-
- Üyelik Tarihi
- 4 Mar 2019
-
- Mesajlar
- 5,682
-
- MFC Puanı
- 189
Doğum tarihi: 1974 Eğitimi: Pera Güzel Sanatlar Tiyatro Bölümü İlk önce TRT'deki çocuk programlarında ve Kanal D Çocuk Kulübü'nde dikkatleri üzerine çekti. Çocuklara televizyonun içindeymiş gibi sesleniyor; masalları birebir ve yaşayarak anlatıyor; en önemlisi onlara 'sen' diyerek bir ağabey gibi hitap ediyordu.
Mimikleri kuvvetli olduğu için miniklerden çok büyükleri ekran başına kilitliyordu. Sonrasında sayısız reklam filminde yer aldı.
Babası Fahrettin Aslan'ın vefatından sonra, şirketlerin başına geçen, Mehmet AslanNerelerde okudunuz, eğitiminiz nedir?
- 10 yaşında Parise gittim. Ve 10 yıl Ecole Pascalda okudum. Sonra Baccalaureat diplomasını aldım. Bir yıl Sorbonda psikoloji okuduktan sonra Boston Üniversitesinde Uluslararası Ticaret okudum. Üç yabancı dil biliyorum. Babam hep okumamı, hayatı her haliyle öğrenmemi istemişti.
Öğrenebildiniz mi peki?
- Ben, Pariste 10 yıl okudum. Buradan dört arabayla havaalanına giderdim ama orada metroyu kullanırdım. Şoförlü arabam yoktu. Yani iki farklı yaşamı da gördüm. Bu, hem babamın kıymetini bilmemi sağladı hem de hayatın değerini anlamamı. Şimdi hiç gocunmadan Taksimden metroya binip, Levente spora gidiyorum.
Öyle bir anlatıyorsunuz ki, hiç babanızı üzecek bir şey yapmamış gibi...
- Babam hayatı boyunca çok büyük fedakárlıklar yapmış, bunun bilincindeydim. Dolayısıyla onu ne kırdım, ne üzdüm. Ne babamın ismini kullanarak kumar oynayıp, kaybedip borcu babama ödettim, ne birisini dövdüm, ne de bir kız babasını, babamla muhatap ettim. Babamın yüzünü kızartacak, ona maddi-manevi zarar verecek hiçbir şey yapmadım. O da bunu gördü ve aramızda farklı bir bağ oluştu. Aramızda hiçbir zaman gizli saklı olmamıştır. O bağırdığı zaman asla kin tutmaz, sevdiği zaman ise şımarıp bir şey istemezdim. Böyle bir ilişkimiz vardı onunla.
Babanız çocuklarını birbirinden ayırır mıydı?
- Hayır, ayırmazdı. Ama bir oğlun vardır, deli gibi yurtdışında çalışır, sadece takdir getirir, hakkında güzel şeyler söylenir; bir oğlun vardır ki durmadan onun için kötü şeyler duyarsın. Bu kadar basit...
Ölümünden sonra neler olabileceğini anlattı mı size hiç?
- Babam, genç yaşta onu kaybedeceğimi biliyordu. Dolayısıyla beni ona göre yetiştirdi. Vefatından sonra başıma neler geleceğini 20 yıl boyunca bana anlattı. O noktalarda nasıl hareket edeceğimi babamdan öğrendiğim için şu an dimdik ayaktayım. Babamın bana anlattığı her şey bugüne kadar birebir çıktı. Onun bana öğrettikleri sayesinde güçlüyüm bugün...
Peki o zaman gelelim kardeşlerinizle olan sorunlarınıza...
- Susmayı tercih ediyorum. Ama sanmayın ki bunlar doğru ya da ben susarak bunlara boyun eğiyorum. Öyle bir şey yok. Şimdi sükunet gerek. Adli süreç varken konuşmayacağım. Her şeyin bir zamanı var. Her kötü sözün, her yalanın, iftiranın bir bedeli olmak zorunda. Size ve ailenize hakaret edildiği zaman günü geldiğinde gerekeni yaparsınız.
Mimikleri kuvvetli olduğu için miniklerden çok büyükleri ekran başına kilitliyordu. Sonrasında sayısız reklam filminde yer aldı.
Babası Fahrettin Aslan'ın vefatından sonra, şirketlerin başına geçen, Mehmet AslanNerelerde okudunuz, eğitiminiz nedir?
- 10 yaşında Parise gittim. Ve 10 yıl Ecole Pascalda okudum. Sonra Baccalaureat diplomasını aldım. Bir yıl Sorbonda psikoloji okuduktan sonra Boston Üniversitesinde Uluslararası Ticaret okudum. Üç yabancı dil biliyorum. Babam hep okumamı, hayatı her haliyle öğrenmemi istemişti.
Öğrenebildiniz mi peki?
- Ben, Pariste 10 yıl okudum. Buradan dört arabayla havaalanına giderdim ama orada metroyu kullanırdım. Şoförlü arabam yoktu. Yani iki farklı yaşamı da gördüm. Bu, hem babamın kıymetini bilmemi sağladı hem de hayatın değerini anlamamı. Şimdi hiç gocunmadan Taksimden metroya binip, Levente spora gidiyorum.
Öyle bir anlatıyorsunuz ki, hiç babanızı üzecek bir şey yapmamış gibi...
- Babam hayatı boyunca çok büyük fedakárlıklar yapmış, bunun bilincindeydim. Dolayısıyla onu ne kırdım, ne üzdüm. Ne babamın ismini kullanarak kumar oynayıp, kaybedip borcu babama ödettim, ne birisini dövdüm, ne de bir kız babasını, babamla muhatap ettim. Babamın yüzünü kızartacak, ona maddi-manevi zarar verecek hiçbir şey yapmadım. O da bunu gördü ve aramızda farklı bir bağ oluştu. Aramızda hiçbir zaman gizli saklı olmamıştır. O bağırdığı zaman asla kin tutmaz, sevdiği zaman ise şımarıp bir şey istemezdim. Böyle bir ilişkimiz vardı onunla.
Babanız çocuklarını birbirinden ayırır mıydı?
- Hayır, ayırmazdı. Ama bir oğlun vardır, deli gibi yurtdışında çalışır, sadece takdir getirir, hakkında güzel şeyler söylenir; bir oğlun vardır ki durmadan onun için kötü şeyler duyarsın. Bu kadar basit...
Ölümünden sonra neler olabileceğini anlattı mı size hiç?
- Babam, genç yaşta onu kaybedeceğimi biliyordu. Dolayısıyla beni ona göre yetiştirdi. Vefatından sonra başıma neler geleceğini 20 yıl boyunca bana anlattı. O noktalarda nasıl hareket edeceğimi babamdan öğrendiğim için şu an dimdik ayaktayım. Babamın bana anlattığı her şey bugüne kadar birebir çıktı. Onun bana öğrettikleri sayesinde güçlüyüm bugün...
Peki o zaman gelelim kardeşlerinizle olan sorunlarınıza...
- Susmayı tercih ediyorum. Ama sanmayın ki bunlar doğru ya da ben susarak bunlara boyun eğiyorum. Öyle bir şey yok. Şimdi sükunet gerek. Adli süreç varken konuşmayacağım. Her şeyin bir zamanı var. Her kötü sözün, her yalanın, iftiranın bir bedeli olmak zorunda. Size ve ailenize hakaret edildiği zaman günü geldiğinde gerekeni yaparsınız.