Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

  • Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Menepoz'da Hormon tedavisi kullanma yöntemleri nelerdir?

Ritsa

Bayan Üye
MFC Üyesi
  • Üyelik Tarihi
    5 Nis 2013
  • Mesajlar
    955
  • MFC Puanı
    1
Menepoz'da Hormon tedavisi kullanma yöntemleri nelerdir?

Hormon tedavisi kullanma yöntemleri nelerdir?
Hormon tedavisi (HRT) bir çok farklı şekilde uygulanabilmektedir. Hastada yöntemi kullanmaya başlamadan önce bazı sorular cevaplanmalıdır.

*Kişinin uterusu (rahmi) var mı? Yani daha önceden bir operasyonla rahmi alınmış mı?
*Seçilecek ilacın içeriğinde bulunan hormonlar kişide yan etki yapabilir mi? Yani mide, barsak, karaciğer veya böbrek rahatsızlıkları var mı?
*Kişi tedavi ile bir süre daha adet kanaması (çekilme kanaması) görmek istiyor mu? Yoksa artık adet görmekten sıkılmış ve adetsiz bir şekilde mi yaşamak istiyor?

Hormon replasman tedavileri;
*Oral (ağızdan)
*Transdermal (cilde yapıştırılan flasterler şeklinde)
*Transvaginal (hazne içi) yollarla uygulanabilir.

ORAL (Ağızdan alınan) HRT
Ağızdan kullanılan menopoz ilaçlarda, kadının ihtiyacı olan hormonlar tablet içersinde ve barsaklardan emilecek şekilde düzenlenmiştir.

HRTde kullanılan ilaçlar estrojen (E2), Progesteron (P) hormonunu içerir. Bu hormon deriveleri HRT tedavisinde tek başlarına veya birbirleri ile kombine olarak kullanılırlar.

Menopoz etkilerini önlemek için kullanılan esas hormon estrojendir. Ancak progesteron ilave edilmeden kullanılan estrojen rahim üzerinde kanser yapıcı etki gösterebilir. Bu nedenle rahimi alınmamış menopoz hastalarında estrojenin kanserojenik etkisini önlemek için progesteron hormonu da tedaviye eklenir.

Daha önce rahim operasyonu (histerektomi) ile rahimi alınmış kişilerde ise progesteron hormonu ilavesine gerek yoktur. Ağızdan veya yapıştırma şeklinde yalnızca estrojen hormonu yeterlidir.

Oral (ağızdan) tedavilerde hormonlar sürekli veya kesintili olarak verilmektedir. HRT alan kadında bir adet siklusu (dönemi) 30 gün olarak kabul edilir.

Henüz tam olarak menopoza girmemiş kadınlarda vücutta bir miktar daha estrojen salgılandığı için 21 günlük (siklik) ilaçlar da kullanılabilir. Bu ilaçlarda 21 günün sonunda aynı doğum kontrol haplarında olduğu gibi 7 gün ara verilir ve bu arada adet kanaması olur.

Rahmi alınmamış hastalarda ağızdan kullanılan ilaçlar genelde E2 (estrojen)+P (progesteron) şeklindedir. Estrojene progesteron ilavesi iki şekilde olabilir:

*Siklik HRT
*Devamlı kombine tedavi (sürekli HRT)

SİKLİK (Aralıklı) HRT
Siklik hormon replasman tedavisinde estrojen 30 veya 21 gün süresince devamlı olarak alınırken progesteron tedaviye son 10-12 gün boyunca eklenir. Bu şekilde menopoz öncesi hormonal düzeyler aynen taklit edilir. Bu tedavi metodunda hastalar düzenli olarak adet kanaması görürler.

Siklik HRT metodu genel olarak menopozun ilk yıllarında olan kadınlar için uygundur. Bu ilk dönemlerde kadınlar genellikle adet kanaması görmek istemektedirler. Bu tedavi metodunda da doğal siklus taklit edildiği için doğal siklus adetlerine benzer yakınmalar olabilir. Örneğin adet öncesi gerginlik hissi, memelerde hassasiyet gibi şikayetler olabilir.

Siklik HRT uygulanması düşünülen hedef kitle halen adet görmek isteyen ve menopozla yeni tanışmış olan kadınlardır. Bu kadınlar bu şekilde bir süre daha düzenli olarak yaşamlarının bir bölümünde adet görmeye devam ederler.

DEVAMLI KOMBİNE TEDAVİ (Sürekli HRT)
Devamlı kombine tedavi protokolünde ise estrojen ve progesteron her gün aynı dozlarda alınır. Bu yöntemde kadın ihtiyacı olan hormonu alırken adet kanaması görmez. Çünkü her gün alınan progesteron endometriumun (rahim iç zarının) kalınlaşmasını ve dolayısıyla kanamayı engeller.

Devamlı kombine tedavi, postmenopozdaki dönemde ileriki yıllarda istenen tedavi şeklidir. Çünkü bu yıllarda adet görmek tedirginlik yaratabilir ve bu dönemdeki kadın adet görmeyi tercih etmez.

Ancak devamlı kombine tedavinin başlangıcında (özellikle ilk 3 ay) düzensiz lekelenme tarzında adet kanamaları olabilmektedir.

