Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Mikroorganizmalar ve Bitkiler

Sentinus

'boşunaymış' dedirtmeyin be insana..
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    2 Ağu 2016
  • Mesajlar
    11,694
  • MFC Puanı
    -894
İÇİNDEKİLER

Canlıların Harika Dünyaları

Canlılardaki moleküler Planlamalar

Moleküler Biyoloji Evrime Ne Diyor?

Canlılık=Bu Meçhul

Mikroorganizmalar nedir? Ne değildir?

Mikrobiyoloji Biliminin Kurulması ve Gelişimi

Mikroorganizmalar ve Yaşam

Virüsler

HIV Virüsü ve AİDS

Hiv virüssel hücresinin mutasyon geçirmesi evrime kanıt mı?

Yaşam Dünyasının En Eski ve En İlginç Canlıları:BAKTERİLER


= = =

Canlıların Harika Dünyaları

Canlıların harika dünyaları bizleri şaşkınlıklardan şaşkınlıklara uğratır, bizleri bir kez daha yaratılış mucizesine hayran bırakır, Bir Yaratıcı İradenin var olduğu konusundaki kanaatimizi pekiştirip, güçlendirir.

Öyleki bu kanaatimiz gelişen bilim ve teknolojinin paralelinde öğrendiklerimizle büyümekte, derinleşmekte, genişlemekte sonuçta imanımız bir kat daha güçlenmektedir.

Sıkça gözlemlediğimiz artık inkarı mümkün olmayan maddesel sistemli düzenliliklerle beraber asla rastlantısal oluşumların birikimsel sonucu olamayacak kadar mükemmel olan canlıların harika dünyaları bizleri bu büyük gerçeğe götürmektedir.

Bu konuda bir kaç örnek verecek, oluşan kanaatimizi dolaysıyla imanımızı bir kat daha güçlendireceğiz.

Bu bölümdeki örneklerimiz evrim teorisi savunucularınca ilkel ya da başat oldukları iddia edilenlerden rast gele seçilmiş kimi canlıları kapsayacaktır.

Seçim, yazdığımız gibi rast geledir. Bunun nedeni de istisnasız her canlının kendine özel olduğu, nice şaşırtıcı meziyetlerle var edildikleri konusunda en küçük bir şüphe dahi duymamamız; her canlının kesinlikle birer var ediliş harikaları olduklarını görmemiz ve buna inanmamızdır.

Bu çabamızdaki amacımız iddia edildiği gibi canlılığın rastlantılarla oluşup oluşamayacağı sorusunun doğru cevabını bulmaktır. Okuyucu eseri bu amaca uygun yorumlamalıdır.

Bu küçük araştırmamızda şunu defalarca görüp, şahit olduk ki hiçbir canlı ilkel ya da az gelişmiş değildir.

Nasıl mükemmel ve eksiksiz var edilmişlerse o şekilde (belki de tersinim sonucu bazı meziyetlerini zayıflatmış ya da kaybetmiş olarak) yaşamlarını devam ettirmektedirler. Çeşitli nedenlerle soylarını devam ettirememiş olanlardan örnekler almadık.

Milyonlarca tür ve en az bir o kadarda olan çeşitleriyle dünyamızı tıka basa doldurmuş tüm canlılar ister tek, ister çok hücreli olsun yaşamalarına ve üremelerine uygun harika yapılışlara sahiptirler. Hepsi de kendilerine özeldir.

Farklı fakat mükemmel yaşam avantajlarına sahiptirler. Birinin diğerlerine kendilerine özel üstünlükleri vardır. Bir bakıma canlıları ilkel ya da gelişkin diye ayırmak mümkün değildir. Çünkü hepside mükemmel yapılara sahiptirler.

Bu bölümümüzde canlıların harika yapılarından kısaca bahsedecek, yapılarının rastlantılarla oluşup oluşamayacağı sorusuna cevaplar arayacağız.
 

