Kedilerin Ağzı Neden Kokar? Kedilerde Ağzı Kokusunun sebepleri, kedilerde diş ve ağız bakımı
Yavru kediler, genelde altı haftalık olduklarında süt dişleri çıkar. Yavru kedilerde 26 diş, yetişkinlerde 30 diş bulunur. Genç kediler dört ile altı aylık olduklarında süt dişlerini döküp yetişkin dişleri çıkartmaya başlarlar. Bazı yavru kedilerde bu diş dökme sırasında dişetleri kızarır ve nefesi kokar. Bu belirtiler sekiz aylık olduklarında geçmelidir.
Halitosis denilen kötü kokulu nefes yetişkin kedilerde oluştuğunda bir diş hastalığı, ağız içinde yangı, virütik bir enfeksiyon ve metabolizma probleminin belirtisi olabilir. kedinizin yaşamı boyunca ağız ve diş muayeneleri de yapılmalıdır.
Halitosise neden olan ve en sık görülen metabolizma sorunu, böbrek hastalığıdır. Böbrekler doğru şekilde çalışmadıklarında, kandaki atık maddeler atılamaz ve böylece birikim yaparlar. Dişetlerindeki kan hücrelerinin sayısı çoktur ve yüzeye yakındırlar, böylece yüksek oranda atık madde ağızda koku yaratır. Böbrek hastalıkları çoğu zaman 10 yaşın üzerindeki kedilerde görülür. Diabetes mellitus (şeker hastalığı)ve sindirim sistemi veya solunum yolu hastalıkları da halitosis 'e neden olabilir.
Kedilerde pek çok , virüs tipi ağız yaralarına neden olur. Felin herpes ve felin calici virüslerinin neden olduğu solunum yolları enfeksiyonları patlayan küçük aftlar yaratabilir ve dudaklar, dişetleri, dil ve tat hücreleri üzerinde ülser oluşabilir. İnsanlardaki herpes virüslerinin neden olduğu aftlara çok benzerler. FIV pozitif olan kedilerde çoğu zaman kronik gingivit ( diş eti itihabı ) görülür. Bazı FeLV pozitif kedilerde bağışıklık sisteminin zayıflaması da kronik gingivit stomatite neden olur. Bir virüs olan Panlokopenia de ağız ülserlerine yol açabilir.
Eğer yaşlı bir kedinin ağız boşluğu içinde bir kitle görülürse, bu iyi ya da kötü huylu bir tümör olabilir. Diğer dıştaki hücre büyümelerinin aksine, ağızdaki tümörlerin alınması veya tedavi edilmesi zordur. Tümörler dudaklardan, gene kemiklerinden, dişetlerinden veya dilden çıkabilir. Kötü huylu olan Squamous hücre karsinoması en sık görülen ağız tümörüdür.
Kediler ağızlarını, yemek yeme ve su içmenin dışında da kullanır. Düzgün bir şekilde temizlenebilmesi için kedinin sağlıklı, acımayan bir ağza ve güçlü bir dile ihtiyacı vardır. Her kedinin temizlik için ayırdığı zaman farklıdır. Bazı kediler kendilerini temizler, bazıları başka kedileri ve bazıları da sahiplerini temizlemeye çalışır.
Savunma davranışı da kedinin ağzı ile ifade edilir. Tehdit altındaki bir kedi kendisini savunmak için hırlar, tıslar, tükürür veya ısırır. Bu davranışlar bazen eylemden çok gösteriştir, ama asla bir kediyi küçümsemek istemezsiniz.
Kedi ısırmaları, köpek ısırmalarından belirgin biçimde farklıdır. Bir köpek genelde ısırır, kafasını sallar ve deriyi yırtar. Kediler genelde delmek için ısırır ve sonra da bırakır. Bu, dokuların derinlerine bakteri enjekte eder ve enfeksiyonlara neden olabilir. Eğer bir kedi tarafından ısırılırsanız, bir doktora gidip antibiyotiklerle tedavi edilmelisiniz. Kedileri ev dışında yaşayan kişiler, kedi kavgalarında oluşan yaraların enfeksiyonlarını iyi bilir. Bakteri derinin altında üç ya da daha çok bulunduğunda bir apse oluşabilir. Doğru tedavi için, apsenin cerrahi olarak açılıp akıtılması ve antibiyotik kullanılması gerekir.
Kediler bağırmak, miyavlamak ve başka kedilerle konuşmak için de ağızlarını kullanır. Ancak insanlarını yaratabildiği sesleri çıkartabilmek için, dudaklarının hareket ettirme yeteneğine sahip değillerdir.
Kediler, nesneleri taşımak için de ağızlarının kullanmak konusunda oldukça beceriklidirler. Anne kediler, yavrularının taşımak için ağızlarını kullanır. İyi avcı olan kediler henüz yemedikleri avlarını da ağızlarında taşımaya bayılır.
Ağız, kedinin yaşamında pek çok önemli rol oynar. Kedinizin ağzındaki değişmeleri izleyip veteriner hekiminize zamanında götürürseniz, kedinizin sağlıklı kalmasına yardım edebilirsiniz.
