II)Tam fiil Ehliyeti için gerekli şartlar:
M.K.10’ a göre fiil ehliyeti için 2 şart gerekir.Fakat 14.madde göz önüne alınırsa tam fiil ehliyeti için mahcur olmamak gerektiği ve bunun fiil ehliyetinin olumsuz şartı olduğu anlaşılır.Böylece tam fiil ehliyeti için 3 şart gerekir.Bunlar:
a)Mümeyyiz olmak
b)Reşit olmak
c)Mahcur olmamak
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
A)Temyiz Kudreti:M.K.13’e göre yaş küçüklüğü sebebiyle yahut akıl hastalığı veya akıl zayıflığı veya sarhoşluk ve bunlara benzer sebeplerden birisiyle makul surette hareket etme iktidarından mahrum olmayan her şahıs M.K.’ca mümeyyizdir.
Temyiz kudretinin anlamı makul surette hareket edebilmektir.Makul surette davranma bir yandan davranışın saiklerini ve sonuçlarını doğru olarak kavramayı diğer yandan böyle doğru bir kavrayışa uygun davranmayı kapsar.
Temyiz kudretinin ölçüleri:Temyiz kudreti akli faaliyetle bir durumu doğru olarak değerlendirebilme iktidarını gerekli kılar.Bu ise hiç şüphesiz kişinin bilinçli olmasını ifade eder.Kişi dış dünyanın gerçeklerini kavrayarak belirli bir durumda yapabileceği çeşitli davranışların sonuçlarını görebilecek şekilde akli faaliyette bulunamıyorsa makul surette hareket ettiği söylenemez.
Kişi bir karara varırken türlü saiklerin etkisindedir.Makul surette hareketin varlığını kabul için yapılan davranışın saiklerinin bilincinde olmak gerekir.
Makul surette hareket iktidarının varlığı için bilinçli bir irade teşekkülü ve kendi iradesine uygun davranabilme yeteneği de aranacaktır.Bu irade teşekkülünden maksat kişinin dışa aksedecek bir karar varmasıdır.Temyiz kudreti varlığı için sadece bu iradenin teşekkülü yetmez teşekkül eden iradeye uygun davranma iktidarı da aranır.Bunun için kişinin yabancı etkilere normal olarak karşı koyabilme yeteneği de aranır.İrade teşekkülü açısından karar verecek durumda olan kişi özellikle önemli ve karışık işlerde çoğu zaman gerekli bütün bilgilere sahip olmayabilir.Bu halde bunun noksanlığı temyiz kudretinin yokluğu anlamına gelmez.Kişi karar verebilmesi için ek bilgiler gerektiğini idrak edebiliyor bunu böylece değerlendirebiliyorsa temyiz kudretinin varlığı kabul edilir.
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
Makul surette davranmayı engelleyen sebepler ise:
a)Yaş küçüklüğü:İnsanlarda küçük yaşlarda makul surette davranabilme iktidarının bulunmaması şuur ve idrakin yavaş yavaş gelişmesi biyolojik bir unsurdur.Uygulamada olaydan olaya belirli bir davranışa ilişkin olarak kişinin temyiz kudreti saptanmalıdır.Temyiz kudreti nispi bir kavram olup her davranışın niteliği ve önemi ile çocuğun gelişme derecesine göre takdir etmek gerekir.
b)Akıl Hastalığı:Akıl hastalığı makul surette hareket edebilme yeteneğini kaldırıyorsa temyiz kudretinin bulunmadığı kabul edilir.Akıl hastalıklarında her olayda temyiz kudretinin olup olmadığı saptanmalıdır.Sadece evlenmede temyiz kudretine bakılmadan geçersiz sayılır.
c)Akıl zayıflığı:Akıl zayıflığı akli melekelerin yeterince gelişmemiş veya sonrada zayıflamış olmasını ifade eder.Akıl zayıflığı da ancak makul surette davranabilme yeteneğini kaldırıyorsa temyiz kudretinin yokluğu kabul edilir.Bu da her olayda incelenmesi gerekir.
d)Sarhoşluk:Sarhoşluk alkollü içkinin zihin ve irade melekelerini etkilemesi geçici olarak kişinin bilincinde karışıklık meydana getirmesidir.Bu durum kişinin makul surette davranabilme yetisini kaldırıyorsa temyiz kudreti kişide yoktur.
