s3rdar
MFC Üyesi
- Konum
- Bodrum Muğla
-
- Üyelik Tarihi
- 10 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 768
-
- MFC Puanı
- 54
Mercidabık Muharebesi, Yavuz Sultan Selimin Mısır seferi sırasında Memluk Devletiile yapılan birinci savaştır. 1516da Osmanlı ordusu ile Memluk ordusu arasında Halepşehrinin kuzeyinde yapılan savaşı Osmanlılar kazandı. Muharebenin sonucundaSuriye, Lübnan ve Filistin Osmanlı topraklarına katıldı.
Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Hanın, Ortadoğuda hâkimiyetini genişletmesi; Suriye, Filistin, Arabistan Yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrikanın doğusuna hakim Memlûklu Sultanı Kansu Gavriyi (Kansuh el-Gûrî) harekete geçirip, tedbir almaya sevk etti. 23 Ağustos 1514te, Çaldıran Savaşında, Yavuz Sultan Selim Hana yenilip kaçanSafevi hükümdarı Şah İsmail ile ittifâk kurdu. Yavuz Sultan Selim Han, haber alma teşkilâtı vasıtasıyla Şah İsmail-Kansu Gavri ittifakını öğrenince, Vezîr-i âzam Sinan Paşayı, kırk bin kişilik bir kuvvetle Safevîler üzerine gönderdi. Sinan Paşanın, Diyarbakıra giderken, Fıratı geçmek için Memlûklardan izin isteyip de iznin verilmemesi ve Kansu Gavrinin elli bin kişilik kuvvetle Halepe gelmesi, harp sebebi sayıldı. Devrin âlimlerinden Zenbilli Ali Cemâli Efendinin fetvasıyla sefere çıkıldı.Muharebeye hazırlık
Yavuz Sultan Selim Han
Yavuz Sultan Selim Han
Memluklu Sultanı Kansu Gavri Selimin seferinin Suriye üzerine olacağını bilmekteydi. Onun için Suriyei korumak maksadıyla hazırlıklar yaptırdı. I. Selimin Suriyeye yöneldiğini duyunca Baş Veziri olan Eşref Tumanbayı Kahirede bırakarak 18 Mayis 1516da Kahireden bir Memluklu ordusu ile Suriyenin kuzeyine yürüdu. Bu yürüyüş müzik, eğlenti ve şarkı ile geçti. 15 tane Binlerin Emiri rütbeli ve birçok daha düşük rütbeli Memluklu ve 5.000 kişilik Sultanın özel kölemen ordusu bu yürüyüşe katıldı. Suriyeden ve Bedevi Araplardan da birlikler bu orduya yolda katıldılar. Abbasi Halifesi III. Mütavekkil ve diğer yüksek Mısır uleması da Sultanın maiyetindeydi. Sultan Kansu Gavri 9 Haziranda büyük bir törenle Şama girdi; yoluna halılar serilmişti ve etrafa Avrupalı tüccarlar paralar saçmaktaydı. Burada Sultan Kansu Gavri ile ordusu 1 hafta Samda kaldıktan sonra yine büyük törenle yola çıkıp Humus ve Hama üzerinden Halepe doğru yürüyüşe geçti.
Halepde I. Selimden yeni elçilerin gelmiş olduğu öğrenildi. Bu elçiler Sultan Kansu Gavriye ve Halife Al-Mütevekile çok güzel hediyeler getirmişti. I. Selim bu sefere Memluklulerın Şah İsmaile yaptıkları yardım nedeniyle başladığını söylemekteydi. Sultan Kansu Gavri Memluklu Saray Nazırı Mugla Bey i hediye olarak şeker ve tatlılarla Osmanlı ordugahına elçi olarak yolladı. Fakat I. Selim bu elçiyi hiç de iyi karşılamadı; Mugla Beyi traş ettirerek bir köhne beygirle geri gönderdi. Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavriye Halepin kuzeyindeki Mercidabık mevkiinde, meydan muharebesi için hazır olması haberini gönderdi.
Bu sırada Kansu Gavri Memluklu emirlerinin sadakatsız olmaları sorunları ile uğraşmak zorunda kaldı. Memluk ordusu içinde Halep valisi Hayır Beyin ve en tanınmış Memluklu emirlerinde olan Canberdi Gazalinin Osmanlılarla ilişkileri olduğu söylentileri yayılmıştı. Kansu Gavri bütün emirlerin, Memluklu ileri gelenlerin ve kadılarin kendine sadık olacaklarına dair yeniden Kuran üzerine and içmelerini istedi ve bu and içme için özel bir tören yapıldı.
