Milyarlarca Yıl Önce Üretilen Demir Tüpler
30 Yıl önce güney Afrika'da Batı Transvaal'da bulunan Wonderstone Gümüş Madeninde çalışan madenciler, kuyu açma çalışmaları sırasında metal kürelere rastladılar.
Kürelerin sayısı 200'ü aşıyordu, 1979'da kürelerin birkaçı Johannesburg, Witwaterstand Üniversitesi'nden Jeoloji uzmanı Prof. J.R. Mclver ve Potsshefstroom Üniversitesi'den Prof. Andries Bisschoff tarafından incelendi, metalik küreler biraz basıktılar ve çapları 1 ile 10 cm. arasındaydı.
Dış yüzeyleri genelde çelik mavisiydi, dışarıya vuran kızıl yansımalar görülüyordu ve metale gömülü minik benekler vardı, benekler beyaz fiberden yapılmış izlenimini veriyorlardı. Alaşımın nikel/çelik olması doğal değildi çünkü bu kompozisyon kurallarının dışındaydı, ancak metorik bir köken böyle olabilirdi.
Bazılarında bir veya iki cm.lik ince bir kabuk belirlendi ve küreler kırılarak açıldığında içlerinin garip süngerimsi bir madde ile dolu olduğu anlaşıldı ama kısa bir zaman sonra hava ile temas eden bu maddenin küle dönüştüğü gözlemlendi.
Kürelerin analitik yapısı, kayaların özgün yapısı ile hiç ilgili değildi, radyo-izotop teknikleriyle yapılan tarih belirlemelerinde kürelerin en azından 2.8 veya 3 milyar yıllık oldukları belirlenince herkes şok oldu. Güney Afrika Klerksdrop Müzesin'den Roel Marx, bu garip ve gizemli olaya bir gizem daha kattı; küreler kendi eksenleri etrafında döndürüldüklerinde dışarıya serbest bir tür enerji yayıyorlar ve durdurulduktan sonra çok uzun bir süre aynı enerjiyi yaymaya devam ediyorlardı.
Kürelerin yaydığı enerjinin türü belirlenemedi, neden yapıldıkları anlaşılamadı, amaçları bilinmiyor ve de kimlerin yaptığı tahmin dahi edilemiyor.
Kim bilir belki de Transvaal Küreleri'ni de, model uçakları, kristal kafatasını, çömlekteki pili ve yıldız hesap makinesini kullananlar düşürmüşlerdi; kim bilir belki de bütün bunlar akıl ötesi bir zekanın çocuklarının oyuncaklarıydılar; belki de Neandertal insan avına bir lazer silahıyla çıkan, beyin naklini başarabilen babaları, odalarını (dünyayı) kirlettikleri için onlara kızıyorlardı...
30 Yıl önce güney Afrika'da Batı Transvaal'da bulunan Wonderstone Gümüş Madeninde çalışan madenciler, kuyu açma çalışmaları sırasında metal kürelere rastladılar.
Kürelerin sayısı 200'ü aşıyordu, 1979'da kürelerin birkaçı Johannesburg, Witwaterstand Üniversitesi'nden Jeoloji uzmanı Prof. J.R. Mclver ve Potsshefstroom Üniversitesi'den Prof. Andries Bisschoff tarafından incelendi, metalik küreler biraz basıktılar ve çapları 1 ile 10 cm. arasındaydı.
Dış yüzeyleri genelde çelik mavisiydi, dışarıya vuran kızıl yansımalar görülüyordu ve metale gömülü minik benekler vardı, benekler beyaz fiberden yapılmış izlenimini veriyorlardı. Alaşımın nikel/çelik olması doğal değildi çünkü bu kompozisyon kurallarının dışındaydı, ancak metorik bir köken böyle olabilirdi.
Bazılarında bir veya iki cm.lik ince bir kabuk belirlendi ve küreler kırılarak açıldığında içlerinin garip süngerimsi bir madde ile dolu olduğu anlaşıldı ama kısa bir zaman sonra hava ile temas eden bu maddenin küle dönüştüğü gözlemlendi.
Kürelerin analitik yapısı, kayaların özgün yapısı ile hiç ilgili değildi, radyo-izotop teknikleriyle yapılan tarih belirlemelerinde kürelerin en azından 2.8 veya 3 milyar yıllık oldukları belirlenince herkes şok oldu. Güney Afrika Klerksdrop Müzesin'den Roel Marx, bu garip ve gizemli olaya bir gizem daha kattı; küreler kendi eksenleri etrafında döndürüldüklerinde dışarıya serbest bir tür enerji yayıyorlar ve durdurulduktan sonra çok uzun bir süre aynı enerjiyi yaymaya devam ediyorlardı.
Kürelerin yaydığı enerjinin türü belirlenemedi, neden yapıldıkları anlaşılamadı, amaçları bilinmiyor ve de kimlerin yaptığı tahmin dahi edilemiyor.
Kim bilir belki de Transvaal Küreleri'ni de, model uçakları, kristal kafatasını, çömlekteki pili ve yıldız hesap makinesini kullananlar düşürmüşlerdi; kim bilir belki de bütün bunlar akıl ötesi bir zekanın çocuklarının oyuncaklarıydılar; belki de Neandertal insan avına bir lazer silahıyla çıkan, beyin naklini başarabilen babaları, odalarını (dünyayı) kirlettikleri için onlara kızıyorlardı...