• Web sitemizin içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için Web sitemize kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Web sitemize üye olmak tamamen ücretsizdir.
  • Sohbetokey.com ile canlı okey oynamaya ne dersin? Hem sohbet et, hem mobil okey oyna!
  • Soru mu? Sorun mu? ''Bir Sorum Var?'' sistemimiz aktiftir. Paylaşın beraber çözüm üretelim.

Kanlı Kontes-Elizabeth Bathory

Winter

Forum Yöneticisi
Üyelik Tarihi
20 Haz 2022
Konular
176
Mesajlar
4,427
MFC Puanı
41,820
Size çok özel bir hikayem var.. Ben yazarken çok etkilendim dilerim sizler de okurken aynı hisleri yaşarsınız..

KANLI KONTES
Elizabeth Bathory

Bana gelin bulutlar, seni şeytani bir fırtına gibi havalandırır. Sanki onları yarmak için doğmuşun gibi. Bırakalım gecenin örtüsü tanık olanı götürsün ve direneni yok etsin. Böylece bana zarar veremesinler. Bırakın bir çoklarının kanı ile temizleneyim. Sonsuz güzelliğim korunsun, sana dua ediyorum.

Bathory ailesi bir zamanların en güçlü krallıklarından biri olan Macaristan krallığının soylu, asil ve en zengin ailelerinden biriydi. Bu ailenin şüphesiz en ünlü ismi sıra dışı hikayesi ile halen korku dolu efsanelere konu olmuş Elizabeth Bathory’ dir. Yaz mevsiminin son demlerinde 7 Ağustos 1560 senesinde Ecset şatosunda dünyaya gelen Elizabeth ismini sonsuza dek kanlı bir imza olarak bırakmıştır tarihte.

Tam olarak nedeni bilinmese de Elizabeth bu şatoda amcası gözetiminde büyümüştür. Lakin aile üyelerinin sıra dışı bir yaşamı paylaştıkları bu şato bir çocuğun yetişmesi için pekte uygun bir yer değildir. Bathory’nin amcası ve yengesi son derece farklı eğlence anlayışı olan kişilerdir. Elizabeth henüz küçük bir çocukken sırf eğlence uğruna bir atı ortadan ikiye bölerek içini boşaltmışlar ve zavallı bir esiri içine sokup dikmişlerdir. Bunu an be an küçük kıza izletmişlerdir.

Elizabeth’e bakıcı olarak tuttukları dadı ise karanlık geçmişi olan, kara büyüye ilgi duyan tuhaf ve karmaşık bir kadındır. Söylentilere göre gece yarıları şatonun yakınında ki ormanda ayinler yapan dadı pek çoğunda yanında küçük Elizabeth’i de götürmekteydi.

Amcası tanrıyı red eden lakin şeytana inanan ve simya ya ilgi duyan bir asildi. Oldukça korkulan bir aile olan Bathory’lerin bir diğer ferdi olan halası ise lezbiyen olduğunu saklamayan ve yine tıpkı dadısı gibi büyü ile ilgilenen sapkın bir kadındı. Elizabeth ile aynı kaderi paylaşan bir diğer kişi ise öz kardeşi olan lakin Macar topraklarında cinsel saplantıları ile ünlenmiş ağabeyi idi.

Hal böyle olunca Elizabeth son derece kötü bir çocukluk dönemi geçirdi. 11 yaşında halen küçük bir kız çocuğu iken kendisinden 5 yaş büyük olan Frenc Nadasdy ile yine Nadasdyin annesinin isteği ilen nişan yaptılar. O zamanlar soylu aileler arasında bu oldukça normal bir şeydi.

Lakin nişanlılığı sırasında Elizabeth şatoda çalışan bir hizmetliden hamile kaldı. Bunu duyan Frenc nişanlısının aşığını bir düzüne saldırgan köpeğin içine attırmış ardından hadım ettirerek intikamını almıştır. Kısa bir süre sonra bir başkasından hamile kalan ve çocuğu doğuran Elizabeth’in bebeği yine gizlenmiş ve aile ile ilişkisi kesilmiştir.

Bunlar Elizabeth in ne ilk ne de son ihanetleridir lakin ailelerin isimleri hep kişilerden üstün ve önde olduğundan 1575 yılında 4500 kişinin katıldığı görkemli bir düğünle evlenen genç çift olara hediye edilen Csejte şatosuna yerleşti.