Sentinus

'boşunaymış' dedirtmeyin be insana..
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    2 Ağu 2016
  • Mesajlar
    11,694
  • MFC Puanı
    -894
Canlılardaki Moleküler Planlamalar


İster ilkel ister gelişkin kabul edilsin, tüm canlılarda şaşılası bir moleküler planlamalar vardır. Tüm canlı vücutları çok amaçlı bu planlamaların olağanüstü sentezidir.

Tersinim teorisi canlı vücutlarını basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünsel kurgusu olarak tanımlar.


Basite indirgenemez kompleks sistemler: Evrim teorisi materyalizme dayandığından basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünlüğünde olan canlılığında maddeye indirgenebileceğini savunur.

Onlara göre canlıların basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünlüğünde olması maddeye indirgemeye engel değildir. Her şey gibi canlılığında maddesel bir karşılığı vardır.

Diğer ifade ile kompleks sistemler diye bir olgu yoktur. Sistem olarak tanımlanan şey doğal kanunların işlerliğinin sonucudur ve tamamen rastlantısaldır.

Oluşumlarda herhangi bir irade ve bilgi söz konusu değildir ve olamaz.

Charles Darwin Türlerin Kökeni kitabında bu konuda şöyle yazmaktadır:

-Eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkânsız olduğu gösterilse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır.

Görüleceği gibi Charles Darwin'in en büyük korkusu canlılardaki kompleks sistemlerin varlığının kanıtlanmasıdır. Aynı korku tüm evrimcilerin yüreklerini bütünüyle sarmıştır.

Bu nedenle evrimciler tüm güçleriyle bilimsel bulguları göz ardı etmeyi göze alarak kompleks sistemleri ret ve inkar etmektedirler.

Evrim teorisi, canlılardaki tüm sistemlerinin, önceden belirlenmiş bir plan olmadan rastlantılarla ortaya çıktığı iddiasındadır.

Bu rastlantılar arasından, canlıya fayda sağlayanların kalıcı hale geldiğini, böylece sistemlerin çok basit bir formdan başlayarak uzun süreçler içinde aşama aşama geliştiğini öne sürmektedir.

Fakat bu fark edileceği gibi:

Yapmanın zor bozmanın kolay olduğu,

uzun süreçli oluşumlarda amacın en baştan bilinmesi gerekliliği ilkelerine terstir.

Eğer siz ne yapacağınızı, nereye gideceğinizi diğer ifade ile amacınızı en baştan bilmez, amacınıza uygun hareket etmezseniz aradan milyar seneler geçse bile boşu boşuna dolanır durursunuz.

Bir evrimciye göre canlılık doğal olarak kendisine faydalı olanları bilme, alma, saklama ve faydalı yönde kullanma iradesine sahiptir.

Tersinim teorisi bu mantığa, evrimi Yaratıcı iradenin yerine konulması olarak yorumlar. Diğer ifade ile evrim dininin yaratıcı Tanrısı doğadır.


****

Evrim teorisine göre canlılar ilk dönemlerde çok basit yapılardaydı. Rastlantısal mutasyonların oluşturduğu değişimler içinden faydalı olanlar seçilmiş, bu seçilim bazı canlılara diğer canlılara göre avantajlar sağlayıp güçlendirmiş, doğal seleksiyon (güçlülerin zayıfları elemesi) yoluyla daha güçlü, gelişmiş canlıların ortaya çıkmalarına neden olmuştur.

Zaman içinde daha da güçlenip gelişen canlılar kademeli oluşumlarla gözler, kulaklar, kanatlar kazanmışlardır.

Fakat bu (pek çok nedenlerden dolayı) olası değildir. Akıl, mantık ve bilim dışıdır.

Bu olası olmamayı tanımlama ve açıklama için:

a)-Basite indirgenemez kompleks sistemlerin,

b)-Basite indirgenemez kompleks sistemler kurgusunun,

c)-Basite indirgenemez kompleks sistemlerin kurgusal bütünlüğünün
ne olduğunu belirtmede yarar vardır.

