PeriKızı
Moderatör
-
- Üyelik Tarihi
- 22 May 2019
-
- Mesajlar
- 8,671
-
- MFC Puanı
- 26,804
Bu yakın geçmişten bir hikaye. Dört kız kardeşin Meg, Joe, Beth ve Amy öyküsü. Küçük bir köyde, kutu gibi bir evde yaşıyorlarmış. Anneleri ile babaları yoksulmuş ama dört kız kardeş zaten ailesinden karşılayamayacağı bir talepten bulunmuyormuş. Meg çok güzel ve güzelmiş, çok da akıllıymış. Joe tam bir erkek Fatmaymış ve yazar olmak istiyormuş. Beth utangaç, kibar ve yumuşak biriymiş. Amy ise en küçükleriymiş. Kız kardeşleri içinde en güzeliymiş. Dört kız kardeş birbirlerine çok bağlıymış. Köylüler dört kız kardeşin aklı başında tavırlarına hayranmış. ve onlara küçük kadınlar diyorlarmış. Günün birinde evlerine babaları askere götürmek için bir asker çıka gelmiş. Ülkede iç savaş varmış. Aile çok üzülmüş. Amy: Babacım Lütfen gitme! Baba: Hayır çocuklarım gitmek zorundayım. Ülkesi için savaşmak gurur duyulacak bir davranıştır. Meg: Ne zaman döneceksin? Baba: Yağmurlar başlamadan önce döneceğim. Ağlamayı bırakın artık. Meg, onlara iyi bak. Meg: Tabi baba.
Bu konuşmadan sonra babaları asker ile birlikte gitmiş. Savaşa gittikten birkaç gün sonra, aile zorlanmaya başlamış. Yiyecek almaya yetecek paraları bile yokmuş. Anneleri: Meg, ben para kazanabilmek için çok çalışıyorum ama para kazanmak çok zor bir şey inan. Meg: Merak etme anne. Birkaç gün sabır etmemiz lazım. Babam döndüğünde her şey yoluna girecek. Anne: ama o zamana kadar mücadele etmeliyiz. Anlamıyorum insanlar neden savaşır ki? Bir gün, askerlik dairesinden mektup gelmiş Anne: Ne oldu Meg? Meg: Yetkililer savaşta babamın kötü bir şekilde yaralandığını bildiriyor onu hastaneye kaldırmışlar yanında duracak ona bakacak birini istiyorlarmış. Anne: Hemen gitmeliyim ama nasıl gidebilirim? Yol için para lazım. Nasıl ayarlayabiliriz? Joe: Merak etme anne. Sen yolculuğa hazırlan her şey ile ben ilgileneceğim. Joe evden çıkmış. Akşam döndüğünde, elinde para varmış. Joe: Bunları al anne. Sanırım yeterli olacaktır. Anne: Bu parayı nereden buldun? Joe: Saçımı sattım ve bu parayı kazandım. Anne: Güzel saçlarını kaybetmişsin. Joe: Önemli değil anne. Meg: Ama Joe düşünüp başka bir çare bulabilirdik. Niye yaptın bunu? Joe: Merak etme. Yine çıkar.
Joe o gece uyuyamamış. Yatağında sessizce ağlamış. Gecenin ilerleyen saatlerinde Meg elini Joenin omuzuna koymuş. Joe uyandığında onu görmüş. Megi yatağında otur görünce ona sarılmış. Meg: Merak etme her şey çok yakında yoluna girecek. Anne hastaneye gittikten sonra kızları evle ilgilenmesi gerekmiş. Tüm ev işlerini kendileri yapıyorlarmış. Temizlik yapıyor, yemek pişiriyor ve eğleniyorlarmış. Bir gün Beth hastalanmış. Ateşi yükselmiş, üşüyor vücudu titriyormuş, üç kız kardeşi bethe iyi bakmış ama ateşini düşürememiş. Meg: Doktor çağırmalıyız. Joe: Yaa doktor ücreti? Doktorun ücretini nasıl ödeyeceğiz? Hiç paramız yok. Amy: Ben bir kaç kuruş biriktirmiştim. Meg: Yeterli olmaz. Beth: Bırakın. Düzelirim nasılsa. Meg: Doktoru çağıracağım. Joe: Ya ücreti? Meg: Öncelikle Bethin tedavisini düşünelim. Karlı bir günmüş Meg koşarak doktoru çağırmaya gitmiş. Doktora durumu anlatmış, doktor ev ziyaretinde bulunmayı kabul etmiş. Doktor: Onu muane ettim nesne olmuş ama merak etmeyin iyileşecektir. Meg: Buna sevindim doktor amca ama Doktor: Ama ne? Joe: Efendim aslında Doktor: Konuşsanıza neden çekiniyorsunuz? Meg: Efendim size verebilecek paramız yok. Üzgünüz. Yine de Bethi tedevi eder misiniz? Doktor: Öyle mi? Endişe edilecek bir şey yok. Onu elbette tedavi edeceğim bu benim görevim. Doktor Bethe ilaç vermiş. Kardeşler Bethe çok iyi bakmılar. Beth biraz iyileşmiş ama annesini özlüyormuş. Bir gün anneleri eve dönmüş dördü de annelerini gördüklerinde çok sevinmişler.
