-
- Üyelik Tarihi
- 12 Kas 2020
-
- Mesajlar
- 2,474
-
- MFC Puanı
- 29,290
Kosova Savaşı veya 1998-1999 Kosova Savaşı[50], Yugoslavya Federal Cumhuriyeti ordusunun, bağımsızlık isteyen Kosova Kurtuluş Ordusu’na ve bu örgüt yanında yer alan milis güçlerine karşı yürüttüğü operasyon ve buna karşı NATO'nun başlattığı müdahaledir.
NATO'nun Yugoslavya'ya karşı hava saldırılarına başlamasıyla, Yugoslavya kimliği altında Sırp ordusu ve milis güçleri tarafından Kosovalı Müslüman sivillere karşı etnik temizlik girişimi başlatılmıştır.
Kosova Savaşı'nın aşamaları aşağıdaki başlıklarda toplanabilir.
28 Şubat 1998 - 24 Mart 1999: Başını Arnavutların çektiği ayrılıkçı Kosova güçleri ile düzenli Yugoslavya ordusu birlikleri arasındaki çarpışmalar.
24 Mart 1999 - 10 Haziran 1999: NATO’nun Yugoslavya’yı bombalaması.
Tarihsel Geri Plan
Sırplar ve Arnavutlar, 20. yüzyıl boyunca bölgenin kontrolü için yarışmışlardır. Sırplar toplam nüfusun % 10'una sahip olmalarına rağmen, tarihsel ve duygusal olarak bölgenin önemi onlar için çok büyüktür. Kosova’da yaşayan bir diğer millet olan Türkler, Sırp-Arnavut çekişmesinde çeşitli sosyal ve kültürel sebeplerden dolayı genellikle Arnavut tarafında yer almışlardır. Sırpların ta 1389 senesine I. Kosova Muharebesi’ne dayanan ve Türklere karşı olan ters duruşları, Kosova meselesinde merkezde olmuştur. 1990’larda artan Sırp milliyetçiliğinin beslendiği ve hatta temellendiği bu husus, son Kosova Savaşı öncesinde Kosova’daki Türkleri ve Arnavutları (Müslüman olmaları sebebiyle Goralılar, Boşnakları da) karşı cephede tutmuştur.
28 Haziran 1389’da cereyan eden Birinci Kosova Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun karşısında yenik düşen Hristiyan ittifakının liderliğini, Osmanlı güçleri tarafından öldürülen Sırp Prens Lazar Hrebelyanoviç yapmıştı. Birinci Kosova Savaşı’nı kazanmış gibi davranan Sırplar, 28 Haziran tarihini en kutsal günleri arasında saymakta ve “Vidovdan” adı altında kutlamaktadırlar. Her şeyden önce Prens Lazar Sırp Ortodoks Kilisesi tarafından tanrısallaştırılmıştır. Mevcut mitolojiye göre, Birinci Kosova Savaşı’nın arifesinde bir melek Lazar’a seslenerek, “fani çarlık” ile “ilahi çarlık” arasında bir seçim yapmasını istemiştir. Sırplara göre Lazar ilahi çarlığı seçmiştir. Dahası, Lazar ile İsa arasında benzerliklerin kurulduğu da görülmektedir. Genel olarak Kosova Savaşı ve bu savaşta yer alan karakterler hakkındaki Sırp yorumları, Hristiyan mitolojisindeki olaylar ve karakterlerle karışmıştır. karşı yürütülen Kosova Savaşı hakkında yazılan destansı halk şiirleri, en iyi bilinen ve en güzel kabul edilen şiirlerdir. Bütün bunlar ise, Sırpların Kosova’ya “Sırbistan’ın Kudüs’ü”, “Sırp dinî değerlerinin ve Sırp medeniyetinin beşiği” gözüyle bakmasına yol açmıştır.
1974 Yugoslavya Anayasası, Kosova'yı özerk bir Sırp bölgesi olarak kabul etmiştir. Bağımsızlık baskısı 1980'den sonra Yugoslavya başkanı Josip Broz Tito'nun ölümünden sonra artmıştır. Bu 10 yılın ikinci yarısında, Slobodan Miloseviç Sırp Komünist Partisi'nde ikinci adam olduğunda, Yugoslavya Federasyonunda Kosova'yı nefret politikasının bir parçası olarak kullanmıştır.
