-
- Üyelik Tarihi
- 3 Nis 2016
-
- Mesajlar
- 108
-
- MFC Puanı
- 82
Modanın Yeni Kanunları
2016da modayla ilgili karşımıza çıkan her yazı bir çeşit devrimden bahsediyor. Herkes yeni dünyadan, now generationdan dem vuruyor. Moda endüstrisi de yeniden her konuda dengesini bulmaya çalışıyor. İşte modanın yeni kanunları...
Dijital dünyanın gerektirdiği hız karşısında moda markaları ve tasarımcılar da saflarını belirliyorlar. Kimi, sezon kavramına meydan okuyarak, sunduğu koleksiyonu, normalde 6 ay sonra vitrinlere taşıyacakken, defilenin ardından satışa sunacağını açıklayan Burberry gibi veya da bu aşırı tüketim hızının yaratıcılığı öldürdüğünü söyleyerek Dior Modaevinin kreatif direktörlüğünden ayrılan Raf Simons gibi ezber bozuyor.
- Artık post-milenyum çağında büyüyenlerin kurallarını belirlediği bir düzenin içerisindeyiz. Cinsiyetler ötesi, ırklar ve renkler ötesi yaklaşımların kabul gördüğü bir düzen.
- Bir başka değişim de sanal dünya dört bir yanımızı sarmışken gerçekliğe duyulan özlem hissinin artmasında. Fantazi ve avangard koleksiyonlar yerine fonksiyonel parçalar tasarlayan yeni dalga markaların iyi örneği Vetementsın son dönemde bu özlemi giderip fenomen olması gibi.
- Power dressing yani güç giyiminin de kodları değişti; Unisex artık erkeksi giyim demek değil... Sabah 9- akşam 5 ofis şıklığı tabiri artık sabah 9dan sabah 5e, günden geceye uzanan işlevsel şıklığı içermekte...
- Bir yandan geri dönen Walkman evet yanlış okumadınız Walkman! Diğer takıntımız ise Snapchat! Bir yandan hayatımıza giren Podcastler, diğer yandan genelde kayıp 10 yıl olarak görülen 90ların yeni jenerasyon tarafından keşfedilmesi..
- Modeller arasında dazlaklık modası, Trainspotting filminin dizi haline getirilmesi, Kurt Cobain ve grunge, Oasis grubunun saç modelleri ve eşofman üstler...
Hatta ve hatta Clintonların Beyaz Saraya geri dönme ihtimali!
Ceket- pantolonu unutun, artık işe böyle gideceksiniz: New York Timesa göre, işyeri şıklığnı bu parçalar yansıtıyor.
Gençliğimizden yadigâr Walkmanlerin iddialı bir dönüş yaparak fenomen mertebesine erişeceğini kim bilebilirdi?
2016da modayla ilgili karşımıza çıkan her yazı bir çeşit devrimden bahsediyor. Herkes yeni dünyadan, now generationdan dem vuruyor. Moda endüstrisi de yeniden her konuda dengesini bulmaya çalışıyor. İşte modanın yeni kanunları...
Dijital dünyanın gerektirdiği hız karşısında moda markaları ve tasarımcılar da saflarını belirliyorlar. Kimi, sezon kavramına meydan okuyarak, sunduğu koleksiyonu, normalde 6 ay sonra vitrinlere taşıyacakken, defilenin ardından satışa sunacağını açıklayan Burberry gibi veya da bu aşırı tüketim hızının yaratıcılığı öldürdüğünü söyleyerek Dior Modaevinin kreatif direktörlüğünden ayrılan Raf Simons gibi ezber bozuyor.
- Artık post-milenyum çağında büyüyenlerin kurallarını belirlediği bir düzenin içerisindeyiz. Cinsiyetler ötesi, ırklar ve renkler ötesi yaklaşımların kabul gördüğü bir düzen.
- Bir başka değişim de sanal dünya dört bir yanımızı sarmışken gerçekliğe duyulan özlem hissinin artmasında. Fantazi ve avangard koleksiyonlar yerine fonksiyonel parçalar tasarlayan yeni dalga markaların iyi örneği Vetementsın son dönemde bu özlemi giderip fenomen olması gibi.
- Power dressing yani güç giyiminin de kodları değişti; Unisex artık erkeksi giyim demek değil... Sabah 9- akşam 5 ofis şıklığı tabiri artık sabah 9dan sabah 5e, günden geceye uzanan işlevsel şıklığı içermekte...
- Bir yandan geri dönen Walkman evet yanlış okumadınız Walkman! Diğer takıntımız ise Snapchat! Bir yandan hayatımıza giren Podcastler, diğer yandan genelde kayıp 10 yıl olarak görülen 90ların yeni jenerasyon tarafından keşfedilmesi..
- Modeller arasında dazlaklık modası, Trainspotting filminin dizi haline getirilmesi, Kurt Cobain ve grunge, Oasis grubunun saç modelleri ve eşofman üstler...
Hatta ve hatta Clintonların Beyaz Saraya geri dönme ihtimali!
Ceket- pantolonu unutun, artık işe böyle gideceksiniz: New York Timesa göre, işyeri şıklığnı bu parçalar yansıtıyor.
Gençliğimizden yadigâr Walkmanlerin iddialı bir dönüş yaparak fenomen mertebesine erişeceğini kim bilebilirdi?
Top model Cara Delevingne de Snapchatsiz yaşayamayanlardan...
NEW YORKUN MAHŞER DÖRTLÜSÜ
1- DKNY:
Yine 90ların imza markalarından biri olan DKNY, kurucusu Donna Karanın şirketi tamamen devretmesiyle yıllar sonra ilk defa koleksiyonlarını dışarıdan tasarımcılara emanet etti. Bir yenilenme ve çağı yakalama sürecinden geçmesi gereken markaya taze kan son dönemde New York sokak stili temsilcilerinden Public School tasarımcıları Maxwell Osborne ve Dao-Yi Chowun markanın başına geçmesiyle fırtına gibi geldi.
2- COACH:
Amerikan kültürünün ikon sembollerinden olan kolej montlarını bu sezon koleksiyonunun merkezine koyan marka, dış giyim modasının altın çağını yaşadığı son birkaç yıldır kreatif direktör Stuart Veversın ellerinde önemli bir yer edindi ve sezon trendlerine yön veren markalardan biri olmaya başladı.
3- CALVIN KLEIN:
Francisco Costa, 90ların ikonik markası Calvin Kleinı New Yorkun en iyi şovlarından biri haline getirdi. Minimal, zaman zaman grunge tarzı ile, CK efsanesini tekrar moda haritasının merkezine koydu.
4- MARC JACOBS:
New Yorkun en güçlü koleksiyon ve özellikle de şovlarından biri olan Marc Jacobs, bir defile gerçekleştirmenin o şovu dijital ortamda görmekle arasındaki fark nedir sorusuna en iyi cevabı veriyor.