Neler yeni
MEGAForum - Teknoloji Forumu

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı yada giriş yapmalısınız. Forum üye olmak tamamen ücretsizdir.

Kur'an'ı anlamak

Herkül

Canım Dedem
Admin
Konum
BERGAMA
  • Üyelik Tarihi
    4 Haz 2013
  • Mesajlar
    32,171
  • MFC Puanı
    62,236
Kur'an'ı anlamak için sünneti yaşamak gerekiyor



Cenâb-ı Hak, ayet-i kerimede ‘Ey Resulüm de ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi sevsin!’ buyuruyor. İlahiyatçılar, son dönemde ‘Kur’an bana yeter, hadis ve sünnetlere nasıl güvenebiliriz’ gibi yaklaşımlarla sünnet ve hadisin reddedilerek dinin yeterince idrak edilemediğini ifade ediyor.

Ramazan ayı ile birlikte Kur’an-ı Kerim iklimi, Müslümanların dünyasını da kuşattı. Müminler, mukabele ve meal-tefsir okumalarıyla Kur’an’ı yaşama gayretleri sergiliyor. Ancak kimi Müslümanlar, Kur’an-ı rehber edinmenin ötesinde Peygamber Efendimiz’in (sas) sünnet ve hadisini reddederek, ‘Sadece Kur’an’da gördüğüme inanırım’ gibi bir yaklaşım sergiliyor. Oysaki Allahu Teâla, Resûlü’ne uymanın farz olduğunu ayetlerde açıkça bildiriyor. Haşr Sûresi’ndeki “Peygamber size ne verirse onu alın, neyi men ederse onu bırakın.” uyarısına rağmen, hicrî birinci asrın son çeyreğinde ‘Kur’an Müslümanlığı’ iddiasının ortaya çıktığını hatırlatan ilahiyatçı Prof. Suat Yıldırım, o dönemde henüz hayatta olan birkaç sahabenin uyarısıyla bu düşüncenin bertaraf edildiğini aktarıyor. Kur’an’ı yüzeysel anlayan birtakım şahıslar, “Kur’an’da lüzumlu her şeyin bildirildiğine, ayetlerinin iyice açıklandığına, rehber olarak yeterli olduğuna dair ayetler var. Bunlar, Kur’an dışında bir kaynağa ihtiyaç olmadığını bildiriyor. Öte yandan, “Kur’an’ın metni kesindir. Hâlbuki hadislerin nakli kesin değildir. Mütevatir (kesin) hadislerin sayısı yirmiyi bile bulmaz. Kesin olmayan hadislerle Kur’an’ı açıklamak doğru olmaz.” iddiasında bulunuyor. Prof. Dr. Yıldırım, bu iddianın temelsiz olduğunu, Allah ve Resûlü’nü (sas) ayırmak isteyenlerin ortaya çıkacağını İlahî Beyan’a dayanarak açıklıyor: “Kur’an’da ‘O kimseler ki Allah’ı da, resullerini de tanımaz ve Allah ile resullerinin arasını açmak isterler (…) İşte bunlar kâfirlerin ta kendileridir.’ buyruluyor. Hadisleri kabul etmemek, Hz. Peygamber’in (sas) risaletini iptal etmek, onun Allah ile münasebetini kesmek manasına gelir. Efendimiz de (sas) şu sözleriyle tehlikeyi haber vermiştir: ‘Şunu kesin olarak biliniz ki, bana Kur’an ve onun bir misli daha verildi. Karnı tok bir hâlde rahat koltuğunda kurularak: ‘Şu Kur’an’a sarılınız; onda helâl olarak ne görmüşseniz onu helâl kabul ediniz, neyi de haram görmüşseniz onu haram biliniz.’ diyecek bazı kimseler çok geçmeden gelecektir.’”

Hadis profesörü Yıldırım, Efendimiz’in (sas) Kur’an’daki birçok mücmel ayeti, uygulamaya dair hükümleri açıkladığını ifade ediyor. Kur’an’ın emrettiği en temel ibadetin namaz olduğunu ama hadisler olmaksızın farzın nasıl uygulanacağını kişilerin bilemeyeceğini aktaran Yıldırım, ‘Namazın kıyam, kıraat, rükû, sücud gibi rükünleri nelerdir? Rekât ne demektir? Bu rükünleri ne miktar yapmak gerekir?’ gibi soruların cevabını bilmenin mümkün olmayacağını ifade ediyor. Sabah namazının farzının iki, öğlenin dört, akşamın üç rekât olduğunun Kur’an’da bulunamayacağını ifade eden Yıldırım, sözlerine şöyle devam ediyor: “Keza ayette Allah Teâl⠑Namaza kalktığınızda yüzünüzü, dirseklere kadar kollarınızı (…) yıkayın’ buyurarak abdest almayı emrediyor. Peygamberimiz’in (sas) sözlü açıklaması ve uygulaması ile öğreniyoruz ki, abdest bozulmadığı müddetçe birden fazla namaz kılınabilir. Yoksa her namaz için ayrı abdest almanın farz olduğu anlaşılırdı.”
 
Üst Alt