OBERON
MFC Üyesi
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Kas 2016
-
- Mesajlar
- 3,156
-
- MFC Puanı
- 41
Kınalızade Ali Efendi .
müderris, yazar
Osmanlılar zamanında yetişen meşhur alimlerden. Dedesi Abdülkadir Hamidi sakalına kına kullanmakla meşhur olduğu için ‘Kınalızade’ diye şöhret bulmuştur. Abdülkadir Hamidi, Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocalarındandır. Ali bin Emrullah, 1516 senesinde Isparta’da doğdu. İlk tahsiline akrabası olan Kadri Efendi’den ders alarak başladı. Sonra İstanbul’a giderek Mahmut Paşa Medresesi’nde Müderris Sinan’dan, Atik Ali Paşa Medresesi’nde Merhaba Efendi’den, bir de Sahn-ı Seman Medresesi’nde Kul Salih Efendi’den ders aldı. Kur’an-ı Kerim ile pek çok hadis-i şerifi ezberledi. Hat sanatında usta olup, etkili hitabeti ve kuvvetli bir hafızası vardı.
Tahsilini mükemmel bir şekilde tamamlayan Kınalızade Ali Efendi, tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerinde söz sahibi oldu. Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından Edirne’deki Hüsamiye Medresesi’ne tayin edildi. Daha sonra Hamza Bey Medresesi ile Kütahya Rüstem Paşa Medresesi’nde, İstanbul’un çeşitli medreselerinde ve Süleymaniye Medresesi’nde müderrislik yaptı. Bu vazifelerinden sonra da; Şam, Kahire, Bursa, İstanbul kadılığı (1570) ve Anadolu Kazaskerliği (1571) yaptı.
Arapça ve Farsçada; edebiyat, tefsir ve hadis ilminde emsalsiz olan Kınalızade Ali Efendi, tefsir metinlerini anlamakta güçlük çekenlerin müracaat kaynağıydı. Şam ve Mısır’daki vazifesi sırasında görüştüğü Arap alimleri, kendisinin Arapça’da derin bilgi sahibi olduğunu ve ilminin yüksekliğini gördüklerinden, faydalanmak için müracaat ettiler. Arapça ve Farsça’ya vakıf olan Ali bin Emrullah, Türkçe’den başka bu dillerde de şiirler yazmış, Ali mahlasını kullanmış ve şiirleri bir divanda toplanmıştır.
Kınalızade Ali Efendi, fen ve hikmet ilminde de iyi yetişmiştir. Felsefeyi de incelemiş, fakat felsefecilerin bozuk fikirlerine kapılmamıştır. Ahlak ilmi üzerine çalışmış, bu hususta yazılan eserleri inceleyip, İslam ahlakını esaslı bir şekilde yazmıştır.
Kıymetli eserler yazan ve ilmi çalışmalar yapan Ali bin Emrullah Efendi, 1571 senesinde, Ramazan ayının altıncı günü Edirne’de vefat etti. Cenaze namazında başta alimler olmak üzere, büyük bir cemaat hazır bulundu. Cenaze namazı Cami-i Atik’te kılındıktan sonra Edirne-İstanbul yolu üzerindeki Vaki Nazır adı ile meşhur kabristanda defnedildi.
ESERLERİ:
1) Ahlak-ı Alai, 2) Tecrid Haşiyesi, 3) Mevakıf Haşiyesi, 4) Dürer ve Gurer Haşiyesi, 5) Kalemiyye Risalesi, 6) Sayfiyye Risalesi, 7) Tefsire ve Vakfa Dair Risaleleri, 8) Şiirlerinin toplandığı bir Divan’ı, 9) Tabakat-ı Hanefiyye (İmam-ı A’zam hazretlerinden İbn-i Kemal Paşaya kadar).
Ali Efendi, daha çok Ahlak-ı Alai adlı eseriyle tanınmıştır. Bu eserini 1564 senesinde Şam’da vazifeliyken, Suriye Beylerbeyi Ali Paşa adına te’lif ederek, eserinin adını ona izafeten Ahlak-ı Alai koymuştur. Ahlak-ı Nasıri Ahlak-ı Celali, Ahlak-ı Hüseyni ve İmam-ı Gazali hazretlerinin İhyau Ulumiddin ve Eyyühel-Veled adlı eserlerini inceleyerek yazdığı bu eserinde, nakiller ve izahlar yapmıştır. Eser defalarca basılıp, asırlarca ahlak kitaplarına kaynak olmuş veOsmanlı Devleti’nin son zamanlarına kadar medreselerde ve liselerde okutulan ahlak derslerinde temel teşkil etmiştir.
