- Konum
- Cennet Şelaleleri. ♡
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 4,143
-
- MFC Puanı
- 312
Kansızlık Nedir?
Kan, içerdiği hücreler ve maddelerle kalpten tüm organlara pompalanan ve organların oksijen ve besin maddesi ihtiyaçlarını karşılayan bir sıvıdır. Düzenli olarak aldığımız sıvı ve besin maddeleri kana geçerek organlara dağıtılır. Soluduğumuz havada bulunan oksijen akciğerlerden kana geçerek kalbe buradan da organlara ulaştırılır.
Kanda oksijen taşıyan hücrelere alyuvarlar adı verilir ve bu hücreler en iyi şekilde işleyebilmeleri için düzenli olarak üretilmelidirler. Yaşlanan hücreler dalak tarafından devre dışı bırakılır ve kemik iliğinde yeni hücreler üretilerek kana verilir.
Alyuvarların oksijen taşıyabilmeleri için hücrelerin içinde hemoglobin adı verilen proteine bağlı demir adı verilen bir madde bulunur. Esasen doğada bir metal olarak bulunan bu madde vücutta üretilemediğinden besinlerle alınması zorunlu bir maddedir.
Besinlerle alınan demir sindirim sisteminden kana geçtiğinde bazı taşıyıcılar tarafından alınır ve alyuvarların yapım yeri olan kemik iliğine götürülür. İhtiyaç fazlası ise çeşitli organlarda depolanır. Günlük ihtiyaç besinlerle karşılanamadığında bu depolardan faydalanılır.
Demir depoları sonsuz bir kaynak değildir. Günlük alım yetersiz olduğunda veya ihtiyaç fazla olduğunda depolar tükenir ve alyuvarların üretimi aksamaya başlar.
Üretim aksaması ilk başlarda vücudun alığı çeşitli önlemlerle giderilmeye çalışılır. Önlemler yetersiz kaldığında "kansızlık" yani demir eksikliğine bağlı olarak alyuvarların yetersiz üretilmesinden kaynaklanan durum vücutta çeşitli belirtiler vermeye başlar.
Demir Eksikliğine Bağlı Kansızlık Ne Gibi Belirtiler Verir?
Cildin sağlıklı rengini veren cilt altında bulunan kılcal damarlardır. Kansızlık durumunda cilt rengi kansızlığın şiddetiyle orantılı olarak soluklaşır.
Kan hacmi azaldığında kalp organlara yeterli kanı ulaştırabilmek için daha fazla devir yapmak zorundadır. Bu nedenle kansızlık durumunda nabız daha hızlı atar, kalbin bu aşırı çalışması arada sırada düzensiz atmasına yani çarpıntıların ortaya çıkmasına neden olabilir. Kalp bu aşırı aktivite esnasında "yorulmaktadır". Bu aşırı aktivite ileri durumlarda kalbin büyümesine ve çok ileri durumlarda yetersiz kalmasına neden olabilir.
Kalbin yaptığı daha fazla devir, akciğerlerin de gerektiğinden daha fazla çalışmasına neden olur. Bu nedenle kansızlık durumunda nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Her ne kadar kalp ve akciğerler dokunun ihtiyacını karşılamak için normalden fazla yorulsalar da vücudun oksijen ihtiyacı çok iyi bir şekilde karşılanamamaktadır. Bunun sonucu olarak kansızlığı olan kişilerde halsizlik, güçsüzlük gibi belirtilere sık rastlanır.
Vücut ısısının kontrolünde kanın işlevleri son derece önemlidir. Kanı az olan kişiler bu nedenle daha çok üşürler.
Yukarıdaki belirtilerin dışında demir eksikliği olan kişilerde görülebilen diğer belirtiler arasında en önemlileri ağız kenarında oluşan çatlaklar, tırnakların kolay kırılması sayılabilir. İleri derecede demir eksikliğinde toprak, buz, kireç, nişasta gibi maddeler yenebilmektedir.
Tanı Nasıl Konur?