Genç French ve Elizabeth in ilk 10 yıl içinde hiç çocukları olmadı. Elizabeth 3. Çocuğu Anna’yı 1585 te dünyaya getirdiğinde 25 yaşındaydı. 4.kızı Katalin’ den sonra çiftin tek erkek evlatları olan Paul 1598 yılında yine bu şatoda dünyaya geldi. Huyundan mıdır suyundan mı bilinmez Kontes kocasını tıpkı kendine benzetmeyi başardı. Uzun süre savaş kamplarında ellerine geçirdikleri Türkleri hunharca katleden bir orduda üst düzey görev alan Nadady’ın en büyük zevki savaş esirlerini kazığa oturtmaktı.

Kara Şövalye, Ölümün yüzü gibi lakaplarla tanınan Kont eşi kadar eğitimli biri değildi. Ülkesi adına pek çok hizmet veren Ferenc diplomatik yazışmaları eşine yaptırıyordu. Elizabeth o dönem için son derece iyi eğitim almış genç bir kadındı.

Latince, Almanca ve Yunancaya son derece hakim olan Kontes sadece yazmakta değil konuşmakta da son derece başarılıydı. Kocası uzun süre savaş meydanlarında atalarımızı parçalamaya zaman ayırdığından Kontes topraklarındakilerin huzuru ve refahı için diplomatik kararlar alıyor ve Kralla arasını iyi tutuyordu. Hatta ilerde öyle bir dönem geldi ki koskoca krallığın Kontese borcu ödenmeyecek kadar kabarmıştı. Kocasının yokluğu her ne kadar sıkıcı olsa da zamanla Elizabeth kendi karanlık geçmişinden yola çıkarak kendine eğlenceler yaratmaya başladı.

Lakin en büyük sıkıntısı yılların hızla geçerken bedeninde ve yüzünde bıraktığı izlerdi. Ne kadar zengin olursa olsun Kontes her sabah biraz daha belirginleşen ve derinleşen yaşlılık çizgilerinden bir türlü kurtulamıyordu. Protestan olarak yetiştirilen Bathory nin karabüyüye inancı bir tanrıya duyduğundan daha fazlaydı.

Kontes olduğunuz topraklarda her daim hizmetçi ve görevlilerinizle yaşarsınız. Saçınızı taramak için bile bir görevlinizin bulunması o dönem için çok sıradandı.

Elizabeth bir akşam uzun koyu kestane saçlarını açmış genç hizmetçisine taratıyordu. Kızın ani bir dalgınlığı kontesin bir iki tel saçını biraz hızlı çekmesine sebep olunca Bathory kızın suratına öyle bir tokat atar ki çarpma etkisi ile kızın burnundan bir damla kan Kontesin eline damlar. Ilık kan damlası’nın tenine değdiğini hissedince bir anlığına duran Bathory yeniden yaşam bulduğuna inanır. Hemen uşağını çağıran kontes kızın öldürülmesini ve kanının bir küvete doldurulmasını emreder. Banyo hazırlandığında henüz ılık olan kanla dolu küvete girerek banyo yapan kontes gençleştiğine o kadar çok inanmıştır ki hayatı boyunca hiç uyumadığı kadar huzurlu bir uyku uyumuştur.

İşte tarihe adını Kanlı Kontes olarak yazdıran Elizabeth’in korkunç cinayetleri o günden sonra başlar.

Daha önce şatonun mahzenlerini ufak tefek cezalandırmalar ve işkenceler için kullanıyordur kontes. Mesela sırf hırsızlık ettiğinden şüphelendiği için ateşte kızdırdığı bir para ile avucuna damga yaptığı bir hizmetçisi olduğu gibi, çok konuşmasından rahatsız olduğu için ağzını canlı canlı diktiği bir başkası da vardır. Ancak kanın kendisini taze tuttuğuna karar verdikten sonra işler hepten çığırından çıkmıştır.

Kontun 1604 yılında ölümünün ardından tüm kontrolü eline geçiren Bathory çok daha cesur ve rahatlamıştır. Hüküm sürdüğü topraklarda genç kızlar için görgü dersleri vermeye başladığı ile ilgili haberler yayar. Kimsesiz kız çocuklarına da yaşamak ve çalışmak için imkanlar oluşturduğunu söyleyen Kontesin şatosu dolup dolup taşar.

Karpak kayalıklarının üzerinde dönemin aristokrasisini taşıyan güzel bir şatoda yaşamak masal gibi geliyordu henüz bekaretlerini kaybetmeyen genç kızlara.

Masumiyetleri kontesin asıl amacını gölgeliyordu. Edindiği bir günlüğe öldürdüğü kızların ismini yazan Elizabeth için onlar sadece birer isimden ibaretti. Değersiz bedenlerinde onun için hayat ve güzellik iksiri olan kanı taşıyorlardı hepsi bu. Yıllar geçtikçe Elizabeth işçi ve asil soydan gelmeyen kızların kanlarını tatmin edici bulmamaya başladı bunun üzerine gözünü asil ailelerin henüz evlenmemiş bakire kızlarına çeviren Kontes yakalandığında defterinde 650 genç kızın ismi yazıyordu.