Basite indirgenemez kompleks sistemler bir çok parçadan oluşan, aynı amaca yönelik olarak birbirlerini bütünleyen; parçalardan birinin olmaması, yanlış yerde olması, eksik ya da fazla olması gibi nedenlerle amaca ulaşılamayan ya da eksik veya yanlış yerlere ulaşılan sistemlerdir.

Örneklemek gerekirse mekanik bir saat pek çok çarklardan, zembereklerden, yaylardan oluşur ve zamanı ölçme amacına göre planlanmıştır.

Parçalarından bir ya da bir kaçının olmaması, amaca uygun olarak biribirini bütünlememesi, yanlış yerde olması gibi nedenlerle saat ya çalışmaz ya da zamanı yanlış gösterir yani amaca ulaşılmış olmaz.

Bu nedenle saat denen cihaza basite indirgenemez kompleks bir sistemdir diyebilmekteyiz.

Konumuz canlılar olduğuna göre canlılardan örneklemek gerekirse; bir canlı gözü, kulağı, derisi, dili ve burnu gibi duyu organları da diğer organları gibi (birden fazla, aynı amaca yönelik parçalara gerek duyulduğundan) basite indirgenemez kompleks sistemler içerir ve görme, duyma, dokunma, tatma gibi çeşitli amaçlara yöneliktir.

Bu organlardan herhangi birinin herhangi bir parçasının olmaması, amaca yönelik olarak birbirlerini bütünlememesi, yanlış yerde bulunması ya da eksik veya hatalı olması gibi nedenlerle duyu organları var oluş amaçlarını gerektiği gibi gerçekleştiremez. (Duyu organlarının kompleksliği konusunda ilgili bölümlere bakınız)

Fakat duyu organları bütün parçalarıyla yerli yerinde olsa da amaç; bu organların basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliğinde olması nedeniyle gerçekleşemez.

Amacın gerçekleşmesi için merkezi sinir sistemi gibi başka, başka; basite indirgenemez kompleks sistemlere de ihtiyaç vardır.

Amaca ulaşmak için birden fazla basite indirgenemez kompleks sistemlerin bir arada çalışması gerekiyorsa bu sistemlere, basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünselliği denilir.

Fakat canlılarda amaca ulaşılsa dahi bir sürede olsa devamlılık da gerekir.

Duyu organlarıyla birlikte merkezi sinir sistemi de oluşup bir araya geldiğinde görme, tatma, işitme vb. gibi olaylar gerçekleşir ama bu oluşum amacın devamlılığını sağlayamaz. Kısa sürede biter.

Devamlılığın sağlanabilmesi için bunların dışında dolaşım, solunum, sindirim, boşaltım, savunma gibi basite indirgenemez kompleks sistemlere ve bu sistemlerin meydana getirdikleri bütünselliklere ihtiyaç oluşur.

Bu nedenle canlı vücutları basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünlüğünde olan; bütünsellikleri bir araya gelmesiyle oluşmuş, basite indirgenemez kompleks sistemlerin bütünsel kurgusudur.

Her organ bu bütünsel kurgunun içindedir. Her birinin ana amaç olan yaşam için ayrı, ayrı ve değişik görevleri vardır. Hiç bir organ gereksiz var edilmemiştir.

Canlı vücutlarının bu özelliği kademeli gelişimi öngören evrim teorisini tamamen geçersiz kılar.


Pennsylvania Lehigh Üniversitesinden biyokimya profesörü Michael J. Behe; 1996'da yayınladığı Darwin'in Kara Kutusu: Evrime Karşı Biyokimyasal Başkaldırı adlı kitabıyla bu çıkmazı bilimsel ve akılcı bir dille çok güzel ifade etmektedir.

