- Konum
- Karı$ık..
-
- Üyelik Tarihi
- 7 Mar 2013
-
- Mesajlar
- 2,021
-
- MFC Puanı
- 297
Muhasebeci delikanlı gecenin bir vakti, elinde uzaktan kumanda aleti ile esneye esneye ve miskin miskin televizyon kanallarını tararken, az nce kayıtsızca getiği kanala, g槶zlerini biraz daha aarak geri dnd綼.
Ǽnk bir nceki kanalda d춼nyanın en gzel yzl켼 kadını duruyordu.
Daha doğrusu ona yle geldi; bu gzel y漼z, karşısında birisi ile syleşi yapıyor olmalıydı; o sırada soru soruyordu.
Delikanlı bylesine g涼zel bir yz ilk kez g켶ryordu. Kızın ne sorduğuna, adamın ne sylediğine hi춧 dikkat etmedi. Sadece baktı.
Program bittiğinde kalkıp gnlk gazeteyi aramaya koyuldu. Bulamayınca, birlikte yaşadıkları annesini uyandırmak zorunda kaldı, gazeteyi nereye koyduğunu sormak i켧in...
Tekrar koltuğuna dnp, gazeteden o g漼nk televizyon programlarına baktı.
Bulmuştu. Gzel sunucunun ismini beynine kazıdı.
Planladığı şey olabilir miydi acaba?
***
Delikanlı ertesi sabah, b켼yk marketler zincirinin muhasebe servisinde heyecanla bilgisayarını atı, insanların birbirleriyle haberleşmesini ve sohbet etmesini sağlayan messengeri tıkladı.
Kişi ekleme b짶lmne gece kendisini b켼yleyen sunucunun ismini girdi.
Bundan sonrası şansa kal.....
Aıldı!
Ekranın sağ altından kartvizit kadar bir kutucuk 짧ıktı: D..... oturum atı
Gerekten şanslıydı; 秧nk kişi ekleme b켶lmne kızın isim ve soy ismini mail adresi olarak yazmıştı ama o isimde ger켧ekten bir adres olması ve sunucunun byle bir messenger teklifini kabul ederek aması beklemediği bir s槼rprizdi.
Kutucuğun ekranın altına inip kaybolması ve tekrar ıkması kısa srd缼; bu kez mesaj gelmişti: Kimsiniz?
Hazırlıksız yakalanmıştı; eli ayağı birbirine karıştı, ne yapacağını bilemedi.
Epey dşnd켼kten sonra parmakları titreye titreye şyle yazdı: Gece ekranda dnyanın en g漼zel yzn켼 grnce yazmaktan kendimi alamadım.
Cevap hemen geldi: Teşekk漼r ederim.
Yazacak bir şey bulamayınca konuşmayı srdrmekten vazge켧ti.
ayım geldi.
Şok... Karşı taraf, kırk yıllık dost gibi, sanki her gǼn konuşuyorlarmış gibi yazmıştı. ayım geldi.
Muhasebeci, bu sıradan iki kelimenin hiǧ bu kadar sıcak ve heyecan verici olacağını dşnemezdi.
Artık daha rahattı, 켧nk cevap hakkı doğmuştu.
Yalan yazdı: Benim da masama 켧ay bıraktılar. Hem de aile boyu.
Bir sre sunucudan mesaj gelmeyince korktu, bu kez şansını şyle denedi: Sezen 춧alıyor; Geri dn. Sever misiniz?
Ben de şu an Sezen dinliyordum; İstanbul İstanbul olalı diyor. Hangi şehirdesin?
İstanbul.
Ekrandaki fotoğraf gerekten senin mi?
Evet... 槇ok rkt켼c herhalde.
Yok canım, rica ederim. Sabah sabah sinirim bozuldu, kahvaltıda dişim kırıldı. Bugn 켧ekimim vardı, iptal ettirdim.
Yine yalan yazdı: Aa, şaka yapıyorsunuz. Ya da bizim ofiste sizin kameranız var. Poğaanın iinden 秶n dişimin parası ıktı! Bu kadarı olmaz!
Şaka yapıyorsun.
秇ok ciddiyim.
