-
- Üyelik Tarihi
- 13 Haz 2016
-
- Mesajlar
- 1,809
-
- MFC Puanı
- 227
Kardashev, evrendeki olası medeniyetler için hiyerarşik bir gelişmişlik yapısı öngörür. Buna göre, bir medeniyet ne kadar büyürse ve gelişirse, enerji ihtiyacı nüfusun orantısız artması ve makinelerin enerji ihtiyacı yüzünden periyodik olarak artacaktır. Kardashev cetveli bu noktada bir medeniyetin teknolojik gelişimine bağlı olarak ne kadar enerji tüketimi yapabileceği düşüncesi üzerine oluşturuldu.
Cetvel dünyadışı yaşam araştırmaları yapan Rus astrofizikçi Nikolai Kardashev tarafından 1964 yılında ortaya atıldı. Her biri farklı enerji seviyesini yöneten 3 farklı sınıfa sahip:
Sınıf I ( 1016 W ), Sınıf II (1026 W), Sınıf III (1036 W).
Kardashev'den sonra gelen bilim insanları ise bu sınıfların sayısını artırdı. Cetvele eklenenler Sınıf IV (1046 W) ve Sınıf V olarak niteleniyor. Sınıf Vin enerji seviyesi tüm evrenlerdeki tüm zaman dilimlerinde bulunan olası tüm enerjiyi barındırıyor. Sınıflandırmada belirtilen bu enerji birimleri aynı zamanda medeniyetin bilgi seviyesini de belirliyor. Sınıf II medeniyet, Sınıf I medeniyetten sadece teknolojik anlamda değil, bilgi seviyesi ve kültürel yapı olarak da çok daha üst seviyede yer alıyor.
Öncelikle belirtelim ki, biz insanoğlu henüz bu cetvele giremedik. Şu anki bulunduğumuz seviye Sınıf 0 olarak niteleniyor. Sınıf Ie yükselmek için önümüzde çok uzun bir yol mevcut. Ünlü fizikçi Michio Kaku, bu sınıfa yükselmemiz için önümüzde en az 100-200 sene olduğunu belirtiyor. Peki ya diğer sınıflar için nasıl bir zaman öngörülebilir?
Sınıf I seviyesinin ihtiyaç duyduğu enerji miktarı, yıldızların yaşanabilir bölgelerindeki elde edilebilir tüm enerjiyi kullanabilme ve artan nüfusun ihtiyacını karşılayabilecek şekilde depolama anlamına geliyor. Eğer bu seviyeye gelmek istiyorsak şu anki enerji üretimimizi 100.000 defa daha artırmamız şart. Böyle bir enerji üretimi için dünyadaki tüm enerjiyi elde edebiliyor olmamız gerekiyor. İnsanlık volkanları, hava olaylarını, hatta depremleri bile enerji elde etmek için kullanabilir (teoride). Her ne kadar inanması zor olsa da gelişen teknoloji ile tüm enerji olasılıklarını yönetmek, sadece basit bir kontrol işine dönüşüyor.
Sınıf II seviyesindeki enerji miktarı ise, yaşanılan yıldız sistemindeki yıldız veya yıldızların tüm enerjisini kullanabilmek. Ancak, yıldızın enerjisini kontrollü bir biçimde kullanabilmek, yıldızı alıp olduğu gibi enerjiye dönüştürmek değil. Bunun için bir önerme var: Dyson Küresi (Konu ile ilgili bir başka bağlantı). Bu devasa ve karmaşık cihaz, yıldızın neredeyse her santimini kaplayarak, dışarı çıkan enerjinin büyük bir kısmını bağlantılı gezegene aktarıyor. Eğer bu medeniyet füzyon (yıldızların enerji kaynağı) konusunda gerçekten uzmanlaşmış ise, Jüpiter gibi bir gaz devi gezegenin çevresinde uygun bir tesis kurarak gerekli enerji ihtiyacını oradan karşılayabilir. Başka bir deyişle, yavaş yavaş gaz devini tüketir.
Böylesi muazzam bir enerji ne için kullanılabilir? Aslında bilinmiyor. Bu sınıftaki medeniyetin neler yapabileceği sadece hayal gücümüzle sınırlı. Örnek verirsek; olası bir meteor çarpmasına karşın Dünya'nın yörüngesini değiştirmek gibi. Diyelim ki canımız istemediği için dünyanın yerini değiştirmedik, o zaman meteor çarpmasını önlemek amaçlı, Jüpiter gibi gezegenlerin yerini değiştirmek için de kullanılabilir. Havalı, değil mi?