Behe ve onun gibi bilinçli tasarım teorisini savunan birçok bilim adamı tarafından ayrıntılarıyla ortaya konan insan gözü, gözün biyokimyasal sistemi, kan pıhtılaşma sistemi, bakteri kamçısı, hücre içi organeller, DNA ve onu işleyen enzimler gibi pek çok basite indirgenemez kompleks sistemler evrim teorisinin geçersizliğini gerçeğe dönüştürmektedir.

Michael J. Behe ve diğer bilim insanları tarafından birbirlerini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkânsız olduğu bilimsel yollar ve kanıtlarla gösterilmekte, Darwin'in evrim teorisi kesinlikle yıkılmaktadır.

İlerdeki bölümlerde canlı vücutlarındaki basite indirgenemez kompleks sistemlerinden yeteri kadar bahsederek okuyucunun bu konudaki kanaatlerini netleştirmeye çalışacağız.

 

Sentinus

'boşunaymış' dedirtmeyin be insana..
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    2 Ağu 2016
  • Mesajlar
    11,694
  • MFC Puanı
    -894
Canlılardaki Moleküler Planlamalar-2


Evrim taraftarları teorileri lehinde bir varsayım öne sürmek istiyorlarsa her şeyden önce canlıların rastlantılarla ortaya çıktıkları iddialarını bilimsel delillerle kanıtlamak zorundadırlar.

Aksi halde teori daha en baştan geçersiz olur, bir varsayım olmaktan öteye bilimsel bir değer taşımaz.

Örneğin Charles Darwin tarafından da canlıların en başatı olarak tarif edilen insanın solunum sistemi, beslenme sistemi, duyma sistemi, boşaltım sistemi gibi yapıların en koyu evrim teorisi avunucuları tarafından bile kabul edilen basite indirgenemez kompleks sistemler bütünselliğinin nasıl olup da evrim mekanizmalarıyla rastlantılarla ortaya çıktığını bilimsel deliller göstererek açıklamalıdırlar.

Aksi halde, eğer birbirini takip eden çok sayıda küçük değişiklikle kompleks bir organın oluşmasının imkânsız olduğu gösterilse, teorim kesinlikle yıkılmış olacaktır diyen Darwin'in endişeleri gerçekleşmiş, evrim teorisi temelinden çökmüş olacaktır.

Teorilerine dinsel bir inançla bağlı olan evrim teorisi taraftarlarının teori aleyhine gördükleri görüşlere karşı çıkmaları gayet doğaldır. Onlardan beklediğimiz bu karşı çıkışların bilimsel kanıtlarla desteklenmiş olmasıdır.

Darwin’in kara kutusu kitabının yazarı Behe evrim teorisine ret eden yazılarına karşı eleştirilerde bulunan evrim teorisi taraftarı Jery Coyne ve Allen Orr gibi bazı bilim insanlarına verdiği cevap da şunları yazmaktadır.

-Profesör Orr, indirgenemez komplekslik kavramı hakkında yanlış bir görüşe sahip...

Darwin'in Kara Kutusu'nda indirgenemez kompleksliği şöyle tanımladım:

İyi uyumlu ve temel fonksiyon için birbiriyle etkileşim içindeki pek çok parçadan oluşan ve bu parçaların herhangi birinin eksiltilmesinin sistemin fonksiyonunun durmasına neden olacağı bir sistem.

Orr ise bu terimi yüzeysel bir şekilde kullanmakta ve eğer bir parça çıkarırsan, organizma ölür şeklinde anlamaktadır...

Orr, benim bazı sistemlerin doğal seleksiyonla evrimleşmiş olabileceği, ama bazıları için bunun mümkün olmadığı şeklindeki düşüncemi çok şaşırtıcı bulmakta. Bunu kitabımın 205-208. sayfalarında açıklamıştım.

Kısacası, bazı sistemler diğerlerinden daha komplekstir ve dolayısıyla daha indirgenemezdir...

Aslında, her sistemin detaylarını incelediğinizde, benim yaptığım gibi, Darwinizm'in zorlukları pek çok yerde ortaya çıkar...