Sunucu kendi derdine dnd:
Benim i漧in diş ok nemli... Kırık ya da eksik dişe tahamm綼l edemem. Kt oldu... Diş漧iye gideceğim.
***
İki gn getiği halde sunucu bir daha ortada g짶rnmemişti. Delikanlı sanki yaşama sevincini kaybetmişti. Anlık bir rya mıydı diye d켼şnyordu. Ama ikinci g켼nn ikindi zamanı onu by켼k bir srpriz bekliyordu. Ekranda bir kutucuk:
D........:
Selam
Muhasebeci:
Merhaba... Hele şk켼r... İki gndr sizi d켼şnyorum!
D........:
Ne diye?
Muhasebeci bu ani ve mantıklı soru karşısında bocaladı:
Yani şey... Dişiniz ne oldu diye?
D.........:
Sorma... İki g켼ndr koşturuyordum, yaptırdım. Bir sr켼 zaman, acı, para.. Neyse...
Muhasebeci:
Gemiş olsun. Ekranda grebilecek miyiz peki?
D.......:
Ekran... Ekran bug綼n son... ܧ aylığına Amerikaya dil kursuna gidiyorum...
Muhasebeci:
Yapmayın... Ne zaman?
D........:
Yarın sabah
Muhasebeci:
Bir daha gremeyeceğiz yani...
D........:
Grmek mi istiyorsun?
Muhasebeci:
Kesinlikle evet!
D........:
Televizyonun yerini biliyorsun değil mi?
Muhasebeci:
Evet?! Ciddi mi s涶ylyorsun? Şimdi mi? D.......:
Niye olmasın... sen bilirsin...
Muhasebeci:
Yani elbette.. Tabii ki... Hemen!
***
Delikanlı şirketten heyecanla ıkarken birden aklına geldi. Olduğu yerde kaldı!
짖nce dişiye gidip sağlam n dişini 綧ektirmeye karar verdi, sonra hibir dişinin sağlam diş 秧ekmeyeceğini dşnd켼, sonra şirketin tam karşısındaki caminin tuvaletine gidip uzun uğraş ve acı ile n dişini skt涼. Sonra da taksi ile televizyona gitti. Sunucu, karşısında ekile darbe indirilmiş piyano gibi duran enkaza bir bardak 秧ay iirdi, Hemen makyaja girmeliyim diyerek oradan uzaklaştı.
Gidiş o gidiş...
alıntı
Ǽnk bir nceki kanalda d춼nyanın en gzel yzl켼 kadını duruyordu.
Daha doğrusu ona yle geldi; bu gzel y漼z, karşısında birisi ile syleşi yapıyor olmalıydı; o sırada soru soruyordu.
Delikanlı bylesine g涼zel bir yz ilk kez g켶ryordu. Kızın ne sorduğuna, adamın ne sylediğine hi춧 dikkat etmedi. Sadece baktı.
Program bittiğinde kalkıp gnlk gazeteyi aramaya koyuldu. Bulamayınca, birlikte yaşadıkları annesini uyandırmak zorunda kaldı, gazeteyi nereye koyduğunu sormak i켧in...
Tekrar koltuğuna dnp, gazeteden o g漼nk televizyon programlarına baktı.
Bulmuştu. Gzel sunucunun ismini beynine kazıdı.
Planladığı şey olabilir miydi acaba?
***
Delikanlı ertesi sabah, b켼yk marketler zincirinin muhasebe servisinde heyecanla bilgisayarını atı, insanların birbirleriyle haberleşmesini ve sohbet etmesini sağlayan messengeri tıkladı.
Kişi ekleme b짶lmne gece kendisini b켼yleyen sunucunun ismini girdi.
Bundan sonrası şansa kal.....
Aıldı!
Ekranın sağ altından kartvizit kadar bir kutucuk 짧ıktı: D..... oturum atı
Gerekten şanslıydı; 秧nk kişi ekleme b켶lmne kızın isim ve soy ismini mail adresi olarak yazmıştı ama o isimde ger켧ekten bir adres olması ve sunucunun byle bir messenger teklifini kabul ederek aması beklemediği bir s槼rprizdi.
Kutucuğun ekranın altına inip kaybolması ve tekrar ıkması kısa srd缼; bu kez mesaj gelmişti: Kimsiniz?