Miloşeviç, politik oportunizm ile beslenerek Sırp milliyetçiliğinin lideri olmuştur. 1987 yılında Kosova'ya gönderildiğinde, bu fırsatı iyi değerlendirdi. Televizyondan bir gecede ününü yapacağı, doğaçlama sözünü söyledi: Hiç kimse tekrar sizi yenmeye cesaret edemeyecek. İki yıl sonra, Yugoslavya başkanı olduğunda, Kosova'nın özerkliğini iyice ortadan kaldırdı. Sırp milliyetçiliği artık yürüyüşe geçmişti.
Kitlesel Protestolar
1991 yılında yerel etnik Arnavut liderler tek taraflı bağımsızlık ilan etmelerine rağmen, 1990'lı yıllarda bağımsızlığı güvence altına almayı ve otonomiyi geri getirmeyi amaçlayan pasif direniş harekâtı başarısız oldu.
1990'lı yılların ortasında, etnik Arnavut isyan harekâtı, Kosova Kurtuluş Ordusu (KKO), Sırp hedeflerine saldırmaya başladı.
1998 yılının yazında, Arnavutlar Sırp yönetimine karşı kitle protestolarına başladılar. Polis ve ordu kuvvetleri KKO'yu ezmek için gönderildi.
NATO'nun Yugoslavya'ya Saldırısı
Kosovalı Müslümanlara (Arnavut, Türk vb.) yapılan baskının devam etmesi üzerine, NATO, Kosova ve Sırbistan'da bulunan hedeflere Mart 1999 tarihinde hava operasyonlarına başladı.
Aynı zamanda, Kosovalılara karşı, Sırp güçleri tarafından etnik temizliğe başlandı. Yüz binlerce mülteci Arnavutluk, Makedonya, Türkiye ve Karadağ'a kaçmaya başladı. Uluslararası Lahey Adalet Divanı araştırmalarında en az 20.000 cesede ulaştığını açıkladı.
11 haftalık NATO bombardımanından sonra, Miloşeviç birliklerini ve polislerini geri çekmeye zorlandı. 750.000 Kosovalı mülteci evlerine geri döndü. Bu bölgedeki Sırp nüfusun yarısına tekabül eden 100.000 Sırp evlerini terk etti. Birleşmiş Milletler, Kosova'nın bağımsızlık ya da Sırp egemenliğinden birine dönene kadar bölgeyi kontrolü altına aldı.
Mayıs 1999 tarihinde, bombalama hâlâ devam ediyordu. Miloşeviç, insanlığa karşı suç işlediği için Uluslararası Lahey Adalet Divanı'na verilen görev başındaki ilk devlet başkanı oldu.
İddianame'ye göre, Miloşeviç ve bazı işbirlikçileri, doğrudan 750.000 Kosovalının mülteci durumuna getirilmesi ve etnik Arnavut oldukları için 6000 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutuldu. İddianame, insanlığa karşı altı belirli suçtan oluşuyordu. İddianamede, Skenderay, Yakova ve Büyük Kruşa şehir ve kasabalarında erkeklerin kadınlardan ayrılarak makineli tüfeklerle katledilmelerinin detayları ile anlatılıyordu.
Yeni Mahkeme
1999 yılının ikinci yarısında, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü araştırmacıları, 3.000 tanık ve yaşayan ile mülakat yaparak, korkunç cinayet, yaralama ve ırza geçme olaylarını açığa çıkardı.
Sırpların, katliam seviyesinde insan hakları ihlalleri yaptığı, fakat aynı zamanda devam eden savaşta intikam saldırılarına uğradıkları ortaya çıktı.
2002 yılının başlarında, soykırım ve insanlığa karşı suçlardan Miloşeviç Lahey'de yargılanmaya başlandı. Mart 2006 tarihinde ölümüne kadar bu yargılama sürdü.
