-
- Üyelik Tarihi
- 9 Şub 2015
-
- Mesajlar
- 44,845
-
- MFC Puanı
- 29,224
Kortizon günlük tıbbi uygulamada oldukça sık kullanılan ilaçlardan birisi olup, doğru yerde, doğru zamanda, doğru miktarda ve doktor kontrolünde kullanıldığı zaman yan etkileri yok denecek kadar az olan ilaçlardır. Bir çok hastalıkta doğru kullanıldığın da hem hasta hem de hekimin yüzünü güldüren bu ilaçların maalesef yanlış kullanımlar nedeni ile halk nezdinde kötü bir sabıka sicili vardır. Ancak gerçekten hekim kontrolünde kullanıldığında yan etkileri de göz önünde bulundurulduğunda mükemmel ilaçlardır. Bu vesile ile bu yazımızda kortizon tedavisinin yan etkilerini gözden geçirmek istedim.
Kortizonlar, yüksek dozda, uzun bir süre kullanıldıklarında oldukça fazla sayıda ve ciddi yan etkiler oluşturabilirler.
Bu yan etkiler şöyle sıralanabilir:
İatrojenik (Tedaviye bağlı) Cushing Sendromu: Başlıca belirtileri; ay dede yüzü, ense, omuzlar ve karında yağ toplanması, vücutta su ve tuz tutumuna bağlı ödem ve tansiyon yükselmesi, ciltte incelme, ciltte mor çizgiler, vücutta sivilcelenme, kıllanmada artış, kemik erimesi, kaslarda erimedir. Kadınlarda ses kalınlaşması, saç dökülmesi olabilir.
Psikolojik Bozukluklar: Ruhsal alevlenme, bazen depresyon olabilir. İntihar eğilimi görülebilir.
Ülser Oluşumu ve Yara Nedbeleşmesinde Gecikme: Kortizon mide asit salgısını arttırırken, koruyucu mukus tabakasını da bozar. Ayrıca yara etrafında nedbe dokusunu oluşturacak olan hücrelerin de aktivitelerini azalttığı için ülser oluşumuna neden olurlar. Ayrıca derideki yaraların kapanmasında da gecikme olur.
Enfeksiyon gelişiminin kolaylaşması: Özellikle virüs ve mantarlara ait enfeksiyon gelişimine bir yatkınlık olur. Tüberküloz (verem) mikrobunun tekrar alevlenerek hastalığın yeniden oluşmasına neden olur. Diğer bazı bakteriyel enfeksiyonlarında yayılmasına neden olabilir.
Ciltte İncelme: Ağızdan, damardan veya kabadan uzun süreli tedavi sonucunda yaygın olarak oluşabilir. Lokal uygulamalarda da bölgesel olarak oluşabilir.
Şeker Hastalığı Oluşumu: Kortizon, kan şekerinin kullanılmasını sağlayan hormon olan insülinin etkilerine zıt etki ederek kan şekerini yükseltir. Yatkın kişilerde şeker hastalığını aşikar hale getirebilirler. Şeker hastalığı aşikar olanlarda ise insülin ihtiyacını arttırırlar.
Kas Hastalığı ve Halsizlik: Uzun süreli tedavilerde kaslarda erime yapar. Bu özellikle kol ve bacakların gövdeye yakın kısımlarında oluşur. Bu nedenlerde bu bölgedeki kaslarda güçsüzlük ortaya çıkar.
Büyümede Gecikme: Çocuklarda uzun süreli kullanım büyüme ve gelişme gecikmesine neden olur. Kısa süreli tedavide bu tür sorunlar oluşmaz.
Ödem: Kortizon vucütta su ve tuz tutulumuna neden olur. Su ve tuz tutulması özellikle böbrek hastalığı, kalp yetmezliği ve hipertansiyon hastalarında belirgin sorun yaratabilir.
Göz: Lokal olarak göze uygulanmaları gözün kornea tabakasında ülsere neden olabilir. Bu kalıcı bulanık görmeye neden olabilir. Gerek lokal gerekse sistemik kullanımları göz içi basıncı arttırarak glokoma neden olabilir. Katarakta neden olabilir.
