Mersin'in Erdemli ilçesinde devam eden ve 12 Eylül 1980 Darbesi'nden sonra yaşanan gerçek olayları konu alan 'Netekim Karakolu' filminde rol alan ve o dönemi yaşayan köylüler, çektikleri acıların anlaşılması için gerçekten işkence yapılmasını istediler.
Yönetmenliğini, babası Zeynel Korkmaz ve arkadaşlarının yaşadıklarını anlatmak üzere yola çıkan Mersinli genç sinema yönetmeni Yasin Korkmaz'ın yaptığı, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nin ardından yaşananları anlatan Netekim Karakolu filminin çekimleri için Erdemli'ye bağlı Limonlu beldesindeki eski ilköğretim okulu karakola dönüştürüldü. Filmin işkence sahnelerinin çekimi sırasında ilginç bir olay yaşandı ve filmde rol alan köylülerin talepleri, film ekibini hayrete düşürdü. O dönemi yaşayan amatör oyuncular ve gönüllü köylüler, filmlerdeki sahneleri ve oyunculukları inandırıcı bulmadıklarını ifade ederek, başlarına gelenlerin anlaşılması için işkence sahnelerinin gerçekten çekilmesini istediler. Yönetmen Korkmaz ise, oyuncuların bu talebinin kendilerini duygulandırdığını ve adeta gönüllü işkenceden geçtiklerini ifade ederek, "Sinema tekniği oyuncunun gönüllülüğü ile bir araya gelince tekrarı olmayan gerçeğinden farksız sahneler yakaladık. Soğuk suyla ıslatılma, falakadan geçirilme, kaba dayak ve askıya alınma gibi işkence sahnelerini çektik. Soğuk algınlığı geçirmeyen kimse kalmadı. Bazı oyuncularımızın ayağı şişti. Ama herkesin sağlık durumu iyi" dedi.
"BÜTÜN İŞKENCE VE DAYAK SAHNELERİ GERÇEK"
Filmde anlattıkları sıkıntılardan çok daha fazlasını yaşamış olan yöre halkının, bu filme verdiği destekle işkencelerin inandırıcı olması konusunda da büyük özveri gösterdiklerini kaydeden Korkmaz, başlangıçta sinema ve tiyatroda kullanılan tekniklerle işkence sahnelerini çektiklerini anlatarak, "Filmde muhtar karakterini oynayan ve falakadan geçen Orhan Kır arkadaşımız, çekilen sahnelerin inandırıcılık konusunda sorunlu olduğunu ifade ederek, korkak davranmamamızı istedi. Diğer arkadaşlar da bu konudaki kaygılarını dile getirdiler. Sahnelerin yeniden çekilmesinin daha doğru olacağını, bu konuda fedakarlıktan kaçınmayacaklarını bildirdiler. Konuyu mizahi dille anlatmaya çalışmamıza rağmen işkence kelime olarak bile hoş gelmiyordu. Ancak oyuncu arkadaşlarımızın fedakarlıklarını da karşılıksız bırakmak istemedik. Oyuncu arkadaşlarımızın inanılmaz özverileri bizim de arayıp bulamadığımız bir gerçekliği elimize verdi. Bütün işkence ve dayak sahneleri gerçektir. En çok Zeynel karakterini canlandıran arkadaşımız güçlük yaşadı. Üç günde 40 saat boyunca yapılan çekimlerde sürekli ıslaktı ve çekimlerden sonra 15 gün hastanede yattı. Bazı oyuncularımızın ayakları şişti. Oyuncular insanüstü bir azim ve özveri gösterdi" ifadelerini kullandı.
Filmde, dönemin ideolojik olayları ile ilgisi olmayan, davası 'ekmek' olan sıradan insanların yaşadıklarını anlatmaya çalıştıklarını dile getiren Korkmaz, şöyle devam etti: "Film o dönemde anarşik olay yaşanmayan bir Akdeniz ilçesinde geçiyor. Darbe öncesi gayet insancıl biri olan komutan, gücü ele geçirdikçe gaddarlaşıyor. Keyfi uygulamalarla halka yapmadığını bırakmıyor ve tam bir korku egemenliği kuruyor. Bütün bunların mizahi bir dille anlatıldığı filmimizde halkın seveceği birçok karakter var. Avşar Ali, Ali Lenol, Koreli Kazım, Hamza Emmi, Cevriye Şen ve Çello bunların başında geliyor."