Zaman Çizelgesi
NATO'nun Yugoslavya'ya karşı hava saldırılarına başlamasıyla, Yugoslavya kimliği altında Sırp ordusu ve milis güçleri tarafından Kosovalı Müslüman sivillere karşı etnik temizlik girişimi başlatılmıştır.
Kosova Savaşı'nın aşamaları aşağıdaki başlıklarda toplanabilir.
28 Şubat 1998 - 24 Mart 1999: Başını Arnavutların çektiği ayrılıkçı Kosova güçleri ile düzenli Yugoslavya ordusu birlikleri arasındaki çarpışmalar.
24 Mart 1999 - 10 Haziran 1999: NATO’nun Yugoslavya’yı bombalaması.
Tarihsel Geri Plan
Sırplar ve Arnavutlar, 20. yüzyıl boyunca bölgenin kontrolü için yarışmışlardır. Sırplar toplam nüfusun % 10'una sahip olmalarına rağmen, tarihsel ve duygusal olarak bölgenin önemi onlar için çok büyüktür. Kosova’da yaşayan bir diğer millet olan Türkler, Sırp-Arnavut çekişmesinde çeşitli sosyal ve kültürel sebeplerden dolayı genellikle Arnavut tarafında yer almışlardır. Sırpların ta 1389 senesine I. Kosova Muharebesi’ne dayanan ve Türklere karşı olan ters duruşları, Kosova meselesinde merkezde olmuştur. 1990’larda artan Sırp milliyetçiliğinin beslendiği ve hatta temellendiği bu husus, son Kosova Savaşı öncesinde Kosova’daki Türkleri ve Arnavutları (Müslüman olmaları sebebiyle Goralılar, Boşnakları da) karşı cephede tutmuştur.
28 Haziran 1389’da cereyan eden Birinci Kosova Savaşı’nda Osmanlı Ordusu’nun karşısında yenik düşen Hristiyan ittifakının liderliğini, Osmanlı güçleri tarafından öldürülen Sırp Prens Lazar Hrebelyanoviç yapmıştı. Birinci Kosova Savaşı’nı kazanmış gibi davranan Sırplar, 28 Haziran tarihini en kutsal günleri arasında saymakta ve “Vidovdan” adı altında kutlamaktadırlar. Her şeyden önce Prens Lazar Sırp Ortodoks Kilisesi tarafından tanrısallaştırılmıştır. Mevcut mitolojiye göre, Birinci Kosova Savaşı’nın arifesinde bir melek Lazar’a seslenerek, “fani çarlık” ile “ilahi çarlık” arasında bir seçim yapmasını istemiştir. Sırplara göre Lazar ilahi çarlığı seçmiştir. Dahası, Lazar ile İsa arasında benzerliklerin kurulduğu da görülmektedir. Genel olarak Kosova Savaşı ve bu savaşta yer alan karakterler hakkındaki Sırp yorumları, Hristiyan mitolojisindeki olaylar ve karakterlerle karışmıştır. karşı yürütülen Kosova Savaşı hakkında yazılan destansı halk şiirleri, en iyi bilinen ve en güzel kabul edilen şiirlerdir. Bütün bunlar ise, Sırpların Kosova’ya “Sırbistan’ın Kudüs’ü”, “Sırp dinî değerlerinin ve Sırp medeniyetinin beşiği” gözüyle bakmasına yol açmıştır.
1974 Yugoslavya Anayasası, Kosova'yı özerk bir Sırp bölgesi olarak kabul etmiştir. Bağımsızlık baskısı 1980'den sonra Yugoslavya başkanı Josip Broz Tito'nun ölümünden sonra artmıştır. Bu 10 yılın ikinci yarısında, Slobodan Miloseviç Sırp Komünist Partisi'nde ikinci adam olduğunda, Yugoslavya Federasyonunda Kosova'yı nefret politikasının bir parçası olarak kullanmıştır.
Miloşeviç, politik oportunizm ile beslenerek Sırp milliyetçiliğinin lideri olmuştur. 1987 yılında Kosova'ya gönderildiğinde, bu fırsatı iyi değerlendirdi. Televizyondan bir gecede ününü yapacağı, doğaçlama sözünü söyledi: Hiç kimse tekrar sizi yenmeye cesaret edemeyecek. İki yıl sonra, Yugoslavya başkanı olduğunda, Kosova'nın özerkliğini iyice ortadan kaldırdı. Sırp milliyetçiliği artık yürüyüşe geçmişti.