Yavru kediler, genelde altı haftalık olduklarında süt dişleri çıkar. Yavru kedilerde 26 diş, yetişkinlerde 30 diş bulunur. Genç kediler dört ile altı aylık olduklarında süt dişlerini döküp yetişkin dişleri çıkartmaya başlarlar. Bazı yavru kedilerde bu diş dökme sırasında dişetleri kızarır ve nefesi kokar. Bu belirtiler sekiz aylık olduklarında geçmelidir.
Halitosis denilen kötü kokulu nefes yetişkin kedilerde oluştuğunda bir diş hastalığı, ağız içinde yangı, virütik bir enfeksiyon ve metabolizma probleminin belirtisi olabilir. kedinizin yaşamı boyunca ağız ve diş muayeneleri de yapılmalıdır.
Halitosise neden olan ve en sık görülen metabolizma sorunu, böbrek hastalığıdır. Böbrekler doğru şekilde çalışmadıklarında, kandaki atık maddeler atılamaz ve böylece birikim yaparlar. Dişetlerindeki kan hücrelerinin sayısı çoktur ve yüzeye yakındırlar, böylece yüksek oranda atık madde ağızda koku yaratır. Böbrek hastalıkları çoğu zaman 10 yaşın üzerindeki kedilerde görülür. Diabetes mellitus (şeker hastalığı)ve sindirim sistemi veya solunum yolu hastalıkları da halitosis 'e neden olabilir.
Kedilerde pek çok , virüs tipi ağız yaralarına neden olur. Felin herpes ve felin calici virüslerinin neden olduğu solunum yolları enfeksiyonları patlayan küçük aftlar yaratabilir ve dudaklar, dişetleri, dil ve tat hücreleri üzerinde ülser oluşabilir. İnsanlardaki herpes virüslerinin neden olduğu aftlara çok benzerler. FIV pozitif olan kedilerde çoğu zaman kronik gingivit ( diş eti itihabı ) görülür. Bazı FeLV pozitif kedilerde bağışıklık sisteminin zayıflaması da kronik gingivit stomatite neden olur. Bir virüs olan Panlokopenia de ağız ülserlerine yol açabilir.
Eğer yaşlı bir kedinin ağız boşluğu içinde bir kitle görülürse, bu iyi ya da kötü huylu bir tümör olabilir. Diğer dıştaki hücre büyümelerinin aksine, ağızdaki tümörlerin alınması veya tedavi edilmesi zordur. Tümörler dudaklardan, gene kemiklerinden, dişetlerinden veya dilden çıkabilir. Kötü huylu olan Squamous hücre karsinoması en sık görülen ağız tümörüdür.
Kediler ağızlarını, yemek yeme ve su içmenin dışında da kullanır. Düzgün bir şekilde temizlenebilmesi için kedinin sağlıklı, acımayan bir ağza ve güçlü bir dile ihtiyacı vardır. Her kedinin temizlik için ayırdığı zaman farklıdır. Bazı kediler kendilerini temizler, bazıları başka kedileri ve bazıları da sahiplerini temizlemeye çalışır.
Savunma davranışı da kedinin ağzı ile ifade edilir. Tehdit altındaki bir kedi kendisini savunmak için hırlar, tıslar, tükürür veya ısırır. Bu davranışlar bazen eylemden çok gösteriştir, ama asla bir kediyi küçümsemek istemezsiniz.
Kedi ısırmaları, köpek ısırmalarından belirgin biçimde farklıdır. Bir köpek genelde ısırır, kafasını sallar ve deriyi yırtar. Kediler genelde delmek için ısırır ve sonra da bırakır. Bu, dokuların derinlerine bakteri enjekte eder ve enfeksiyonlara neden olabilir. Eğer bir kedi tarafından ısırılırsanız, bir doktora gidip antibiyotiklerle tedavi edilmelisiniz. Kedileri ev dışında yaşayan kişiler, kedi kavgalarında oluşan yaraların enfeksiyonlarını iyi bilir. Bakteri derinin altında üç ya da daha çok bulunduğunda bir apse oluşabilir. Doğru tedavi için, apsenin cerrahi olarak açılıp akıtılması ve antibiyotik kullanılması gerekir.
Kediler bağırmak, miyavlamak ve başka kedilerle konuşmak için de ağızlarını kullanır. Ancak insanlarını yaratabildiği sesleri çıkartabilmek için, dudaklarının hareket ettirme yeteneğine sahip değillerdir.
Kediler, nesneleri taşımak için de ağızlarının kullanmak konusunda oldukça beceriklidirler. Anne kediler, yavrularının taşımak için ağızlarını kullanır. İyi avcı olan kediler henüz yemedikleri avlarını da ağızlarında taşımaya bayılır.
Ağız, kedinin yaşamında pek çok önemli rol oynar. Kedinizin ağzındaki değişmeleri izleyip veteriner hekiminize zamanında götürürseniz, kedinizin sağlıklı kalmasına yardım edebilirsiniz.