Kadınların Cuma Namazı
Beş vakit namazdan farklı olarak mutlaka cemaatle kılınması gerekli olan Cuma namazı Yüce Rabbimizin erkek-kadın ayırımı yapmaksızın Kuranın Cuma sûresinin 9. âyetiyle emrettiği bir namazdır. Allahın Resûlü Hz. Muhammed de ayırım yapmamış, Cuma namazı erkekler gibi kadınlara da meşrulaştırılmıştır. Ancak meşrû mazeretler sebebiyle erkeklere olduğu gibi kadınlara da Cuma namazlarına katılmama ruhsatı verilmiştir.
Cuma namazının kadınlar için görev olmaktan çıkarıldığına ilişkin bir tek sahih hadis yoktur. Örneğin 5474 hadis rivayet eden Ebû Hüreyreden, 2630 hadis rivayet eden Abdullah b. Amrdan, 2286 hadis rivayet eden Enes b. Malikten ve sürekli olarak Peygamberimizle birlikte olan ve ondan 2210hadis rivayet eden annemiz Hz. Âişeden ve diğer bilinen kadın sahabilerden kadınlardan Cuma namazının düşürüldüğüne dair bir tek hadis gelmemiştir. Hadislerin Hanefî Mezhebi müctehitlerinin istidlal ettiği Çocuk, esir/köle, kadın ve hasta dışında Allaha ve Âhiret Gününe inanan kişiye Cuma günü Cuma Namazı farzdır hadisi dâhil bütünü delil getirilemeyecek türde zayıf hadislerdir.
Bu konudaki hadislerin hadis tekniği bakımından en kuvvetlisi olan Ebû Davûdun Tarık b. Şihabdan rivayet ettiğiCuma namazı esir, kadın, çocuk ve hasta dışındaki bütün ergin müminlere farzdır. anlamındaki hadistir. Tarık b. Şi hab, Hz. Peygamberi görmüş fakat ondan hadis rivayet etmediği için bu hadis delil olarak getirilemeyecek türden zayıf (Mürsel) bir hadistir.1
Cuma namazlarına katılımlarının görev olmaktan çıkarıldığına ilişkin sözlü bir Sünnet olmamakla birlikte mazeretlerini takdir yetkisiyle donatılarak katılımda özgür bırakıldıkları da bir gerçektir. Böyle olması da gerekirdi. Zira namazdan yasaklı oldukları özel halleri, ayrıca hamilelik ve çocukluluk gibi katılımlarını engelleyici durumları onları mazur kılmaktadır.
Aşağıda sunulacak rivayetler kadınların Hz. Peygamberle birlikte Cuma Namazlarını kıldıklarını kanıtlamaktadır:
a- Kadınlar Hz. Peygamberle birlikte Cuma namazlarını kılarlardı. Ne var ki hoş kokular sürünerek namaza gelmemeleri konusunda uyarılırlardı.2
b- Allahın Resûlü, kadınları da muhatab alarak şöyle buyurmuştur:
Erkekler ve kadınlardan cumaya gelecekler yıkansınlar. Gelemeyecek erkekler ve kadınların yıkanmaları gerekmez.3
c- Bir ticaret ve eğlence gördüklerinde seni ayakta bırakarak ona koşarlar anlamındaki Cuma sûresinin 11. âyetinde işaret edilen olayda, Hz. Peygamber minberde hutbe okurken ticaret kervanının geldiğini duyan bazı sahâbiler, cumayı terkederler. İ. Abbasın rivayetine göre geride 13 erkek 7 kadın kalır.4
Bu rivayet Hz. Peygamber döneminde kadınların Cuma namazı kıldıklarını gösterir.
d- Harise kızı Ümmü Hişam şöyle anlatıyor:
Ben, Kaf sûresini Cuma namazlarında Hz. Peygamberin dilinden öğrendim. Çünkü O, her Cuma günü minberde Kaf sûresini okurdu.5
Aşağıda sunulacak olay da halifeler döneminde kadınların Cumaya katıldıklarını göstermektedir.
e- Bir Cuma Hutbesinde Halife-i Müslimin Hz. Ömer kadınlara fazlaca mehir verildiğinden şikâyetle mehrin sınırlandırılmasını ister. Bunun üzerine bir kadın ayağa kalkar ve onu şiddetle eleştirir ve ona Nisa sûresinin 20. âyetini oku yarak yüklerle mehir vermiş olsanız bile diyen Kurâna aykırı hareket ettiğini ve mehrin sınırlandırılamayacağını söyler.