Hazırlıksız yakalanmıştı; eli ayağı birbirine karıştı, ne yapacağını bilemedi.
Epey dşnd켼kten sonra parmakları titreye titreye şyle yazdı: Gece ekranda dnyanın en g漼zel yzn켼 grnce yazmaktan kendimi alamadım.
Cevap hemen geldi: Teşekk漼r ederim.
Yazacak bir şey bulamayınca konuşmayı srdrmekten vazge켧ti.
ayım geldi.
Şok... Karşı taraf, kırk yıllık dost gibi, sanki her gǼn konuşuyorlarmış gibi yazmıştı. ayım geldi.
Muhasebeci, bu sıradan iki kelimenin hiǧ bu kadar sıcak ve heyecan verici olacağını dşnemezdi.
Artık daha rahattı, 켧nk cevap hakkı doğmuştu.
Yalan yazdı: Benim da masama 켧ay bıraktılar. Hem de aile boyu.
Bir sre sunucudan mesaj gelmeyince korktu, bu kez şansını şyle denedi: Sezen 춧alıyor; Geri dn. Sever misiniz?
Ben de şu an Sezen dinliyordum; İstanbul İstanbul olalı diyor. Hangi şehirdesin?
İstanbul.
Ekrandaki fotoğraf gerekten senin mi?
Evet... 槇ok rkt켼c herhalde.
Yok canım, rica ederim. Sabah sabah sinirim bozuldu, kahvaltıda dişim kırıldı. Bugn 켧ekimim vardı, iptal ettirdim.
Yine yalan yazdı: Aa, şaka yapıyorsunuz. Ya da bizim ofiste sizin kameranız var. Poğaanın iinden 秶n dişimin parası ıktı! Bu kadarı olmaz!
Şaka yapıyorsun.
秇ok ciddiyim.
Sunucu kendi derdine dnd:
Benim i漧in diş ok nemli... Kırık ya da eksik dişe tahamm綼l edemem. Kt oldu... Diş漧iye gideceğim.
***
İki gn getiği halde sunucu bir daha ortada g짶rnmemişti. Delikanlı sanki yaşama sevincini kaybetmişti. Anlık bir rya mıydı diye d켼şnyordu. Ama ikinci g켼nn ikindi zamanı onu by켼k bir srpriz bekliyordu. Ekranda bir kutucuk:
D........:
Selam
Muhasebeci:
Merhaba... Hele şk켼r... İki gndr sizi d켼şnyorum!
D........:
Ne diye?
Muhasebeci bu ani ve mantıklı soru karşısında bocaladı:
Yani şey... Dişiniz ne oldu diye?
D.........:
Sorma... İki g켼ndr koşturuyordum, yaptırdım. Bir sr켼 zaman, acı, para.. Neyse...
Muhasebeci:
Gemiş olsun. Ekranda grebilecek miyiz peki?
D.......:
Ekran... Ekran bug綼n son... ܧ aylığına Amerikaya dil kursuna gidiyorum...
Muhasebeci:
Yapmayın... Ne zaman?
D........:
Yarın sabah
Muhasebeci:
Bir daha gremeyeceğiz yani...
D........:
Grmek mi istiyorsun?
Muhasebeci:
Kesinlikle evet!
D........:
Televizyonun yerini biliyorsun değil mi?
Muhasebeci:
Evet?! Ciddi mi s涶ylyorsun? Şimdi mi? D.......:
Niye olmasın... sen bilirsin...
Muhasebeci:
Yani elbette.. Tabii ki... Hemen!
***
Delikanlı şirketten heyecanla ıkarken birden aklına geldi. Olduğu yerde kaldı!
짖nce dişiye gidip sağlam n dişini 綧ektirmeye karar verdi, sonra hibir dişinin sağlam diş 秧ekmeyeceğini dşnd켼, sonra şirketin tam karşısındaki caminin tuvaletine gidip uzun uğraş ve acı ile n dişini skt涼. Sonra da taksi ile televizyona gitti. Sunucu, karşısında ekile darbe indirilmiş piyano gibi duran enkaza bir bardak 秧ay iirdi, Hemen makyaja girmeliyim diyerek oradan uzaklaştı.
Gidiş o gidiş...
alıntı