Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Machiavelli ve Politik Karaktersizlik

PeriKızı

Moderatör
  • Üyelik Tarihi
    22 May 2019
  • Mesajlar
    8,671
  • MFC Puanı
    26,804
İtalyan düşünürü olan Machiavelli modern siyaset felsefesinin kurucusu olarak kabul edilir. İki önemli eseri vardır; ‘hükümdar’ ve ‘söylevler’. ‘Hükümdar’ adlı eserini 1513’te yazmıştır. Bu eserinde Machiavelli önceki cumhuriyetçi duygularına taban tabana zıt olan hanedanı övgüye boğdu. ‘Söylevler’ adlı esrinde ise siyaset felsefesini konu edinmiştir.

Machiavelli’nin siyasete ilişkin görüşleri iktidarı nasıl güçlendiririm üzerine inşa edilmiştir. İktidarın güçlendirilmesi noktasında kullanılacak her türlü araç ve gerecin kullanılmasını mübah görmüştür. Biz bu yaklaşımı politik karaktersizlik olarak ele aldık. Çünkü belli bir duruş noktası yoktur, zaman ve şartlara göre şekillenmek söz konusudur. Mubah olan konular içinde; sahtekarlık, ölüm, adaletsizlik ve bunun gibi bir çok öğenin meşrulaştırıldığı açıkça görülmektedir. Bundan dolayı böyle bir yönetimin karaktersizlik olarak nitelenmesinin ağır bir hitap olmayacağı düşüncesindeyim. Machiavelli, devletin amacı olayını politikayı aşan ( ahlaki, dini, kültürel) terimlerle anlamayı reddeder. İktidarın kendi başına bir amaç olduğu varsayımına sahiptir ve araştırmalarını da iktidarı elde edecek, elde tutacak ve yaygınlaştıracak araçların en müsait olanının neler olabileceği konusuna yoğunlaştırmıştır. Machiavelli, iktidar olgusunu doğruluktan, ahlaktan, dinden ve metafizikten ayırmakta ve devleti diğer herhangi bir kaynaktan bağımsız, kendini var kılan değerler sistemi olarak ifade etmektedir.

Devlet adamı, doğruluk, ahlak,din gibi değer sistemlerini ifade edebilir. Devlet adamının düsturu-iktidarın alınması, elde tutulması ve yayılması- farklı amaç taşır ve araçları da farklıdır. İktidarı elde tutmak için her araç her yol mubahtır. Machiavelli öte yandan ahlaksızlığı hiçbir zaman övmez, değerlerin yıkıldığı bir dünya kurma arzusu da yoktur, medeniyetin bir çeşit değer telkin ettiğinin bilincindedir. Ancak iktidarın kurallarının ahlak ve doğruluk kuralları karşısında bir önceliğe sahip olduğunu savunur. İyilik ve kötülük noktasında bir değerlendirme yapıldığında; etkin bir iktidar aracı iyidir, iktidarı elde etmede, elde tutmada ve yaygınlaştırmada etkili olmayan bir araç ise kötüdür.

Machiavelli, başarılı bir hükümdar için ‘erdem’ terimini kullanır, ama bununla acımasız, düzenbaz, başarılı bir yöneticiyi kasteder; genel olarak kurallara uyan bir ahlakçıyı değil. Machiavelli’nin ahlak ve din hakkındaki görüşleri iktidarın diğer sosyal değerler karşısındaki üstünlüğüne olan inancın örneklerindendir. Ancak dine karşı olumlu bir tavrı vardır; onun dini, yönetenin elinde yönetilen üzerinde bir etki ve kontrol aygıtıdır. Dinin olduğu yerde orduları yönetmek ve disiplini sağlamak kolaydır. Machiavelli, hükümdar yanlış olduğunu bile bile dini doktrinlerin ve mucizelere inanmanın yaygınlaşmasını desteklemelidir. Diğer taraftan Hristiyanlığa olan ilgisi felsefi veya teolojik değil tamamen pragmatik ve siyasidir. Kilise söz konusu olduğunda ,iki açıdan saldırır; birincisi, İtalyanlar ‘dinsiz ve kötü oldularsa bunun sebebi ‘ Roma mahkemesinin kötü örneğidir. İkinci ve daha ciddi suçlama, kilisenin ‘ülkeyi bölünmüş halde tuttuğu ve tutmakta devam ettiğidir’. Devamında İtalyan siyasi parçalanmasının tek sebebinin kilise olduğunu söyler. Papalıktan nefret etmiş olsa da; Machiavelli eğer İtalya’nın birliği başka yolla sağlanmayacaksa Papalığın bütün İtalya’yı yönettiğini görmekten mutluluk duyacağını dile getirmiştir. Papalığa olan eleştirisi ülkeyi yönetmedeki siyasi başarısızlığıdır.

İtalyan düşünüre göre ‘hükümdar tilkiyi ve aslanı taklit etmelidir, çünkü aslan kendini tuzaklardan koruyamaz, tilki de kendini kurtlara karşı savunamaz.’ Bir hükümdar inanç sahibi olmalı mıdır? Machiavelli’nin bu soruya verdiği yanıt; bir yönetici için inançlı olmanın ne kadar ‘övgüye değer’ olduğunu herkes bilir. Ancak gerçek siyaset dünyasında bu övgüler menfaatle uyuşmaz. Bu yüzden iyi yönetici menfaatine uygun hareket etmelidir. Genel itibariyle bakıldığında hükümdar iktidarını sağlamlaştırmak için her türlü hileye hatta her türlü cinayetlere başvurabilir. Bu şekilde ülkenin daha güçlü bir yönetime sahip olabileceğini ve başarılar elde edebileceğini düşünür. İtalyan düşünür için kimin hükümdar olduğu önemli değil, yönetici her hangi bir sınıftan olabilir; ancak iyi yönetiyor olması gerekir. Kısacası iktidarın sağlamlaştırılması için her şey meşrudur.
 
Üst Alt