Anılan âyeti dinleyen Ömer İnsanlar Ömerden bilgili diyerek dileyenin istediği gibi davranabileceğini bildirir.6
Beraberce kılınmaları sünnet-i müekkede olan vakit namazlarına muntazaman katılmaya çalışan kadın sahâbiler, hiç şüphesiz cemaatle kılınması farz olan Cuma namazlarına da iştirak etmişlerdir.
Hz. Peygamber ve sahâbîler döneminde onların vakit namazlarından ve de Cuma namazlarından şu veya bu gerekçeyle engellendiklerine dair hiçbir rivayet de gelmemiştir.
Cuma namazını kılan kadınların o günün öğle namazını kılmaları gerekmeyeceği şeklindeki bütün fıkıh mezheplerimiz tarafından da doğrulanan görüş de zannedilenin aksine kadınlardan Cuma namazının düşmediğini gösterir. Zira düşmüş olsaydı kadınlar için Cuma namazı nafile, öğle namazı da farz olurdu. Nafile olan Cuma namazını kılmakla farz olan öğle namazı yerine getirilmiş olamazdı.
Yapılan açıklamalar ışığında kadınların Cuma namazı cemaatlerine katılımlarıyla alakalı olarak Kurân ve Sünnetin rûhuna uygun olarak söylenebilecek söz Cuma namazına katılmaları gereğidir. Asıl olan katılmalarıdır. Ancak yolculuk ve hastalık gibi erkeklerle müşterek olan katılımı engelleyici mazeretler yanı sıra onların ay hali gibi kendilerine özgü dinî, tıbbî ve çocuk ve hasta eşin bakımı gibi örfî mazeretleri onlar için yalnızca katılmama ruhsatı oluşturabilir.
Ali Rıza Demircan, Hac ve Umre Yüceliğe Çağrıdır, Beyan Yayınları, İstanbul, 2008, s: 343-345.
1. Ebû Davud, Salât, 215; Mecmeuz-Zevâid, 2/170, Bedaius-Sanai, 1/258, Nasbur-Raye, 2/199. Mürsel hadis zayıftır, reddedilir. [↩]
2. Ebû Şeybe, Musannef, Hn. 5157. [↩]
3. Beyhaki Cuma 3/188. [↩]
4. Mevdudi, Tefhimül-Kuran, Cuma 9. [↩]
5. Müslim, Cuma, Kırâetil-Kurân. [↩]
6. İbn Kesir, Nisa, 20. [↩]
Beş vakit namazdan farklı olarak mutlaka cemaatle kılınması gerekli olan Cuma namazı Yüce Rabbimizin erkek-kadın ayırımı yapmaksızın Kuranın Cuma sûresinin 9. âyetiyle emrettiği bir namazdır. Allahın Resûlü Hz. Muhammed de ayırım yapmamış, Cuma namazı erkekler gibi kadınlara da meşrulaştırılmıştır. Ancak meşrû mazeretler sebebiyle erkeklere olduğu gibi kadınlara da Cuma namazlarına katılmama ruhsatı verilmiştir.
Cuma namazının kadınlar için görev olmaktan çıkarıldığına ilişkin bir tek sahih hadis yoktur. Örneğin 5474 hadis rivayet eden Ebû Hüreyreden, 2630 hadis rivayet eden Abdullah b. Amrdan, 2286 hadis rivayet eden Enes b. Malikten ve sürekli olarak Peygamberimizle birlikte olan ve ondan 2210hadis rivayet eden annemiz Hz. Âişeden ve diğer bilinen kadın sahabilerden kadınlardan Cuma namazının düşürüldüğüne dair bir tek hadis gelmemiştir. Hadislerin Hanefî Mezhebi müctehitlerinin istidlal ettiği Çocuk, esir/köle, kadın ve hasta dışında Allaha ve Âhiret Gününe inanan kişiye Cuma günü Cuma Namazı farzdır hadisi dâhil bütünü delil getirilemeyecek türde zayıf hadislerdir.
Bu konudaki hadislerin hadis tekniği bakımından en kuvvetlisi olan Ebû Davûdun Tarık b. Şihabdan rivayet ettiğiCuma namazı esir, kadın, çocuk ve hasta dışındaki bütün ergin müminlere farzdır. anlamındaki hadistir. Tarık b. Şi hab, Hz. Peygamberi görmüş fakat ondan hadis rivayet etmediği için bu hadis delil olarak getirilemeyecek türden zayıf (Mürsel) bir hadistir.1
Cuma namazlarına katılımlarının görev olmaktan çıkarıldığına ilişkin sözlü bir Sünnet olmamakla birlikte mazeretlerini takdir yetkisiyle donatılarak katılımda özgür bırakıldıkları da bir gerçektir. Böyle olması da gerekirdi. Zira namazdan yasaklı oldukları özel halleri, ayrıca hamilelik ve çocukluluk gibi katılımlarını engelleyici durumları onları mazur kılmaktadır.