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
Temyiz kudretinin nisbîliği:Genel olarak kabul edildiğine göre temyiz kudreti genel olarak nispi bir kavramdır.Bundan maksat temyiz kudretinin belirli bir kişi açısından genel olarak değil fakat belirli bir davranışa ilişkin olarak saptanabileceğidir.Bir kişi kolayca kavranabilecek bir davranışı hakkında temyiz kudretine sahip olarak telakki edilebilirken aynı kişi daha zor ve karışık bir ticaret işinde temyiz kudretine haiz olarak görülmeyebilir.Böylece ihtilaf konusu olan her davranış hakkında temyiz kudretinin varlığı veya yokluğu saptanmalıdır.Hakim bu konuda takdir hakkına sahiptir.Burada gözden uzak tutulmaması gereken bir husus temyiz kudretinin bulunup bulunmamasına karar vermenin o kişinin yaptığı somut davranışın makul olup olmaması ile ilgili olmayıp o kişinin o davranış için makul hareket etme yeteneğine sahip olup olmadığıdır.
Kural olarak davranışta bulunulduğu an için temyiz kudretinin varlığı aranır.
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
İspat Yükü:Hukuki fiili icra edenin karine olarak temyiz kudretine sahip olduğu kabul edilir.Böyle olunca temyiz kudretinden yoksunluk ispat edilmesi gereken bir istisna teşkil eder.Böylece kural olarak temyiz kudretinin varlığı karine olarak kabul edildiği için bunun ispatına gerek yoktur;temyiz kudretinin yokluğunu iddia edenin ispat etmesi gerekir. Denebilir ki temyiz kudretini engelleyen bir sebebin varlığını yani yaş küçüklüğü akıl hastalığı akıl zayıflığı ve sarhoşluk gibi sebeplerin varlığını bunu iddia edenin ispatlaması gerekir.İstisnaen olayda temyiz kudretinin bulunduğunu ispat bu istisnai durumu iddia edene düşer.Bu hale akıl hastalığı ve yaş küçüklüğünde rastlanır.
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
B)Reşit olmak:Reşit kanunun öngördüğü rüşt yaşına erişmiş ya da kanunun öngördüğü başka bir yolla reşit durumuna getirilmiş kimselerdir.Reşit olmanın normal yolu rüşt yaşına erişmektir.Bunun yanında kanun evlenme veya mahkeme kararı ile reşit olma imkanı da vermiştir.
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
1-Normal Rüşt:M.K.11’e göre rüşt 18 yaşın ikmali ile başlar.Gerekli yaşı doldurmadan önce küçük olarak vasıflandırılan kişi rüşt aşına erişmekle kendiliğinden herhangi başka bir işleme gerek kalmadan reşit olur.
2-Evlenme sonucu reşit olma:M.K11 2.fıkraya göre evlenme kişiyi reşit kılar.Evlenme yaşı rüşt yaşının altındadır.(erkek 17,kadın 15)kanuni temsilcinin rızası alınarak evlenilebilir.Rüşt evlendirme memuru önünde evlenme merasimi tamamlanmakla kazanılır.Evlenmenin geçerli olmaması rüştün kazanılmasına engel olmaz.
3-Kazai Rüşt:M.K.12’ye göre bazı şartlarla 18 yaş dolmadan bir küçüğün mahkeme kararı ile reşit kılınması kabul edilmiştir.
a)Aranan Şartlar:
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
aa)15 yaşını tamamlamış olmasıir küçüğün reşit kılınması için 15 yaşını tamamlamış olması gerekir.
bb)Küçüğün rızasının alınmış olması gerekir:Reşit olmayı isteyen küçük artık kanunun fiil ehliyetsizliğini koruyan hükümlerinden yararlanamayacaktır.Ayrıca ana babasının bakım gözetim gibi görevlerinden de yararlanması son bulacaktır.
cc)Küçük velayet altında ise ana babasının muvaffakiyetinin alınmış olması: Küçük bu muvaffakiyet olmadan rüştü kazanamaz.
