• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Kurban kesmek kimlere vaciptir? Kimler kurban keser?

Herkül

Admin
Üyelik Tarihi
4 Haz 2013
Konular
8,797
Mesajlar
29,749
MFC Puanı
17,440
Kurban kesmek kimlere vaciptir? Kimler kurban keser?
nWZrLM.jpg

Hanefi mezhebinde servet kiminse kurban borcu da onun olduğundan, aile içinde kimin şahsına ait parası varsa onun kurban kesmesi gerekir. Bu ister erkek ister kadın olsun. Şayet bir ailede hem kadının hem de erkeğin ayrı ayrı sermayeleri varsa, dinen zengin sayılan kişi kurban kesmelidir. Her ikisi de zengin ise, ikisi de kurban kesmelidir.

Kurban kesmek dinen zengin sayılan Müslümanlara vaciptir. Kurbanda zenginliğin ölçüsü ise şöyledir:

Zaruri ihtiyaçlarından fazla olarak, elinde 85 gram altın veya 595 gram gümüş yahut bunların değerinde para ve mal bulunan kimse zengindir.

Zekâtta olduğu gibi, kurban nisabı üzerinden bir sene gibi bir müddetin geçmesi şart değildir. Ayırca koyun, keçi ve sığır gibi otlayan hayvanlar ve ticaret malları nisap miktarında hesaba dahil edilir. Bu malların çoğalan ve artan cinsten olması da şart değildir. Meselha yirmi tane koyunu olan bir kişinin koyunlarının toplam tutarı altın ve gümüşteki nisap miktarını buluyorsa, bu insan zengin demektir. Yine elinde nisap miktarına ulaşan ticaret malı bulunan bir kimse de kurban hususunda zengin sayılır ve kurbanı keser.

Diğer taraftan oturduğu evden başka bir gayrimenkulu olan bir insan, onun kira geliriyle aylık ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra elinde nisap miktarına ulaşan bir meblağ mevcut olursa ona da kurban kesmek vacip olur.

Bunun gibi, borçlu olan bir insan elindeki malını borcuna verdiği takdirde geriye nisap miktarı kadar bir meblağ kalabiliyorsa, buna da kurban kesmek icap eder. Hattha yazlık ve kışlık olarak iki takım elbisesinin dışında nisap miktarına ulaşabilecek başka elbiseleri olan kimse de bu hususta zengin sayılmaktadır. Bazı fıkıh kitaplarımızda şöyle bir hüküm de vardır:

"Bir kimsenin kendi oturduğu evden başka bir evi olursa, onu ticaret veya kira için kullanmasa bile yine onun için kurban vacip demektir."

Kurban kesmesi vacip olan kimsenin Kurban Bayramı'ndan önce olduğu gibi, Kurban Bayramı'nın 1., 2. ve 3. günleri içinde de nisap miktarına ulaşan bir mala sahip olması yeterlidir. Yâni, nisap miktarını tutan malın üzerinden bir yılın geçme şartı aranmaz. Meselâ Kurban Bayramı'nın birinci günü ihtiyaçlarının dışında eline nisap miktarına ulaşan bir para geçen kimsenin kurban kesmesi vâciptir.

Zekâtta olduğu gibi, zarurî (aslî) ihtiyaçlar şunlardır:

Oturulan ev, evde kullanılan eşya, binek vasıtası, iş ve sanatta kullanılan malzeme ve âlet, kışlık ve yazlık elbise, bir aylık, başka bir görüşe göre bir senelik yiyecek ve içecek gibi erzak.

İşte bunlardan fazla olarak elinde nisap miktarı kadar malı olan kimseye kurban kesmek vaciptir.

Ayrıca, “Kurbansız olur mu, kurban insanın sağlığına düşer.” sözünün dinî bir dayanağı yoktur. Hattâ insan zengin olsa da sağlıklı olmayıp hasta veya sakat olsa bile yine kurban kesmesi vaciptir. Diğer yönden kurbanın şartları arasında hiçbir yerde “sağlık” aranmaz. Yalnız kurban kesecek kimse, şu niyette bulunabilir:

“Ya Rabbi, aslında bize ihsan ettiğin bu kadar nimetin karşılığında kendimi sana kurban etmem gerekirdi, yalnız sen insan kurban edilmesini haram kıldın. Benim yerime bu hayvanı kesiyorum.”
Bu sözler kişinin hâlis niyetini ve ihlâsını gösterir.