Aşağıda sunulacak rivayetler kadınların Hz. Peygamberle birlikte Cuma Namazlarını kıldıklarını kanıtlamaktadır:
a- Kadınlar Hz. Peygamberle birlikte Cuma namazlarını kılarlardı. Ne var ki hoş kokular sürünerek namaza gelmemeleri konusunda uyarılırlardı.2
b- Allahın Resûlü, kadınları da muhatab alarak şöyle buyurmuştur:
Erkekler ve kadınlardan cumaya gelecekler yıkansınlar. Gelemeyecek erkekler ve kadınların yıkanmaları gerekmez.3
c- Bir ticaret ve eğlence gördüklerinde seni ayakta bırakarak ona koşarlar anlamındaki Cuma sûresinin 11. âyetinde işaret edilen olayda, Hz. Peygamber minberde hutbe okurken ticaret kervanının geldiğini duyan bazı sahâbiler, cumayı terkederler. İ. Abbasın rivayetine göre geride 13 erkek 7 kadın kalır.4
Bu rivayet Hz. Peygamber döneminde kadınların Cuma namazı kıldıklarını gösterir.
d- Harise kızı Ümmü Hişam şöyle anlatıyor:
Ben, Kaf sûresini Cuma namazlarında Hz. Peygamberin dilinden öğrendim. Çünkü O, her Cuma günü minberde Kaf sûresini okurdu.5
Aşağıda sunulacak olay da halifeler döneminde kadınların Cumaya katıldıklarını göstermektedir.
e- Bir Cuma Hutbesinde Halife-i Müslimin Hz. Ömer kadınlara fazlaca mehir verildiğinden şikâyetle mehrin sınırlandırılmasını ister. Bunun üzerine bir kadın ayağa kalkar ve onu şiddetle eleştirir ve ona Nisa sûresinin 20. âyetini oku yarak yüklerle mehir vermiş olsanız bile diyen Kurâna aykırı hareket ettiğini ve mehrin sınırlandırılamayacağını söyler.
Anılan âyeti dinleyen Ömer İnsanlar Ömerden bilgili diyerek dileyenin istediği gibi davranabileceğini bildirir.6
Beraberce kılınmaları sünnet-i müekkede olan vakit namazlarına muntazaman katılmaya çalışan kadın sahâbiler, hiç şüphesiz cemaatle kılınması farz olan Cuma namazlarına da iştirak etmişlerdir.
Hz. Peygamber ve sahâbîler döneminde onların vakit namazlarından ve de Cuma namazlarından şu veya bu gerekçeyle engellendiklerine dair hiçbir rivayet de gelmemiştir.
Cuma namazını kılan kadınların o günün öğle namazını kılmaları gerekmeyeceği şeklindeki bütün fıkıh mezheplerimiz tarafından da doğrulanan görüş de zannedilenin aksine kadınlardan Cuma namazının düşmediğini gösterir. Zira düşmüş olsaydı kadınlar için Cuma namazı nafile, öğle namazı da farz olurdu. Nafile olan Cuma namazını kılmakla farz olan öğle namazı yerine getirilmiş olamazdı.
Yapılan açıklamalar ışığında kadınların Cuma namazı cemaatlerine katılımlarıyla alakalı olarak Kurân ve Sünnetin rûhuna uygun olarak söylenebilecek söz Cuma namazına katılmaları gereğidir. Asıl olan katılmalarıdır. Ancak yolculuk ve hastalık gibi erkeklerle müşterek olan katılımı engelleyici mazeretler yanı sıra onların ay hali gibi kendilerine özgü dinî, tıbbî ve çocuk ve hasta eşin bakımı gibi örfî mazeretleri onlar için yalnızca katılmama ruhsatı oluşturabilir.
Ali Rıza Demircan, Hac ve Umre Yüceliğe Çağrıdır, Beyan Yayınları, İstanbul, 2008, s: 343-345.
1. Ebû Davud, Salât, 215; Mecmeuz-Zevâid, 2/170, Bedaius-Sanai, 1/258, Nasbur-Raye, 2/199. Mürsel hadis zayıftır, reddedilir. [↩]
2. Ebû Şeybe, Musannef, Hn. 5157. [↩]
3. Beyhaki Cuma 3/188. [↩]
4. Mevdudi, Tefhimül-Kuran, Cuma 9. [↩]
5. Müslim, Cuma, Kırâetil-Kurân. [↩]
6. İbn Kesir, Nisa, 20. [↩]