TRANSDERMAL HRT (Cilt Flasterleri)
Bu yöntemde hormon emdirilmiş flasterler cilde belirli aralıklarla yapıştırılır. Bu flasterden her gün belirli miktar hormon kana geçmekte ve bu şekilde hormon ihtiyacı karşılanmaktadır.

Avantajı kullanım kolaylığı nedeni ile tercih sebebi olmasıyken, dezavantajı ise ciltte allerjik reaksiyon yapabilmesidir.

Uterusu (Rahimi) ameliyatla alınmış ve trigliseridi yüksek olan hastalarda kullanımı idealdir.

TRANSVAJİNAL HRT
Estrojen eksikliğine bağlı "urogenital atrofi" şikayeti olan kadınlar için uygun bir yöntemdir. Emilen dozun ayarlanamaması nedeni ile uzun süreli kullanımı önerilmez.

Transvajinal HRT lokal olarak (vajen içine) fitil, jel ve krem formlarında kullanılabilir. İdrar problemleri, vajinal kuruluk ve çatlamalar ile cinsel ilişkide ağrıları gidermede oldukça etkindirler.

Hormon tedavisi kullanımı sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
İlaçlar düzenli olarak kullanılmalı doktor kontrolü dışında başlanmamalı ve bırakılmamalıdır.
İlaç kullanımı sırasında düzenli olarak doktor ziyaretleri yapılmalıdır. Kontroller başlangıçta 3. ve 6. ayda, daha sonra ise yıllık takipler şeklinde olmalıdır.
Düzenli meme muayenesinin yapılması şüpheli bir durumda doktora başvurulmalıdır.
Düzenli olarak mamografi çektirilmelidir.
Düzensiz vaginal kanamalarda doktora başvurulmalıdır.

HRT ne kadar kullanılmalıdır?
Hormon tedavisi (HRT) kısa süreli menopoz şikayetlerini önlemek amacı ile kullanılıyorsa 2-3 yıl süreyle kullanılır ve doz azaltılarak kesilir. Ancak menopoza bağlı kardiovasküler hastalık riski ve kemik erimesi riskleri ilaç bırakılınca devam edilecektir.

Günümüzdeki yaklaşım ise en azından 65 yaşına kadar doktor kontrolü altında hormon replasman tedavisinin kullanılmasının faydalı olacağıdır.

Hormon Tedavisinin (HRT) Olası Yan Etkileri
Memelerde irileşme ve dolgunluk hissi: Hormon tedavisinin başlangıcında alınan hormonun memeyi de etkilemesine bağlı olarak memelerde hafif bir gerginlik hissi olması normaldir ve bu durum zamanla azalacaktır.

Düzensiz vaginal kanama: Alınan hormon ilacının türüne bağlı olarak düzenli veya düzensiz kanama olabilir. Üç aylık tedaviden sonra düzensiz kanama şikayeti büyük ölçüde ortadan kalkar.

Mide şikayetleri: Her gün alınan ilaçlar bazı kadınlarda mide yanması gibi şikayetlere neden olabilir.

Kan basıncının yükselmesi: Çok nadir de olsa hormon replasman tedavisi kan basıncını yükseltebilir. Ancak genel olarak ilaçların tansiyonu düşürücü etkisi vardır.

Şiddetli baş ağrıları: Bazı hastalarda şiddetli baş ağrılarına neden olabilir. Bu gibi durumlarda ilaç kesilebilir.

Safra kesesi hastalığı: Hormon tedavisi içindeki estrojen safra kesesindeki taşın büyümesini hızlandırır. Ancak yeni taş oluşumuna neden olmaz. Bu nedenle safra kesesi taşı olanlarda HRT başlamak sakınca yaratabilir.

Hormon tedavisi kanser yapar mı?
Hormon tedavisi ile en çok yapılan spekülasyon ilaçların kanser yaptığı iddiasıdır. Bu iddia doğal olarak hormon tedavisinin uzun süre kullanılmamasına da neden olmaktadır.

Hormon tedavisinin kanser yapıp yapmadığı konusunda yapılan çalışmaları özetleyecek olursak, Hormon Replasman Tedavisinin (HRTnin);

Yumurtalık kanserleri ile ilişkisi yoktur.

Rahim kanseri riskini arttırmaz. Çünkü hormon tedavisi için alınan ilaçların içersine progesteron hormonu konmaktadır. Progesteron rahim kanserini önleyici etkidedir.

Hormon tedavisi ile meme kanseri riskinde bir miktar artış olabileceği düşünülmektedir. Ancak bu etki 5 ve daha uzun bir zaman diliminde kullanımı ile ortaya çıkmaktadır.

Yapılan çalışmalar sonucunda hormon tedavisi ile yeni bir meme kanseri oluşturulmadığı ancak gizli durumdaki çok küçük boyutlardaki meme kanserinin erken dönemde açığa çıkmasına neden olduğu ortaya konmuştur.

Gizli durumdaki meme kanserinin erkenden ortaya çıkması da aslında istenilen bir durumdur. Böylelikle yıllarca gizli kalarak vücuda iyice yayılacak kanser dokusunun erkenden tanınması mümkün olacaktır.

Op.Dr. Süleyman Eserdag
 
Üst Alt