Beth de annesini gördüğü için çok mutlu olmuş. Sonra ki günlerde Bethe anneleri bakmış. Beth bir kaç günde iyileşmiş. Kış yaklaşırken Meg ailesi için kaygılanmaya başlamış. Meg: Anne babam eve ne zaman geri dönecek? Anne: Babanız ağır yaralı ve bacaklarından biri de kırık. Şimdilik tehlikeyi atlatmış, her an eve dönebilir. Bir kaç gün sonra noel halifesiymiş. Meg annesiyle ne yapıp edip noel ağacı almayı başarmış. Noel günü geldiğinde hepsi çok üzgünmüş çünkü babaları yokmuş ama şikayette etmemişler. O gün öyle şanssızlarmış ki kahvaltı yapabilecek yiyecekleri dahi yokmuş. O sırada kapının çalındığını duymuşlar, kapı açılınca içeri soğuk hava dolmuş kapıda babaları dikiliyormuş. Kızlar babalarına koşup sıkıca sarılmışlar. Kızlar: Şimdiye kadar aldığımız en güzel noel hediyesi. Noelde babalarına kavuşan aile sevinçten havalara uçmuşlar.
Bu konuşmadan sonra babaları asker ile birlikte gitmiş. Savaşa gittikten birkaç gün sonra, aile zorlanmaya başlamış. Yiyecek almaya yetecek paraları bile yokmuş. Anneleri: Meg, ben para kazanabilmek için çok çalışıyorum ama para kazanmak çok zor bir şey inan. Meg: Merak etme anne. Birkaç gün sabır etmemiz lazım. Babam döndüğünde her şey yoluna girecek. Anne: ama o zamana kadar mücadele etmeliyiz. Anlamıyorum insanlar neden savaşır ki? Bir gün, askerlik dairesinden mektup gelmiş Anne: Ne oldu Meg? Meg: Yetkililer savaşta babamın kötü bir şekilde yaralandığını bildiriyor onu hastaneye kaldırmışlar yanında duracak ona bakacak birini istiyorlarmış. Anne: Hemen gitmeliyim ama nasıl gidebilirim? Yol için para lazım. Nasıl ayarlayabiliriz? Joe: Merak etme anne. Sen yolculuğa hazırlan her şey ile ben ilgileneceğim. Joe evden çıkmış. Akşam döndüğünde, elinde para varmış. Joe: Bunları al anne. Sanırım yeterli olacaktır. Anne: Bu parayı nereden buldun? Joe: Saçımı sattım ve bu parayı kazandım. Anne: Güzel saçlarını kaybetmişsin. Joe: Önemli değil anne. Meg: Ama Joe düşünüp başka bir çare bulabilirdik. Niye yaptın bunu? Joe: Merak etme. Yine çıkar.
Joe o gece uyuyamamış. Yatağında sessizce ağlamış. Gecenin ilerleyen saatlerinde Meg elini Joenin omuzuna koymuş. Joe uyandığında onu görmüş. Megi yatağında otur görünce ona sarılmış. Meg: Merak etme her şey çok yakında yoluna girecek. Anne hastaneye gittikten sonra kızları evle ilgilenmesi gerekmiş. Tüm ev işlerini kendileri yapıyorlarmış. Temizlik yapıyor, yemek pişiriyor ve eğleniyorlarmış. Bir gün Beth hastalanmış. Ateşi yükselmiş, üşüyor vücudu titriyormuş, üç kız kardeşi bethe iyi bakmış ama ateşini düşürememiş. Meg: Doktor çağırmalıyız. Joe: Yaa doktor ücreti? Doktorun ücretini nasıl ödeyeceğiz? Hiç paramız yok. Amy: Ben bir kaç kuruş biriktirmiştim. Meg: Yeterli olmaz. Beth: Bırakın. Düzelirim nasılsa. Meg: Doktoru çağıracağım. Joe: Ya ücreti? Meg: Öncelikle Bethin tedavisini düşünelim. Karlı bir günmüş Meg koşarak doktoru çağırmaya gitmiş. Doktora durumu anlatmış, doktor ev ziyaretinde bulunmayı kabul etmiş. Doktor: Onu muane ettim nesne olmuş ama merak etmeyin iyileşecektir. Meg: Buna sevindim doktor amca ama Doktor: Ama ne? Joe: Efendim aslında Doktor: Konuşsanıza neden çekiniyorsunuz? Meg: Efendim size verebilecek paramız yok. Üzgünüz. Yine de Bethi tedevi eder misiniz? Doktor: Öyle mi? Endişe edilecek bir şey yok. Onu elbette tedavi edeceğim bu benim görevim. Doktor Bethe ilaç vermiş. Kardeşler Bethe çok iyi bakmılar. Beth biraz iyileşmiş ama annesini özlüyormuş. Bir gün anneleri eve dönmüş dördü de annelerini gördüklerinde çok sevinmişler.
Beth de annesini gördüğü için çok mutlu olmuş. Sonra ki günlerde Bethe anneleri bakmış. Beth bir kaç günde iyileşmiş. Kış yaklaşırken Meg ailesi için kaygılanmaya başlamış. Meg: Anne babam eve ne zaman geri dönecek? Anne: Babanız ağır yaralı ve bacaklarından biri de kırık. Şimdilik tehlikeyi atlatmış, her an eve dönebilir. Bir kaç gün sonra noel halifesiymiş. Meg annesiyle ne yapıp edip noel ağacı almayı başarmış. Noel günü geldiğinde hepsi çok üzgünmüş çünkü babaları yokmuş ama şikayette etmemişler. O gün öyle şanssızlarmış ki kahvaltı yapabilecek yiyecekleri dahi yokmuş. O sırada kapının çalındığını duymuşlar, kapı açılınca içeri soğuk hava dolmuş kapıda babaları dikiliyormuş. Kızlar babalarına koşup sıkıca sarılmışlar. Kızlar: Şimdiye kadar aldığımız en güzel noel hediyesi. Noelde babalarına kavuşan aile sevinçten havalara uçmuşlar.