Elizabeth’in zindanlarından taşan cesetler ve dedikodular büyüdükçe kaçınılmaz sonda yaklaşmış oldu. Bulunan cesetlerde cinsel taciz burgularına rastlanıldı. Isırılan bedenler darp edilmiş derin kesikler almıştı. Tırnak altlarına iğneler batırılmak sureti ile oldukça acılı ve kötü zamanlar geçiren maktüller bu şekilde kontesin hasta ruhunu, damarlarındaki son damla kana kadar sağılarak ta bedenini doyuma ulaştırmışlardır.

Elizabeth ölesiye dövülen, yakılan, parçalanan cesetleri saklamaya fazla özen göstermemiştir. Kendine güveni sonsuz olan Kontes asil ailelerin kızlarını gönül rahatlığı ile kaçırarak katlediyor ancak gram korkmuyordu.

Lakin artık halk rahat durmuyor Kontes ve şatosu ile ilgili hikayeler ta saraya kadar iletiliyordu. Sonunda Baskılara dayanamayan Kral söylentileri araştırması için György Thurzo yu görevlendirir. Şatoya gelen Thurzo kısa sürede kontesin işkence odalarını ve mahzenindeki cesetleri bulur ve yaklaşık 300 kişiyi, dinledikten sonra Kontesi suçlu ilan eder.

Kralın Bathory ailesine oldukça yüklü bir borcu olduğundan burada görüşler 2 ye ayrılıyordu. Tüm bunlar kralın haksız bir kazanç ve borçlardan kurtulmak için yarattığı bir efsanenin sonucumuydu?

Kralın bunları uydurtmuş olma olasılığını Bathory nin hasta bir seri katil olma olasılığından daha mantıklı bulanlar olsa da bu Kontesi kurtarmaya yetmedi. Ona yardım eden uşak, ve hizmetkarları idam edildi. Elizabeth Bathory ise bir daha çıkarılmamak üzere şatosunun kulesine hapsedildi. Sadece yiyecek verilen küçük bir kapak bulunan odada yaklaşık 4 sene yaşayan Kontes 21 Ağustos 1614 sabahı odasına şüphe edilerek girilmesi sonucu ölü bulunduğunda henüz 54 yaşındaydı.

Şatosunun yakınına gömülen Elizabeth köylülerin şikayetleri üzerine aile mezarlığına defin edilmiştir.
İsmine şarkılar yapılan kontesin hayatı sinema dünyasını da cezp etti öyle ki Kontes Bathory ve ölüm oyunu gibi filmlere direk konu olurken pek çok yapımda da onun hayatı ve işkencelerinden izler taşıdı. Ölüm oyunu filminde girişte vermiş olduğum dua kontesin şeytana yaptığı bir yakarış olarak yer almıştır.

Bramstoker’s Dracula da bahsedilen draculanın aslında Bathory olduğunun düşünüldüğünü bununda bu cani kadını bir ruh hastasından çıkarıp vampirlerin kraliçesi yaptığını biliyor muydunuz?

Öyle veya böyle Elizabeth Bathory halen şatosunun olduğu topraklarda bir korku efsanesi olmaya devam ediyor. Yaşlılar torunlarına kontesin aynalara olan nefretini, korku salan kara gözlerini, bitmek bilmeyen açlığını anlatıyor ve onları korumak için ölümsüz kötülüğün yabangülü nün dalını geçemediğini fısıldıyorlar.

IMG_2321.jpeg
 

_bigguy_

Süper Moderatör
İçerik Üreticisi
Üyelik Tarihi
9 Eyl 2022
Konular
22
Mesajlar
4,498
MFC Puanı
41,640
Paylaşım için teşekkürler emeğine sağlık 👍
 

Pamira

Moderatör
İçerik Üreticisi
Üyelik Tarihi
22 May 2019
Konular
2,801
Mesajlar
9,706
MFC Puanı
60,560
Çok etkileyici gerçekten
 

Sindy

Süper Moderatör
Üyelik Tarihi
3 Ocak 2010
Konular
1,472
Mesajlar
12,076
MFC Puanı
116,740
Emeğine sağlık cnmm 🌹
 
Üyelik Tarihi
25 Kas 2022
Konular
0
Mesajlar
135
MFC Puanı
430
Uzun yazıları okumam. Ama bunu okudum. Heyecanlı bir yazı olmuş. Eline sağlık.
 
Üst