Diğer Yan Etkileri: Kafa içi basıncın artması, kanın pıhtılaşma yeteneğinin artması, damar sertliği (ateroskleroz) gelişme hızının artması, impotans ve kadınlarda adetten kesilme oluşabilir. Ciltte telenjiektazi denilen yüzeyel damarların daha görünür hale gelmesine neden olabilir. Yüksek dozlarda kullanıldığında bazı kemiklerin bazı bölümlerinde ölüme neden olabilirler. Emziren kadınlarda ilacın süte geçebileceği ve bebek üzerinde yan etkiye neden olabileceği gerçeği sebebiyle bu kadınlarda günde 40 mg’ dan fazla kullanılmamalıdırlar. Ayrıca kortizon dozundan en az 4 saat geçtikten sonra emzirme yapılmalıdır.
Gebelere Özgü Yan Etkileri: Gebelerde kullanıldığında çocuğun sakat olma riskine ait hayvan çalışmaları vardır. Bu çalışmalarda özellikle flor içeren kortizon preparatlarında bu risk görülse de uygun dozlarda ve florsüz kortizon preparatları kullanıldığında böyle bir risk kalmaz. Gebelerde de kortizon kullanımı gebelik seker hastalığının ortaya çıkma riskini artırır.
Tüm bu yan etkiler yazının da başında belirtildiği gibi ilaç doktor gözetiminde, uygun doz ve sürede kullanıldığında hemen hemen hiç görülmeyebilir. Önemli olan bu yan etkileri potansiyel bir risk olarak bilmek ve hekimin söylediği doz ve süreden fazla ilacı kullanmamaktır. Hastalık nedeni ile kullanılan kortizon hızlı sonuç vermesi ve bazı hastalarda ruhsal iyiliği de beraberinde getirmesi nedeni ile bir çeşit bağımlılık yapabilir. Bu nedenle ilacın bilinçsiz ve gereğinden çok ve uzun sürede kullanımı gündeme gelebilir. Hastanın yapacağı en büyük hata bu ilacı hekim önerisi dışında kullanmak olacaktır.
Psikolojik Bozukluklar: Ruhsal alevlenme, bazen depresyon olabilir. İntihar eğilimi görülebilir.
Ülser Oluşumu ve Yara Nedbeleşmesinde Gecikme: Kortizon mide asit salgısını arttırırken, koruyucu mukus tabakasını da bozar. Ayrıca yara etrafında nedbe dokusunu oluşturacak olan hücrelerin de aktivitelerini azalttığı için ülser oluşumuna neden olurlar. Ayrıca derideki yaraların kapanmasında da gecikme olur.
Enfeksiyon gelişiminin kolaylaşması: Özellikle virüs ve mantarlara ait enfeksiyon gelişimine bir yatkınlık olur. Tüberküloz (verem) mikrobunun tekrar alevlenerek hastalığın yeniden oluşmasına neden olur. Diğer bazı bakteriyel enfeksiyonlarında yayılmasına neden olabilir.
Ciltte İncelme: Ağızdan, damardan veya kabadan uzun süreli tedavi sonucunda yaygın olarak oluşabilir. Lokal uygulamalarda da bölgesel olarak oluşabilir.
Şeker Hastalığı Oluşumu: Kortizon, kan şekerinin kullanılmasını sağlayan hormon olan insülinin etkilerine zıt etki ederek kan şekerini yükseltir. Yatkın kişilerde şeker hastalığını aşikar hale getirebilirler. Şeker hastalığı aşikar olanlarda ise insülin ihtiyacını arttırırlar.
Kas Hastalığı ve Halsizlik: Uzun süreli tedavilerde kaslarda erime yapar. Bu özellikle kol ve bacakların gövdeye yakın kısımlarında oluşur. Bu nedenlerde bu bölgedeki kaslarda güçsüzlük ortaya çıkar.
Büyümede Gecikme: Çocuklarda uzun süreli kullanım büyüme ve gelişme gecikmesine neden olur. Kısa süreli tedavide bu tür sorunlar oluşmaz.
Ödem: Kortizon vucütta su ve tuz tutulumuna neden olur. Su ve tuz tutulması özellikle böbrek hastalığı, kalp yetmezliği ve hipertansiyon hastalarında belirgin sorun yaratabilir.
