardı. Macar kralı, Erdel voyvodası Janos Zapolya’ya en kısa zamanda kendisine katılmasını bildirmişti. Fakat, 30.000 kişiyle yola çıkan Erdel beyinin, kralı kıskandığı için savaşa katılmadığı söylenir.

Kanunî Sultan Süleyman, çevreye gönderdiği akıncılarla, Macar ordusunun yardım almasını önledi. Türk ordusu, 28 Ağustos 1526′da Mohaç ovasına geldi. Başta Kanunî, veziriâzam İbrahim Paşa olmak üzere ordunun bütün komutanlarıyla, eski ve tecrübeli askerlerinin katıldığı bir savaş meclisi toplandı. Bu mecliste Yahyapaşazade Malkoçoğlu Bali Bey, birbirlerine zincirlerle bağlı zırhlı Macar süvarilerinin çok tehlikeli olduğunu ve kitle halinde saldırının sakıncalı olacağını, düşmanın yan ve gerilerine yapılacak saldırıların daha çok yarar sağlayacağını söyledi; teklifi, padişah ve mecliste hazır bulunanlarca kabul edildi. Macar ordusu, kendi savaş planı gereğince iki safa ayrıldı. İlk saf, merkez, sağ ve sol olmak üzere kuruldu. İkinci saf ise dört koldan meydana geliyordu; II. Lajos da bu safta bulunuyordu. Macar ordusu, 29 Ağustos’ta taarruza başladı.

Mohaç ovasının bir yanı bataklık (Karasu bataklığı), öteki yanı tepelikti. Osmanlı ordusu, Bâli Bey’in teklifi üzerine, arka arkaya üç saf hâlinde düzene girdi. Ön safta veziriâzam İbrahim Paşa komutasında Rumeli Ordusu, ikinci safta Behram Paşa kumandasında Anadolu Ordusu, üçüncü safta ise yeniçerilerin komutanı olarak padişah bulunuyordu. Savaş planı gereğince, Macar saldırısı beklenecek, saldırılar Türk ordusunun merkezine yönelince, Türk kuvvetleri yanlara doğru açılarak, Macar süvarisini topların karşısında bırakacaktı. Savaş, Macarların saldırısıyla başladı. Rumeli Ordusu, plan gereğince, bir süre çarpıştıktan sonra geri çekilerek Macar zırhlı süvarilerini topların karşısına getirdi; Bâli Bey kumandasındaki akıncılar da düşmanın çekilme yollarını keserek, onları çember içine aldılar. Anadolu kuvvetleri üzerine saldıran Lajos’un kumandasındaki ikinci saf da aynı tuzağa düşürüldü. Bütün Macar ordusu topların önüne çekildikten sonra, 300 top birden ateşlendi; Macar ordusuna bağlı birlikler çekilmeye imkan verilmeden imha edildi. II. Lajos ve yanındakiler, kaçan askerlerle birlikte Karasu bataklığında boğuldu. Savaş alanında altı gün dinlenen Türk ordusu, daha sonra Macar Krallığı’nın başkenti Budin’e ilerlemeye başladı. Başta kraliçe Maria olmak üzere soylular, devlet adamları ve Macar halk kaçtığı için, şehirde yalnızca Yahudiler kalmıştı. Yahudilerin başkanı Salamon’un başında bulunduğu bir heyet, Foeldward kasabasında, Budin kalesinin anahtarlarını Kanunî Sultan Süleyman’a teslim etti.
Osmanlı Devleti, bu savaşla, Avrupa’da öteden beri Osmanlılara karşı Hristiyanlığın en güçlü müdafaa hattını kırmış oldu. Aynı zamanda, Macar topraklarının parçalanması ve kademe kademe bütün Macaristan’ın ilhakına yol açacak seferler (Osmanlı-Avusturya savaşları) için ilk adımı da attı. Osmanlı kuvvetleri, Budin’e girmiş olmakla birlikte, Belgrad’ın muhafazası için stratejik önemi bulunan Sirem bölgesi hariç, önce Macaristan’ı doğrudan idareleri altına almayarak, Avrupa’yla aralarında, kendilerine bağlı bir tampon devlet haline getirmeyi uygun buldu. Bu, muhtemelen Kanunî’nin Avrupa’da takip etmek istediği denge siyasetinin bir sonucuydu. Aslında tâbiiyet altına alma politikası, Osmanlı fetih metotlarından biri olup, âni fethin ortaya koyabileceği tepkilerin dozunu dengelemek amacını taşımakta; ancak yavaş yavaş Osmanlı idaresine ısındırılan bölge, daha sonra tamamıyla ilhak edilmekteydi. Nitekim Macar tahtı, Macar asilzâdeleri tarafından kral seçilen Yanoş Zapolya‘ya bırakıldı.

İki saat kadar süren Mohaç Muharebesi, Papalık tarafından o günkü Osmanlı akınlarına karşı son kalkan olarak görülen Macaristan’ın büyük bir kesiminin Osmanlı hakimiyeti altına girmesi açısından önemlidir. Bu savaş Osmanlı İmparatorluğu tarihindeki en kısa sürede kazanılan zaferdir. Bu şekilde, II. Viyana Kuşatması’na kadar, Orta Avrupa ve Balkanlar’daki Osmanlı varlığı yerleşiklik kazanmış
Osmanlı Devleti, bu savaşla, Avrupa’da öteden beri Osmanlılara karşı Hristiyanlığın en güçlü müdafaa hattını kırmış oldu. Aynı zamanda, Macar topraklarının parçalanması ve kademe kademe bütün Macaristan’ın ilhakına yol açacak seferler (Osmanlı-Avusturya savaşları) için ilk adımı da attı. Osmanlı kuvvetleri, Budin’e girmiş olmakla birlikte, Belgrad’ın muhafazası için stratejik önemi bulunan Sirem bölgesi hariç, önce Macaristan’ı doğrudan idareleri altına almayarak, Avrupa’yla aralarında, kendilerine bağlı bir tampon devlet haline getirmeyi uygun buldu. Bu, muhtemelen Kanunî’nin Avrupa’da takip etmek istediği denge siyasetinin bir sonucuydu. Aslında tâbiiyet altına alma politikası, Osmanlı fetih metotlarından biri olup, âni fethin ortaya koyabileceği tepkilerin dozunu dengelemek amacını taşımakta; ancak yavaş yavaş Osmanlı idaresine ısındırılan bölge, daha sonra tamamıyla ilhak edilmekteydi. Nitekim Macar tahtı, Macar asilzâdeleri tarafından kral seçilen Yanoş Zapolya‘ya bırakıldı.

Muharebede Macar kralı II. Lajos’un öldürülmesi üzerine Macar tahtı vârissiz kalmıştı. Szekesfehervar’da (Osmanlı döneminde İstolni Belgrad) toplanan Macar dieti (asiller meclisi) Erdel voyvodası János Szapolyai’yi Macar kralı seçti. Macar asillerinin bir kısmının bu durumu kabullenmeyerek Habsburg hanedanından Avusturya arşidükü I. Ferdinand’ı kral seçmeleri, 1528′de Szapolyai’nin Osmanlı Devletinden yardım istemesine neden olacak ve ilerleyen yıllarda yaşanacak olan Osmanlı-Avusturya savaşlarına ve I. Viyana Kuşatması’na yol açacaktı.


ForumHatti YÖNETİMİ !
 
Üst Alt