PeriKızı
Moderatör
-
- Üyelik Tarihi
- 22 May 2019
-
- Mesajlar
- 8,671
-
- MFC Puanı
- 26,804
Bambaşka bir evren. Ve çok yakın tarihte bu evrenin içinde bulacağız kendimizi. Bu yeni evrenin ismi “metaverse.” Son günlerin en çok kullanılan kelimelerinden birisi metaverse. Kimileri internet ötesi, kimileri yeni dünyanın ismi diye nitelendiriyor. Kimisi çok eğlenceli olacak, kimisi dünyanın sonu geldi diyor. Bu ismin bu kadar gündeme taşınmasının sebebi Facebook’un geçtiğimiz günlerde ismini “Meta” olarak değiştirmesi oldu. Facebook şirketinin kurucusu Mark Zuckerberg şirketinin geleceğinin “metaverse” platformu olacağını ve çalışanların yüzde 20’sinin sadece bu konuya eğileceğini, 5 milyar dolarlık yatırım yapılacağını açıkladı. Aslında Zuckerberg Facebook için önemli bir manevra yapıyor. Şirketin ismi geçtiğimiz yıllarda skandallar nedeniyle oldukça yıprandı. Hem şirketin ismini değiştirerek yeni bir marka yaratmayı hem de geleceğin interneti olarak düşünülen metaverse’ü sahiplenmeyi hedefliyor. Facebook metaverse konusunda elbette yalnız değil. Google, Microsoft ve Apple’ın bu konuda ciddi yatırımlarının olduğu biliniyor. Microsoft’un CEO’su Satya Nadella dünyanın çok yakın bir zamanda metaverse’e geçiş yapacağını ve şirketlerinin hızla bu oluşuma hazırlandığını her fırsatta belirtiyor.
Nedir bu metaverse?
Metaverse, “evren” ve “öte” kelimelerinin birleşimiyle oluşan ve evrenin ötesi anlamına gelen bir sözcük. Fiziksel ve sanal gerçekliğin birleştiği internet ötesi bir platform. İlk defa 1992 yılında “Snow Crash” isimli bilim kurgu romanında ismi geçiyor. Tıpkı ünlü Minecraft, Roblox, Fortnite video oyunlarındaki gibi insanların sanal gözlükler vasıtasıyla girebileceği tüm gerçek dünyaların ötesinde sanal bir dünya vaat ediyor, metaverse.
Neler olacak? Zuckerberg’in “İnsanların bir araya gelmesi için artık fiziksel olarak buluşmaları gerekmiyor” şeklinde özetlediği metaverse neleri hayal ettiriyor? Öyle bir dünya düşünün ki zaman ve mekândan bağımsız insanlar bir araya gelebilecek, konuşup tartışabilecek, alışveriş yapabilecek, konserlere, spor müsabakalarına gidebilecek. Zaman ve mekândan bağımsız sözü önemli. Sanal gözlüklerimizle dünyanın neresinde olursak olalım istediğimiz yere bağlanabileceğiz. İnsanlar evinden ya da bulunduğu herhangi bir yerden dünyanın dört bir tarafına seyahat edebilecek, yeni yerleri keşfedebilecek. Bu yeni evrende elbette yeni kurallar ve düzen oluşacak. İş yerlerimize gitmek yerine toplantılarımızı evden ya da herhangi bir yerden yapabileceğiz, tıpkı aynı odadakilerle yan yana gibi hissederek… Banka işlemleri sadece bir iki dakika içerisinde hızla gerçekleşecek. Kripto paralarla işlem yapılacak. Hayat teknolojinin yardımıyla her alanda kolaylaşacak.
Yeni bir evren vaat eden metaverse’ün ne zaman yaşanabilir hale geleceği henüz belirsiz. Kimisine göre 3-5 yıl kimisine göre 10-20 yıl içerisinde bütün hayatımız değişecek. Kartlar yeniden dağıtılacak, yeni kurallarla yeni bir düzen kurulacak. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ve Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın röportajlarında satır aralarında vurguladıkları başka noktalar da var elbette. Bu evrenin dijital olması sebebiyle katılacağımız toplantıların, görüşmelerin, gittiğimiz konserlerin kayıt altına alınabileceğini belirtiyorlar. Bu da özgürlüklerin, özel yaşamın iyice sınırlanmasının, insan üzerindeki kontrol mekanizmasının fazlasıyla artacağının habercisi. Öte yandan insan, ister istemez sanal gözlükler sayesinde oluşan yeni evren ile gerçek yaşamdan çok uzaklaşacak gibi görünüyor. Gerçek ve sanalın birbirine geçişinin akli dengemizi nasıl ekileceği ise merak konusu.
Önemli sorular
Metaverse insanı güçlendirip, insan hayatını kolaylaştıracak mı? Yoksa daha büyük sıkıntılara mı yol açacak? Oyundan düşenler kimler olacak? Metaverse sonrası gelir dağılımı nasıl şekillenecek ve kimler işlerini kaybedecek? Yeni iş olanakları neler olacak? Bu sorulara yanıtları zaman içerisinde alacağız. Peki, dünya bu oluşuma geçiş yaparken biz bu süreci nasıl kendi lehimize çevirebiliriz? Kendimizi geliştirmeye, becerilerimizi artırmaya, güçlü olan yönlerimizi güçlendirmeye devam etmemiz gerekiyor. Teknolojinin bu derece geliştiği bir dönemde değer katmayan insanların yerini robotlar, makineler almaya devam ediyor. Problemlere çözümler geliştiren, artı değer üreten kişilerin dışındakilerin oyundan düşme olasılığı artıyor. Yöneticilerin değil liderlerin başarılı olduğu bir döneme geçileceği aşikâr. Sadece kuralları uygulayan yöneticilerin önümüzdeki dönemde daha da zorlanması olası. Zamandan ve mekândan bağımsız çalışan insanları yönetmek için onları bir amaca ve peşinden koşabilecekleri bir vizyona inandırmak gerekiyor. Öyle görünüyor ki metaverse ile hayatımız daha da kolaylaşacak, daha eğlenceli hale gelecek. Ancak bunun bedelini özgürlüğümüzü biraz daha yitirerek ve insanı insan yapan olgulardan biraz daha vazgeçerek ödeyeceğiz gibi.