dd)Küçük vesayet altında ise vasinin dinlenmiş olması:Küçük vesayet altında ise vasi dinlenir.Vasinin muvaffakiyeti aranmaz;sadece görüş sorulur.Vasi dinlenmeden rüşt kararı verilmiş olsa daki görüşünün alınmamış olması mahkeme kararını değiştirmez.
ee)Rüşt kararının küçüğün menfaatine uygun olması:Hükümde hakimin takdir yetkisini hangi çerçevede kullanacağı belirli olmasa bile doktrinde hakimin takdir yetkisini kullanırken çocuğun küçüklükten kurtarılırken onun yarının gözetilmesi esas kılınmıştır.
b)Karar ve etkisi:Kazai rüşte karar verme bir nizasız kaza işlemidir.Görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir.Kararla birlikte küçük rüştün tüm hukuki sonuçlarından yararlanır.Velayet ve vesayet son bulur.
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
C)Kısıtlı Olmamak:
Reşit bir kimsenin kısıtlanması onun hacrine karar verilmesi ile olur.M.K.mad355-358 hacir sebeplerini düzenlemiştir.
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
1-Hacir sebepleri:Hacir kararı kişisel özgürlükler için ağır sonuçlar doğurabilecek bir karar olduğundan ancak kanunda sınırlı sayılan sebeplerin varlığı sonucu olabilir.Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı;israf ayyaşlık suihal suiidare hapis mecburi hacir sebebi iken;ihtiyarlık maluliyet veya tecrübesizlik ilgilinin arzusuna bağlı hacir sebepleridir.
[FONT=verdana, tahoma, arial][/FONT]
a)Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı:
Akıl hastası veya aklı zayıf olan şahsın işlerini görmekten aciz olması veya daimi yardıma ve bakıma ihtiyacı bulunması veya başkasının emniyetini tehdit etmesi gerekir.Akıl hastalığı veya akıl zayıflığının hacir kararı alınmasına sebebiyet vermesi için süreklilik arz etmesi gerekir.
b)İsraf,ayyaşlık,suihal,suiidare:İsraf gelir tarzına uygun düşmeyecek tarzda düşüncesizce tüketimde bulunma eğilimini;ayyaşlık içki düşkünlüğünün iptila haline gelmesini;suihal ahlaka aykırı bir yaşayız tarzını;suiidare bir kimsenin bilgisizliği veya aczi yüzünden iktisadi varlığını tehlikeye düşürecek şekilde davranmasını ifade eder.Bu hallerin de hacir sebebi olması ,o kimsenin kendisini veya ailesini zarurette bırakması yahut daimi yardım ve bakımı gerektirmesi veya başkasının emniyetini tehdit etmeye bağlıdır.
c)Bir sene veya daha fazla hapis cezasına çarptırılmaku halde hükmü icraya memur daire mahkumun cezasını görmeye başladığı sulh mahkemesine haber vermekle yükümlüdür.Sulh mahkemesi de bunun üstüne hacir kararı verecektir.
d)İlgilinin talebi:İhtiyarlığı maluliyeti veya tecrübesizliği sebebiyle işlerini gereği gibi görmekten aciz olan bir kimse kendi talebi üzerine hacredilir.Burada ilgilinin talebi yapmak için temyiz kudretine sahip olması gereklidir.İsteğe bağlı hacir kararı verirken şartların olup olmadığı diğer sebeplerle verilen hacir kararına göre daha az sıkı değerlendirilir.Kişinin işlerini yürütemediğine ilişkin bir kanı doğuracak ispatı yeterli olacaktır.
2-Hacrin Etkisi:Hacir kararı ilgili kişi için yeni bir hukuki statü yaratan bir işlemdir.Geniş olarak hacir rüştün ortadan kalkması ve fiil ehliyetinin yetkili makam tarafından geri alınması olarak tanımlanabilir.Diğer bir yönüyle de ilgilinin 3.bir şahsın koruması altına alınması sonucu doğurur.
3-Müşavir tayini:Hacirden farklı olarak müşavir tayini bir kimsenin ehliyetini genel olarak kısıtlamaz ancak bazı işlerde müşavirin reyini alma mecburiyetini yükler;yani ehliyete bu konularda tahdit koymuş olur.İki çeşit müşavirlik var oy müşavirliği ve idare müşavirliği