- Konum
- İzmir
-
- Üyelik Tarihi
- 9 Haz 2015
-
- Mesajlar
- 12,474
-
- MFC Puanı
- 1,810
Kazanma etkisi hata yaptırıyor!
Başarılı olmak mı yoksa başarılı kalmak mı daha zor denkleminde ibre başarıyı sürdürmenin daha zor olduğunu gösteriyor. Öyle ki başarıyı sürdürmek istenirken tüm kazanımlarınızı kaybedebilirsiniz. Kazanma etkisine yakalanıp başladığınız noktaya geri dönmek istemiyorsanız size bir tavsiyemiz var...
BAŞARILI OLMA HIRSININ HIRSIZLIĞI BÜYÜKTÜR
Günümüzde güçlü konuma oturmuş bireylere baktığımızda etraflarında dolaşmaktan gurur duyan, kendini beğendirmek için binbir taklalar atan ve yükselmeleri için güçlü olana fayda yaratmayı görev bilen tonlarca insan görürsünüz. Zaman zaman bunu siz de yapıyorsunuzdur.
Güç sahibi olan, tüm diğerlerinin elde ettiği güçten dolayı kendisine saygı gösterilmesini bekler. Eğer herhangi biri gibi davranırsanız, başınız derde girer. Bu güçlü insanlar aynı zamanda demokrasiden, eşitlikten, daha iyi bir hayat için yapılması gerekenlerden de bahseder. Oysa, güç sahibi olan hiç bir zaman eşitlikçi davranamaz. Güçlü olmak demek başkalarının istedikleri kaynaklara sahip olmak ve bu kaynakları kontrol edebilmek anlamına gelir. Güçlü olma ihtiyacını hissedenlerin çoğunda kabul edilmeme, sevilmeme ve kaale alınmama korkusu yatar. Bu korku dolayısıyla da güçlü insanlar, ellerinden gücün kaydığını azıcık dahi hissetseler, gücü tekrar elde edebilmek, yani kazanabilmek için gereken herşeyi yaparlar. Genellikle de gözleri karadır. Aynen Lance Armstrongun doping olayında olduğu gibi hatalar yapmaya daha meyilli olurlar.
Güç ihtiyacı kuvvetli bir ekiple çalışıyorsanız, başarı hırsı yüksek olanların yaşam sevincinizi yok etmeye başladığını düşünüyorsanız, ünvanın zeka ve beceri gösterisi olduğu yanlışıyla yaşıyorsanız, Ian Robertsonın The Winner Effect isimli kitabını mutlaka okumalısınız. Bu yıl sonunda kendinize vereceğiniz en güzel yılbaşı hediyesi olacaktır.
Başarılı olmak mı yoksa başarılı kalmak mı daha zor denkleminde ibre başarıyı sürdürmenin daha zor olduğunu gösteriyor. Öyle ki başarıyı sürdürmek istenirken tüm kazanımlarınızı kaybedebilirsiniz. Kazanma etkisine yakalanıp başladığınız noktaya geri dönmek istemiyorsanız size bir tavsiyemiz var...
BAŞARILI OLMA HIRSININ HIRSIZLIĞI BÜYÜKTÜR
Günümüzde güçlü konuma oturmuş bireylere baktığımızda etraflarında dolaşmaktan gurur duyan, kendini beğendirmek için binbir taklalar atan ve yükselmeleri için güçlü olana fayda yaratmayı görev bilen tonlarca insan görürsünüz. Zaman zaman bunu siz de yapıyorsunuzdur.
Güç sahibi olan, tüm diğerlerinin elde ettiği güçten dolayı kendisine saygı gösterilmesini bekler. Eğer herhangi biri gibi davranırsanız, başınız derde girer. Bu güçlü insanlar aynı zamanda demokrasiden, eşitlikten, daha iyi bir hayat için yapılması gerekenlerden de bahseder. Oysa, güç sahibi olan hiç bir zaman eşitlikçi davranamaz. Güçlü olmak demek başkalarının istedikleri kaynaklara sahip olmak ve bu kaynakları kontrol edebilmek anlamına gelir. Güçlü olma ihtiyacını hissedenlerin çoğunda kabul edilmeme, sevilmeme ve kaale alınmama korkusu yatar. Bu korku dolayısıyla da güçlü insanlar, ellerinden gücün kaydığını azıcık dahi hissetseler, gücü tekrar elde edebilmek, yani kazanabilmek için gereken herşeyi yaparlar. Genellikle de gözleri karadır. Aynen Lance Armstrongun doping olayında olduğu gibi hatalar yapmaya daha meyilli olurlar.
Güç ihtiyacı kuvvetli bir ekiple çalışıyorsanız, başarı hırsı yüksek olanların yaşam sevincinizi yok etmeye başladığını düşünüyorsanız, ünvanın zeka ve beceri gösterisi olduğu yanlışıyla yaşıyorsanız, Ian Robertsonın The Winner Effect isimli kitabını mutlaka okumalısınız. Bu yıl sonunda kendinize vereceğiniz en güzel yılbaşı hediyesi olacaktır.