Mete'nin Gençlik Efsanesi
Üçüncü yüzyıldı tam, çok önceydi İsadan, Bir fırtına kopmuştu, taşmıştı İç Asya'dan! Sonsuz at sürüleri, yerleri inletmişti. Kurdumsu türküleri, gökleri çınlatmıştı! Atlılar gelmişlerdi, ordular biçmişlerdi, Volga, Sari nehirden, kanıp, su içmişlerdi! Tarihten uğultular, bir millet var diyordu! Yazılı doğrultular, bir devlet var, diyordu! Hunların ilindeydi, İç Asya ilindeydi, Hun reisi Tuman-Han, herkesin dilindeydi! Bayrağı direkteydi, büyük oğlu Mete'ydi, Diğer bütün komşular, henüz birer çeteydi. Tuman-Han da kanarmış, insanoğluymuş bu ye! Bir cariye hep dermiş: "Bu Mete ölsün!" diye. Tuman fakat korkarmış, kadına da tapirmiş, Bir bahane ararmış, çünkü bir "Töre" varmış! Soyuna bakarlarmış, tek kadın alırlarmış, Sonraki hatunlarsa, mirâssız kalırlarmış.
Tuman, oğlunu vermiş rehin Yüeci'lere Sonra da hücum etmiş, sormamış elcileri. Yüe-ci'ler varmışlar, Mete'yi aramışlar, Mete çoktan kaçmışmış, yolları taramışlar. Tuman, oğlunu görmüş, aklı başına dönmüş. Şenlik düğün yaptırmış, güya çok mesut günmüş. Mete'ye tümen vermiş, eline ferman vermiş, Mete'nin disiplini, Dünyaya hep şan vermiş!
Asker, Tanrı sanırmış, hep Mete'ye taparmış. Ondan ne buyruk gelse, düşünmeden yaparmış. Orduyu toplamışmış, atını oklamışmış, Tümen disiplinini, böylece yoklamışmış. Askerler ok atmışmış, atlar yere yatmışmış, Atına kıymayanın, kanı yere akmışmış!
Bir defa senlik yapmış, aileler toplanmış, Ok atmış karısına, bütün esler oklanmış! Biraz nefes alanlar, azıcık geç kalanlar, Kılıçtan geçirilmiş, görülmemiş kaçanlar! Avlara gidilirmiş, senlikler düzülürmüş, gelen ordular ile, hayvanlar sürülürmüş. Tuman-Han ava gitmiş, Mete'ye de gel demiş, Kurdu Mete avlamış, Tuman'sa keklik yemiş! Avda bir ok uçmuşmuş, Tuman-Han'a gelmişmiş! Gerçi derler ilk oku, Mete atmıştı, çoğu, Mete'nin tümeni de, bu hedefi delmişmiş! Oğuzun babasıysa, yemişti "Tanrı oku"! Bu bir efsane idi, ok bir bahane idi, Töre'yi bozan Tuman, tam bir divane idi!
Üçüncü yüzyıldı tam, çok önceydi İsadan, Bir fırtına kopmuştu, taşmıştı İç Asya'dan! Sonsuz at sürüleri, yerleri inletmişti. Kurdumsu türküleri, gökleri çınlatmıştı! Atlılar gelmişlerdi, ordular biçmişlerdi, Volga, Sari nehirden, kanıp, su içmişlerdi! Tarihten uğultular, bir millet var diyordu! Yazılı doğrultular, bir devlet var, diyordu! Hunların ilindeydi, İç Asya ilindeydi, Hun reisi Tuman-Han, herkesin dilindeydi! Bayrağı direkteydi, büyük oğlu Mete'ydi, Diğer bütün komşular, henüz birer çeteydi. Tuman-Han da kanarmış, insanoğluymuş bu ye! Bir cariye hep dermiş: "Bu Mete ölsün!" diye. Tuman fakat korkarmış, kadına da tapirmiş, Bir bahane ararmış, çünkü bir "Töre" varmış! Soyuna bakarlarmış, tek kadın alırlarmış, Sonraki hatunlarsa, mirâssız kalırlarmış.
Tuman, oğlunu vermiş rehin Yüeci'lere Sonra da hücum etmiş, sormamış elcileri. Yüe-ci'ler varmışlar, Mete'yi aramışlar, Mete çoktan kaçmışmış, yolları taramışlar. Tuman, oğlunu görmüş, aklı başına dönmüş. Şenlik düğün yaptırmış, güya çok mesut günmüş. Mete'ye tümen vermiş, eline ferman vermiş, Mete'nin disiplini, Dünyaya hep şan vermiş!
Asker, Tanrı sanırmış, hep Mete'ye taparmış. Ondan ne buyruk gelse, düşünmeden yaparmış. Orduyu toplamışmış, atını oklamışmış, Tümen disiplinini, böylece yoklamışmış. Askerler ok atmışmış, atlar yere yatmışmış, Atına kıymayanın, kanı yere akmışmış!
Bir defa senlik yapmış, aileler toplanmış, Ok atmış karısına, bütün esler oklanmış! Biraz nefes alanlar, azıcık geç kalanlar, Kılıçtan geçirilmiş, görülmemiş kaçanlar! Avlara gidilirmiş, senlikler düzülürmüş, gelen ordular ile, hayvanlar sürülürmüş. Tuman-Han ava gitmiş, Mete'ye de gel demiş, Kurdu Mete avlamış, Tuman'sa keklik yemiş! Avda bir ok uçmuşmuş, Tuman-Han'a gelmişmiş! Gerçi derler ilk oku, Mete atmıştı, çoğu, Mete'nin tümeni de, bu hedefi delmişmiş! Oğuzun babasıysa, yemişti "Tanrı oku"! Bu bir efsane idi, ok bir bahane idi, Töre'yi bozan Tuman, tam bir divane idi!