Demir eksikliğine bağlı kansızlığın tanısı oldukça kolaydır. Yapılan bir kan sayımında hemoglobin ve hematokrit adı verilen değerlerin normalin altına inmiş olması ve alyuvarların ortalama büyüklüklerinin azalmış olduğunun gözlenmesi demir eksikliği anemisi tanısının konması için yeterlidir. Bazı durumlarda ve özellikle de kansız olması için bir nedeni olmayan kişilerde kansızlığın nedenini ve kaynağını araştırmak için daha ileri incelemelere başvurulması gerekebilir.
Tedavi
Kansızlık kalbin gereksiz yere çalışmasına ve dokuların oksijen ihtiyacının tam olarak karşılanamamasına neden olan bir durum olduğundan mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur.
Demir eksikliğine bağlı kansızlığın tedavisinde en temel amaç "akan musluğu durdurmaktır". Özellikle üreme çağındaki kadınlarda çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan aşırı adet kanamaları tedavi edildiğinde kansızlık da kısa zamanda düzelecektir. Adet kanamalarının azaltılmasına ek olarak boşalmış demir depolarının doldurulması amacıyla çoğu durumda ağızdan alınan tablet veya şuruplarda, bazı durumlarda enjeksiyon yoluyla yapılan demir takviyesi kansızlığın düzeltilmesini daha da hızlandırır.
Önleme
Ülkemizde üreme çağındaki kadınlarımızın önemli bir sağlık sorunu olan kansızlığın önlenmesinde gebelik döneminde artan demir ihtiyacını karşılamak için doktor tarafından önerilen demir ilaçlarının düzenli olarak kullanılması son derece önemlidir. İhtiyaç karşılanmadığında demir depoları hızla boşaldığından gebelikte kansızlığa bağlı sorun yaşanması olasılığının artması yanında doğum sonrasında kansızlık belirtileri ortaya çıkacak ve her yeni gebelikte durum kötüleşecektir.
Demir içeriği yüksek olan maddelerin düzenli olarak alınması (koyu yapraklı sebzeler) etkili olan diğer bir yoldur.
Çay, demir emilimnini engelleyen maddeler içerir. Bu nedenle yemek sonrası çay içme ve genel olarak çok çay içme alışkanlığının terk edilmesi önemlidir.
Kan, içerdiği hücreler ve maddelerle kalpten tüm organlara pompalanan ve organların oksijen ve besin maddesi ihtiyaçlarını karşılayan bir sıvıdır. Düzenli olarak aldığımız sıvı ve besin maddeleri kana geçerek organlara dağıtılır. Soluduğumuz havada bulunan oksijen akciğerlerden kana geçerek kalbe buradan da organlara ulaştırılır.
Kanda oksijen taşıyan hücrelere alyuvarlar adı verilir ve bu hücreler en iyi şekilde işleyebilmeleri için düzenli olarak üretilmelidirler. Yaşlanan hücreler dalak tarafından devre dışı bırakılır ve kemik iliğinde yeni hücreler üretilerek kana verilir.
Alyuvarların oksijen taşıyabilmeleri için hücrelerin içinde hemoglobin adı verilen proteine bağlı demir adı verilen bir madde bulunur. Esasen doğada bir metal olarak bulunan bu madde vücutta üretilemediğinden besinlerle alınması zorunlu bir maddedir.
Besinlerle alınan demir sindirim sisteminden kana geçtiğinde bazı taşıyıcılar tarafından alınır ve alyuvarların yapım yeri olan kemik iliğine götürülür. İhtiyaç fazlası ise çeşitli organlarda depolanır. Günlük ihtiyaç besinlerle karşılanamadığında bu depolardan faydalanılır.
Demir depoları sonsuz bir kaynak değildir. Günlük alım yetersiz olduğunda veya ihtiyaç fazla olduğunda depolar tükenir ve alyuvarların üretimi aksamaya başlar.
Üretim aksaması ilk başlarda vücudun alığı çeşitli önlemlerle giderilmeye çalışılır. Önlemler yetersiz kaldığında "kansızlık" yani demir eksikliğine bağlı olarak alyuvarların yetersiz üretilmesinden kaynaklanan durum vücutta çeşitli belirtiler vermeye başlar.
Demir Eksikliğine Bağlı Kansızlık Ne Gibi Belirtiler Verir?