Muharebenin gelişmesi
Yavuz Sultan Selim komutasında Osmanlılarla, Sultan Kansu Gavri komutasindaki Memluklular arasinda muharebe Halepin bir günlük yol kuzeyinde bulunan Merci Dabık ovasında yapıldı. Osmanli ve Memluk orduları sayıca ve teçhizat bakımından birbirine benzemekteydi. Her iki ordunun da kuvvetleri eşit miktarlarda olup, altmış bin civarındaydı. Ama Osmanli ordusunun elinde çok iyi kullandıkları ateşli silahlar, özellikle sahra topları, bulunmaktaydı. Osmanlılar, ateşli silahlar, teşkilat, kumanda heyeti, sevk ve idare bakımından Memlûklardan üstündü. Buna karşılık Memlûkların da süvari kuvveti meşhurdu.
24 Ağustos 1516 sabahı, Osmanlı ordusu hilâl şeklinde bir tertibat aldı. Ordunun merkezinde Yavuz Sultan Selim Han olup, yanında Kapıkulu askeri ve önünde birbirine zincirle bağlı üç yüz top bulunuyordu. Sağ kola Anadolu Beylerbeyi Zeynel Paşa, sol kola da Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa kumanda ediyordu. Memlûk ordusunun merkezine, yanında Halife III. Mütevekkil olduğu halde Sultan Kansu Gavri, sağ kola Halep Nâibi Hayırbay, sol kola da Şam Nâibi Sibay kumanda ediyordu. Memlûklarda sultanın orduya, kumandanların da Kansu Gavriye itimatsızlığı vardı. Memlük sultanı genç memlükleri korumak için yaşlı memlükleri ön saflara yerleştirdi; yaşlı memlükler bunu, ayrılmalarının istendiği biçiminde yorumladılar.
Osmanlı topçu ateşiyle başlayan muharebeye, Memlûklar süvari taarruzu ile karşılık verdiler. Muharebe başladıktan iki saat sonra, Memlûklar bozguna uğradı. Öğleden sonra kesin netice alınarak, Memlûk karargâhı, bütün ağırlığı ile Osmanlıların eline geçti.
Memlüklerin Halep valisi Hayirbeyde Osmanlılarla anlaşarak savaş alanını terketti.
Daha kötüsünün olamayacağının düşünüldüğü bir anda, Memlük sultanı savaş alanında öldü. Kansu Gavrinin ölümü nedeni değişik tarihciler tarafından değişik olarak verilmektedir. Bazı tarihcilere göre doğal bir nedenle, belki de kalp krizinden, ölmüştür. Bazı Osmanlı kaynaklarına göre bu ölüm bir Osmanlı askeri eliyle oldu. Değişik Arap kaynaklarına göre Sultan Kansu Gavri ordusu yenik düştükten sonra harp meydanında hayata bulunmaktaydı; ama düşman eline düşmemesi için kendi Memlûkları onu öldürüp cesedini saklamışlardır.
Muharebenin sonuçları
Boğucu bir yaz sıcağında meydana gelen muharebeden kurtulan Memlûk askerleri; Halep, Hama, Humus ve Şama kaçtılar. Takip edilen Memlûk kuvvetlerinden ele geçenler imha edilerek, Kuzey Suriye bütünüyle zaptedildi. Ahalisi Sünnî olan şehirler, Yavuz Sultan Selim Hanı ve Osmanlıları davet ettiler. Suriye şehirleri, kendi rızalarıyla Osmanlı idaresini tercih ettiğinden, ahaliye zarar verilmedi.
Abbasî halifesi III. Mütevekkil, muharebeden sonra Yavuz Sultan Selim Hanın yanına gelerek, sultandan çok hürmet gördü. Yavuz Sultan Selim Han, 28 Ağustosta Halepe 27 Eylülde Şama gelerek Mısırın fethini gerçekleştirecek sefere hazırlanmaya başladı.
Mercidabıkta kazanılan zafer, Osmanlı Devletine dinî, siyasî, askerî, iktisadî pek çok faydalar sağladı. Hilafetin Osmanlı Hanedanına geçme yolu açıldı. Doğuda Osmanlı Devletinin son rakibi Mısır-Memlûk Devleti, ortadan kaldırılma safhasına getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin, Osmanlı hâkimiyetine girdi. Mısır ve Arabistan Yarımadası yolu açıldı. Güneydoğu Anadolunun zaptedilmesiyle, Anadolu Türk birliği tamamlandı.