Borç para alınarak kurban kesilmez. Şayet insan Kurban Bayramı günlerinde kurban kesebilecek bir zenginliğe ulaşırsa, ancak o zaman kurban kesmesi vacip olur.

“Mahalleden, komşulardan ayıp oluyor.” diye borca girip kurban kesmek de doğru değildir. Çünkü Cenab-ı Hak, kula takatının üstünde bir mükellefiyet yüklemez.Böyle bir düşünce ihlâsı da zedeler. Çünkü bu takdirde başkaları görsünler, onlara karşı ayıp olmasın diye kurban kesilmektedir ki, kulluk şuuruna aykırı düşer.

Fakat, zengin olmamakla beraber kurbanlık bir hayvan alacak kadar parası olan kimse kurbanı alır, keser, etini de çoluk çocuğuyla birlikte yer. Bununla yine sevaba girer.
 

Herkül

Admin
Üyelik Tarihi
4 Haz 2013
Konular
8,797
Mesajlar
29,749
MFC Puanı
17,440
Kurban kesmenin vacip olmasının şartları:

Kurban kesecek kimsenin: Müslüman, hür ve yolculuk halinde bulunmayıp mukîm olması, nisab miktarı mala sahip olması (Serahsî, a.g.e., XII, 8; Kâsânî, a.g.e., V, 63; el-Fetâva'l-Hindiyye, V, 292) gerekir. Akıllı ve bülûğa ermiş olma şartı konusunda ihtilâf vardır. İmam Azam ve İmam Ebû Yûsuf'a göre kurban kesmekle mükellef olmak için akıllı ve bülûğa ermiş olmak şartı yoktur. Zengin olan çocuk veya delinin malından velîsi kurban keser. İmam Muhammed'e göre ise akıl ve bülûğa ermek şarttır. Fetva bu görüşe göredir (el-Fetâva'l-Hindiyye, V, 293).

Kâfire kurban kesme vacib olmamakla birlikte eyyâm-ı nahr (Kurban kesme günleri) da müslüman olana veya bülûğa ermiş olana kurban vacibtir ve kurban kesmesi gerekir (Kâsânı, a.g.e., V, 63; el-Fetâva'l-Hindiyye, V, 293).

Seferî olanlar kurban kesmekten muaftır. Bundan dolayı seferîliği gerektirecek yoldan gelen hacılara kurban vücûbiyeti yoktur. Ancak mukîm olan Mekkeliler için bu vücûbiyet düşmez. Eyyâm-ı nahr'da yolculuğa çıkan kişi, vakit çıkmadan mukîm olursa kurbanla mükelleftir. Eyyâm-ı nahr'ın ilk günlerinde mukîm olduğu halde kurban kesmeyen ve son gün sefere çıkan kişiden vücûbiyet düşer (Kâsânî, a.g.e., V, 63-64; el-Fetâva'l Hindiyye, V, 293).

Kurban kesmede nisab, sadaka-i fitırla* mükellef olmaktır. Bu durumdaki müslümana kurban kesmek vaciptir (Kâsânî, V, 64).

Nisabı eksilten borç, eyyâm-ı nahrda kurbanlığın kaybolması kurbanın vücûbiyetini düşürmez. Kişi vaktin başlangıcında fakir, sonunda zenginleşirse kurban kesmesi gerekir. Kurban kesmekle mükellef olan aldığı kurbanlığı kaybeder ve mal varlığı nisabın altına düşerse eyyâm-ı nahr'da fakir olduğundan yeni bir kurban almaya gerek yoktur. Zengin olduğu halde yerine yenisini alıp keser ve diğerini de bulursa bunu kesmesi gerekmez (Kâsânı, V, 62-64).
 
Üst