Göz: Lokal olarak göze uygulanmaları gözün kornea tabakasında ülsere neden olabilir. Bu kalıcı bulanık görmeye neden olabilir. Gerek lokal gerekse sistemik kullanımları göz içi basıncı arttırarak glokoma neden olabilir. Katarakta neden olabilir.
Diğer Yan Etkileri: Kafa içi basıncın artması, kanın pıhtılaşma yeteneğinin artması, damar sertliği (ateroskleroz) gelişme hızının artması, impotans ve kadınlarda adetten kesilme oluşabilir. Ciltte telenjiektazi denilen yüzeyel damarların daha görünür hale gelmesine neden olabilir. Yüksek dozlarda kullanıldığında bazı kemiklerin bazı bölümlerinde ölüme neden olabilirler. Emziren kadınlarda ilacın süte geçebileceği ve bebek üzerinde yan etkiye neden olabileceği gerçeği sebebiyle bu kadınlarda günde 40 mg’ dan fazla kullanılmamalıdırlar. Ayrıca kortizon dozundan en az 4 saat geçtikten sonra emzirme yapılmalıdır.
Gebelere Özgü Yan Etkileri: Gebelerde kullanıldığında çocuğun sakat olma riskine ait hayvan çalışmaları vardır. Bu çalışmalarda özellikle flor içeren kortizon preparatlarında bu risk görülse de uygun dozlarda ve florsüz kortizon preparatları kullanıldığında böyle bir risk kalmaz. Gebelerde de kortizon kullanımı gebelik seker hastalığının ortaya çıkma riskini artırır.
Tüm bu yan etkiler yazının da başında belirtildiği gibi ilaç doktor gözetiminde, uygun doz ve sürede kullanıldığında hemen hemen hiç görülmeyebilir. Önemli olan bu yan etkileri potansiyel bir risk olarak bilmek ve hekimin söylediği doz ve süreden fazla ilacı kullanmamaktır. Hastalık nedeni ile kullanılan kortizon hızlı sonuç vermesi ve bazı hastalarda ruhsal iyiliği de beraberinde getirmesi nedeni ile bir çeşit bağımlılık yapabilir. Bu nedenle ilacın bilinçsiz ve gereğinden çok ve uzun sürede kullanımı gündeme gelebilir. Hastanın yapacağı en büyük hata bu ilacı hekim önerisi dışında kullanmak olacaktır.
Kortikosteroid kullanan hastalara önerilerin özeti:
1. Sigaranın bırakılması, alkol ve kafeinin kısıtlaması.
2. Az tuzlu diyet. Düzenli kan basıncı (tansiyon) ve kilo takibi yapılması.
3. Kalsiyum içeren gıdaların bolca tüketilmesi. (Ek olarak kalsiyum ve D vitamini ilaç desteği).
4. Az yağlı diyet. Özellikle katı ve doymuş yağların tüketilmemesi.
5. Proteinden zengin diyet ve günlük bedensel egzersiz yapılması.
6. Karbonhidrattan (şeker ve şekerli gıdalar) fakir diyet.
7. Yaklaşık 6-12 ayda bir göz muayenesi olmak ve kemik yoğunluğu (DEXA) ölçümü yapılması.
8. Yukarıdaki riskleri değerlendirmek için doktorunuzun uygun gördüğü sıklıkta kan ve idrar tetkiklerinin yapılması.
2. Az tuzlu diyet. Düzenli kan basıncı (tansiyon) ve kilo takibi yapılması.
3. Kalsiyum içeren gıdaların bolca tüketilmesi. (Ek olarak kalsiyum ve D vitamini ilaç desteği).
4. Az yağlı diyet. Özellikle katı ve doymuş yağların tüketilmemesi.
5. Proteinden zengin diyet ve günlük bedensel egzersiz yapılması.
6. Karbonhidrattan (şeker ve şekerli gıdalar) fakir diyet.
7. Yaklaşık 6-12 ayda bir göz muayenesi olmak ve kemik yoğunluğu (DEXA) ölçümü yapılması.
8. Yukarıdaki riskleri değerlendirmek için doktorunuzun uygun gördüğü sıklıkta kan ve idrar tetkiklerinin yapılması.