Medeniyet ve Enerji:
Evet artık gezegenimizi hatta yıldızımızı enerji kaynağı olarak kullanabiliyoruz ve neslimizin devamı için bir çok şey yapıyoruz. Sıra geldi Sınıf IIIe:
Sınıf III artık galaksiler arası yolculuklar gerçekleştebilen ve elindeki enerji ile yapılabilecek her şeyin bilgisine sahip birinci sınıf bir medeniyeti temsil ediyor. İnsanoğlunun yüzbinlerce yıllık evriminden tahmin edebilirsek ve gelişen teknoloji ve bilgiyi de eklersek buna bu seviyeye gelen insan ırkının şu anki insan ırkı ile aynı olmayacağı kesin denilebilir. Bu ırkın cyborg türler ve sibernetik organlar ile birlikte, sosyal yapısı dahil birçok şeyi çok değişken olacaktır. Aynı zamanda genetik mühendisliğin avantajlarından sonuna kadar da yararlanacaktırlar. Hatta doğal, biyolojik insanın hor görüldüğü aşağılandığı, küçük görüldüğü bir sosyal yapıdan bile söz edilebilir. Böyle bir medeniyette yaşayan varlıkların, bizler gibi sınırlı ve narin organik vücutlara hapsolmuş, sonlu, en azından kısa ömürlü varlıklar olmaları beklenemez.
İnsan ırkı bu noktada kendini yenileyebilen; gerekli yıldız sistemlerinin kolonileştirmesinden sonra tüm sistemlere yayılmış, bir şekilde sayıları milyonlara ulaşmış belki de aşmış zeki robotların üretimini de yapmış olacaktır. Tüm bu kolonileştirilmiş yıldız sistemlerinin Dyson küreleri ile enerjileri bir noktada toplanıp muazzam şeyler için kullanılabilir. Tabi bu bir kaç sorunu da beraber getiriyor: Fizik kurallarını yıkmadığımız, ışık hızını geçemediğimiz sürece -warp teknolojisi ya da solucan deliği gibi- bu enerjiyi kullanmakta ve tüketmekte zorlanabiliriz.
Sınıf IV ise ihtimal dışı görülen bir sınıf. Bu sınıftaki medeniyetlerde, evrendeki tüm olası enerjileri depolayabilmek mümkün. Buna kara delikler de dahil. Böyle bir seviyeye ulaşabilmiş bir medeniyet her şeyi yapabilecek konuma gelmiştir. Hatta kara deliklerin olay ufkunda bile yaşayabilecek biçimde fizik kurallarını da yönetebilecektir.
Sınıf V. İşte bu sınıf tamamiyle "Tanrı" kavramı ile yarışabilecek düzeydedir. Olası tüm evrenlerdeki tüm zamanların tüm enerjilerini depolayabilmek, "Tanrı" kavramını bu medeniyette gerçek bile kılabilir. Ama böyle bir seviyeye erişmenin mümkünlüğü pek ihtimal dahilinde görünmüyor. En azından, bu seviyeye ulaşabilecek bir medeniyet için, evrenin yaşı henüz yeterli olmayabilir.
Kaynaklar:
Evrim Ağacı
Kozmik Anafor - Erhan Kılıç
Cetvel dünyadışı yaşam araştırmaları yapan Rus astrofizikçi Nikolai Kardashev tarafından 1964 yılında ortaya atıldı. Her biri farklı enerji seviyesini yöneten 3 farklı sınıfa sahip:
Sınıf I ( 1016 W ), Sınıf II (1026 W), Sınıf III (1036 W).
Kardashev'den sonra gelen bilim insanları ise bu sınıfların sayısını artırdı. Cetvele eklenenler Sınıf IV (1046 W) ve Sınıf V olarak niteleniyor. Sınıf Vin enerji seviyesi tüm evrenlerdeki tüm zaman dilimlerinde bulunan olası tüm enerjiyi barındırıyor. Sınıflandırmada belirtilen bu enerji birimleri aynı zamanda medeniyetin bilgi seviyesini de belirliyor. Sınıf II medeniyet, Sınıf I medeniyetten sadece teknolojik anlamda değil, bilgi seviyesi ve kültürel yapı olarak da çok daha üst seviyede yer alıyor.
Öncelikle belirtelim ki, biz insanoğlu henüz bu cetvele giremedik. Şu anki bulunduğumuz seviye Sınıf 0 olarak niteleniyor. Sınıf Ie yükselmek için önümüzde çok uzun bir yol mevcut. Ünlü fizikçi Michio Kaku, bu sınıfa yükselmemiz için önümüzde en az 100-200 sene olduğunu belirtiyor. Peki ya diğer sınıflar için nasıl bir zaman öngörülebilir?
Sınıf I seviyesinin ihtiyaç duyduğu enerji miktarı, yıldızların yaşanabilir bölgelerindeki elde edilebilir tüm enerjiyi kullanabilme ve artan nüfusun ihtiyacını karşılayabilecek şekilde depolama anlamına geliyor. Eğer bu seviyeye gelmek istiyorsak şu anki enerji üretimimizi 100.000 defa daha artırmamız şart. Böyle bir enerji üretimi için dünyadaki tüm enerjiyi elde edebiliyor olmamız gerekiyor. İnsanlık volkanları, hava olaylarını, hatta depremleri bile enerji elde etmek için kullanabilir (teoride). Her ne kadar inanması zor olsa da gelişen teknoloji ile tüm enerji olasılıklarını yönetmek, sadece basit bir kontrol işine dönüşüyor.
