Türk musikisi sazlarından biridir. Farsça «keman-çe» küçük keman demektir. Dize dayayarak ve yay ile çalınır. Uç teli vardır. Yüzyıllar boyunca birtakım değişikliklere uğramıştır. İlkel şekilleri Anadolu halk musikisinde, özellikle Karadeniz Bölgesinde kullanılır. Dut, kiraz veya ardıç ağacından yapılır. Eskiden gül ve sarmaşıktan da yapılırdı. Türklerin çaldıkları yaylı saza iklıg demişlerdir. İklıg, okla çalınan saz demektir. Kemençe, bugün Doğu Karadeniz yöresinden başka yerlerde kullanılmaz. Karadeniz kemençesinin ne zaman ve nereden geldiği kesin olarak belli değildir. On yedinci yüzyılın sonlarında Avrupada dans oyununu öğretenlerin elinde poşet dedikleri cep kemençeleri görülmüştür.
Evliya Çelebi bu yüzyılda Eyüp semtindeki oyuncakçıların sattıkları oyuncak kemençelerden bahseder. Kemençenin Azerbaycan üzerinden Doğu Karadeniz bölgesine geldiği tahmin edilmektedir. Bugün Doğu Karadeniz ve Ege yörelerimizde "Iklıkçı köyü" adında yerleşme merkezlerimiz vardır. Kemençe, Doğu Karadenizin kendi folkloruna uyan çalgı olmakla birlikte en çok Giresunun Görele kazasında yapılmakta, ayrıca kemençeci de yetişmektedir. Kemençe, dize ve kucağa dayamak veya dikine tutmak suretiyle çalınan zor bir çalgıdır. Çevrenin oyununa ve türkülerine uymak veya kendine uydurmak için çok seri parmak ve kol hareketi ister. Bugün klasik musikide çalınan kemençe yegah (re), rast (sol) ve neva (re) şeklinde üç tellidir.
Klasik kemençe, 40-41 cm boyunda, 14-15 cm genişliğinde küçük bir çalgıdır. Yarım armudu andıran gövdesi, elips biçimindeki burguluğu "kafa" ve sapı "boyun" tek bir ağaç parçasından yontularak ve oyularak yapılır. Göğsünde, yuvarlak kenarları dışarda kalmak üzere D biçiminde iki iri delik bulunur. Çalgının arka tarafında bir "sırt oluğu" vardır. Çalınırken kuyruk takozu sol dize, burguları göğse yaslanarak düşey konumda tutulan ya da iki diz arasına konan kemençenin telleri, tuştan 7-10 mm yüksektedir. Çünkü sesler, telli çalgıların çoğunda olduğu gibi tellerin üstüne parmak uçlarıyla basılarak değil, teller tırnakla yandan hafifçe itilerek elde edilir.
Karadeniz kemençesinin burguluğu, boynu ve gövdesi de tek bir ağaç parçasından yontularak ve oyularak yapılır. Ama biçimi bütünüyle farklıdır. Diğer bütün halk çalgıları gibi, Karadeniz kemençesinin de standart ölçülerinden söz etmek güçtür. Ama günümüzde, uzmanların ve profesyonel yorumcuların kullandığı kemençeler genellikle 56 cm uzunluğundadır. Kenarları dik ve sırtı düz olan gövde çoğunlukla erik veya ardıç ağacından yapılır.
Köknar veya ladinden yapılan göğüs oldukça incedir. Tellerin eşikle iletilen basıncına dayanabilmesi için göğüs bölümüne, boylamasına bir çıkıntı yapılarak kubbe şeklinde form verilir. Burgular, oldukça küçük olup, burguluğa ön taraftan girer. Teller tuşa çok yakındır. Çünkü Karadeniz kemençesi, tellerin üzerine parmak uçlarıyla basılarak çalınır. Seslendiren, ayakta ise çalgıyı sol eliyle havada tutarak, oturuyor ise dizlerinin arasına dayayarak çalar.
Sözlükte "kemençe" ne demek?
1. Yayla, diz üzerinde çalınan, kemana benzer üç telli küçük bir çalgı.
Evliya Çelebi bu yüzyılda Eyüp semtindeki oyuncakçıların sattıkları oyuncak kemençelerden bahseder. Kemençenin Azerbaycan üzerinden Doğu Karadeniz bölgesine geldiği tahmin edilmektedir. Bugün Doğu Karadeniz ve Ege yörelerimizde "Iklıkçı köyü" adında yerleşme merkezlerimiz vardır. Kemençe, Doğu Karadenizin kendi folkloruna uyan çalgı olmakla birlikte en çok Giresunun Görele kazasında yapılmakta, ayrıca kemençeci de yetişmektedir. Kemençe, dize ve kucağa dayamak veya dikine tutmak suretiyle çalınan zor bir çalgıdır. Çevrenin oyununa ve türkülerine uymak veya kendine uydurmak için çok seri parmak ve kol hareketi ister. Bugün klasik musikide çalınan kemençe yegah (re), rast (sol) ve neva (re) şeklinde üç tellidir.
Klasik kemençe, 40-41 cm boyunda, 14-15 cm genişliğinde küçük bir çalgıdır. Yarım armudu andıran gövdesi, elips biçimindeki burguluğu "kafa" ve sapı "boyun" tek bir ağaç parçasından yontularak ve oyularak yapılır. Göğsünde, yuvarlak kenarları dışarda kalmak üzere D biçiminde iki iri delik bulunur. Çalgının arka tarafında bir "sırt oluğu" vardır. Çalınırken kuyruk takozu sol dize, burguları göğse yaslanarak düşey konumda tutulan ya da iki diz arasına konan kemençenin telleri, tuştan 7-10 mm yüksektedir. Çünkü sesler, telli çalgıların çoğunda olduğu gibi tellerin üstüne parmak uçlarıyla basılarak değil, teller tırnakla yandan hafifçe itilerek elde edilir.
Karadeniz kemençesinin burguluğu, boynu ve gövdesi de tek bir ağaç parçasından yontularak ve oyularak yapılır. Ama biçimi bütünüyle farklıdır. Diğer bütün halk çalgıları gibi, Karadeniz kemençesinin de standart ölçülerinden söz etmek güçtür. Ama günümüzde, uzmanların ve profesyonel yorumcuların kullandığı kemençeler genellikle 56 cm uzunluğundadır. Kenarları dik ve sırtı düz olan gövde çoğunlukla erik veya ardıç ağacından yapılır.
Köknar veya ladinden yapılan göğüs oldukça incedir. Tellerin eşikle iletilen basıncına dayanabilmesi için göğüs bölümüne, boylamasına bir çıkıntı yapılarak kubbe şeklinde form verilir. Burgular, oldukça küçük olup, burguluğa ön taraftan girer. Teller tuşa çok yakındır. Çünkü Karadeniz kemençesi, tellerin üzerine parmak uçlarıyla basılarak çalınır. Seslendiren, ayakta ise çalgıyı sol eliyle havada tutarak, oturuyor ise dizlerinin arasına dayayarak çalar.
Sözlükte "kemençe" ne demek?
1. Yayla, diz üzerinde çalınan, kemana benzer üç telli küçük bir çalgı.