Mert Ulukan
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 29 Mar 2021
-
- Mesajlar
- 57
-
- MFC Puanı
- 210
Bir gün Peygamberimiz Ukaz Panayırı’nda insanları imana çağırarak “Lailâhe illallah
deyin, kendinizi kurtarın.” diye tebliğde bulunuyordu. Onu adım adım takip eden Ebu Le-
hep ise halka “Bu benim yeğenimdir, yalan söylüyor. Ondan uzak durun.” diyordu. Peygam-
berimizi kâhinlik, sihirbazlık ve şairlikle itham ediyorlar, mecnun olmakla suçluyorlardı. Diğer
taraftan bazı müşrikler Ebu Talip’e giderek onun vasıtasıyla Efendimize bir takım teklifler
sunuyorlardı. “Ona Mekke’nin en güzel kızını verelim, onu en zenginimiz yapalım, başımıza
başkan tayin edelim, yeter ki bu davadan vazgeçsin. Kardeşinin oğluna söyle, atalarımızın
dinini yalanlamaktan vazgeçsin.” diyorlar ve ona zarar verebileceklerini ima ediyorlardı. Bu
tehdit ve teklifler karşısında Peygamberimiz cesaret ve kararlılığını şöyle dile getiriyordu.
“Sağ elime güneşi sol elime de ayı koysalar ben bu davadan vazgeçecek değilim.”
(Osman KESKİOĞLU, Siyer-i Nebi, s. 44.)
deyin, kendinizi kurtarın.” diye tebliğde bulunuyordu. Onu adım adım takip eden Ebu Le-
hep ise halka “Bu benim yeğenimdir, yalan söylüyor. Ondan uzak durun.” diyordu. Peygam-
berimizi kâhinlik, sihirbazlık ve şairlikle itham ediyorlar, mecnun olmakla suçluyorlardı. Diğer
taraftan bazı müşrikler Ebu Talip’e giderek onun vasıtasıyla Efendimize bir takım teklifler
sunuyorlardı. “Ona Mekke’nin en güzel kızını verelim, onu en zenginimiz yapalım, başımıza
başkan tayin edelim, yeter ki bu davadan vazgeçsin. Kardeşinin oğluna söyle, atalarımızın
dinini yalanlamaktan vazgeçsin.” diyorlar ve ona zarar verebileceklerini ima ediyorlardı. Bu
tehdit ve teklifler karşısında Peygamberimiz cesaret ve kararlılığını şöyle dile getiriyordu.
“Sağ elime güneşi sol elime de ayı koysalar ben bu davadan vazgeçecek değilim.”
(Osman KESKİOĞLU, Siyer-i Nebi, s. 44.)