müderris, yazar
Osmanlılar zamanında yetişen meşhur alimlerden. Dedesi Abdülkadir Hamidi sakalına kına kullanmakla meşhur olduğu için ‘Kınalızade’ diye şöhret bulmuştur. Abdülkadir Hamidi, Fatih Sultan Mehmet Han’ın hocalarındandır. Ali bin Emrullah, 1516 senesinde Isparta’da doğdu. İlk tahsiline akrabası olan Kadri Efendi’den ders alarak başladı. Sonra İstanbul’a giderek Mahmut Paşa Medresesi’nde Müderris Sinan’dan, Atik Ali Paşa Medresesi’nde Merhaba Efendi’den, bir de Sahn-ı Seman Medresesi’nde Kul Salih Efendi’den ders aldı. Kur’an-ı Kerim ile pek çok hadis-i şerifi ezberledi. Hat sanatında usta olup, etkili hitabeti ve kuvvetli bir hafızası vardı.
Tahsilini mükemmel bir şekilde tamamlayan Kınalızade Ali Efendi, tefsir, hadis ve fıkıh ilimlerinde söz sahibi oldu. Şeyhülislam Ebussuud Efendi tarafından Edirne’deki Hüsamiye Medresesi’ne tayin edildi. Daha sonra Hamza Bey Medresesi ile Kütahya Rüstem Paşa Medresesi’nde, İstanbul’un çeşitli medreselerinde ve Süleymaniye Medresesi’nde müderrislik yaptı. Bu vazifelerinden sonra da; Şam, Kahire, Bursa, İstanbul kadılığı (1570) ve Anadolu Kazaskerliği (1571) yaptı.
Arapça ve Farsçada; edebiyat, tefsir ve hadis ilminde emsalsiz olan Kınalızade Ali Efendi, tefsir metinlerini anlamakta güçlük çekenlerin müracaat kaynağıydı. Şam ve Mısır’daki vazifesi sırasında görüştüğü Arap alimleri, kendisinin Arapça’da derin bilgi sahibi olduğunu ve ilminin yüksekliğini gördüklerinden, faydalanmak için müracaat ettiler. Arapça ve Farsça’ya vakıf olan Ali bin Emrullah, Türkçe’den başka bu dillerde de şiirler yazmış, Ali mahlasını kullanmış ve şiirleri bir divanda toplanmıştır.
Kınalızade Ali Efendi, fen ve hikmet ilminde de iyi yetişmiştir. Felsefeyi de incelemiş, fakat felsefecilerin bozuk fikirlerine kapılmamıştır. Ahlak ilmi üzerine çalışmış, bu hususta yazılan eserleri inceleyip, İslam ahlakını esaslı bir şekilde yazmıştır.
Kıymetli eserler yazan ve ilmi çalışmalar yapan Ali bin Emrullah Efendi, 1571 senesinde, Ramazan ayının altıncı günü Edirne’de vefat etti. Cenaze namazında başta alimler olmak üzere, büyük bir cemaat hazır bulundu. Cenaze namazı Cami-i Atik’te kılındıktan sonra Edirne-İstanbul yolu üzerindeki Vaki Nazır adı ile meşhur kabristanda defnedildi.
ESERLERİ:
1) Ahlak-ı Alai, 2) Tecrid Haşiyesi, 3) Mevakıf Haşiyesi, 4) Dürer ve Gurer Haşiyesi, 5) Kalemiyye Risalesi, 6) Sayfiyye Risalesi, 7) Tefsire ve Vakfa Dair Risaleleri, 8) Şiirlerinin toplandığı bir Divan’ı, 9) Tabakat-ı Hanefiyye (İmam-ı A’zam hazretlerinden İbn-i Kemal Paşaya kadar).
Ali Efendi, daha çok Ahlak-ı Alai adlı eseriyle tanınmıştır. Bu eserini 1564 senesinde Şam’da vazifeliyken, Suriye Beylerbeyi Ali Paşa adına te’lif ederek, eserinin adını ona izafeten Ahlak-ı Alai koymuştur. Ahlak-ı Nasıri Ahlak-ı Celali, Ahlak-ı Hüseyni ve İmam-ı Gazali hazretlerinin İhyau Ulumiddin ve Eyyühel-Veled adlı eserlerini inceleyerek yazdığı bu eserinde, nakiller ve izahlar yapmıştır. Eser defalarca basılıp, asırlarca ahlak kitaplarına kaynak olmuş veOsmanlı Devleti’nin son zamanlarına kadar medreselerde ve liselerde okutulan ahlak derslerinde temel teşkil etmiştir.