İlk kez 1970li yıllarda telaffuz edilmeye, 1990larda ise oldukça gözde olmaya başlayan mekatronik kavramı, İngilizce mechanics ile electronics kelimelerinin uygun bir şekilde birleştirilmesinden oluşmuştur. Mekatronik, makina, elektronik, yazılım ve kontrol sistemleri teknolojilerine dayanan yeni bir alandır[1].
Şekil 1.Mekatronik Mühendisliğinin Dayandığı Alanlar[5]
Mekatronik, hassas makine mühendisliğinin, elektronik kontrolün ve sistem düşüncesinin ürün ve proses tasarımında sinerjik kombinasyonudur [2]. Sistem entegrasyonu ve tasarımı, güç elektroniği, hareket ve gürültü kontrolü, otomotiv, üretim uygulamaları, otomasyon ve özellikle robotik uygulamaları, tekstil, mikro elemanlar, optoelektronik sistemler, hidrolik-pnömatik sistemler ve benzer sistemler mekatroniğin uygulama alanları arasında sayılabilir. Günümüzde mekatronik sistemlerin gelişimi biyomekatronik, tarımsal mekatronik, tüketici mekatroniği gibi çok değişik terimleri ortaya çıkarmıştır [3]. Başka bir tanımlamaya göre ise mekatronik; mikro elektroniğin, makine mühendisliğine uygulanması veya mekanik ve elektroniği, bilgi teknolojisi ile işlevsel olarak birleştirip özümsenmesini sağlayan bir yaklaşımdır [4].
Yukarıdaki tanımlardan hareketle mekatronik; başta makina olmak üzere, elektrik-elektronik ve bilgisayar bilim dallarını, teknolojik talep ve sorunlara çözüm getirmek üzere, müşteri istekleri doğrultusunda, bir bütünlük içinde algılayan ve aynı potada eriten yeni bir interdisipliner mühendislik felsefesi olarak tanımlanabilir. Bu yeni mühendislik felsefesinde, çeşitli bilimlerin koalisyonu ve sinerjik kaynaştırılması söz konusudur. Mekatronik ile ilgili tanımlarda, mekatroniğin aslında bir kesişim mühendisliği olduğu ve büyük oranda robotikten oluştuğuna sıkça vurgu yapılmaktadır.
Şekil 2.Mekatronik Mühendisliği Araştırma Alanları[5]
Mekatroniğin tarihçesine bakıldığında temellerinin otomasyona dayandığı görülmektedir. Otomasyon basitçe endüstride kullanılan insan gücünün yerini çeşitli mekanizmaların ve akıllı sistemlerin aldığı endüstriyel süreçler olarak tanımlanabilir. Otomasyonun günümüzde anlaşılan tanıma kavuşması nümerik kontrollü takımtezgahlarının 1950li yıllarda üretimde kullanılmaya başlanmasıyla olmuştur. 1960lı yılların sonlarındayarı iletken malzeme teknolojisinde hızlanan gelişmeler ve mikroçip bilgisayarların ortaya çıkışı,bilgisayar destekli nümerik kontrollü takım tezgahlarının (CNC tezgahlarının) gelişimi ve nihayetindeendüstriyel robotların ve bu robotlar arasındaki koordinasyonu sağlayan bilgisayar ağlarının 1970lerdeortaya çıkışı, mekaronik kavramının otomasyon teknolojilerinin ortasına oturmasına neden olmuştur.Günümüzde artık otomasyon denildiğinde akla ilk mekatronik sistemler gelmekte ve bu sistemleri kullanma becerisi olan uzman kişilere olan talep hızla artmaktadır. Mekatronik mühendisliğinin araştırma alanları, otomotiv sanayiiden malzeme işleme sektörüne, imalat teknolojilerinden savunma sanayiine, görüntü sistemlerinden tıp, uzay ve havacılık sistemlerine kadar oldukça geniştir [1].
Alıntıdır:Mekatronik Mühendisliği Bölümü
Şekil 1.Mekatronik Mühendisliğinin Dayandığı Alanlar[5]
Mekatronik, hassas makine mühendisliğinin, elektronik kontrolün ve sistem düşüncesinin ürün ve proses tasarımında sinerjik kombinasyonudur [2]. Sistem entegrasyonu ve tasarımı, güç elektroniği, hareket ve gürültü kontrolü, otomotiv, üretim uygulamaları, otomasyon ve özellikle robotik uygulamaları, tekstil, mikro elemanlar, optoelektronik sistemler, hidrolik-pnömatik sistemler ve benzer sistemler mekatroniğin uygulama alanları arasında sayılabilir. Günümüzde mekatronik sistemlerin gelişimi biyomekatronik, tarımsal mekatronik, tüketici mekatroniği gibi çok değişik terimleri ortaya çıkarmıştır [3]. Başka bir tanımlamaya göre ise mekatronik; mikro elektroniğin, makine mühendisliğine uygulanması veya mekanik ve elektroniği, bilgi teknolojisi ile işlevsel olarak birleştirip özümsenmesini sağlayan bir yaklaşımdır [4].
Yukarıdaki tanımlardan hareketle mekatronik; başta makina olmak üzere, elektrik-elektronik ve bilgisayar bilim dallarını, teknolojik talep ve sorunlara çözüm getirmek üzere, müşteri istekleri doğrultusunda, bir bütünlük içinde algılayan ve aynı potada eriten yeni bir interdisipliner mühendislik felsefesi olarak tanımlanabilir. Bu yeni mühendislik felsefesinde, çeşitli bilimlerin koalisyonu ve sinerjik kaynaştırılması söz konusudur. Mekatronik ile ilgili tanımlarda, mekatroniğin aslında bir kesişim mühendisliği olduğu ve büyük oranda robotikten oluştuğuna sıkça vurgu yapılmaktadır.
Şekil 2.Mekatronik Mühendisliği Araştırma Alanları[5]
Mekatroniğin tarihçesine bakıldığında temellerinin otomasyona dayandığı görülmektedir. Otomasyon basitçe endüstride kullanılan insan gücünün yerini çeşitli mekanizmaların ve akıllı sistemlerin aldığı endüstriyel süreçler olarak tanımlanabilir. Otomasyonun günümüzde anlaşılan tanıma kavuşması nümerik kontrollü takımtezgahlarının 1950li yıllarda üretimde kullanılmaya başlanmasıyla olmuştur. 1960lı yılların sonlarındayarı iletken malzeme teknolojisinde hızlanan gelişmeler ve mikroçip bilgisayarların ortaya çıkışı,bilgisayar destekli nümerik kontrollü takım tezgahlarının (CNC tezgahlarının) gelişimi ve nihayetindeendüstriyel robotların ve bu robotlar arasındaki koordinasyonu sağlayan bilgisayar ağlarının 1970lerdeortaya çıkışı, mekaronik kavramının otomasyon teknolojilerinin ortasına oturmasına neden olmuştur.Günümüzde artık otomasyon denildiğinde akla ilk mekatronik sistemler gelmekte ve bu sistemleri kullanma becerisi olan uzman kişilere olan talep hızla artmaktadır. Mekatronik mühendisliğinin araştırma alanları, otomotiv sanayiiden malzeme işleme sektörüne, imalat teknolojilerinden savunma sanayiine, görüntü sistemlerinden tıp, uzay ve havacılık sistemlerine kadar oldukça geniştir [1].
Alıntıdır:Mekatronik Mühendisliği Bölümü