Kitlesel Protestolar
1991 yılında yerel etnik Arnavut liderler tek taraflı bağımsızlık ilan etmelerine rağmen, 1990'lı yıllarda bağımsızlığı güvence altına almayı ve otonomiyi geri getirmeyi amaçlayan pasif direniş harekâtı başarısız oldu.
1990'lı yılların ortasında, etnik Arnavut isyan harekâtı, Kosova Kurtuluş Ordusu (KKO), Sırp hedeflerine saldırmaya başladı.
1998 yılının yazında, Arnavutlar Sırp yönetimine karşı kitle protestolarına başladılar. Polis ve ordu kuvvetleri KKO'yu ezmek için gönderildi.
NATO'nun Yugoslavya'ya Saldırısı
Kosovalı Müslümanlara (Arnavut, Türk vb.) yapılan baskının devam etmesi üzerine, NATO, Kosova ve Sırbistan'da bulunan hedeflere Mart 1999 tarihinde hava operasyonlarına başladı.
Aynı zamanda, Kosovalılara karşı, Sırp güçleri tarafından etnik temizliğe başlandı. Yüz binlerce mülteci Arnavutluk, Makedonya, Türkiye ve Karadağ'a kaçmaya başladı. Uluslararası Lahey Adalet Divanı araştırmalarında en az 20.000 cesede ulaştığını açıkladı.
11 haftalık NATO bombardımanından sonra, Miloşeviç birliklerini ve polislerini geri çekmeye zorlandı. 750.000 Kosovalı mülteci evlerine geri döndü. Bu bölgedeki Sırp nüfusun yarısına tekabül eden 100.000 Sırp evlerini terk etti. Birleşmiş Milletler, Kosova'nın bağımsızlık ya da Sırp egemenliğinden birine dönene kadar bölgeyi kontrolü altına aldı.
Mayıs 1999 tarihinde, bombalama hâlâ devam ediyordu. Miloşeviç, insanlığa karşı suç işlediği için Uluslararası Lahey Adalet Divanı'na verilen görev başındaki ilk devlet başkanı oldu.
İddianame'ye göre, Miloşeviç ve bazı işbirlikçileri, doğrudan 750.000 Kosovalının mülteci durumuna getirilmesi ve etnik Arnavut oldukları için 6000 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutuldu. İddianame, insanlığa karşı altı belirli suçtan oluşuyordu. İddianamede, Skenderay, Yakova ve Büyük Kruşa şehir ve kasabalarında erkeklerin kadınlardan ayrılarak makineli tüfeklerle katledilmelerinin detayları ile anlatılıyordu.
Yeni Mahkeme
1999 yılının ikinci yarısında, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü araştırmacıları, 3.000 tanık ve yaşayan ile mülakat yaparak, korkunç cinayet, yaralama ve ırza geçme olaylarını açığa çıkardı.
Sırpların, katliam seviyesinde insan hakları ihlalleri yaptığı, fakat aynı zamanda devam eden savaşta intikam saldırılarına uğradıkları ortaya çıktı.
2002 yılının başlarında, soykırım ve insanlığa karşı suçlardan Miloşeviç Lahey'de yargılanmaya başlandı. Mart 2006 tarihinde ölümüne kadar bu yargılama sürdü.
Zaman Çizelgesi
- 1989: Miloşeviç, Kosova'nın otonom haklarını kaldırmaya başladı.
- Temmuz 1990: Kosova bölgesinin etnik Arnavut milletvekilleri Sırbistan'dan bağımsızlıklarını ilan ettiler.
- 24 Eylül 1998: NATO Miloşeviç yönetimine Kosovalıların üzerine gitmeyi kesmesi yoksa hava saldırıları ile cezalandırılacağına dair bir ültimatom verdi.
- Mart 1999: Barış görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı.
- Haziran 1999: NATO hava operasyonlarını askıya aldı.