Sınıf II seviyesindeki enerji miktarı ise, yaşanılan yıldız sistemindeki yıldız veya yıldızların tüm enerjisini kullanabilmek. Ancak, yıldızın enerjisini kontrollü bir biçimde kullanabilmek, yıldızı alıp olduğu gibi enerjiye dönüştürmek değil. Bunun için bir önerme var: Dyson Küresi (Konu ile ilgili bir başka bağlantı). Bu devasa ve karmaşık cihaz, yıldızın neredeyse her santimini kaplayarak, dışarı çıkan enerjinin büyük bir kısmını bağlantılı gezegene aktarıyor. Eğer bu medeniyet füzyon (yıldızların enerji kaynağı) konusunda gerçekten uzmanlaşmış ise, Jüpiter gibi bir gaz devi gezegenin çevresinde uygun bir tesis kurarak gerekli enerji ihtiyacını oradan karşılayabilir. Başka bir deyişle, yavaş yavaş gaz devini tüketir.
Böylesi muazzam bir enerji ne için kullanılabilir? Aslında bilinmiyor. Bu sınıftaki medeniyetin neler yapabileceği sadece hayal gücümüzle sınırlı. Örnek verirsek; olası bir meteor çarpmasına karşın Dünya'nın yörüngesini değiştirmek gibi. Diyelim ki canımız istemediği için dünyanın yerini değiştirmedik, o zaman meteor çarpmasını önlemek amaçlı, Jüpiter gibi gezegenlerin yerini değiştirmek için de kullanılabilir. Havalı, değil mi?
Medeniyet ve Enerji:
Evet artık gezegenimizi hatta yıldızımızı enerji kaynağı olarak kullanabiliyoruz ve neslimizin devamı için bir çok şey yapıyoruz. Sıra geldi Sınıf IIIe:
Sınıf III artık galaksiler arası yolculuklar gerçekleştebilen ve elindeki enerji ile yapılabilecek her şeyin bilgisine sahip birinci sınıf bir medeniyeti temsil ediyor. İnsanoğlunun yüzbinlerce yıllık evriminden tahmin edebilirsek ve gelişen teknoloji ve bilgiyi de eklersek buna bu seviyeye gelen insan ırkının şu anki insan ırkı ile aynı olmayacağı kesin denilebilir. Bu ırkın cyborg türler ve sibernetik organlar ile birlikte, sosyal yapısı dahil birçok şeyi çok değişken olacaktır. Aynı zamanda genetik mühendisliğin avantajlarından sonuna kadar da yararlanacaktırlar. Hatta doğal, biyolojik insanın hor görüldüğü aşağılandığı, küçük görüldüğü bir sosyal yapıdan bile söz edilebilir. Böyle bir medeniyette yaşayan varlıkların, bizler gibi sınırlı ve narin organik vücutlara hapsolmuş, sonlu, en azından kısa ömürlü varlıklar olmaları beklenemez.
İnsan ırkı bu noktada kendini yenileyebilen; gerekli yıldız sistemlerinin kolonileştirmesinden sonra tüm sistemlere yayılmış, bir şekilde sayıları milyonlara ulaşmış belki de aşmış zeki robotların üretimini de yapmış olacaktır. Tüm bu kolonileştirilmiş yıldız sistemlerinin Dyson küreleri ile enerjileri bir noktada toplanıp muazzam şeyler için kullanılabilir. Tabi bu bir kaç sorunu da beraber getiriyor: Fizik kurallarını yıkmadığımız, ışık hızını geçemediğimiz sürece -warp teknolojisi ya da solucan deliği gibi- bu enerjiyi kullanmakta ve tüketmekte zorlanabiliriz.
Sınıf IV ise ihtimal dışı görülen bir sınıf. Bu sınıftaki medeniyetlerde, evrendeki tüm olası enerjileri depolayabilmek mümkün. Buna kara delikler de dahil. Böyle bir seviyeye ulaşabilmiş bir medeniyet her şeyi yapabilecek konuma gelmiştir. Hatta kara deliklerin olay ufkunda bile yaşayabilecek biçimde fizik kurallarını da yönetebilecektir.
Sınıf V. İşte bu sınıf tamamiyle "Tanrı" kavramı ile yarışabilecek düzeydedir. Olası tüm evrenlerdeki tüm zamanların tüm enerjilerini depolayabilmek, "Tanrı" kavramını bu medeniyette gerçek bile kılabilir. Ama böyle bir seviyeye erişmenin mümkünlüğü pek ihtimal dahilinde görünmüyor. En azından, bu seviyeye ulaşabilecek bir medeniyet için, evrenin yaşı henüz yeterli olmayabilir.
Kaynaklar:
Evrim Ağacı
Kozmik Anafor - Erhan Kılıç