Görünen odur ki, Orr,
(yaşama getirilecek) açıklamanın özünün, evrimcilerin kavramlar üzerine kondurdukları etiketleri bilmeyle olacağını sanmaktadır. Oysa önemli olan, bu kavramların gerçekten hayatın nasıl oluştuğunu açıklayıp açıklamadıklarıdır.

Michael J. Behe’nin vurguladığı ve daha önce belirttiğimiz gibi evrim teorisi taraftar ve savunucuları gerçekten canlılık rastlantılarla oluşmuş ise rastlantılarla nasıl oluştuğunu açıklamak zorundadırlar.

Teoriyi en baştan doğru kabul edip bulguları buna uydurma çabalarının artık işe yaramadığını bilmelidirler.

Evrim teorisi savunucularından Profesör Jerry A. Coyne'un ifade ettiği her şeyi açıklayamayacağımıza göre, her zaman tasarım için bir kanıt bulunabilecektir mantığı kanıtlar bulunup ortaya konulmadığı müddetçe bir umuntu olmaktan öteye değer taşımaz.

Evrim bir gerçektir. Kanıtları nasıl olsa zaman içinde bulunacaktır demek evrim teorisinin gerçekliğini ispatlamaz.

Evrim teorisi taraftarlarını böylesine ürkütüp, hırçınlaştıran gerçek, bilimsel bulguların evrime ret etmesine karşın ortaya teori paralelinde görüş ya da görüşler koyamamalarıdır.

Bakınız Prof. Behe bu konuda neler yazıyor:

-Coyne, eğer bir biyokimyasal sistem doğal seleksiyonla açıklanırsa, bilinçli tasarım savunucularının bir diğer sisteme atlayacaklarından ve bu nedenle Bilinçli Tasarım teorisinin yanlışlanamaz olduğundan yakınmaktadır.

Eğer Darwinistler herhangi bir kompleks biyokimyasal sistemi açıklayabilmiş olsalardı, bu yakınmanın bir haklılık payı olabilirdi...

Oysaki bugüne kadar doğal seleksiyon kompleksliğe sahip fonksiyonel sistemlerin hiçbirinin kökenini açıklamayı başaramamıştır.

Michael J Behe ile Profesör Coyne, Orr gibi evrim teorisi taraftarları bilim insanları arasında son derece ilginç tartışmalar olmuştur.

Prof. Coyne küçük parçaların birbirlerine eklenerek en sonunda işlev kazanmadıklarını öne sürmekte ve daha başka süreçlerle paylaşılan, bazen işe yaramayan, atıl, kopya genlerden, ya da eski işlevlerini çoktan yitirmiş fosil parçalardan da oluşuyor.

Demek ki daha önce evrilmiş yapıtaşları da söz konusu
demektedir.

Demektedir ama var oldukları iddia edilen daha önce evrilmiş yapı taşlarının daha önce nasıl evrilmiş olduğu konusunda herhangi bir bilgi verememektedir.

Behe, yaratılış (bilinçli tasarım) teorisine karşı yöneltilen bu itirazı şöyle yanıtlar:

-Orr, bir fare kapanının (Behe'nin indirgenemez kompleksliği açıklamak için kullandığı örnek) parçalarının başka bir şey olarak oluşmaya başlamış ve sonradan şu anki yapılarına dönüşmüş olabileceklerini söylemektedir.

Bu gibi argümanları Darwin'in Kara Kutusu'nun 66. sayfasında cevaplandırdım.

Özetle, bu yaklaşımın
(evrimcilere) kazandırdığı bir şey yoktur. Parçaların sonraki bir aşamada yine birbirlerine uyumlu hale getirilmeleri gerekecektir ve yine tüm parçalar gerektiği şekilde ayarlanmadan sistem çalışmayacaktır. Bu, bilinçli bir düzenleme gerektirmektedir.
 
Üst Alt