Hamza Kılıç: Salikin ALLAH ismini ya da ALLAHın isimlerinden birini içinden tekrar etmesidir. Bu tıpkı dudaklarınızı ve dilinizi hareket ettirmeden kitap okumaya benzer. Her yerde, her zamanda, çarşıda, pazarda, yürürken ya da çalışırken bu tip zikir yapılabilir.
Kalbi zikir, tefekkür/derin düşünme ile de yapılabilir. Bir güzellik seyrederken veya herhangi bir olay karşısında ALLAHı düşünmek, ALLAHın gücünü, kuvvet ve kudretini, hikmetini, ayetlerini seyretmek de kalbi zikir sayılır. Bu durumda salik, sesli ya da sessiz zikretmese de olur.
Üçüncüsü ise zikrin kalbe inmesi olarak vasıflandırılır. Bu zikir, sesli ya da sessiz zikrin devamlı yapılmasının bir sonucudur. Ve salik sesli ya da sessiz zikretmese bile, kendisi bunun farkında olmadan kalbi zikre devam eder.
Sesli ve sessiz zikirlerde salik şuurlu olarak zikreder. Ama zikir kalbe inince şuur, bizim anladığımız manada ortadan kalkar, bizlerin anlamadığı idrak edemediği bir şuurla kalp zikrine devam eder. Bu, bir nevi salikin, kainatın zikrine iştirak etmesidir.
İşine dalıp gitmişken veya başka işlerle meşgulken kalbi zikreder. Ve salik, bir an kalbi ile zikrettiğini hissedip, duyar. İşte bu, zikrin kalbe inmesidir. Bu tip zikre sırri zikirde denir.
Zikrin kalbe inmesinin diğer bir tanımı, sahibinin ahlakının güzelleşmesidir. (Hamza Kılıç, ALLAHı Tanımanın Yolu, 92)
Kalbi zikir, tefekkür/derin düşünme ile de yapılabilir. Bir güzellik seyrederken veya herhangi bir olay karşısında ALLAHı düşünmek, ALLAHın gücünü, kuvvet ve kudretini, hikmetini, ayetlerini seyretmek de kalbi zikir sayılır. Bu durumda salik, sesli ya da sessiz zikretmese de olur.
Üçüncüsü ise zikrin kalbe inmesi olarak vasıflandırılır. Bu zikir, sesli ya da sessiz zikrin devamlı yapılmasının bir sonucudur. Ve salik sesli ya da sessiz zikretmese bile, kendisi bunun farkında olmadan kalbi zikre devam eder.
Sesli ve sessiz zikirlerde salik şuurlu olarak zikreder. Ama zikir kalbe inince şuur, bizim anladığımız manada ortadan kalkar, bizlerin anlamadığı idrak edemediği bir şuurla kalp zikrine devam eder. Bu, bir nevi salikin, kainatın zikrine iştirak etmesidir.
İşine dalıp gitmişken veya başka işlerle meşgulken kalbi zikreder. Ve salik, bir an kalbi ile zikrettiğini hissedip, duyar. İşte bu, zikrin kalbe inmesidir. Bu tip zikre sırri zikirde denir.
Zikrin kalbe inmesinin diğer bir tanımı, sahibinin ahlakının güzelleşmesidir. (Hamza Kılıç, ALLAHı Tanımanın Yolu, 92)