sensizlikmis
MFC Üyesi
- Konum
- -Kampala-
-
- Üyelik Tarihi
- 7 Tem 2016
-
- Mesajlar
- 5,490
-
- MFC Puanı
- 469
Her ülkenin, her siyasi düşüncenin kırmızı çizgileri var. Türkiye Cumhuriyetinin de kendine göre kırmızı çizgileri olduğunu biliyoruz. Sayın Erdoğan ve ak parti hükümeti sürekli bunları açıklıyordu.
PYD Fırat'ın batısını geçemeyecekti. Bayırbucak Türkmenlerinden vazgeçilmeyecekti. Bu iki kırmızı çizgi Suriye'de gerçekleşen olaylarda ülkenin güvenliği için şarttı.
Şimdi ülke kırmızı çizgilerle uğraşmıyor. Meydanlar, televizyonlar demokrasi direnişi yapıyor. Halk demokrasi mitingleriyle oyalanıyor. Televizyonlar etrafımızda olan olayları görmezden geliyor.
Şu anda kırmızı çizgiler altüst... PYD Fıratın batısında kendini sağlamlaştııyor. Bayırbucak Türkmenleri düştü. Esed Halep'i kuşattı. Kuşatma altındaki Halepliler koridor açarak kaçmaya başladılar. Halep ki Hatay'a 45 dakika...
Ne oldu? Türkiye Cumhuriyetinin kendisi için önemli gördüğü, güvenliğin esası sayıldığı kırmızı çizgiler altüst oldu. Suriye çephesinde artık kırmızı çizgiler yok. İki üç ay önceki söylemlere bakarsak, kırmızı çizgiler korunmadığı zaman ülke tehlikeye girecek. Yani şu anda Türkiye'nin Suriye sınırı, Türkiye'nin düşman ilan ettiği kesimlerin eline geçti.
Peki bu gerçek demokrasi meydanlarında çoşkuyla kutlamalar yapanları ilgilendiriyor mu?
Peki bu gerçek demokrasi, darbe konuşmaları, yorumları yapan televizyonları, yazarları, çizerleri, yorumcuları ilgilendiriyor mu?
Peki bu gerçek iktidarını sağlamlaştırmak için halkı meydanlara çağıran Sayın Erdoğan'ı, ak parti yönetimini ilgilendiriyor mu?
Peki bu gerçek iktidara muhalefe olan partileri ilgilendiriyor mu?
Şöyle kulaklarınızı, gözlerinizi açın.. Etrafınıza fısıldayın.. Suriye'de bu olayllar oluyor. Sizi ilgilendiriyor mu?
Alabileceğiniz cevap merak konusudur.
Ve çok açık bir soru. Amerika Irak'ta işi bitirdi. Suriye'de tamamlamak üzere. Suriye'de işler tamamlandığında sıra kimde? İran'da mı, Türkiye Cumhuriyetinde mi?
PYD Fırat'ın batısını geçemeyecekti. Bayırbucak Türkmenlerinden vazgeçilmeyecekti. Bu iki kırmızı çizgi Suriye'de gerçekleşen olaylarda ülkenin güvenliği için şarttı.
Şimdi ülke kırmızı çizgilerle uğraşmıyor. Meydanlar, televizyonlar demokrasi direnişi yapıyor. Halk demokrasi mitingleriyle oyalanıyor. Televizyonlar etrafımızda olan olayları görmezden geliyor.
Şu anda kırmızı çizgiler altüst... PYD Fıratın batısında kendini sağlamlaştııyor. Bayırbucak Türkmenleri düştü. Esed Halep'i kuşattı. Kuşatma altındaki Halepliler koridor açarak kaçmaya başladılar. Halep ki Hatay'a 45 dakika...
Ne oldu? Türkiye Cumhuriyetinin kendisi için önemli gördüğü, güvenliğin esası sayıldığı kırmızı çizgiler altüst oldu. Suriye çephesinde artık kırmızı çizgiler yok. İki üç ay önceki söylemlere bakarsak, kırmızı çizgiler korunmadığı zaman ülke tehlikeye girecek. Yani şu anda Türkiye'nin Suriye sınırı, Türkiye'nin düşman ilan ettiği kesimlerin eline geçti.
Peki bu gerçek demokrasi meydanlarında çoşkuyla kutlamalar yapanları ilgilendiriyor mu?
Peki bu gerçek demokrasi, darbe konuşmaları, yorumları yapan televizyonları, yazarları, çizerleri, yorumcuları ilgilendiriyor mu?
Peki bu gerçek iktidarını sağlamlaştırmak için halkı meydanlara çağıran Sayın Erdoğan'ı, ak parti yönetimini ilgilendiriyor mu?
Peki bu gerçek iktidara muhalefe olan partileri ilgilendiriyor mu?
Şöyle kulaklarınızı, gözlerinizi açın.. Etrafınıza fısıldayın.. Suriye'de bu olayllar oluyor. Sizi ilgilendiriyor mu?
Alabileceğiniz cevap merak konusudur.
Ve çok açık bir soru. Amerika Irak'ta işi bitirdi. Suriye'de tamamlamak üzere. Suriye'de işler tamamlandığında sıra kimde? İran'da mı, Türkiye Cumhuriyetinde mi?