Kivi, dışarıdan mat kahverengi bir görünüme sahiptir fakat içinde yeşil ve lezzetli bir meyve barındırmaktadır. Bu bitki actinidia ailesinin bir parçasıdır ve dünya çapında oldukça fazla tüketilmektedir. Bu ferahlatıcı benzersiz meyvenin tatlı ve ekşi bir tadı vardır. Genellikle, ham olarak tüketilir. Özellikle tatlılarda ve diğer tatlı yiyeceklerle beraber sıklıkla tüketilmektedir. Çeşitli kokteyllerde de kullanılan kivi, içecek olarak sunulduğunda hem lezzetli hem de oldukça faydalı bir hale gelmektedir.
Kivi diyet lifleri açısından oldukça zengin bir kaynaktır, günlük 100 gram olan gereksinimin yaklaşık %8’ini içermektedir. Diğer yandan mükemmel bir Vitamin C deposu olan kivi, günlük 100 gram başına yaklaşık olarak % 154 vitamin c takviyesi yapmaktadır. Çok iyi düzeyde de vitamin K, E, beta karoten, lutein ve zeaksantin barındırmaktadır. Omega 3 yağ asitleri kaynağı da oluşturmaktadır. Potasyum, bakır, folat, manganez, magnezyum, demir ve kalsiyum olarak sıralandığında mineral seviyeleri oldukça iyidir. Bazı düzeylerde ise B kompleks vitaminleri, niasin, riboflavin, tiamin ve A vitamini içermektedir. Diğer yandan kivi sodyum ve kolesterol içermemektedir.​

Soğuk algınlığı ve gribi tedavi eder: Kivi C vitamini içeriği nedeniyle bir dizi solunum hastalıklarının tedavisinde oldukça başarılı bir hale gelmiştir. İlk çalışmalarda, besin programlarına kivinin herhangi bir formunu eklemenin hem yetişkinlerde hem de astım gibi solunum yolları hastalıklarından muzdarip olan çocuklarda etkili olduğu keşfedilmiştir. İkinci bir çalışmada ise, hırıltılı solunum, baş tıkanıklığı ve boğaz ağrısı gibi semptomları azaltmak için oldukça faydalı olduğu sonucuna varılmıştır.

Güçlü bir antioksidandır: Kivi meyvesi içerdiği fenolik bileşenler, karotenoidler ve C vitamini ile sağlığı oldukça faydalar sağlamaktadır. Özellikle kivi, portakal ve greyfurt karışımlarda kivi güçlü antioksidan özelliğini ortaya koymuştur. Fitokimyasalların da varlığı nedeniyle enflamasyon ilişkili hastalıkların gelişimi riskini azaltmakta; aynı zamanda DNA’yı serbest radikallerin zararlarından korumaktadır.

Kardiyovasküler sağlığı destekler: Belirtildiği gibi kivi vitamin C, vitamin E, potasyum ve koruyucu polifenoller açısından zengin olduğu için kardiyovasküler sağlığı da oldukça faydalıdır. Bir araştırmada, kivi meyvesinin kandaki trigliserid seviyesini azaltmada önleyici bir rol oynayabildiği ortaya çıkmıştır. Yine yapılan araştırmalara göre, günlük olarak kivi tüketiminin trombosit saldırısı ve ya kan pıhtılaşması riskini azaltmaktadır. Kan damarları üzerinde önleyici etkisiyle tromboembolik ve ateroskleroz gibi kalp hastalıkları riskini önlediği sonucuna varılmaktadır.

Sindirime yardımcı olur: Kivi, aktinidain olarak bilinen bir enzimin protein özelliklerini içermektedir. Bu madde genellikle eti yumuşatmak için kullanılmasıyla bilinmektedir. Fakat diğer yandan, vücuttaki protein sindirimine yardımcı olmakta, aynı zamanda hassas bağırsak sendromu olan hastalara da destek olabilmektedir.

Uykusuzluğa iyi gelir: Uyku problemi yaşıyorsanız kiviyi deneyebilirsiniz. Taipei Tıp Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, kivi meyvesi antioksidanlar ve serotonin içerdiği için uyku bozukluklarının tedavisinde yararlı olarak kabul edilmiştir. Bu kuvvetli meyveyi herhangi bir formda, uyumadan yaklaşık 1 saat önce tüketimi uykuyu desteklemektedir.

Kolesterol seviyelerine etki eder: Kivi antioksidan içermesi nedeniyle trigliserid seviyelerini azaltabilmektedir. Hatta kan pıhtılaşması ve kan incelmesi gibi faydalar da elde edilmektedir. Diğer yandan, vitamin C içermesi nedeniyle de kötü kolesterol olarak bilinen LDL seviyelerini düşürdüğü gibi iyi kolesterol seviyelerini de yükseltmeye yardımcı olmaktadır. Kivinin LDL kolesterol düşürme yeteneği ise lif ve potasyum içeriğiyle bağlantılıdır.

Göz sağlığını destekler: Yaşlanmayla ilişkili maküler dejenerasyonu kivi tüketimi etkisiz hale getirebilmektedir. Antioksidan açısında da zengin olan kivi retina iyi etkili olduğu için göz sağlığını da desteklemekte, hastalıkların yaşanmasını önlemektedir. Bu antioksidanlar gözün makulasında oksidatif hasarı engellemekte ve göz dokusunu tehdit eden UV ışıklarını inhibe edebilmektedir.

Kabızlığı tedavi eder: Eğer hafif kabızlıktan muzdaripseniz, kivi fiber içeriği nedeniyle müshil etkisine sahiptir; böylece düzenli bağırsak hareketlerine destek olmak için mükemmel bir seçenektir. Kivi etkili sindirim içinde actinidine desteği vermektedir. Kabızlığı önlemek için sıvı ve egzersizle bu durum desteklenebilmektedir.

Cilt sağlını destekler: Kivinin en önemli unsurlarından biri de cilt hücrelerini yenilemek için size yardımcı olan vitamin C ve vitamin E kaynağı olmasıdır. Doğu besinleri tükettiğinizde bu durum bağışıklık sistemine fayda sağlayacaktır. Kiviyi eklediğiniz durumda ise parlayan bir cilt için size destekçi olacaktır.

Kanseri önlemeye yardımcı olur: Kivi, M.Ö. 700 yıllarında Asya’da kanseri önlemeye yardımcı olması nedeniyle kullanılmıştır. Kivinin flavonoidler ve karotenoidler açısından yüksek konsantrasyonuna sahip olması onu güçlü bir antioksidan haline getirmektedir. Bu durumda serbest radikallerin DNA’ya zarar vermesini önlemekte ve kanser riskini azaltmaktadır.

Kilo vermeye yardımcı olur: Kivi diyet lifleri içermesi nedeniyle bol lif sayesinde yüksek kolesterol seviyelerini azaltmakta; böylece kalp hastalıkları ve kalp krizi riskini azaltmak için etkilidir. Kilo vermek isteyenler için de önemli bir avantaj sağlayan kivi, iştahı bastırmakta ve fiber içeriği ile doygunluk hissi yaratmaktadır.​