Tunç DİPTAŞ
Nedir bu metaverse?
Metaverse, “evren” ve “öte” kelimelerinin birleşimiyle oluşan ve evrenin ötesi anlamına gelen bir sözcük. Fiziksel ve sanal gerçekliğin birleştiği internet ötesi bir platform. İlk defa 1992 yılında “Snow Crash” isimli bilim kurgu romanında ismi geçiyor. Tıpkı ünlü Minecraft, Roblox, Fortnite video oyunlarındaki gibi insanların sanal gözlükler vasıtasıyla girebileceği tüm gerçek dünyaların ötesinde sanal bir dünya vaat ediyor, metaverse.
Neler olacak? Zuckerberg’in “İnsanların bir araya gelmesi için artık fiziksel olarak buluşmaları gerekmiyor” şeklinde özetlediği metaverse neleri hayal ettiriyor? Öyle bir dünya düşünün ki zaman ve mekândan bağımsız insanlar bir araya gelebilecek, konuşup tartışabilecek, alışveriş yapabilecek, konserlere, spor müsabakalarına gidebilecek. Zaman ve mekândan bağımsız sözü önemli. Sanal gözlüklerimizle dünyanın neresinde olursak olalım istediğimiz yere bağlanabileceğiz. İnsanlar evinden ya da bulunduğu herhangi bir yerden dünyanın dört bir tarafına seyahat edebilecek, yeni yerleri keşfedebilecek. Bu yeni evrende elbette yeni kurallar ve düzen oluşacak. İş yerlerimize gitmek yerine toplantılarımızı evden ya da herhangi bir yerden yapabileceğiz, tıpkı aynı odadakilerle yan yana gibi hissederek… Banka işlemleri sadece bir iki dakika içerisinde hızla gerçekleşecek. Kripto paralarla işlem yapılacak. Hayat teknolojinin yardımıyla her alanda kolaylaşacak.
Yeni bir evren vaat eden metaverse’ün ne zaman yaşanabilir hale geleceği henüz belirsiz. Kimisine göre 3-5 yıl kimisine göre 10-20 yıl içerisinde bütün hayatımız değişecek. Kartlar yeniden dağıtılacak, yeni kurallarla yeni bir düzen kurulacak. Facebook CEO’su Mark Zuckerberg ve Microsoft CEO’su Satya Nadella’nın röportajlarında satır aralarında vurguladıkları başka noktalar da var elbette. Bu evrenin dijital olması sebebiyle katılacağımız toplantıların, görüşmelerin, gittiğimiz konserlerin kayıt altına alınabileceğini belirtiyorlar. Bu da özgürlüklerin, özel yaşamın iyice sınırlanmasının, insan üzerindeki kontrol mekanizmasının fazlasıyla artacağının habercisi. Öte yandan insan, ister istemez sanal gözlükler sayesinde oluşan yeni evren ile gerçek yaşamdan çok uzaklaşacak gibi görünüyor. Gerçek ve sanalın birbirine geçişinin akli dengemizi nasıl ekileceği ise merak konusu.
Önemli sorular
Metaverse insanı güçlendirip, insan hayatını kolaylaştıracak mı? Yoksa daha büyük sıkıntılara mı yol açacak? Oyundan düşenler kimler olacak? Metaverse sonrası gelir dağılımı nasıl şekillenecek ve kimler işlerini kaybedecek? Yeni iş olanakları neler olacak? Bu sorulara yanıtları zaman içerisinde alacağız. Peki, dünya bu oluşuma geçiş yaparken biz bu süreci nasıl kendi lehimize çevirebiliriz? Kendimizi geliştirmeye, becerilerimizi artırmaya, güçlü olan yönlerimizi güçlendirmeye devam etmemiz gerekiyor. Teknolojinin bu derece geliştiği bir dönemde değer katmayan insanların yerini robotlar, makineler almaya devam ediyor. Problemlere çözümler geliştiren, artı değer üreten kişilerin dışındakilerin oyundan düşme olasılığı artıyor. Yöneticilerin değil liderlerin başarılı olduğu bir döneme geçileceği aşikâr. Sadece kuralları uygulayan yöneticilerin önümüzdeki dönemde daha da zorlanması olası. Zamandan ve mekândan bağımsız çalışan insanları yönetmek için onları bir amaca ve peşinden koşabilecekleri bir vizyona inandırmak gerekiyor. Öyle görünüyor ki metaverse ile hayatımız daha da kolaylaşacak, daha eğlenceli hale gelecek. Ancak bunun bedelini özgürlüğümüzü biraz daha yitirerek ve insanı insan yapan olgulardan biraz daha vazgeçerek ödeyeceğiz gibi.
Tunç DİPTAŞ