Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Metropol Rüyaları - B. Ergin Borobey

niceseyler

MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    9 Kas 2014
  • Mesajlar
    2
  • MFC Puanı
    0
İstanbul… Resmi kayıtlara göre onbeş milyon, bana sorarsanız yirmi milyonluk bir metropol. Bütün ihtişamına rağmen, barındırdığı suça yatkın insan dokusu nedeniyle, giderek yaşanmaz hale gelen ve bir insan çöplüğüne dönüşerek manevi merkeziyetçiliğini kısmen yitiren, sükûnetini ve güzelliğini geçmişe bırakmış, en önemlisi efendimiz (SAV)’in Hadisi ile şereflenmiş bir “sonsuzmai”. Kalabalığı arttıkça insanları yalnızlaşan, her türlü zorluğun, rahatlığın kolayca yaşanabildiği, hiçbir şeyin yüzde yüz doğru, ya da yanlış olduğuna asla emin olunamadığı, buna kabil her şeyin fiyatının bilindiği ama değerinin bilinmediği, bilinse de çok çabuk tüketildiği, kalabalığından, çilesinden, trafiğinden şikâyet edilse de nihayetinde en içli anları içinde barındırarak zorla insanları kendine bağlayan bir şehr-i muazzama. Bütün bunların yanında nice sevdaları, ayrılıkları, hayalleri, umutları, bünyesinde barındıran, kimilerine göre “para” kimilerine göre “aşk” şehri; en güzel mevsimi ise Eylül. Fatih’in bile bir “hayal” ile feth ettiği bu matuh şehirde yaşayan milyonlarca insan var ve bu aynı zamanda milyonlarca rüya demek! İşte bu roman, tarihin gözleri önünde zamanın gergef gibi işlediği bu şehrin, geçmişten geleceğe uzanan, görülmüş ve görülecek rüyalarına açılan bir kapıdır. Umuyorum ki okuyan herkes rüyalarının bir parçasına bu satırlar arasında rastlar ve ömrü boyunca hep minnettar kalacağı bir öyküye sahip olabilir…

Bir zamanlar çok kaybettikleri için
artık kaybedecek hiçbir şeyi olmayanların
ve çok sevdikleri için artık hiçbir şeyi
sevmeyeceklerin hikâyesidir…


Her okur almayı düşündüğü Kitap/Roman çalışması hakkında bir ön bilgi sahibi olmak ister ve belki de bu şekilde alır/almaz kendi tasarrufuna bırakılmalıdır ki bu aynı zamanda okura saygının gereğidir. Bilakis sayfamız da bu amaçla hazırlanmış ve değerli okurlarımıza Roman’ı almadan önce bilgi verilmesi amaçlanmıştır…

Metropol Rüyaları bir ‘Kaybedenler Romanı’dır.
Tamamen kaybedenlere adanmış hayat manifestosudur.


Yazar B. Ergin Borobey’in kendi tanımlaması ile “Hiçbirimiz memnun değiliz yaşadıklarımızdan, hayallerimizden, umutlarımızdan, dünden, bugünden ve hatta belki de yarınlardan. Bu yüzden hepimizden biraz izler taşıyor bu roman ve hepimizin yüreğindeki çizikler aslında hep aynı. Farklı olan sadece sesler, yüzler, yaşananlar. Çünkü hepimizin pişmanlıkları, yalanları ve dile getiremediği doğruları var. Çoğumuz günlük yaşam içerisinde karşılaştığımız her şeyden kendimize ait öyküler çıkarırız. Belki ömrümüz boyunca kendimize anlatacağımız, teselli bulacağımız ve bizi bu dünya için bir şeyler ifade ettiğimize inandıran, bir günlük ya da bir ömür sürecek olan hikâyeler…” Bu sizde bir çağrışım uyandırdı mı? Gelelim romanımıza; yazımı 6 buçuk yıl süren, toplam on iki (12) rüya ve bir (1) uyanış bölümünden oluşan bu “kriptolu” yapıt, reel ve mistik bir anlatımla kaleme alınmış olup ağırlığı İstanbul metropolü olmak üzere, farklı zamanlarda farklı yerlerde yaşanmış ve kayıplarla geçen nice ömürleri konu almaktadır. İstanbul, Bursa, Selanik, Paris, Barcelona ve Sydney metropolleri başta olmak üzere ardından Mersin, Telaviv, St. Petersburg, Girne şehirleri olay ve örgülerin ana hatlarını oluşturmaktadır. Her rüyanın kendine özgü bir havası olmakla beraber tıpkı bir zincirin halkaları gibi gerçekte bütün rüyalar birbiri ile tam olarak bağlantılıdır.

Devam edecek olursak;

Salacak Büyücüsü Marwell, dilsiz Maria, Hristiyan Göçmen Bayro Markaryan, Janti, Bella, Sonsuzmai Yolu, Gergoryan Çeşmesi, Polente Feneri, Bekleyenler Limanı, Beyoğlu, Tarlabaşı, Üsküdar, Balat, Fatih, Saraçhane, Çarşamba, Kariye, Altınboynuz, Eyüp, Zeyrek, Patrikhane Sokakları, aşk, ihanet, intikam, güven, inanç ve daha pek çok sürprizi ile 6 buçuk Yıl süren bu rüya Roman’ı okurken kendinizi bambaşka bir düş dünyasında bulacaksınız…

B1kXpE8CYAAWAk9.jpg:large
 
Üst Alt