(h.1172 / m.1758)
Üsküdar-İnadiye mahallesindeki Celvetî dergâhının kurucusu, Celvetiyye tarikatı şeyhlerinin büyüklerinden Bandırma'lı Şeyh Yusuf Efendi Hazretleri'nin büyük oğlu ve Divan sahibi Hâşim Efendi’nin büyük kardeşi olup, Üs*küdar'da doğmuştur. Usulüne göre ilim tahsilini ve sülukünu tamamladıktan sonra, ilim ve ir*fanını daha da mükemmelleştirmek için Arabistan'a gitmiştir. Suriye ve özellikle de Mısır'da görüştüğü büyük âlimlerden ilim tahsil ederek icazet almıştır. Medi*ne'ye giderek orada yerleşmiş, Rasulüllah Efendimiz'e komşu olmuş, bir ta*raftan da çeşitli eserler telif etmiş, diğer taraftan da alet ilimlerini (gramerleri) ve yüksek ilimleri okutmakla meşgul olmuştur. Sonra Bandırma'ya dönerek 1172 (m.1758) yılında vefat etmiş, Nakşibendiyye tarikatından Ali Efendi Dergâhı avlusuna defnedilmiştir. Bu zatın şeyhler ve âlimler arasında faziletiyle mütenasip şöhret kazanamamasının sebebi, eserlerinin basılmasına himmet olunmamasındandır. "Ukdü'l-Feraid fi Hudûdi'l-Akâid" adlı eserinin önsözünde yazdığı eserlerinin seksene ulaştığını bizzat kendisi ifade etmektedir. Bunlardan 17 tane*si Bursalı Tahir Efendi tarafından "Osmanlı Müellifleri" adlı eserinde gösterilmiştir. Her biri konu ve içerik bakımından önemli eserlerdir. Bu eserlerden çoğu, babasının dergâhında koruma altında olduğu gibi, son eserinin bir nüshası Yerebatan mahallesindeki Esad Efendi Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
Yüce Allah sırrını takdis buyursun.
Üsküdar-İnadiye mahallesindeki Celvetî dergâhının kurucusu, Celvetiyye tarikatı şeyhlerinin büyüklerinden Bandırma'lı Şeyh Yusuf Efendi Hazretleri'nin büyük oğlu ve Divan sahibi Hâşim Efendi’nin büyük kardeşi olup, Üs*küdar'da doğmuştur. Usulüne göre ilim tahsilini ve sülukünu tamamladıktan sonra, ilim ve ir*fanını daha da mükemmelleştirmek için Arabistan'a gitmiştir. Suriye ve özellikle de Mısır'da görüştüğü büyük âlimlerden ilim tahsil ederek icazet almıştır. Medi*ne'ye giderek orada yerleşmiş, Rasulüllah Efendimiz'e komşu olmuş, bir ta*raftan da çeşitli eserler telif etmiş, diğer taraftan da alet ilimlerini (gramerleri) ve yüksek ilimleri okutmakla meşgul olmuştur. Sonra Bandırma'ya dönerek 1172 (m.1758) yılında vefat etmiş, Nakşibendiyye tarikatından Ali Efendi Dergâhı avlusuna defnedilmiştir. Bu zatın şeyhler ve âlimler arasında faziletiyle mütenasip şöhret kazanamamasının sebebi, eserlerinin basılmasına himmet olunmamasındandır. "Ukdü'l-Feraid fi Hudûdi'l-Akâid" adlı eserinin önsözünde yazdığı eserlerinin seksene ulaştığını bizzat kendisi ifade etmektedir. Bunlardan 17 tane*si Bursalı Tahir Efendi tarafından "Osmanlı Müellifleri" adlı eserinde gösterilmiştir. Her biri konu ve içerik bakımından önemli eserlerdir. Bu eserlerden çoğu, babasının dergâhında koruma altında olduğu gibi, son eserinin bir nüshası Yerebatan mahallesindeki Esad Efendi Kütüphanesi'nde bulunmaktadır.
Yüce Allah sırrını takdis buyursun.