- Konum
- ىαкαяyλ
-
- Üyelik Tarihi
- 27 Kas 2009
-
- Mesajlar
- 24,120
-
- MFC Puanı
- 79
Abdullah ibni Ömer (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
Sizden önceki kavimlerden üç kişi beraber yolda yürürlerken onlar yağmura yakalandılar. Hemen dağdaki bir mağaraya girip sığındılar. Akabinde mağaralarının ağzına dağdan büyük bir kaya düşüp mağaranın girişini kapattı.
Bunun üzerine onlardan biri diğerlerine:
−Hayatınızda işlediğiniz en hayırlı ameli söyleyerek Allaha dua edin! dedi.
Onların biri şöyle dedi:
Ey Allahım! Şu muhakkak ki, benim yaşlı ihtiyar annemle babam vardı. Ben her gün koyunlarımla meraya çıkar, onları otlatır, sonra gelip koyunların sütü sağardım. Sütü önce anneme ve babama getirirdim onlarda içerdi. Sonra sırasıyla çocuklarım, akrabalarım ve eşim içerdi. Şu da muhakkak ki, bir gün geç kaldım da ben tâ akşam oluncaya kadar sürüyü getirememiştim.
Geç vakitte geldiğimde annemi ve babamı uyumuş halde buldum. Her zaman ki gibi yine sütü sağdım ve annemle babamın başuçlarında dikildim. Onları uykularından uyandırmayı istemiyordum. Onlardan önce çocuklarıma süt içirmeyi de istemiyordum. Çocuklar ise ayağımın dibinde açlıktan ağlıyorlardı.
İşte o gece gün doğuncaya kadar benim halim böyle dikilmekle, onların hali de uyumakla devam etti. Ey Allahım! Şüphesiz ki Sen bilmektesin ki, ben bunu Senin Vechin (Yüzün) için yaptım. Bizden bu kayayı aç da, biz oradan gökyüzünü görelim! dedi ve onlar için açıldı.
Onların diğeri de (ikincisi de) şöyle dedi:
Ey Allahım! Şu muhakkak ki, benim amcamın kızım vardı. Ben onu erkeklerin kadınları sevmekte oldukları sevginin en şiddetlisi ile seviyordum. Bir keresinde ondan nefsini (cinsel ilişkiye girmek) istedim.
Amcamın kızı bana:
−Yüz dinar getirmedikçe olmaz! dedi.
Ben bu parayı kazanmak için çalıştım, nihayet yüz dinarı topladım. Sonunda amcamın kızına bu yüz dinar ile kavuştum. İki bacağı arasına oturduğum zaman amcamın kızı bana:
−Allahtan kork! Hakkın olmadan bekâret mührünü (nikâh hakkını yerine getirmeden) bozma! dedi.
Buna müteakiben kalktım ve onu terk ettim! Şüphesiz ki Sen bilmektesin, kuşkusuz ki ben bunu Senin Vechin (Yüzün) için yaptım. Bizden bu kayayı aç! dedi. Buna müteakiben kaya onlardan üçte iki miktarında açıldı.
Onların diğeri de (üçüncüsü de) şöyle dedi:
−Ey Allahım! Şüphesiz ki Sen bilmektesin, kuşkusuz ki ben bir ölçek darı karşılığında bir işçi tutmuştum. Ben ona iş sonunda ücretini verdim. Fakat o ücretini almaktan çekindi (bıraktı gitti). Ben mevsiminde bu darıyı ektim. Nihayet mahsulü ile bir sığır ve bir de çoban satın aldım.
Bir müddet sonra o işçi geldi ve bana:
−Ey Allahın! Kulu, benim hakkımı bana ver! dedi.
Ben de ona:
−Şu sığırlara ve çobanına git; çünkü onların hepsi senindir! dedim.
Adam bana:
−Benimle alay etme! dedi.
Bende ona:
−Hayır, ben seninle alay etmiyorum! Lakin bunlar senindir, dedim. Ey Allahım! Şüphesiz ki Sen bilmektesin ki, ben bunu Senin Vechin (Yüzün) için yaptım. Bizden bu kayayı aç dedi. Buna müteakiben onlar için (mağaranın kapısı) açıldı.
Buhari 5/2050, Müslim 2743/100