Kırk Kız Ata Efsanesi
Köymen Dağında çeşitli obalar yaşarmış. Bu obalardan birinde de kırk kız arkadaş varmış. Her zaman birlikte olurlar, birlikte çalışıp eğlenirlermiş. Âdeta kırk kardeş gibiymişler.
O yıllarda obaları eşkiyalar basarmış; insanları öldürür, mallarını yağmalar, kıymetli eşyalarını alıp giderlermiş.
Birgün kırk kız ayrı ayrı işlerle meşgulken de öyle olmuş; obayı eşkıyalar basmış. Ancak kızlar bu gelenleri kâfir sanıp onlara görünmek istememişler.
Bu kâfirler görmesin bizi. Dağ yarılsın, biz de içinde taşa çevrilelim.
Koca Köymen Dağı yarılır, bu kırk kız da içine girer ve orada hepsi birden taş kesilir.
Bugün Kırk Ata Kız adı verilen bu yerde kırk taş vardır kızlara benzeyen. Hatta bu kızların şekilleri de taş kesildikleri zaman yaptıkları işleri gösterir. Kimi yemek pişiren kıza, bir başkası çamaşır yıkayan kıza benzemektedir. Her biri ayrı ayrı şekillerde taş kesilivermişlerdir. Yemek elbette kocaman bir kazanda pişirilecekti. Bu işle uğraşan kızın kazanı da taşa çevrilir. Günümüzde bu kazana tepeden devamlı olarak su damlamaktadır. Anlattıklarına göre bu damlalar kızların gözyaşları imiş. Derler ki oracıktaki mezar da bu kızların babasınınmış. Bu alan günümüzde kır gezilerinin düzenlendiği, ziyaret edilen bir yer hâlini almıştır. Hatta komşu cumhuriyetlerden de pek çok insan gelip ziyaret eder
Kaynak: Saim Sakaoğlu, "101 Türk Efsanesi"
Köymen Dağında çeşitli obalar yaşarmış. Bu obalardan birinde de kırk kız arkadaş varmış. Her zaman birlikte olurlar, birlikte çalışıp eğlenirlermiş. Âdeta kırk kardeş gibiymişler.
O yıllarda obaları eşkiyalar basarmış; insanları öldürür, mallarını yağmalar, kıymetli eşyalarını alıp giderlermiş.
Birgün kırk kız ayrı ayrı işlerle meşgulken de öyle olmuş; obayı eşkıyalar basmış. Ancak kızlar bu gelenleri kâfir sanıp onlara görünmek istememişler.
Bu kâfirler görmesin bizi. Dağ yarılsın, biz de içinde taşa çevrilelim.
Koca Köymen Dağı yarılır, bu kırk kız da içine girer ve orada hepsi birden taş kesilir.
Bugün Kırk Ata Kız adı verilen bu yerde kırk taş vardır kızlara benzeyen. Hatta bu kızların şekilleri de taş kesildikleri zaman yaptıkları işleri gösterir. Kimi yemek pişiren kıza, bir başkası çamaşır yıkayan kıza benzemektedir. Her biri ayrı ayrı şekillerde taş kesilivermişlerdir. Yemek elbette kocaman bir kazanda pişirilecekti. Bu işle uğraşan kızın kazanı da taşa çevrilir. Günümüzde bu kazana tepeden devamlı olarak su damlamaktadır. Anlattıklarına göre bu damlalar kızların gözyaşları imiş. Derler ki oracıktaki mezar da bu kızların babasınınmış. Bu alan günümüzde kır gezilerinin düzenlendiği, ziyaret edilen bir yer hâlini almıştır. Hatta komşu cumhuriyetlerden de pek çok insan gelip ziyaret eder
Kaynak: Saim Sakaoğlu, "101 Türk Efsanesi"