Osmanlı Sultanı Yavuz Sultan Selim Hanın, Ortadoğuda hâkimiyetini genişletmesi; Suriye, Filistin, Arabistan Yarımadası, Mısır ve Kuzey Afrikanın doğusuna hakim Memlûklu Sultanı Kansu Gavriyi (Kansuh el-Gûrî) harekete geçirip, tedbir almaya sevk etti. 23 Ağustos 1514te, Çaldıran Savaşında, Yavuz Sultan Selim Hana yenilip kaçanSafevi hükümdarı Şah İsmail ile ittifâk kurdu. Yavuz Sultan Selim Han, haber alma teşkilâtı vasıtasıyla Şah İsmail-Kansu Gavri ittifakını öğrenince, Vezîr-i âzam Sinan Paşayı, kırk bin kişilik bir kuvvetle Safevîler üzerine gönderdi. Sinan Paşanın, Diyarbakıra giderken, Fıratı geçmek için Memlûklardan izin isteyip de iznin verilmemesi ve Kansu Gavrinin elli bin kişilik kuvvetle Halepe gelmesi, harp sebebi sayıldı. Devrin âlimlerinden Zenbilli Ali Cemâli Efendinin fetvasıyla sefere çıkıldı.Muharebeye hazırlık
Yavuz Sultan Selim Han
Yavuz Sultan Selim Han
Memluklu Sultanı Kansu Gavri Selimin seferinin Suriye üzerine olacağını bilmekteydi. Onun için Suriyei korumak maksadıyla hazırlıklar yaptırdı. I. Selimin Suriyeye yöneldiğini duyunca Baş Veziri olan Eşref Tumanbayı Kahirede bırakarak 18 Mayis 1516da Kahireden bir Memluklu ordusu ile Suriyenin kuzeyine yürüdu. Bu yürüyüş müzik, eğlenti ve şarkı ile geçti. 15 tane Binlerin Emiri rütbeli ve birçok daha düşük rütbeli Memluklu ve 5.000 kişilik Sultanın özel kölemen ordusu bu yürüyüşe katıldı. Suriyeden ve Bedevi Araplardan da birlikler bu orduya yolda katıldılar. Abbasi Halifesi III. Mütavekkil ve diğer yüksek Mısır uleması da Sultanın maiyetindeydi. Sultan Kansu Gavri 9 Haziranda büyük bir törenle Şama girdi; yoluna halılar serilmişti ve etrafa Avrupalı tüccarlar paralar saçmaktaydı. Burada Sultan Kansu Gavri ile ordusu 1 hafta Samda kaldıktan sonra yine büyük törenle yola çıkıp Humus ve Hama üzerinden Halepe doğru yürüyüşe geçti.
Halepde I. Selimden yeni elçilerin gelmiş olduğu öğrenildi. Bu elçiler Sultan Kansu Gavriye ve Halife Al-Mütevekile çok güzel hediyeler getirmişti. I. Selim bu sefere Memluklulerın Şah İsmaile yaptıkları yardım nedeniyle başladığını söylemekteydi. Sultan Kansu Gavri Memluklu Saray Nazırı Mugla Bey i hediye olarak şeker ve tatlılarla Osmanlı ordugahına elçi olarak yolladı. Fakat I. Selim bu elçiyi hiç de iyi karşılamadı; Mugla Beyi traş ettirerek bir köhne beygirle geri gönderdi. Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavriye Halepin kuzeyindeki Mercidabık mevkiinde, meydan muharebesi için hazır olması haberini gönderdi.
Bu sırada Kansu Gavri Memluklu emirlerinin sadakatsız olmaları sorunları ile uğraşmak zorunda kaldı. Memluk ordusu içinde Halep valisi Hayır Beyin ve en tanınmış Memluklu emirlerinde olan Canberdi Gazalinin Osmanlılarla ilişkileri olduğu söylentileri yayılmıştı. Kansu Gavri bütün emirlerin, Memluklu ileri gelenlerin ve kadılarin kendine sadık olacaklarına dair yeniden Kuran üzerine and içmelerini istedi ve bu and içme için özel bir tören yapıldı.