Cildin sağlıklı rengini veren cilt altında bulunan kılcal damarlardır. Kansızlık durumunda cilt rengi kansızlığın şiddetiyle orantılı olarak soluklaşır.
Kan hacmi azaldığında kalp organlara yeterli kanı ulaştırabilmek için daha fazla devir yapmak zorundadır. Bu nedenle kansızlık durumunda nabız daha hızlı atar, kalbin bu aşırı çalışması arada sırada düzensiz atmasına yani çarpıntıların ortaya çıkmasına neden olabilir. Kalp bu aşırı aktivite esnasında "yorulmaktadır". Bu aşırı aktivite ileri durumlarda kalbin büyümesine ve çok ileri durumlarda yetersiz kalmasına neden olabilir.
Kalbin yaptığı daha fazla devir, akciğerlerin de gerektiğinden daha fazla çalışmasına neden olur. Bu nedenle kansızlık durumunda nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Her ne kadar kalp ve akciğerler dokunun ihtiyacını karşılamak için normalden fazla yorulsalar da vücudun oksijen ihtiyacı çok iyi bir şekilde karşılanamamaktadır. Bunun sonucu olarak kansızlığı olan kişilerde halsizlik, güçsüzlük gibi belirtilere sık rastlanır.
Vücut ısısının kontrolünde kanın işlevleri son derece önemlidir. Kanı az olan kişiler bu nedenle daha çok üşürler.
Yukarıdaki belirtilerin dışında demir eksikliği olan kişilerde görülebilen diğer belirtiler arasında en önemlileri ağız kenarında oluşan çatlaklar, tırnakların kolay kırılması sayılabilir. İleri derecede demir eksikliğinde toprak, buz, kireç, nişasta gibi maddeler yenebilmektedir.
Tanı Nasıl Konur?
Demir eksikliğine bağlı kansızlığın tanısı oldukça kolaydır. Yapılan bir kan sayımında hemoglobin ve hematokrit adı verilen değerlerin normalin altına inmiş olması ve alyuvarların ortalama büyüklüklerinin azalmış olduğunun gözlenmesi demir eksikliği anemisi tanısının konması için yeterlidir. Bazı durumlarda ve özellikle de kansız olması için bir nedeni olmayan kişilerde kansızlığın nedenini ve kaynağını araştırmak için daha ileri incelemelere başvurulması gerekebilir.
Tedavi
Kansızlık kalbin gereksiz yere çalışmasına ve dokuların oksijen ihtiyacının tam olarak karşılanamamasına neden olan bir durum olduğundan mutlaka tedavi edilmesi gereken bir durumdur.
Demir eksikliğine bağlı kansızlığın tedavisinde en temel amaç "akan musluğu durdurmaktır". Özellikle üreme çağındaki kadınlarda çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan aşırı adet kanamaları tedavi edildiğinde kansızlık da kısa zamanda düzelecektir. Adet kanamalarının azaltılmasına ek olarak boşalmış demir depolarının doldurulması amacıyla çoğu durumda ağızdan alınan tablet veya şuruplarda, bazı durumlarda enjeksiyon yoluyla yapılan demir takviyesi kansızlığın düzeltilmesini daha da hızlandırır.
Önleme
Ülkemizde üreme çağındaki kadınlarımızın önemli bir sağlık sorunu olan kansızlığın önlenmesinde gebelik döneminde artan demir ihtiyacını karşılamak için doktor tarafından önerilen demir ilaçlarının düzenli olarak kullanılması son derece önemlidir. İhtiyaç karşılanmadığında demir depoları hızla boşaldığından gebelikte kansızlığa bağlı sorun yaşanması olasılığının artması yanında doğum sonrasında kansızlık belirtileri ortaya çıkacak ve her yeni gebelikte durum kötüleşecektir.
Demir içeriği yüksek olan maddelerin düzenli olarak alınması (koyu yapraklı sebzeler) etkili olan diğer bir yoldur.
Çay, demir emilimnini engelleyen maddeler içerir. Bu nedenle yemek sonrası çay içme ve genel olarak çok çay içme alışkanlığının terk edilmesi önemlidir.