- Konum
- Cennet Şelaleleri. ♡
-
- Üyelik Tarihi
- 20 Ara 2012
-
- Mesajlar
- 4,143
-
- MFC Puanı
- 312
Kanserli hastalarda stres, endişe ve depresyon gibi psikolojik bozukluklarının bağışıklık sistemini olumsuz etkilediği bir çok çalışmada gösterilmiştir. Kanserden sonra ortaya çıkan depresyonun temelindeki kaygı düzeyini etkileyen faktörleri üç ana grupta düşünebiliriz:
1. Kanserin tipi, evresi, seyri, ağrı, bulantı gibi yan etkileri.
2. Psikolojik faktörler: Daha önceki uyum, baş etme yetenekleri, gelişimsel olgunluk düzeyi, hayattaki amaçları ve beklentilerini geliştirme potansiyeli.
3. Sosyal faktörler: Aileden, çevreden arkadaşlarından, tıbbî ekipten duygusal, psikososyal destek görebilme derecesi.
Kanserin tedavisinde hastanın psikolojik durumunun iyileştirilmesi de çok önemlidir. Tedavide ilaçlardan olduğu kadar psikoterapi şekillerinden, gevşeme tekniklerinden ve hipnozdan da yararlanılır. Bütün bunlarla beraber hasta yakınlarının hastaya gösterdiği koşulsuz sevgi, hastanın yerine kendini koyma (empati), hastanın hastalık derecesine göre kendini bırakmasının önlenmesi, hayata sarılmasının bir amacının olmasının, kendisini geliştirme imkanlarının sağlanıp teşvik edilmesi, başkalarına en az derecede ihtiyaç duyacak şekilde hayat şartlarının kolaylaştırılması, bununla beraber hastanın yalnız bırakılmayıp ona zaman ayrılması ve sorumluluklarının paylaşılması, hastalığın iyileşmesini olduğu kadar psikolojik sorunlarla baş etmesini de kolaylaştırmaktadır.
Hocam eşim kanser tedavisi görüyor, ona nasıl davranmalıyım?
Her çift farklı olduğu için hastalık çiftler üzerinde farklı etkiler yapıyor. Evliliklerinin temelinde sorunlar ve duygusal uzaklaşma olan eşler arasında hastalık ortaya çıktığında problemler daha da artmakta ayrılmalara kadar gitmektedir.
Bazı çiftler ise birbirine eskisinden daha çok yakınlaşıyor bu durum aile bağlarının daha da güçlenmesine katkıda bulunuyor. Başka bir grupta ise eşlerden biri yakınlaşmak isterken hasta olan yaşama küskünlüğü nedeniyle iletişimi kabul etmiyor. İlişkide problemler çıkmaya başlıyor. Bu durumda kendini çaresiz hisseden sağlıklı eş de depresyona giriyor.
Tedavi nedeniyle hastaların dış görünüşlerinde değişiklikler, saç dökülmesi, cinselliğin kaybı gibi durumlar ortaya çıkabilir. Eşler tüm bu yeni durumlara adapte olmaya çalışmakta olduğundan çıkabilecek sıkıntıları son derece normal karşılamalı, duygularını birbirleri ile paylaşmalı ve karşılıklı destek konusuna özen gösterilmelidirler. Gerektiğinde psikriyatrist veya evlilik terapistinden destek alınmalıdırlar.
1. Kanserin tipi, evresi, seyri, ağrı, bulantı gibi yan etkileri.
2. Psikolojik faktörler: Daha önceki uyum, baş etme yetenekleri, gelişimsel olgunluk düzeyi, hayattaki amaçları ve beklentilerini geliştirme potansiyeli.
3. Sosyal faktörler: Aileden, çevreden arkadaşlarından, tıbbî ekipten duygusal, psikososyal destek görebilme derecesi.
Kanserin tedavisinde hastanın psikolojik durumunun iyileştirilmesi de çok önemlidir. Tedavide ilaçlardan olduğu kadar psikoterapi şekillerinden, gevşeme tekniklerinden ve hipnozdan da yararlanılır. Bütün bunlarla beraber hasta yakınlarının hastaya gösterdiği koşulsuz sevgi, hastanın yerine kendini koyma (empati), hastanın hastalık derecesine göre kendini bırakmasının önlenmesi, hayata sarılmasının bir amacının olmasının, kendisini geliştirme imkanlarının sağlanıp teşvik edilmesi, başkalarına en az derecede ihtiyaç duyacak şekilde hayat şartlarının kolaylaştırılması, bununla beraber hastanın yalnız bırakılmayıp ona zaman ayrılması ve sorumluluklarının paylaşılması, hastalığın iyileşmesini olduğu kadar psikolojik sorunlarla baş etmesini de kolaylaştırmaktadır.
Hocam eşim kanser tedavisi görüyor, ona nasıl davranmalıyım?
Her çift farklı olduğu için hastalık çiftler üzerinde farklı etkiler yapıyor. Evliliklerinin temelinde sorunlar ve duygusal uzaklaşma olan eşler arasında hastalık ortaya çıktığında problemler daha da artmakta ayrılmalara kadar gitmektedir.
Bazı çiftler ise birbirine eskisinden daha çok yakınlaşıyor bu durum aile bağlarının daha da güçlenmesine katkıda bulunuyor. Başka bir grupta ise eşlerden biri yakınlaşmak isterken hasta olan yaşama küskünlüğü nedeniyle iletişimi kabul etmiyor. İlişkide problemler çıkmaya başlıyor. Bu durumda kendini çaresiz hisseden sağlıklı eş de depresyona giriyor.
Tedavi nedeniyle hastaların dış görünüşlerinde değişiklikler, saç dökülmesi, cinselliğin kaybı gibi durumlar ortaya çıkabilir. Eşler tüm bu yeni durumlara adapte olmaya çalışmakta olduğundan çıkabilecek sıkıntıları son derece normal karşılamalı, duygularını birbirleri ile paylaşmalı ve karşılıklı destek konusuna özen gösterilmelidirler. Gerektiğinde psikriyatrist veya evlilik terapistinden destek alınmalıdırlar.