Muharebenin gelişmesi
Yavuz Sultan Selim komutasında Osmanlılarla, Sultan Kansu Gavri komutasindaki Memluklular arasinda muharebe Halepin bir günlük yol kuzeyinde bulunan Merci Dabık ovasında yapıldı. Osmanli ve Memluk orduları sayıca ve teçhizat bakımından birbirine benzemekteydi. Her iki ordunun da kuvvetleri eşit miktarlarda olup, altmış bin civarındaydı. Ama Osmanli ordusunun elinde çok iyi kullandıkları ateşli silahlar, özellikle sahra topları, bulunmaktaydı. Osmanlılar, ateşli silahlar, teşkilat, kumanda heyeti, sevk ve idare bakımından Memlûklardan üstündü. Buna karşılık Memlûkların da süvari kuvveti meşhurdu.
24 Ağustos 1516 sabahı, Osmanlı ordusu hilâl şeklinde bir tertibat aldı. Ordunun merkezinde Yavuz Sultan Selim Han olup, yanında Kapıkulu askeri ve önünde birbirine zincirle bağlı üç yüz top bulunuyordu. Sağ kola Anadolu Beylerbeyi Zeynel Paşa, sol kola da Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa kumanda ediyordu. Memlûk ordusunun merkezine, yanında Halife III. Mütevekkil olduğu halde Sultan Kansu Gavri, sağ kola Halep Nâibi Hayırbay, sol kola da Şam Nâibi Sibay kumanda ediyordu. Memlûklarda sultanın orduya, kumandanların da Kansu Gavriye itimatsızlığı vardı. Memlük sultanı genç memlükleri korumak için yaşlı memlükleri ön saflara yerleştirdi; yaşlı memlükler bunu, ayrılmalarının istendiği biçiminde yorumladılar.
Osmanlı topçu ateşiyle başlayan muharebeye, Memlûklar süvari taarruzu ile karşılık verdiler. Muharebe başladıktan iki saat sonra, Memlûklar bozguna uğradı. Öğleden sonra kesin netice alınarak, Memlûk karargâhı, bütün ağırlığı ile Osmanlıların eline geçti.
Memlüklerin Halep valisi Hayirbeyde Osmanlılarla anlaşarak savaş alanını terketti.
Daha kötüsünün olamayacağının düşünüldüğü bir anda, Memlük sultanı savaş alanında öldü. Kansu Gavrinin ölümü nedeni değişik tarihciler tarafından değişik olarak verilmektedir. Bazı tarihcilere göre doğal bir nedenle, belki de kalp krizinden, ölmüştür. Bazı Osmanlı kaynaklarına göre bu ölüm bir Osmanlı askeri eliyle oldu. Değişik Arap kaynaklarına göre Sultan Kansu Gavri ordusu yenik düştükten sonra harp meydanında hayata bulunmaktaydı; ama düşman eline düşmemesi için kendi Memlûkları onu öldürüp cesedini saklamışlardır.
Muharebenin sonuçları
Boğucu bir yaz sıcağında meydana gelen muharebeden kurtulan Memlûk askerleri; Halep, Hama, Humus ve Şama kaçtılar. Takip edilen Memlûk kuvvetlerinden ele geçenler imha edilerek, Kuzey Suriye bütünüyle zaptedildi. Ahalisi Sünnî olan şehirler, Yavuz Sultan Selim Hanı ve Osmanlıları davet ettiler. Suriye şehirleri, kendi rızalarıyla Osmanlı idaresini tercih ettiğinden, ahaliye zarar verilmedi.
Abbasî halifesi III. Mütevekkil, muharebeden sonra Yavuz Sultan Selim Hanın yanına gelerek, sultandan çok hürmet gördü. Yavuz Sultan Selim Han, 28 Ağustosta Halepe 27 Eylülde Şama gelerek Mısırın fethini gerçekleştirecek sefere hazırlanmaya başladı.
Mercidabıkta kazanılan zafer, Osmanlı Devletine dinî, siyasî, askerî, iktisadî pek çok faydalar sağladı. Hilafetin Osmanlı Hanedanına geçme yolu açıldı. Doğuda Osmanlı Devletinin son rakibi Mısır-Memlûk Devleti, ortadan kaldırılma safhasına getirildi. Suriye, Lübnan ve Filistin, Osmanlı hâkimiyetine girdi. Mısır ve Arabistan Yarımadası yolu açıldı. Güneydoğu Anadolunun zaptedilmesiyle, Anadolu Türk birliği tamamlandı.