Varoluşsal tehditlerin gölgesinde bir hayat tüketerek dünyada yaşayanları düşünmeliyiz...

Ve masumiyetini kimselere anlatamayanları...

*

Bu insanların sayılarının gittikçe artarak kalabalıklaştığı bir coğrafyaya dönüştüğümüzü de biliyor muyuz...

İslam coğrafyasında yaşayanların büyük çoğunluğu canının ve ekmeğinin derdine düşmüş iken azınlığı da çöllere, denizlere gökdelen dikmekle, lüks araç ve yatlarla israfın zirvelerinde gezinmekle meşgul.

Bu insanlara dünyayı sorarsanız “üç günlük” diyerek tarif eder ama binlerce yıl sürecekmiş gibi hesaplarını yapar...

Karıncaların biriktirme hastalığına yakalandıklarından beri kimsenin iki yakası bir araya gelmiyor.

*

Tepelerde bekleyenler aşağıdakilerin çektiği çileyi ve yalnızlığı, açlığı, yokluğu anlayamıyor...

Ve belki de anlamak istemiyor.

İslam coğrafyasındaki ülkelerin tüm verilerine baktığımız zaman eğitimde, sanayide, kültür ve sanatta, edebiyatta dünya sıralamasında yok gibiler.

Ama çöllere gökdelen oteller dikmeyi çok iyi biliyorlar.

Denizlerin ortasına kentler yapmayı da...

*

İnsan yetiştirmeye geldiğinde ise yok hükmündeler...

3.5 milyon Suriyeli içinde kaç kişinin bir meslek sahibi olduğunu bilmiyoruz ama kendi halkını bilgi ve para yokluğuna mahkûm eden zihniyeti iyi biliyoruz.

Saddam ve Kaddafi gibiler bunu yaşadı ama hâlâ İslam coğrafyasının kralları, prensleri ders almıyor...

*

Kaşıkçı cinayeti, milyonlarca Suriyelinin topraklarını terk etmesi, Irak’ın neredeyse üçe bölünmesi, Yemen’de, Sudan’da, Pakistan ve Afganistan’da yaşananlar bize göre İslam coğrafyasının kara bir deliğidir...

Ve kara bir lekesi...

Kraliyetin ve kurmaylarının karıştığı Kaşıkçı cinayetinin maddi karşılığını ABD’nin aldığını biliyoruz ama kimi kime şikâyet edeceğimizi bilmiyoruz...

Sıfır bilgiyle sıfır zekâlı büyük kalabalığın dünyanın başına nasıl bir büyük bela olacağını da...

*

2014 yılında BBC’ye konuşan Hawking demişti ki:

Yapay zekânın tam olarak gelişmesi insanlığın sonunu getirebilir!

Hawking dünyadaki yaşama dair en büyük tehditlerden birinin iklim değişikliğinden geleceğini söylüyor ve ABD’nin Paris Anlaşması’ndan çekilmesine dair endişelerini de şöyle açıklıyordu:

Geri döndürülemez noktaya çok yakınız.

Trump’ın bu eylemi Dünya’nın 250 derece sıcaklıkta ve asit yağmurlarının olduğu Venüs’e benzemesine giden yolu açabilir.

Eğer uzaylılar bizi ziyaret ederse Kristof Kolomb’un Amerika’ya ayak basması gibi olacaktır. Bu yerli Amerikalılar için hiç iyi olmayacak...

*

Karadeliklerin sayısının artmasıyla dünya büyük savaşların eşiklerinde geziniyor.

Bu karadelikleri sadece adalet kapatabilir ve merhamet...

Mehmet SOYSAL